Olaylar 

Yurt dışında bir üniversitenin dil ve konuşma terapisi bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamlayıp logopedi uzmanı unvanını alan başvurucu, dil ve konuşma terapisi alanında tezli yüksek lisans diplomasına denklik belgesi verilmesi talebi ile Yükseköğretim Kuruluna (YÖK) başvuruda bulunmuştur. YÖK’ün oluşturduğu Bilimsel Danışma Kurulu, başvurucunun Hacettepe Üniversitesi veya Anadolu Üniversitesinde bir yıl süre ile dil ve konuşma terapisi alanında staj yapması hâlinde yüksek lisans diplomasının eş değer sayılabileceğini değerlendirmiştir.

Başvurucu, YÖK tarafından hakkında tatbik edilen staja tabi tutulma şartının Avrupa Bölgesinde Yükseköğretimle İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile iç hukuk hâline gelen Avrupa Bölgesinde Yükseköğretim ile İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşme'ye (Lizbon Tanıma Sözleşmesi) ve Anayasa'nın 90. maddesine aykırılık teşkil ettiğini belirterek dava açmıştır.

Yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Bunun üzerine YÖK istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İstinaf mercii, istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.

İddialar 

Başvurucu, yurt dışında aldığı yüksek lisans eğitiminin tanınması için bir yıllık staj koşulu öngörülmesi ve söz konusu staj için yeterli altyapı oluşturulmaması nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.

Mahkemenin Değerlendirmesi

Eğitim, Anayasa tarafından doğrudan güvence altına alınmış bir haktır. Demokratik bir toplumda insan haklarının sağlamlaşması ve devamı için eğitim hakkının vazgeçilmez ve temel bir katkısı olduğu da aşikârdır.

Anayasa'da diğer haklardan farklı olarak eğitim hakkının sınırlanması hususunda kanun koyucuyu bağlayan belli bir meşru amaçlar listesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanun koyucunun eğitim hakkının sınırlanması hususundaki takdir aralığının geniş olduğu ve bu bağlamda başvurucunun eğitim hakkına yönelik gerçekleştirilen müdahalenin meşru amacının ulusal ölçekte eğitim kalitesinin korunması olduğu sonucuna varılmıştır.

YÖK, yabancı üniversitelerden alınan ön lisans, lisans ve yüksek lisans diplomasına denklik verme yetkisini haiz bir kamu otoritesidir ve Kurumun bu alandaki amacı ülkede geçerli olacak yabancı yükseköğretim programlarının niteliklerinin belirlenmesi ve bununla bağlantılı olarak da sahte ve niteliksiz diplomalara ulusal düzeyde geçerlilik tanınmasının önüne geçilmesidir. YÖK'ün bu amaç doğrultusunda diploma denklik işlemi öncesinde başvurucunun bir yıl süre ile ilgili üniversitelerde staj yapması konusunda bir şart öngördüğü anlaşılmıştır.

Somut olayda başvurucu, denklik işleminin YÖK tarafından bir yıl süre ile staj yapma koşuluna bağlanmasını ve yeterli altyapı oluşturulmadan staj ön koşulu getirilmesini bireysel başvurusuna konu etmiştir.

Ele alınan ilk şikâyet YÖK tarafından öngörülen bir yıllık staj koşuludur.  Bu bağlamda YÖK, başvurucunun denklik talebine ilişkin başvurusunu bilimsel kurul eli ile incelemiş ve bir yıllık staj yapma koşulu söz konusu bilimsel kurul tarafından mütalaa edilmiştir. YÖK, bu bilimsel görüşü esas alarak bir yıllık staj koşulunu öngörmüştür.

Diploma tanıma ve denklik işlemleri konusunda devlete ve ulusal makamlara tanınan takdir yetkisi oldukça geniştir. Ancak bu yetkinin meşru amaçlar doğrultusunda kullanılması, bireylere ölçüsüz olarak külfet yüklenmemesi gerekir. Nitekim YÖK tarafından öngörülen staj koşulu Lizbon Sözleşmesi'nde belirtilen kriterleri karşılayan bir inceleme üzerine getirilmiştir.

Ele alınan diğer şikâyet ise yeterli altyapı oluşturulmadan staj ön koşulu getirilmesidir. Başvurucu bireysel başvuru tarihi itibarıyla YÖK tarafından belirlenen üniversitelerde yüksek lisans düzeyinde staj eğitimi verilmediğini, YÖK'ün kendisini mevcut olmayan bir eğitim kurumuna yönlendirmek sureti ile gerçekleştirilmesi imkânsız bir koşul ileri sürdüğünü belirtmiştir. Bununla birlikte başvurucu tarafından bireysel başvuru dosyasına sunulan ek beyan dilekçesinden Anadolu Üniversitesi bünyesinde 2019-2020 öğretim yılında yüksek lisans düzeyinde staj eğitimi verilmeye başlanacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla öngörülen eğitimi verme konusunda ehil olan öğretim kurumunun inceleme tarihi itibarıyla mevcut olduğu ve bu şikâyet yönünden giderimin sağlandığı anlaşılmıştır.

Denklik konusunda öngörülen staj yapma koşulunun ölçülü olduğu, başvurucunun yönlendirildiği eğitim kurumuna erişimi ile ilgili bir engelle karşılaşmadığı inceleme tarihi itibarıyla anlaşılmıştır. İstinaf mahkemesinin gerekçelerinin başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli olduğu sonucuna varılmıştır. 

Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

----

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Y.T. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2019/25326)

 

Karar Tarihi: 23/11/2021

R.G. Tarih ve Sayı: 4/1/2022-31709

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Hicabi DURSUN

 

 

Recai AKYEL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

Raportör

:

Fatma Gülbin ÖZCÜRE

Başvurucu

:

Y. T.

Vekili

:

Av. Hikmet MAHAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, yurt dışında alınan yüksek lisans eğitiminin tanınması için bir yıllık staj koşulu öngörülmesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 19/7/2019 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formunda ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. 1975 doğumlu olan başvurucu, lisans eğitimini Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünde başarı ile tamamlamıştır.

7. Başvurucu, Bulgaristan Cumhuriyeti'nde bulunan Sv. Kliment Ohridski Üniversitesi Okul Öncesi ve İlkokul Pedagojisi Fakültesinin Dil ve Konuşma Terapisi Bölümünde 21/10/2014-22/6/2016 tarihleri arasında yüksek lisans eğitimini tamamlamış; mesleki uzmanlık olarak logopedi uzmanı unvanını almıştır.

8. Başvurucu, adına 26/7/2017 tarihinde dil ve konuşma terapisi alanında tezli yüksek lisans diplomasına denklik belgesi verilmesi talebi ile Yükseköğretim Kuruluna (YÖK) başvuruda bulunmuştur. YÖK; ergoterapi, fizik ve rehabilitasyon, dil ve konuşma terapisi alanları konusunda uzmanlardan oluşan bir bilimsel danışma kurulu (Kurul) kurmuştur. Başvurucunun da aralarında bulunduğu ilgililerin başvuru belgelerini inceleyen Kurul 22/11/2017 tarihinde, başvurucunun Hacettepe Üniversitesi veya Anadolu Üniversitesinde 1 yıl süre ile dil ve konuşma terapisi alanında staj yapması hâlinde yüksek lisans diplomasının eş değer sayılabileceğini değerlendirmiştir.

9. YÖK 28/2/2018 tarihinde, 1 yıl süre ile Hacettepe ve Anadolu Üniversitelerinden birinde dil ve konuşma terapisi alanında staj yapması hâlinde başvurucu hakkında tezli yüksek lisans diploma denklik belgesi düzenlenebileceğine karar vermiştir.

10. Başvurucu, YÖK tarafından hakkında tatbik edilen staja tabi tutulma şartının 23/2/2006 tarihli ve 5463 sayılı Avrupa Bölgesinde Yükseköğretimle İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşmenin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile iç hukuk hâline gelen 11/4/1997 tarihli Avrupa Bölgesinde Yükseköğretim ile İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşme'ye (Lizbon Tanıma Sözleşmesi) ve Anayasa'nın 90. maddesine aykırılık teşkil ettiğini belirterek YÖK tarafından öne sürülen koşulun ilgili anlaşmanın tarafı olan devletlerce düzenlenen yüksek öğretim belgelerinin -bu belgeye karşılık gelen diploma ile arasında önemli bir farklılık görülmediği sürece- tanınacağı kuralına aykırılık teşkil ettiğini ileri sürmüştür. Başvurucu, anılan koşulun hukuka aykırılığına ilişkin yargısal içtihat da bulunduğunu belirterek 1 yıl süreyle staja tabi tutulma kararının iptali ve Sv. Kliment Ohridski Üniversitesi Dil ve Konuşma Terapisi Bölümünden almış olduğu yüksek lisans diplomasına denklik verilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesi talebiyle dava açmıştır.

11. Yapılan yargılama sonucunda ilk derece mahkemesi dava konusu işlemin iptaline karar vermiştir. Mahkeme gerekçesinde; Lizbon Tanıma Sözleşmesi'nin "VI. Bölüm"ünün 1. maddesinde "Bir tanıma kararı, yükseköğretim belgesi tarafından belgelenen bilgivebeceri esasına dayanıyorsa, herTaraf, tanımanın istendiği belge ile tanımanın istendiği Tarafça bu belgeye karşılık gelen diploma arasında önemli bir farklılık(substantial difference) görülmediği durumda, diğer Tarafta verilmiş yükseköğretim belgelerini tanıyacaktır." şeklinde bir kurala yer verildiği, ilgili hüküm gereği önemli farklılıkların objektif bir bilimsel değerlendirme ile ortaya konması için usul ve esasların açıkça belirlenmesi, bu usul ve esasların duyurularak başvuranların istemlerinin nasıl bir incelemeden geçirildiğini bilmesinin temin edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu sebeple YÖK tarafından başvurunun değerlendirilmesi açısından esas alınan alt komisyon kararında genel değil bireysel bazda bir araştırma ve değerlendirmede bulunulması gerektiğini belirten Mahkeme; söz konusu değerlendirme açısından ilgilinin gördüğü eğitimin düzeyinin ve programın kalitesinin, diploma veren kurumun kalitesinin, mezuniyet için gereken ulusal kredinin TCTS kredisinin belirlenerek iki üniversitede eğitim düzeyi ve içeriği bakımından bir farklılık olup olmadığının saptanması, önemli görülen bu farklılığın somut ve açık olarak ifade edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi gereği uluslararası sözleşmelere taraf olan devletlerin ahde vefa ilkesi uyarınca iyi niyetle taraf olunan sözleşmenin gerekliliklerini yerine getirmeye zorunlu olduğunu, ölçüsüz şekilde sınırlayıcı veya ortadan kaldırıcı mahiyetteki iç hukuk normlarını gerekçe göstererek sözleşmeyi uygulamamazlık yapamayacağını belirten Mahkeme, ülkemizdeki yükseköğretimin düzeyi ve içeriği ile davacının mezun olduğu yükseköğretim kurumunun eğitim düzeyi ve içeriği arasında farklılıklar bulunup bulunmadığı, farklılık varsa bunların denklik vermeyi gerektirecek ölçüde önemli olup olmadığı hususlarında gerekli araştırma, inceleme ve raporlandırmanın yapılması gerektiğini belirterek dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varmıştır.

12. Karara karşı davalı YÖK, istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf mercii; başvurucunun aldığı eğitimin düzeyi ve içeriğinin bu hususta farklı üniversitelerde görev yapan ve dava konusu eğitim-öğretim alanında uzman olan profesör unvanlı akademik personelden oluşturulan komisyon (bilimsel danışma kurulu) tarafından yapılan inceleme sonucu yeterli bulunmadığını, söz konusu diplomasına denklik verilmesinin 1 yıl süreli staja tabi tutulması şartına bağlandığını belirterek başvurucunun diploma denklik başvurusunun reddi yönünde tesis edilen dava konusu işlemde mevzuata aykırılık ve aksi yöndeki mahkeme kararında ise hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varmış; istinaf başvurusunun kabulüne, başvuruya konu mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine kesin olarak karar vermiştir.

13. Başvurucu, karardan 29/6/2019 tarihinde haberdar olmuş; 19/7/2019 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

14. 2/8/2019 tarihinde başvurucu bireysel başvuru dosyasına bir ek beyan dilekçesi sunmuştur. Başvurucu ilgili dilekçede, 23/9/2019 tarihinde Anadolu Üniversitesinde staj eğitimine başlatılacağını belirtmiştir. Bununla birlikte 2/11/2016 tarihinde denklik talebinde bulunduğunu ve başvurusundan üç yıl sonra staja başlayabilme imkânı bulduğunu belirten başvurucu gerekli altyapı hazırlanmadan staj uygulaması öngörülmesi nedeniyle zarara uğradığını ifade etmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

15. 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun (p) fıkrası şöyledir:

"Yurt dışındaki yükseköğretim kurumlarından alınmış ön lisans, lisans ve lisans üstü diplomaların denkliğini tespit etmek"

16. 5/12/2017 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanan Yurt Dışı Yükseköğretim Diplomaları Tanıma ve Denklik Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) "Tanımlar ve Kısaltmalar" başlıklı 3. maddesinin (j) bendi şöyledir:

"Seviye ve Yeterlik Belirleme Sistemi (SYBS): Mezun olunan programla ilgili temel kazanımlar, eğitim-öğretimin dili, programın niteliği, teorik ve uygulamalı dersler, stajlar ve projeler yönünden eksiklik tespit edildiğinde ve/veya tereddüt oluştuğunda, söz konusu programın niteliğine göre ders tamamlama, staj tamamlama, proje yapma veya sınava tabi tutma gibi uygulamalardan birinin, birkaçının veya tamamının kullanılarak kazanımların elde edilme düzeyini ölçme, değerlendirme ve belirlemeye yönelik işlemler bütününü"

17. Yönetmelik'in "Mezuniyet tanıma belgesi ve diploma denklik belgesi başvurularının incelenmesi sonucu yapılacak işlemler" kenar başlıklı 7. maddesinin ilgili beşinci fıkrası şöyledir:

"Avrupa Bölgesinde Yükseköğretimle İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşmeye taraf olan ülkelerden, aşağıda sayılan meslek icrasına izin veren alanlar dışında kalan programlardan mezun olan başvuru sahiplerinin, bu Yönetmelikte geçen diğer şartları ve ilgili program ve derecenin Türkiye’de karşılığı olması ve ülkemizde ilgili program ve derecede gerekli olan asgari eğitim süresi ve asgari krediyi sağlamaları durumunda SYBS işlemlerine tabi tutulmaksızın denklik verilebilir. Buna ilişkin usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir. Meslek icrasına izin veren tıp, hukuk, mühendislik, mimarlık, diş hekimliği, eczacılık, öğretmenlik ve Kurulun usul ve esaslarla belirlediği klinik uygulaması olan sağlık alanlarından alınan diplomaların denklik başvurularının değerlendirilmesinde ise, başvuru özelinde münferiden inceleme yapılır ve bu inceleme sonucunda aynı programdan mezun farklı kişilere; almış oldukları dersler, uygulamalar ve projeler gibi hususlar göz önünde tutularak farklı SYBS işlemleri gerektiren kararlar alınabilir."

18. 5463 sayılı Kanun ile iç hukuk hâline gelen Lizbon Tanıma Sözleşmesi'nin "VI. Bölümü"nde yer alan "Yükseköğretime kabulü sağlayan belgelerin tanınması" kenar başlıklı1. madde şöyledir:

"Bir tanıma kararı, yükseköğretim belgesi tarafından belgelenen bilgi ve beceri esasına dayanıyorsa, her Taraf, tanımanın istendiği belge ile tanımanın istendiği Tarafça bu belgeye karşılık gelen diploma arasında önemli bir farklılık görülmediği durumda, diğer Tarafta verilmiş yükseköğretim belgelerini tanıyacaktır."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Anayasa Mahkemesinin 23/11/2021 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu;

i. Yüksek lisans diplomasına denklik verilmesi istemi hakkında YÖK tarafından bir yıl sonra gecikmeli olarak cevap verildiğini,

ii. Bulgaristan'da aldığı eğitim ile Türkiye'deki muadil eğitim arasında nasıl bir önemli fark bulunduğu YÖK tarafından belirtilmeden 1 yıllık staj eğitimi yapması yönünde bir şart öne sürülmesinin haksız olduğunu,

iii. İlgili üniversitelere staj için müracaat ettiğini, her iki üniversitenin de lisansüstü düzeyde staj eğitimi verecek altyapılarının bulunmadığını belirttiğini,

iv. YÖK' e stajı nasıl yapması gerektiği konusunda yeniden dilekçe verdiğini ancak bu konuya bir açıklama getirilmediğini belirtmektedir. İstinaf mercii tarafından davanın reddi yönünde verilen kararın ahde vefa ilkesine, Anayasa'nın 90. maddesine ve yerleşik içtihada aykırı olduğunu belirten başvurucu eğitim ve adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.

B. Değerlendirme

21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyet ettiği koşullar ve şikâyetlerini dile getirme biçimi dikkate alındığında adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki şikâyetlerinin de Anayasa’nın 42. maddesi kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür.

22. Eğitim, Anayasa tarafından doğrudan güvence altına alınmış bir haktır. Ayrıca eğitim, çok özel bir kamu hizmeti olarak sadece doğrudan faydaları olan bir hizmet değil geniş sosyal fonksiyonları da olan bir hizmettir. Demokratik bir toplumda insan haklarının sağlamlaşması ve devamı için eğitim hakkının vazgeçilmez ve temel bir katkısı olduğu da aşikârdır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 66). Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında eğitim hakkının yükseköğrenim seviyesini de kapsadığına (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 36), belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına etkili bir biçimde erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 68), kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe şeklinde bir negatif ödev yüklediğine (Adem Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017, § 44; Yüksel Baran, B. No: 2012/782, 26/6/2014, § 36) karar vermiştir.

23. Bununla birlikte eğitim kurumlarına erişim hakkı, eğitim hakkının sadece bir yönünü oluşturmaktadır. Hakkın etkili olması için buna ilave olarak eğitim alan kişi aldığı eğitimden menfaat sağlama imkânına da sahip olmalıdır. Bu imkâna sahip olabilmek için ise bir ülkede yürürlükte olan kurallara uygun olarak tamamlanan eğitimin ülkenin resmî makamlarınca tanınması gerekmektedir (Rauf Bekiroğlu, B. No: 2014/127, 19/7/2017, § 25; Şehmus Altuğrul, B. No: 2017/38317, 13/1/2021, § 41).

24. Bu bağlamda başvurucunun ulusal düzeyde denkliği olan bir üniversiteden almış olduğu eğitimin sonunda diplomasına denklik verilmesi yönündeki talebi, aldığı eğitimin ülkenin resmî makamlarınca tanınması ve başvurucunun eğitiminden menfaat sağlaması için bir gerekliliktir. Aksi takdirde başvurucu, aldığı eğitimden yurt içinde bir kazanım sağlayamayacaktır. Bu nedenle denkliği olan bir üniversitede tamamlamış olduğu eğitim sonrasında başvurucunun diplomasına denklik verilmesi istemine karşılık 1 yıllık staj yapma şartı öngörülmesinin eğitim hakkına müdahale teşkil ettiği kabul edilmiştir.

25. Başvurucunun eğitim hakkına yönelik gerçekleştirilen müdahalenin temeli 2547 sayılı Kanun'un 7. maddesi ile 5463 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan Avrupa Bölgesinde Yükseköğretimle İlgili Belgelerin Tanınmasına İlişkin Sözleşme ve 23/2/2011 tarihli ve 6165 sayılı Kanun'la onaylanması uygun bulunan Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hukukuna Göre Kurulmuş Olan Üniversitelerin Karşılıklı Tanınmasına Dair Milletlerarası Anlaşma hükümlerine dayanılarak hazırlanan Yönetmelik'in 7. maddesinin beşinci fıkrasına dayanmakta olup anılan hükmün kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.

26. Anayasa'da diğer haklardan farklı olarak eğitim hakkının sınırlanması hususunda kanun koyucuyu bağlayan belli bir meşru amaçlar listesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanun koyucunun eğitim hakkının sınırlanması hususundaki takdir aralığının geniş olduğu ve bu bağlamda başvurucunun eğitim hakkına yönelik gerçekleştirilen müdahalenin meşru amacının ulusal ölçekte eğitim kalitesinin korunması olduğu sonucuna varılmıştır.

27. YÖK, yabancı üniversitelerden alınan ön lisans, lisans ve yüksek lisans diplomasına denklik verme yetkisi olan kamu otoritesidir ve Kurumun bu alandaki amacı ülkede geçerli olacak yabancı yükseköğretim programlarının niteliklerinin belirlenmesi ve bununla bağlantılı olarak da sahte ve niteliksiz diplomalara ulusal düzeyde geçerlilik tanınmasının önüne geçilmesidir. YÖK'ün bu amaç doğrultusunda diploma denklik işlemi öncesinde başvurucunun bir yıl süre boyunca ilgili üniversitelerde staj yapması konusunda bir şart öngördüğü anlaşılmaktadır.

28. Somut olay yönünden başvurucu, gerek denklik işleminin YÖK tarafından 1 yıl süreyle staj yapma koşuluna bağlanmasını gerekse yeterli altyapı oluşturulmadan staj ön koşulu getirilmesini bireysel başvurusuna konu etmiştir. Bu bağlamda başvurucunun her iki şikâyeti de ayrı ayrı ele alınmalıdır.

29. Ele alınacak olan ilk şikâyet YÖK tarafından öngörülen 1 yıllık staj koşuludur.Başvurucu, Bulgaristan Cumhuriyeti Sofya Sv. Kliment Ohridski Üniversitesi Okul Öncesi ve İlkokul Pedagojisi Fakültesi Dil ve Konuşma Bölümünde yüksek lisansını tamamlamış olup eğitimi sonucunda yüksek lisans diplomasının yanı sıra ilgili bölümden mezun olması sebebiyle dil ve konuşma terapisi uzmanı (logopedi uzmanı) unvanı da almıştır. Bu kapsamda başvurucunun denklik talebine konu ettiği diplomasının kendisine bir meslek icra etmeye izin verdiği açıktır. Yönetmelik'te meslek icrasına izin veren diplomalar yönünden Seviye ve Yeterlik Belirleme Sistemleri (SYBS) işlemleri adı altında birtakım ek yükümlülükler öngörülebileceği düzenlenmiştir. Öngörülen SYBS işlemleriyle, icra edilen meslekler yönünden ulusal düzeyde belli bir standardizasyonun yakalanması amaçlanmaktadır.

30. Bu bağlamda YÖK'ün başvurucunun denklik talebine ilişkin başvurusunu ergoterapi, fizik tedavi ve rehabilitasyon, dil ve konuşma terapisi alanlarında farklı üniversitelerde öğretim üyesi olarak görev yapan uzmanlardan oluşan Kurul eli ile incelemiş ve 1 yıllık staj yapma koşulu söz konusu bilimsel kurul tarafından mütalaa edilmiştir. YÖK, bu bilimsel görüşü esas alarak 1 yıllık staj koşulunu öngörmüştür.

31. Diploma tanıma ve denklik işlemleri konusunda devlete ve ulusal makamlara tanınan takdir yetkisi oldukça geniştir. Bu bağlamda gerek kanun koyucunun eğitim hakkını sınırlandırması hususundaki takdir yetkisinin gerekse ulusal makamların değerlendirmeleri sonucunda verilen ve yargısal denetimden geçmiş kararların Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi olduğu açıktır. Bu itibarla takdir yetkisinin meşru amaçlar doğrultusunda kullanılması, yurt dışında yükseköğrenim yapmış bireylere tanıma ve denklik işlemleri konusunda ölçüsüz olarak külfet yüklenmemesi gerekir. Nitekim YÖK tarafından öngörülen 1 yıllık staj yapma ön koşulu, Lizbon Sözleşmesi'nde öngörülen önemli farklılık kriterini karşılayan bir inceleme üzerine getirilmiştir.

32. Ele alınması gereken diğer şikâyet ise yeterli altyapı oluşturulmadan staj ön koşulu getirilmesidir. Başvurucu bireysel başvuru tarihi itibarıyla YÖK tarafından belirlenen Hacettepe ve Anadolu Üniversitelerinde yüksek lisans düzeyinde staj eğitimi verilmediğini, YÖK'ün kendisini mevcut olmayan bir eğitim kurumuna yönlendirmek suretiyle gerçekleştirilmesi imkânsız bir koşul ileri sürdüğünü belirtmektedir. Bununla birlikte başvurucu bireysel başvuru dosyasına sunduğu 2/8/2019 havale tarihli ek beyan dilekçesinde Anadolu Üniversitesi bünyesinde 2019-2020 öğretim yılında yüksek lisans düzeyinde staj eğitimi verilmeye başlanacağını belirtmiştir.

33. Başvurucu her ne kadar 2/8/2019 havale tarihli ek beyan dilekçesinde, 26/7/2017 tarihinde YÖK'e denklik talebi ile başvurduğunu, Anadolu Üniversitesinin ise 23/9/2019 tarihinde staj eğitimi için kendisine olanak sağladığını belirterek sırf bu durumun dahi eğitim hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüşse de YÖK tarafından öngörülen eğitimi verme konusunda ehil olan öğretim kurumunun inceleme tarihi itibarıyla mevcut olduğu ve bu şikâyet yönünden giderimin sağlandığı anlaşılmıştır.

34. Tüm bu değerlendirmeler ışığında denklik konusunda öngörülen staj yapma koşulunun -devletin takdir yetkisi de gözetilerek- ölçülü olduğu, başvurucunun inceleme tarihi itibari ile yönlendirildiği eğitim kurumuna erişimi ile ilgili bir engelle karşılaşmadığı anlaşılmaktadır. İstinaf mahkemesinin gerekçeleri, başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterlidir.

35. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda bir ihlal bulunmadığı açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, § 24).

36. Açıklanan gerekçelerle başvuru konusu olayda eğitim hakkının ihlal edilmediği açık olduğundan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 23/11/2021 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.