Günümüzde, kimlik bilgileri başta olmak üzere kişisel bilgilerin çoğu internet ortamında bulunmaktadır. Kişisel veri niteliğindeki bu bilgilerin hukuka aykırı olarak üçüncü kişilere verilmesi, yayılması veya bu verilerin üçüncü kişiler tarafından ele geçirilmesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (“TCK”) kapsamında suç tipi olarak düzenlenmiştir. Bu suç tipiyle kişisel veriler korunmakta, bununla birlikte hayatın gizli alanı da koruma altına alınmaktadır.

Bu suç tipini incelemeden önce, ne tür bilgilerin “kişisel veri” kapsamına girdiğini belirlemek gerekecektir. 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (“KVKK”) göre, Kimliği belirli veya belirlenebilir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi” kişisel veri olarak kabul edilmektedir. Kişisel veriden söz edebilmek için, verinin bir gerçek kişiye ilişkin olması ve bu kişinin de belirli ya da belirlenebilir nitelikte olması gerekmektedir. Buna göre;

Gerçek Kişiye İlişkin Olma: Kişisel veri, gerçek kişiye ilişkin olup, tüzel kişilere ilişkin veriler kişisel verinin tanımının dışındadır. Dolayısıyla, bir şirketin tüzel kişiliğine ilişkin bilgiler (bir gerçek kişiyle ilişkilendirilebilecekleri durumlar haricinde) kişisel veri sayılmayacaktır.

Kişiyi Belirli veya Belirlenebilir Kılma: Kişisel veri, ilgili kişinin doğrudan kimliğini gösterebileceği gibi, o kişinin kimliğini doğrudan göstermemekle birlikte, herhangi bir kayıtla ilişkilendirilmesi sonucunda kişinin belirlenmesini sağlayan tüm bilgileri de kapsar.

Her Türlü Bilgi: Bu ifade son derece geniş olup, bir gerçek kişinin; adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm veriler kişisel veri olarak kabul edilmektedir.

Önemle belirtmek gerekir ki, KVKK’da hangi bilgilerin kişisel veri olarak kabul edileceğine ilişkin sınırlı sayma yoluna gidilmediğinden, bu verilerin kapsamının genişletilmesi mümkündür. Bir bilginin kişisel veri olup olmadığı değerlendirilirken, her somut olayın özelliğine göre “kişiyi tanımlayabilme” özelliğine sahip olup olmadığı dikkate alınmalıdır.

Kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu, TCK’nın 136. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre, kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacaktır. Maddenin gerekçesinde yer alan “Bu madde hükmü ile, hukuka uygun olarak kaydedilmiş olsun veya olmasın, kişisel verileri hukuka aykırı olarak başkalarına vermek, yaymak veya ele geçirmek, bağımsız bir suç olarak tanımlanmıştır.” ifadesi ile, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak bir başkasına verilmesi, yayılması veya ele geçirilmesi fiilleri bağımsız birer suç tipi olarak düzenlenmiş durumdadır.

Bu suç tipi, seçimlik hareketli bir suç olduğundan, yukarıda belirtilen seçimlik hareketlerden herhangi birinin veya birkaçının gerçekleştirilmesiyle suç oluşmaktadır:

Kişisel Verilerin Başkasına Verilmesi

Kişisel verilerin başkasına verilmesi, birden fazla yöntemle gerçekleştirilebilecek olup, burada yer alan “başkası” gerçek kişiler olabileceği gibi, tüzel kişiler de olabilecektir. Bu doğrultuda, bu suçun failinin kişisel verileri suçun mağduru dışındaki gerçek veya tüzel kişiye elden yahut elektronik yollar ile/sanal ortamda hukuka aykırı olarak vermesi halinde suç oluşmuş olacaktır.

Kişisel Verilerin Yayılması

Kişisel verilerin yayılması da çeşitli şekillerde gerçekleştirilebilecek olup, kişisel verileri yazılı olarak, internet ortamında, Instagram ve Twitter gibi sosyal ağlarda yayınlama, toplu SMS (kısa mesaj) veya elektronik posta gönderimi halleri ile üçüncü kişiler için erişilebilir kılmak suretiyle yaymak fiilleri de bu suçu oluşturacaktır.

Kişisel Verilerin Ele Geçirilmesi

Kişisel verilerin ele geçirilmesi, kişisel verilerin kayıtlı bulunduğu belgelerin olduğu yerden alınması şeklinde gerçekleştirilebileceği gibi, özellikle bu belgelerin sanal ortamda kayıtlı olduğu bilişim sistemine girilerek kaydedilmesi, ele geçirilmesi yoluyla da bu suç işlenmiş olacaktır. Dolayısıyla, verilerin kayıtlı olduğu bilişim sistemine girilerek verilerin bir USB’ye kaydedilmesi gibi çoğu yöntem bu kapsamda değerlendirilecektir. Bunlara ek olarak, kişilerin sosyal medya hesaplarındaki kişisel verilerinin ele geçirilmesi suretiyle de bu suç işlenmiş olacaktır.

Belirtmek gerekir ki, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun oluşması için failin hareketleri neticesinde bir zararın meydana gelmesi şart değildir. Görüldüğü üzere, bu suç bakımından, failin yapmış olduğu hareket dışında ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi gerekliliği aranmamıştır.

Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Başkasına Verme, Yayma veya Ele Geçirme Suçunun Cezası

TCK m. 136 kapsamında, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezasıdır.

Bununla birlikte, suçun konusunun, nitelikli cinsel saldırı ve çocukların cinsel istismarı suçu mağdurunun veya mağdur çocuk ifadelerini içerir şekilde kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılacaktır.

Suçun Nitelikli Halleri

Bu suçun;

a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle,

b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,

İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.

Yaptırım, Soruşturma ve Kovuşturma

Yukarıda açıklandığı üzere, kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme, yayma veya ele geçirme suçunu işleyen failler için bu suçun cezası 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası olarak düzenlenmiş olup, suçun nitelikli hallerinin gerçekleşmesi halinde ise failler hakkında 3 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası uygulanacağı belirtilmiştir.

Buna ek olarak, TCK’nın 140. maddesi ile, bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında TCK’nın 60. maddesinde belirtilen bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunacağı ifade edilmiştir.