Yolsuzluklar karşısında sesini çıkarmayan, tepki göstermeyenlerin sığındıkları bir söz var :
    “Körolası hanede evladı ayal var.”
    Yani evde bulunan evlat ve eşlerini, susmanın bir nedeni olarak gösterirler.
    Sanki onlar olmasa, soyguncuların tepesine Robin Hood gibi inecekler veya Köroğlu gibi kılıç üşürecekler.
    Ama yolsuzluk yapanlar için söylemedikleri “körolası” tabirini; evlat, eş ve evleri için hiç düşünmeden kullanırlar.
    Ve gene düşünmezler ki; yolsuzluklar karşısında susarsan; ne hane kalır, ne evlat ne ayal.
    Bu sözün son günlerde kullanılan karşıtı ise “Susma, sustukça sıra sana gelecek” tir.
    Haksızlıklar  karşısında sustuğun takdirde bir gün gelecek, bir bakmışsın ki sıra sana gelmiş ve senin uğradığın haksızlık karşısında konuşacak kimse kalmamış.
    Dini inanç ve söyleme göre de “Haksızlıklar karşısında susan dilsiz şeytandır.” Haksızlıklara karşı çıkmayı dinimiz de emretmektedir.
    Korku nedeniyle susmak çare değildir.
    Bir başka deyişle “Korkunun ölüme çaresi yoktur.”
    Yolsuzluk ve haksızlık yapanlardan korktuğun, “aman bana bulaşmasınlar” diye düşünerek sustuğun sürece, sana, ailene ve yurduna daha fazla bulaşacaklar ve kötülük yapacaklardır.
    Çünkü kötü insanlar; kendilerinden korkan insanların üzerine giderler, korku sayesinde kötülüklerini, baskılarını artırırlar ve giderek bir “korku ve baskı imparatorluğu” kurarlar.
    Haksızlık ve yolsuzluk arttıkça baskı artar, baskı arttıkça haksızlık ve yolsuzluk artar.
    Bu bir nevi “fasit daire-kısır döngü” dür.
Biri arttıkça, diğeri artar.
    Bu kısır döngüyü kırmanın, yolsuzluk ve haksızlıklarla mücadele etmenin tek yolu; cesur olmaktır, korkmamaktır, birlik olmaktır, yolsuzluk ve haksızlıklara karşı çıkmak ve direnmektir.
    Aslında şöyle bir baktığınız zaman, kötü insanlar göründüğü kadar çok ve kuvvetli değildirler. Ama sesleri çok çıktığı için sayıları çok imiş gibi görünürler.  Maddi çıkar bağları ile birbirlerine bağlandıkları için kuvvetli imiş gibi görünürler. Karşı çıkıldığı, biraz silkelendikleri zaman salkım saçak dökülürler.
    İyi, dürüst, vatansever insanlar da; seslerini çıkardıkları, birbirlerine kenetlendikleri ve en az kötüler kadar cesur oldukları takdirde, kötüleri ve kötülükleri yeneceklerdir.
    Türk insanı; yeryüzünün en güçlü, en yetenekli insanıdır ve her türlü uğraşıda galip gelecek güce sahiptir. Tarih bunun örnekleri ile doludur.
    Atatürk’ün deyişi ile “Muhtaç olduğumuz kuvvet damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.”
    Yeter ki şöyle bir kımıldanın…
    “Var olası hanede evladı ayal için” bunu yapmaya değer.


Bu köşe yazısı, sayın Av. Erdem AKYÜZ tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.