I. Genel Olarak :

Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan ve kısa sürede dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınının ülkemizi de etkisi altına alması ve pandemi ilan edilmesinin ardından birçok alanda düzenleme yapma ve önlem alma gereksinimi hâsıl olmuştur. Özellikle sosyal mesafe ve izolasyonun sağlanması amacıyla İçişleri Bakanlığı 15.03.2020 tarihinde korona virüs tedbirleri konulu ek genelge yayınlayarak 81 il valiliğine göndermiştir. Bu genelgeye göre toplum sağlığını korumak ve virüsün yayılımını engellemek amacı ile umuma açık istirahat ve eğlence yerleri olan, bar, pavyon, gece kulübü, diskotek, kahvehane, Kafeterya, düğün salonu, spor salonu, çocuk oyun alanları gibi pek çok ticari işletmenin faaliyetleri 16.03.2020 tarihinden itibaren durdurulmasına karar verilmiştir.

Kamu sağlığının korunması adına toplu buluşma alanlarından biri olan adliyelerde de önlem alınması gerektiğinden HSK Koronavirüsü hakkında alınacak tedbirler kapsamında tutuklu işlere yönelik soruşturma ve kovuşturmalar ile ivedi sayılacak diğer hususlar haricinde duruşma ve keşiflerin ertelenmesi ile gerekli görülen hâllerde SEGBİS uygulaması kullanılması hususunun mahkemelerce değerlendirilmesini istemiştir. Acil ve tutuklu işlerde görev yapacak hâkim ve savcıların belirlenip geri kalan hâkim ve Cumhuriyet savcılarının UYAP imkânlarından faydalanarak evden çalışmaları yönünde tavsiyede bulunmuştur.

Her ne kadar duruşmaların ertelenmesi yönünde tavsiyede bulunulmuşsa da bu durumun ne zamana kadar devam edeceği bildirilmemiş ve mahkemelerin takdirine bırakılmıştır. 30.03.2020 tarihli ilave tedbir kararları ile bu belirsizlik giderilmiştir.

II. Alınan Tedbirler :

HSK’nın COVID-19 Kapsamında Alınan İlave Tedbirler Şunlardır;

- Tutuklu (yasal zorunluluk nedeniyle sadece tutukluluğun değerlendirilmesi yönünden) ve acil işler, dava zamanaşımı yakın olan soruşturma ve kovuşturma dosyaları, yürütmenin durdurulması istemleri ile ivedi sayılacak diğer iş ve işlemler haricindeki ilk derece adli ve idari yargı mercileri ile bölge adliye ve bölge idare mahkemelerine ait duruşma, müzakere ve keşiflerin 30/04/2020 (bu tarih dahil) tarihine kadar ertelenmesine,

- Duruşma, müzakere ve keşiflerin ertelenmesine yönelik işlemlerin evrak üzerinden ve duruşma açılmadan icra edilmesine, yeni duruşma günü ile keşif saatinin, masrafları gider avansından veyahut kamu bütçesinden karşılanmak ve her türlü iletişim vasıtalarından istifade edilmek suretiyle uyuşmazlığın taraflarına bildirilmesine,

- Ceza Muhakemesi Kanununa göre tutukluluk değerlendirmesinin zorunlu olduğu durumlarda, tutuklu ve müdafinin SEGBIS uygulaması üzerinden dinlenilerek duruşmaların icrasına,

- Erteleme süresince, yargıda hedef sürelere uyulamamasının terfi incelemesinde ve teftiş sırasında aleyhe değerlendirilmemesine,

- Erteleme süresinin hâkim ve Cumhuriyet savcıların terfilerinde aleyhe değerlendirilmemesine,

- Tutukluluğa itiraz, yürütmenin durdurulması kararlarına itiraz ve infaz hâkimliğine yapılan itirazlar ile müzakerelerin, iletişim ve UYAP imkânlarından istifade edilmek suretiyle gerçekleştirilmesine,

- Tutuklu ve acil işler dışında kamu davasının açılmasının 30/04/2020 tarihine kadar ertelenmesine,

- İhtiyaç olması hâlinde birinci bölgelerde görev yapan hukuk hâkimlerinin de 30/04/2020 tarihine kadar ceza mahkemeleri nöbet listesine dâhil edilmesine,

- Erteleme süresince salgının önlenmesine yönelik tedbirlere riayet edilmek suretiyle ihtiyati tedbir ve bu isleme yönelik itirazların değerlendirilmesi gerektiğine,

- 6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin korona virüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerektiğine,

- Erteleme süresince adli hizmetlerin tamamen durması gibi bir durumun söz konusu olmadığının, suç ve suçlulara ilişkin ihbar ile şikâyetlerin kanun önünde dava ve iddia hakkı çerçevesinde devam ettiğinin bilinmesine ve bu hususta gerekli hassasiyetin gösterilmesine,

- Hamilelerin, yasal süt izni kullananların, engelli çalışanların, yönetici pozisyonundakiler hariç 60 yaş ve üzerinde olanların, Sağlık Bakanlığının belirlediği dezavantajlı grupların (bağışıklık sorunu olanlar, kanser hastaları, kronik solunum yolu hastaları, obezite ve diyabet, kalp damar hastaları, organ nakli olanlar, kronik hastalar),

- Eşi kamu veya özel sağlık kuruluşlarının “teşhis ve tedavi birimlerinde” (hastane, semt polikliniği, halk sağlığı merkezi, aile sağlığı merkezi, toplum sağlığı merkezleri, özel klinik ve benzeri) çalışan hâkim ve Cumhuriyet savcıların, İdari izinli sayılmalarına. İdari izinli sayılanların baktığı mahkeme ve işler için komisyon başkanları ve Cumhuriyet başsavcıları tarafından nöbetçi hâkim ve Cumhuriyet savcısı belirlenmesine,

- Erteleme süresince hâkim ve Cumhuriyet savcılarının uhdelerinde bulunan iş ve işlemleri mümkün olduğunca uzaktan çalışma, dönüşümlü çalışma gibi esnek çalışma yöntemleri kapsamında takip etmeleri, bu kapsamda dava dosyalarının incelenmesi, kararların süresi içerisinde yazılması ve diğer zorunlu adli hizmetlere ilişkin yükümlülüklerini imkan dahilinde evden yerine getirmeleri gerektiğinin bilinmesine,

- Salgının boyutu ve adliyelerin ihtiyaçları göz önünde bulundurularak komisyon başkanları ve başsavcıların görev ve yetkileri kapsamında lazım gelen ilave tedbirleri, ilgili mevzuat ve tavsiye kararları çerçevesinde gecikmeden ifa etmelerine,

- Belirlenen tarih sonrası için gelişen şartlara göre durumun yeniden değerlendirilmesine,

Tutuklu ve acil işler, dava zamanaşımı yakın olan soruşturma ve kovuşturma dosyaları, yürütmenin durdurulması istemleri ile ivedi sayılacak diğer iş ve işlemler dışındaki duruşma, müzakere ve keşiflerin 30.04.2020 tarihine kadar erteleneceği, bu tarihten sonra da gelişen şartlara göre durumun tekrar değerlendirileceği bildirilmiştir.

Uygulamada yaşanan aksama ve ihtiyaçtan dolayı HSK 13.04.2020 tarihli yazısı ile vesayet işlemlerinin acil işlerden sayılması ve süresi dolan vasilere ilişkin işlemlerin ve yenilemelerin bu süre içerisinde yapılması yönünde görüş bildirmiştir. Salgın döneminde alınan önlemlerde yargı hizmetlerinin aksamaması ve temel kişi haklarına ilişkin güvencelere halel gelmemesine azami gayret gösterilmektedir.

III. Alınması Gereken Tedbirler :

Salgının yayılma hızı dikkate alındığında sürecin 30.04.2020 tarihinden sonra da devam edeceği öngörülmektedir. Kamu sağlığının korunması ile yargı hizmetlerinin aksamaması ve adaletin sağlanması arasında makul bir dengenin oluşturulması gerekmektedir. Bu hassas denge korunurken sadece acil ve tutuklu işlerin değil tüm yargılama işlerinin alternatif çözüm yollarıyla devam etmesi gerekmektedir.

Salgın sürecinde Millî Eğitim Bakanlığı ilk etapta eğitime ara vermiş, sürecin uzamasıyla uydu kanalları (EBA TV) aracılığı ile uzaktan eğitim vermeye başlamıştır. Birçok özel okul ve kurs da birtakım internet uygulamalarını kullanarak uzaktan eğitim vermektedir.

Salgının ne kadar devam edeceği öngörülemediğinden, uzmanlar bu salgınla yaşamaya alışmamız gerektiğini vurgulamaktadırlar. Adaletin tesisinin sağlanması, uyuşmazlıkların giderilmesine ve haklıya hakkının teslimine bağlıdır. Adaletin tesisi açısından adliyelerin ve duruşmaların durumu da önem arz etmektedir. İlk başta acilen duruşmaların ertelenmesine karar verilmesi yerinde bir karar olup bu sayede insanların bir arada bulunduğu adliyelerde sosyal mesafenin korunmasını sağlamıştır. Ancak sürecin uzaması, duruşmaların yapılmaması birçok kişi açısından hak kayıplarına neden olacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığının başlatmış olduğu uygulamanın benzeri bir uygulama ile UYAP üzerinden veya başka programlar kullanılmak suretiyle taraflara evlerinden duruşmalara katılma imkânı sağlanarak duruşmaların yapılması ve yargı süreçlerinin uzaktan da olsa devam etmesi insanların muhtaç olduğu adaletin tesisi için elzemdir. Bu bağlamda arabulucu başvurularının Uyap üzerinden alınması ve görüşmelerin telekonferans aracılığıyla yapılması da arabulucuğa tabi işlerin devamını sağlayabilecektir.

Salgın süresince duruşmaların ertelenmesinin hem taraflar açısından hak kayıplarına sebebiyet vereceği hem de ilerleyen dönemdeki duruşmalarla çakışmalara neden olacağından mahkemelerin de iş yükünü artıracağı kanaatindeyiz. Hak kayıplarının önüne geçmek ve adaletin tesisini sağlamak adına yargı süreçlerinin devamı açısından alternatif çözüm yolları bulunması gerektiğini düşünmekteyiz. Aksi takdirde halihazırdaki durumun pansuman tedbirleri kapsamında kalacağı ve ilerleyen süreçte kronik yargısal sorunlara sebebiyet vereceği kaçınılmaz olacaktır.