GİRİŞ

2008’de gerçekleşen küresel finansal krizin etkilerinin ardından o zamanlarda gerçekleşen gelişmelerin gölgesinde kalınması söz konusu olmuştur. Para otoritelerince alınan kararların sonuçları milyonlarca kişinin hayatını derinden etkilemesi nedeniyle gerçekleştirilen hatalı iktisadi politikalar nedeniyle bu durum iktisatçıların dikkatini çeken bir durum olmuştur. Bu alana yönelik atılan adımların da birçok kesim tarafından sorgulanmaya başlamıştır. Parayı kontrol altında tutan mekanizmalar başta olmak üzere bankacılık sistemlerinde o dönemlerde uygulanmakta olan yanlış politikalar nedeniyle eleştirilmeye başlanması sebebiyle Satoshi Nakamoto lakabıyla biri ya da birilerince kurulan “bitcoin.org” sitesi üzerinden internet aracılığyıla kişiler arasında elektronik ödeme sistemini ele alan bir makale paylaşılmıştır. Böylece insanlara “Bitcoin” adında yeni bir dijital para ile tanıştırılmıştır.

Satoshi tarafından oluşturulan dijital para birimi ile birlikte meydana getirilen bu para birimi, merkezi olmayan yeni bir para sisteminin kullanılması ve yaygınlaştırılması amaçlanmıştır. Satoshi tarafından ileri sürülen iddiada, elektronik ödemenin eşler arasında bir versiyonu olduğunu ileri sürerek “Bircoin” fikri ile finansal kuruluşlara gerek kalmaksızın bir kişinin diğer kişiden doğrudan ve kolay bir şekilde ödeme alıp ödeme yapmasını kolaylaştıran bir sistemdir. Esas olarak bu durumu mümkün kılan teknolojiye bakıldığında şeffaf bir dijital kayıt sistemi bulunmaktadır. Bu sistemle birlikte sunulan açık kaynaklı yazılımla birlikte Bitcoin ve ona benzeyen binlerce kripto paranın oluşmasına ve yeni bir ekosistemin oluştuğu görülmektedir.

Kripto paraların alternatif dijital ödeme aracı şeklinde getirdiği avantajların kısa süre içinde yaygınlaşmış olmasına karşın yasal sistemde tanımlanmamış olması bu durumun yanında bazı sorunları da beraberinde getirmiştir. Bunlardan biri de vergilendirmedir. Bu sürece kadar benzer bir duruma rastlanılmaması nedeniyle ne şekilde hareket edileceği de bilinmemesi nedeniyle bu durum belirsizlik oluşturmuştur. Sonuç itibariyle ülkeler arasında ortak karara bağlanamamış olması nedneiyle kimi ülkeler tarafından bu paralar yasaklanırken kimi ülkeler tarafından emtia, fon, para ve menkul kıymet gibi tanımlamalara yer verilmiştir. Bu durum da vergi unsurunun doğmasına veya hiç doğmamasına sebebiyet vermiştir.

I. GENEL OLARAK PARA VE KRİPTO PARA

1. Paranın Evrimi

Yüzyıllardır insanlığın takas aracı olarak kullandığı para, eski çağlarda hayatımıza ilk kez madeni para olarak girmiştir. Altın ve gümüş gibi kıymetli madenler birçok medeniyet tarafından mübadele aracı olarak kullanılmış ve bu sikkelerle takas yapılmıştır. Bugün en çok kullanılan kağıt para M.S. 806'da Çin'de ortaya çıktı. Batı'da kağıt para basımı ve yaygın kullanımı 17. yüzyılın sonuna kadar devam etti[1].

Bankacılık ve borsa sistemlerinin gelişmesiyle para kavramı biraz daha karmaşık hale geldi. Her geçen gün nakit kavramı hayatımızdan çıkmakta, yerini kredi kartları ve diğer sanal ödeme sistemlerine bırakmaktadır. 2018 yılında kartlı alışveriş oranının bir önceki yıla göre % 10 arttığı göz önüne alındığında, bu oranın her geçen yıl artacağı görülmektedir[2].

Emtia, tanımı gereği, piyasada satış için üretilmiş malları ifade eder. Öte yandan para, üretilen tüm metaların mübadelesine izin veren bir metadır. Burada ayırt edilmesi gereken nokta, bir metanın belirli bir anlamı olabilmesi için karşılığında bir değeri olması gerektiğidir. Bugün, paranın tanımı artık tamamen metanın (paranın) bilgisini içermektedir. Para, tüm bu sorularla ilgili bilgileri içeren bir kayıt sistemidir. Para sistemi de bu kaydın tutulma şekline göre değişir. Herhangi bir metaın fiyatı için ifade, entelektüel bir ifadeyi temsil eder. Pratik olarak, bir meta paraya dönüştürülmeden önce, entelektüel olarak ifade edilen sahibinin zihninde fiyatlandırılır[3].

Kişi metasının değerini parayla ifade ettiğinde, paraya çevrilmediğini bilir. Bunun için kağıt paraya sahip olmak gerekli değildir. Para bir değer ifadesiyse, var olması gerekmez. Belirtilen metanın içerdiği emek miktarı, aynı miktarda emeğin somutlaştığı para miktarı cinsinden ifade edilir. Bugün bunu ifade etmenin en iyi yoluna para deniyor. Tarih boyunca herhangi bir nesnenin bir anlamı olduğu gerçeği, insanların amaçlanan kullanımını karşılayan bir anlam yüklemesinden kaynaklanmaktadır[4].

2. Kripto Para

Kripto Para, paranın evriminde bir sonraki aşama olabilir mi? Sanal para, ödemelerin işlenmesine yardımcı olan bir teknolojidir. Sanal para, dijital para veya elektronik para birimine denilen genel isimdir. Bu para birimi, herhangi bir banka ya da kamu otoritesi tarafından düzenlenmemiştir. Dolayısıyla, herhangi bir geleneksel para birimi ile ilgisi yoktur. Henüz bu konuda dünya çapında bir fikir birliği yoktur. Bazı ekonomistler kripto para birimlerinin geleceğimiz olduğunu ve yakın gelecekte tamamen paranın yerini alacağını düşünürken, diğer ekonomistler bunun bir manipülasyon olduğunu ve yakın gelecekte ortadan kalkacağını söylüyor. Bu tartışmalara katılmadan önce, kripto para birimlerinin nasıl çalıştığını öğrenmek faydalı olacaktır[5].

Kripto paraların en önemli çıkış farkı, herhangi bir merkezileştirmenin olmamasıdır. Bugün kullandığımız paranın değerini belirleyen ve kayıt tutan Merkez Bankaları gibi otoritelerin aksine kripto para birimlerinde böyle bir otorite yoktur. Tüm işlemler blok zinciri adı verilen sistem üzerinden yapılır. Şifreli işlem takibi sağlayan blokzincir sistemi, yüzlerce işlemi gelişmiş şifreleme algoritmaları ile birbirine bağlama prensibi üzerinde çalışmaktadır[6].

Kısacası kripto paralar, ilk işlemden son işleme kadar tüm kayıtların basit bir mantığa dayalı ancak karmaşık şifrelemelerle güvence altına alındığı bir kayıttan oluşur. 2015 yılında bilinirliği ve değeri çok hızlı arttı ve tüm ekonomi bültenlerinde yer aldı. Daha sonra yasal yaptırımlarla değerini ve popülerliğini yitirmesine rağmen hepimizin duyduğu bir kavram olmayı başardı[7].

Kripto para birimi, 'kripto para birimi', 'kripto' ve 'para birimi' kelimelerinden türetilmiştir. kripto para; Güvenliği sağlamak için kriptografiyi (şifreleme bilimi) kullanan dijital veya sanal bir para birimidir. Kripto para birimleri, merkezi olmayan kripto sistemlerinde, belirtilen oranlarda / sayılarda üretilir. Başka bir tanıma göre kripto para, günümüzde bireyler tarafından kullanılan madeni para ve banknot gibidir ve bir fark olarak; Belirli kriptografi ilkeleri ile geliştirilmiş dijital varlıklardır. Kriptografinin, yani şifrelemenin amacı, iki taraf arasında paylaşılan bilgilerin başkalarının eline geçmesini önlemek ve parasal işlemleri güvence altına almak için bir kontrol mekanizması sağlamaktır[8].

Bitcoin, blokzincir teknolojisini kullanan ilk merkezi olmayan sanal para birimi. Bitcoin kavramı 2008 yılında duyurulduğunda, kriptografik kanıta dayalı bir elektronik ödeme sistemi olduğu düşünülen şeyin, ödeme sektörünün çok ötesine uzanan bir etki ile yirmi birinci yüzyılın en büyük yeniliklerinden biri olacağını tahmin edemezdi. Sanal para birimi, başlangıcından bu yana kayda değer gelişmeler yaşadı. Hem kullanıcıların hem de bunu geçerli bir ödeme şekli olarak kabul etmeye istekli tüccarların sayısı katlanarak arttı. İlk madeni para tekliflerinin popülerliği, sanal para biriminin artık bir ödeme alternatifi olarak hizmet etmekle sınırlı olmadığını, ancak giderek umut verici bir yatırım aracı olarak görüldüğünü gösteriyor[9].

Kripto para birimlerinin yükselişi, 2008'de patlak veren küresel mali krizle ilgilidir. Mali kriz, merkez bankalarına ve finans kurumlarına olan güveni azaltmış ve finansal sistemde birçok değişikliğe neden olmuştur. Kripto para birimleri, finans piyasalarının çöküşünün ardından ABD Doları ve Euro gibi güçlü rezerv para birimlerine alternatif bir model olarak ortaya çıktı. Bu madeni paralar devredilebilir varlıklardır. Kriptografi hem işlemleri güvence altına almak hem de yeni para yaratmak için kullanılır. Banka hesabında tutulması gerekmeyen kripto para birimleri, gerçek para gibi mal ve hizmet satın almak için kullanılabilir[10].

Kripto para birimleri, kriptografi tabanlı blok zinciri adı verilen bir yapı kullanılarak oluşturulur, fiziksel varlıkları yoktur, merkezi yoktur, herhangi bir otorite tarafından kontrol edilmeyen, taraflar arası hızlı ve düşük maliyetli ve güvenli para transferi, elektronik ortamlarda sanal para işlemleri sağlar. İnternet üzerinden kullanılabilen tüm yapı sanal para birimi olarak ifade edilebilir. Mali işlemler sırasında aracı bulunmaması, mali özgürlüğün tamamen kişiye atfedilmesi anlamına gelir. Bu sayede üçüncü bir kişiye karşı oluşturulan bir güven algısına gerek kalmaz. Güven algısını yaratacak zemin, gönderen ile alıcı arasındaki işlemle sınırlı kalır. İçinde yaşadığımız ekonomik sistemde yetkililer tarafından verilen karar ve yaptırımlardan kurtulmanın ve kendi ekonomik özgürlüklerine ulaşmanın yolundaki en önemli adım kripto paranın keşfidir[11].

3. Blokzincir

Blockzincir, internette toplanan bilgilerin veya verilerin açık bir kaydı olarak tanımlanabilir. Sistem temelde şifrelenmiş bir veriyi zincir bağlantılarıyla birleştirmeye ve değiştirilemez bloklar halinde birleştirmeye dayanır. Zincire eklenen verileri değiştirmek veya silmek neredeyse imkansızdır. Bunun nedeni, bir zincirdeki verilerde değişiklik yapmak için söz konusu zincirin en baştaki bloğuna gitmenin gerekmesidir. Bu durum pratik olarak imkansızdır. Bu özellik sayesinde blokzincir, veri depolamak için oldukça güvenli bir sistemdir. Ayrıca sistem dış müdahalelere karşı dayanıklıdır. Bir dış müdahalenin başarılı olabilmesi için sistemdeki blokların en az % 51'inin aynı anda değiştirilmesi gerekir[12].

Günümüz teknolojisinde bu işlemi gerçekleştirmek teorik olarak mümkün görünse de bu kadar büyük bir işlem hacmini gerçekleştirebilecek bilgisayar kapasitesi bulunmamaktadır. Bu açıdan dijital dönüşümün en etkili alanlarından biri olarak gösteriliyor. Dijital plak deposu görevi görebilen blokzincir, gayrimenkul, araç ve değerli varlıkların delil ve tescilinden doğum, evlilik ve ölüm belgelerinin saklanmasına, seçimlerin yapılmasına ve akıllıca yönetilmesine kadar birçok farklı alanda uygulanabilen değerli bir teknolojidir. Blokzincir teknolojisi, bireysel kullanıcılara dijital kimlik üzerinde benzeri görülmemiş bir kontrol sağlar. Bu nedenle küresel bir açık defter olan blokzincir sadece kripto para üretimi için değil, birçok farklı alanda depolama, yönetim ve depolama gibi işlemler için de kullanılıyor. Dijital kimliğe sağladığı fırsat, onu ekonomiye güvenmenin anahtarı haline getiriyor[13].

Blokzincir, şifreli işlem takibi sağlayan, tüm para borsalarını kaydeden, yüksek güvenlik özelliklerine ve şifreleme yöntemlerine sahip bir sistemdir. Blokzincir, tüm işlemlerin geçmiş ve gelecek kayıtlarını içeren halka açık, şeffaf, sıralı, dağınık ve zaman damgalı dijital, global bir defter olarak tanımlanabilir. Bu şekilde aracıların ortadan kalkmasına ve mevcut yapıların değişmesine neden olacaktır. Depolanan bu bilgilerin her bir parçası, tüm süreci blok zincir ağı içinde internete bağlı bilgisayarlarda dağıtılmış bir şekilde görüntüleme fırsatı sağlar. Blokzincir, ağ sistemi içinde büyük bir veritabanına sahiptir. Bu veriler sırayla bloklar halinde kaydedilir. Her bloğun bir kapsama alanı vardır. Blok kapasitesi dolduğunda başka bir blok oluşturulur ve bu bloklar birbirlerine zincirlerle yani kripto şifreleme tekniği ile bağlanır[14].

II. KRİPTO PARALARIN VERGİLENDİRİLMESİ

1. Kripto Para Vergilendirilmesine Yönelik Yaklaşımlar: Arızi veya Ticari Kazanç

Sanal para birimleri, yasal ihale biçiminde (yani banknotlar ve madeni paralar) bulunmayan, ancak yalnızca bilgisayar sistemlerindeki elektronik kodlar olarak bulunan, düzenlenmemiş bir dijital para türüdür. Dahası, bu tür para birimlerini yayınlayabilecek ve kontrol edebilecek merkezi bir durum yoktur. Genel olarak, belirli bir sanal topluluğun üyeleri arasında sanal bir para birimi kullanılır ve kabul edilir. Bununla birlikte, gerçek ekonomi ile işlemler de mümkündür. Sanal para birimleri elde etmek için, kişi gerçek para kullanarak satın alabilir veya belirli sanal para birimi sisteminin işleyişine yardımcı olmak için belirli sanal etkinlikler gerçekleştirebilir veya çevrimiçi topluluklara ve çevrimiçi oyunlara katılabilir. Birçok farklı sanal para birimi şeması vardır. Bunları sınıflandırmak için, KDV'nin en alakalı özelliği, sanal para biriminin yasal para ve reel ekonomi ile etkileşimlerine odaklanmaktır[15].

Türkiye’de vergilendirmenin yasal tanımına yönelik kripto para açıklaması henüz yapılmamıştır. Buradaki temel sorun, kripto para birimlerinin devlet otoritesi altında olmaması nedeniyle kontrol edilememektedir. Türkiye'de 25 Kasım 2013 tarih ve 2013/32 sayılı Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan yapılan açıklamada, 6493 sayılı Bitcoin Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun, bu kanun kapsamında elektronik para olarak değerlendirilemeyeceği ve bu kanun kapsamında gözetim ve kontrolünün mümkün olmadığı belirtilmiştir. Elektronik ticarette işlem, satıcının gerçek veya tüzel kişi olmasına göre gelir veya kurumlar vergisine tabi olup, bir mal veya hizmet söz konusu olduğu için KDV gündemdedir[16].

Son yıllarda kripto para birimlerinin hukuki durumu ve geleceği uluslararası düzeyde tartışıldı. Bu bağlamda ülkelerin kripto paraya yaklaşımı farklılıklar içermektedir. Bir sonraki aşama, bireylerin veya kurumların haklarını korumaya yönelik adımları içerir. Bu hu-suslar için tüm ülkeler için tanımlanmış bir yöntem olmadığı belirtilse de yarattığı ekonomik değer görmezden gelinemeyecek kadar büyüktür. Bu nedenle, yeni kripto para birimlerinin muhasebesi, vergilendirilmesi ve denetimi büyük önem taşımaktadır. Kripto para birimlerinden kazananların vergi konusuna dahil edilebilmesi için kazanç konusunun belirlenmesi gerekiyor[17].

1.1. Emtia

Kripto para, altına benzer özelliklere sahiptir. Ancak benzerlikler kadar farklılıklar da içerir. Kripto paralar emtia olarak kabul edilirse iki şekilde vergilendirilebileceği belirtiliyor. Kişi bir zamanlar Bitcoin veya altcoin alıp sattıysa ve ondan bir gelir elde ettiyse, bu kazanç ya değer kazancı olarak ya da tesadüfi kazanç olarak vergilendirilecektir. Bu durumda kripto para alım satımı süreklilik arz ediyorsa arızi kazanç teşkil etmekte ve 2018 yılında bu tutar 43.000 TL'yi aşarsa fazlalığın yıllık gelir vergisi beyannamesi ile beyan edilmesi gerekmektedir. Ancak Gelir Vergisi Kanunu'nun 80. maddesinin birinci fıkrasında hangi kazançların arızi kazanç sayılacağı açıklanmakta ve kripto para ile ilgili herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Bitcoin ticareti yapılırsa ve bundan gelir elde edilirse, gelir vergisi beyannamesi ibraz etmek ve kazançlar üzerinden Gelir Vergisi ödemek zorunludur[18].

1.2. Para

Kripto paranın para olarak tanımlanabilmesi için paranın sahip olduğu bazı işlevleri yerine getirmesi gerekir. Bu işlevler genel olarak; Değişim aracı olmak, tasarruf ve yatırım aracı olmak, değer ölçüsü olmak gibi işlevlerdir. Ek olarak, bir ekonomi politikası aracı olarak ek işlevlere sahiptir. Gelecekte devletlerin çıkardığı kripto para türleri ve özel sektörlerin yarattığı kripto para türleri olarak ortaya çıkması bekleniyor. Kripto paranın para olarak kabul edilmesi durumunda 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 289. maddesi hükümlerine atıfta bulunulması gerekmektedir. İlgili kanun maddesinin metni şu şekildedir: Bu bölümde veya kendi ölçüleriyle değerlemesi mümkün olmayan durumlarda, emsal değeri değilse borsa değeri ile değerlenir, aksi takdirde eşdeğer değeri ile değerlenir . Ülkemizde döviz kuru olmadığı için Bitcoin, yazının ikinci sırasındaki göreli değeri, yani muhasebe kayıtlarında gösterilen bir ekonomik varlığın hesap değeri ile değerlenmektedir. Bu nedenle dönem sonunda piyasa arz ve talebine göre belirlenen kripto paranın değerindeki artış veya azalış için değerleme yapmaya gerek yoktur[19].​​​​​​​

1.3. Menkul Kıymet

Kripto paranın bir güvenlik iddiası olduğunu düşünenler, Bitcoin gibi kripto para birimlerinin finansal varlıklar olduğunu iddia ediyor. Bu nedenle, kripto para birimi ticareti genellikle gelir vergisine tabi olacaktır. Menkul kıymet olarak değerlendirildiğinde KDV konusu kapsamına girmemekle birlikte 2018 yılı için değer artışının 12.000 TL'yi aşması durumunda aşan kısım gelir vergisine tabi olacaktır. 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 80. maddesinde elektronik para alım-satım işleminden doğan gelirler ile mal ve hakların elden çıkarılmasından doğan kazançların "Değer Artış Kazançları" olarak sınıflandırılacağı açıklanıyor. Kripto para bir teminat olarak düşünüldüğünde, kripto para borsalarının aracılık ettikleri alım satım işlemleri için aldıkları komisyonlar, tıpkı emtialar gibi ticari kazançlarını yaratır[20].

2. Kripto Paraların Denetimi ve Satış için Tutulan Kripto Paraların Muhasebeleştirilmesi

Kripto işlemlerini madeni para ile koruyan ve yapıcı olmayan Türkiye, dart çerçevesinde yasal bir düzenleme yapılması gerektiğini ifade ediyor. Mevcut yasal statü ve muhasebe standartları, kripto paranın tanımını ve kullanım alanını tam olarak karşılayamamaktadır. Muhasebe standartları, kripto parayı bir para birimi olarak değil, para yerine kullanılabilecek bir araç olarak görür. Kripto para birimlerini günümüz muhasebe ilkeleri ve standartları çerçevesinde hesaba katmak önemlidir. Kripto paralar Türkiye Türkiye Muhasebe Standartları ve Finansal Raporlama Standartları alınmalı ve kapsam dahilinde dikkate alınmalıdır[21].

Kripto paranın işlem sürecindeki değer veya düşüş gibi durumları görmek ve değerlendirmek ancak muhasebenin yaptığı kayıtlar ile mümkündür. Muhasebenin bu fonlarla yapılan işlemleri güvence altına alma işlevi yoktur. Bu nedenle bu sikkelerin de kayda geçirilmesi gerekir. Bir diğer önemli nokta da muhasebe sisteminin tamamen dijital bir boyuta taşınmasıdır. Blokzincir, mevcut muhasebe sisteminin tamamen değişmesine neden olabilecek teknolojik bir yeniliktir[22].

TMS'ye göre nakit kavramı, işletmedeki nakit ve vadesiz mevduatları ifade etmektedir. Kripto para birimlerinin nakit olarak değerlendirilebilmesi için bu standardın kripto para biriminin para birimi olup olmadığı konusundaki yasal boşluğu doldurması çok önemlidir. Bir değişim aracı olarak değerlendirildiğinde alışverişte kripto para birimleri kullanılır ve toplum tarafından mal veya hizmet karşılığında kripto para ödemeleri yapılabilir. Enflasyonist ortamlardan etkilenmemesi değerinin azalmadığını gösteriyor. Kripto para birimlerini bir yatırım aracı olarak kullanmak da mümkündür. Bununla birlikte, kripto para biriminin güvenilir bir tasarruf aracı olarak görülmesi için daha yüksek bir kararlılığa sahip olması gerekir. Kripto para birimlerinin çok fazla dalgalanma sorunu, kripto para birimlerinin önündeki en büyük engel olarak yorumlanıyor[23].​​​​​​​

2.1. Finansal Araç

TMS 32'de finansal araç, bir işletmenin finansal varlığında ve başka bir işletmenin finansal borcunda veya özkaynağa dayalı finansal araçlarında artışa neden olan herhangi bir sözleşme olarak açıklanır. Finansal varlıklar, bir finans kuruluşuyla yapılan sözleşmeye bağlı olarak mülkiyet hakkı sağlayan ve değer yaratan araçlardır. Finansal varlıklar, arazi veya bina kullanımında olduğu gibi fiziksel mülkiyet sağlamaz. Hisse senetleri, tahviller vb. gibi finansal varlıkları satın alarak veya satarak, yatırımcılar gelecekteki menfaatlerini temsil eden yasal bir anlaşma ile kendilerini bağlarlar. Finansal varlıklar, borçlanma araçları ve sermaye araçları olarak iki gruba ayrılabilir[24].

Borçlanma araçları, borçlanmaya ait olan ve sabit veya değişken ödemeler sağlayan araçlardır. Örneğin; krediler, devlet tahvilleri, emeklilik fonları vb. sabit miktarda ödeme yapılmasını sağlar. Sermaye araçları, sermaye kazancı ve mülkiyet hakları sağlar. Kripto paranın yatırım aracı veya menkul kıymet olarak kabul edilmesi halinde, kripto para alınıp satıldığında hesabının alış fiyatı ve Kripto Para Yatırımları menkul kıymet olarak kabul edilecek ve satış fiyatı farkı hariç tutulacaktır. Kullanılmış varlıklar satış karı veya zararı olarak değerlendirilebilir. Yatırımlar elde tutulduğunda alış fiyatı ile satış fiyatı arasında bir fark varsa ve bu fark pozitif ise hesabında izlenmesi tavsiye edilir, fark negatif olduğunda ise hesabında takip edilmesi önerilir. Kripto para ticareti için aracı kurum olarak çalışan borsalar iki farklı komisyon geliri elde ediyor. Birincisi Bitcoin alım satım işlemleri için komisyon alıyorlar, ikincisi ise Borsadan para yatırmak veya çekmek için komisyon alıyorlar. Bu durumlar için aldıkları komisyon bedelleri komisyon gelirleri hesabında muhasebeleştirilebilir[25].

Stoklar; olağan iş faaliyetleri kapsamında, satış için üretilen veya üretim sürecinde veya hizmet sunumunda kullanılacak başlangıç ​​malzemeleri ve malzemeleri şeklinde, normal iş akışı içinde satış amacıyla elde tutulan varlıklar olarak tanımlanır. Satış için üretilen ifade tüm kripto para birimleri için geçerli değildir. Kripto paralar, hizmet sunumunda kullanılacak ilk madde ve malzemeler olarak değerlendirilemez. Bununla birlikte, madencilerin Bitcoin gibi kripto para birimi üretimi amacıyla sakladıkları bilgisayarlar, satış için tutulmadıkları, hizmet sağlamak için kullanıldıkları ve muhtemelen bir dönemden uzun süre kullanacakları için maddi varlıklar olarak sınıflandırılmalıdır. bu bilgisayarlar TMS 16'ya göre stoklara dağıtılmalıdır. Aynı zamanda madencilerin üretim sırasında maruz kaldıkları elektrik kullanım maliyetleri diğer stoklar hesabından takip edilebilmektedir[26].

Farklı bir görüş, kripto para birimlerinin bir emtia olarak kabul edilmesidir. Bitcoin alım satımı söz konusu olduğunda, satın alma fiyatı üzerinden "Bitcoin Emtia" yardımcı hesabındaki diğer hisse senetleri hesabının izlenmesi önerilmiştir. Kripto para satışı yapıldığında, elde edilen satış tutarları yurt içi satış veya yurtdışı satış hesabının kripto para satışları yardımcı hesabında ve mali kayıtlar için diğer satış maliyeti hesabında yer almaktadır. Kripto Para Satışları "hesaptan takip edilebilir[27].​​​​​​​

2.2. Satış Amaçlı Elde Bulundurulan Duran Varlık

Satış Amaçlı Elde Tutulan ve Durdurulan Faaliyetler standardında yer alan ve TMS maddi duran varlıklar standardında tanımlanan maddi duran varlıklar, mal veya hizmet üretiminde veya tedarikinde kullanılmak üzere elde tutulur, başkalarına kiralanır veya idari amaçlarla kullanılır. ve kullanılması amaçlanan fiziksel öğelerdir. Varlıkların maddi duran varlık olarak alınıp satılabilmesi için fiziki bir yapı unsuruna sahip olması, geri kazanılabilirliğe tabi olması, işletmenin bunu ürün ve hizmet üretiminde veya idari faaliyetlerde veya kiralama faaliyetlerinde kullanması ve bir ömre sahip olması gerekir. bir yıldan fazla, satılık değildir[28].

TMS, madde 37'ye göre, ticari faaliyetlerde kullanılmak üzere elde tutulan maddi duran varlıklar, arazi ve binalar, makineler, gemiler, uçaklar, motorlu kara taşıtları, mobilya ve demirbaşlar, büro malzemeleri ve taşıyıcı tesisler olarak sınıflandırılır. Öte yandan kripto paralar fiziksel varlıklar değildir. Aynı zamanda kripto para birimleri için bir ömür öngörülemez. Bu nedenle amortisman yoktur. Ancak değerinde azalma veya azalma olarak ifade edilebilir[29].​​​​​​​

2.3. Maddi Olmayan Duran Varlık

TMS 38'de Maddi Olmayan Duran Varlıklar, geçmiş olayların bir sonucu olarak işletme tarafından kontrol edilen ve gelecekte işletmeye fayda sağlaması beklenen kaynaklar olarak ifade edilir. Standart, parasal varlık tanımını, elde tutulan sabit veya belirlenebilir tutarda parayla bir para biriminde elde edilecek varlıklar olarak tanımlar. Maddi Olmayan Duran Varlık aynı zamanda fiziksel nitelik ve parasal olmayan varlık olarak da tanımlanabilir[30].

İşletmeler, bilimsel veya teknik bilgi, yeni süreç ve sistemlerin tasarımı ve uygulanması, lisanslar, fikri mülkiyet hakları, pazar bilgisi ve markalar gibi maddi olmayan kaynakların edinimi, geliştirilmesi, sürdürülmesi veya iyileştirilmesi sırasında genellikle kaynakları tüketir veya çeşitli yükümlülüklere maruz kalır. Bu geniş başlıklar altındaki kalemlerin yaygın örnekleri, bilgisayar yazılımları, patentler, telif hakları, filmler, müşteri listeleri, ipotek hizmet hakları, balıkçılık lisansları, ithalat kotaları, franchise'lar, müşteri ve tedarikçi ilişkileri, müşteri sadakati, pazar payı ve pazarlama haklarıdır. Ancak, burada marka değeri veya patent gibi varlıklar uzun vadeli yatırımlardır. En önemlisi, bu değerlerin oluşmasında zaman içinde kazanılan istikrar ve güvendir[31].

Maddi Olmayan Duran Varlıklar, TMS 38'de amortismana tabi tutulmalıdır. Bir maddi olmayan duran varlığın faydalı ömrünün belirsiz olduğu sonucu, gelecekteki harcamalarının ilgili tutarın sürdürülmesi için gerekli olan harcamalardan daha yüksek bir tutarda planlanmış olmasına bağlanmamalıdır. varlığın performans standardı. Maddi olmayan bir varlığın yararlı ömrü çok uzun, hatta sınırsız olabilir. Belirsizlik, bir maddi olmayan duran varlığın yararlı ömrünü tahmin ederken ihtiyati ilkenin uygulanmasını, ancak gerçekçi olmayan kısa bir ömür seçmemeyi gerektirir. Kripto para birimleri TMS 38 kapsamında değerlendiriliyorsa dönem sonu raporlarında tutulan kripto para birimlerinin piyasa verileri çerçevesinde yeniden değerlenmesi gerekmektedir. Değeri düşerse, fon sıfırlanıncaya kadar diğer kapsamlı gelirdeki tutardan düşülür. Fondaki tutar sıfırlandıktan sonra hala değer düşüklüğü varsa, kar veya zararda gider olarak kaydedilir[32].

3. Kripto Paranın Denetimi

Muhasebe denetimi, belirli bir ekonomik birime veya döneme ait sayısal bilgilerin önceden belirlenmiş ölçümlere uygunluk derecesini belirlemek ve bu konuda bir rapor yazmak amacıyla bağımsız bir uzman tarafından yapılan denetim kanıtlarının toplanması çalışmasıdır. Mali tablolardan yararlanan artan ilgi grupları, mali tabloların güvenilmezliği ve güvenilir bilgiye duyulan ihtiyaç, denetim gerektiren nedenler arasında sayılabilir. Blokzincir ağındaki tüm bilgilerin anında kaydedilmesi, bilgileri herkesin istediği zaman görüntüleyebilmesi ve ağ üzerindeki işlemlerde herhangi bir habersiz değişiklik yapamama, doğru ve güvenilir bilgiye ulaşmada önemli adımlardır[33].

Blok zincirinin merkezi bir yapısının olmaması ve kripto para işlemi yapan kişilerin tespit edilememesi denetimi engelleyen ana faktörlerdir. Kripto para ticareti yapmak için veya başka amaçlarla kullanılan kripto para birimlerini takip etmek ve kullanıcıları tanımlamak mümkün değildir. Buradaki en büyük sorun, denetçilerin işlem kimliğini benzersiz bir tanımlayıcı olarak kabul etmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle akıllı sözleşmeler oluşturmanın denetim açısından daha uygun olabileceği belirtiliyor. Sözleşmeden doğan yükümlülüklerin ve devam eden işlemlerin takibi için uygun bir yöntemdir. Sözleşmeden doğan güvenlik önlemlerinden bu duruma arabuluculuk sağlayan kuruluşlar sorumludur. Blokzincir ağı kısmen daraltılmış ve kontrol imkanı sağlanmıştır[34].

Denetim faaliyetlerinin mevcut duruma göre yetersiz kaldığı görülmektedir. Burada önemli olan nokta, denetim biliminin yalnızca yasal çerçeveden etkilenmesidir. Muhasebe alanında olduğu gibi kripto para birimlerinin yasal eksikliklerinin giderilmesi, denetim bilimini uyum sağlamaya veya yeni bir değişime doğru ilerlemeye zorlayacaktır. Bu teknoloji ile denetim ve iç kontrol faaliyetlerinin nasıl değişeceği sorusuna cevap verebilmek için muhasebe ve kayıt sistemlerinin Blokzincir'in özelliklerinden nasıl etkileneceği sorusuna cevap vermek gerekiyor. Kayıtların değiştirilemeyeceği, herkes tarafından tutulduğu ve erişilebilir olduğu teknolojinin özellikleri dikkate alınarak muhasebe sistemlerinin merkezileşerek bu teknolojilerle entegre olacağı söylenebilir. Böylelikle kayıtların değiştirilemeyeceği, teyit ihtiyacının ortadan kalktığı, işlemlerin akıllı sözleşmelerle otomatik hale getirildiği ve entegre muhasebe sistemlerinin daha güvenli bir yapıya sahip olacağı değerlendirilmektedir[35].

4. Türkiye’de Vergilendirme Şekli

Değer artışı 2019 için 14.800 doları aşarsa, fazla kısım gelir vergisine tabi olacaktır. İşlemin yapıldığı Borsalar tarafından alınan komisyonlar ticari kazançlarını oluşturacaktır. Madenciler açısından bakıldığında, hizmetler karşılığında para yerine menkul kıymet aldıkları kabul edilecek ve bu nedenle ticari kazanca tabi olacaklardır. Satışlar yabancı borsalarda gerçekleştirilirse, vergilendirme konusunda uluslararası sınırlar çizmek ve işlemin yapıldığı borsaların hangi ülkeye tabi olacağı da zordur. Çifte vergiden kaçınma anlaşmalarını bu açıdan ayrıntılı olarak incelemek önemlidir[36].

Vergilendirme açısından uluslararası platformda yaklaşımlar: kripto para birimlerinin menkul kıymet olarak kabul edildiği ve vergilendirildiği uluslararası platformda henüz bir yaklaşım yoktur. Kripto para birimini para olarak değerlendirmeye yaklaşım kripto para biriminin para olarak tanımlanması için paranın sahip olduğu bir dizi işlevi yerine getirmesi beklenmektedir. Genel olarak, bu işlevler değişim aracı, tasarruf ve yatırım aracı ve değer ölçüsü gibi işlevlerdir. Paranın geleneksel işlevleri açısından, kripto para birimlerinin bir yatırım ve Tasarruf aracı olarak kullanıldığını söylemek mümkündür. Ancak ani iniş ve çıkışları, büyük topluluklar ve birçok kurum tarafından kabul edilmemesi gibi nedenlerden dolayı, şu anda işlevlerini bir değişim aracı ve bir değer ölçüsü olmak gibi sınırlı bir düzeyde yerine getirdiği söylenebilir[37].

Kripto para biriminin mevcut koşullar altında para olarak nitelendirilmesi zordur, ancak gelecekte daha geniş bir kitle tarafından kabul edilen istikrarlı bir para birimi olması muhtemeldir. Muhasebe amacıyla, ıasb'nin yaklaşımı, kripto paralara göre, Maddi olmayan varlıklarında tanımlandığı gibi tanımlanabilir parasal olmayan varlıkların fiziksel varlığı olmadan, maddi olmayan bir varlığın tanımını karşıladığını belirlemiştir. kendi kaderini tayin satılık işin normal akışı içinde yapılan alım-satım kapsamındaki bir istisna içerir. Bununla birlikte, burada dikkat edilmesi gereken nokta, bu tür maddi olmayan duran varlıkların stoklar TMS 2'ye tabi olması ve bu nedenle maliyetin veya UMS 38'e uygun olarak yeniden değerleme modelinin maliyetin altında kullanılması ve bunun yerine net gerçekleşebilir değerin muhasebeleştirilmesidir. Bu işlemle ilgili bilgiler finansal tabloların dipnotlarına da dahil edilmelidir[38].

Türkiye'de vergilendirme açısından yaklaşımlar, Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı strateji ve bütçe Dairesi Başkanlığı tarafından yayınlanan 11. Kalkınma Planı "blokzincir tabanlı dijital Merkez Bankası parası uygulamaya konacak." ifadesi yer alır. Bu ifadedeki “para” kavramı, kripto para birimlerinin para olarak sınıflandırılması gerektiği varsayımlarını güçlendirmektedir. Kripto para birimi bir para birimi olarak kabul edilirse, Merkez Bankasının yetkisi altında değerlendirilerek vergilendirilmeyeceği söylenebilir. Ancak, madenciler ve kripto para birimi değişimleri için bu işlemlerin ticari kazançlar olarak kabul edileceği de dikkate alınmalıdır. Bu nedenle ülkemizde blokzinciri teknolojisi adı altında ciddi adımlar atılacağı görülmektedir[39].

Vergilendirme açısından uluslararası platformda yaklaşımlar: Almanya, kripto para birimini yabancı para birimleriyle aynı statüde kabul etmeden yasal bir ödeme aracı olarak kabul eder. İngiltere, kripto para birimini hem varlık hem de özel bir para birimi olarak görmektedir ve kripto para birimleri sermaye kazancı vergisine tabi tutmaktaıdr. Bununla birlikte, İngiltere'deki finansal davranış otoritesi, hükümetin kripto para birimi yatırımlarını tam olarak kontrol edemediğini ve bu nedenle kripto para birimlerinin riskli olabileceğini ve ülkedeki düzenlemelerin herhangi bir zamanda değişebileceğini belirtmektedir. ​​​​​​​

5. Diğer Ülkelerde Vergilendirme Şekilleri

Amerika Birleşik Devletleri, kripto para birimini vergilendirme açısından bir emtia olarak tanımlayan ülkelerden biridir. Cryptocurrency ticaretinden elde edilen kazançlar sermaye kazancı olarak kabul edilir. Buna ek olarak, işverenler tarafından Bitcoin ile çalışan işçilere veya hizmet aldıkları serbest meslek profesyonellerine yapılan ödemeler, bu kişilerin gelirlerini sayarak gelir vergisine tabidir. Bir noktada, kripto para birimlerinin alım satımından elde edilen kazançlar banka hesabına yansıtılır ve gelir vergilendirme için beyan edilmelidir. Buna ek olarak, ABD'de para hareketlerinin ve gelir kaynağının vergi İdaresi tarafından sorgulandığı bir yapının oluşturulması, kripto para birimlerinin etkin bir şekilde vergilendirilmesinde de etkilidir. Japonya, kripto para birimini bir emtia olarak gören başka bir ülkedir. Buna ek olarak, ülkedeki kripto para birimleri, ödeme yaparken kullanılabilecek ve dijital olarak aktarılabilecek varlık benzeri değerler olarak tanımlanır ve gelir ve sermaye kazancı vergisine tabidir[40].

Kripto para birimleri Kanada, Tayvan ve Çin mevzuatında sanal emtia olarak kabul edilir, ancak bazen farklı görüşler savunulur. Aslında, Çin mevzuatı, kripto para birimini sanal bir emtia olarak kabul ettiği için kripto para biriminin bir değişim aracı olarak kullanılamayacağını belirtmiştir. Avustralya, Japonya ve Amerika gibi, kripto para birimini vergilendirme açısından bir emtia olarak tanımlar ve ticaretten elde ettiği kazançlar sermaye kazancı olarak kabul edilir ve ayrıca, bu işlem KDV'den muaftır.

6. Kripto Para ve Hazır Değer Yaklaşımı

Bu yaklaşımda, hisse senedi hesabındaki kripto para birimlerinin sınıflandırılması uygun görülmemektedir. Bunun nedeni, hisse senetlerinin nakde dönüş hızının düşük olmasıdır. Kripto para birimleri anında nakde çevrilebilir olarak kabul edilir ve bu nedenle yüksek likidite yapısına sahiptir, bu nedenle hesap grubundaki hazır değerlerin sınıflandırılması daha doğru kabul edilir. Eğer kripto para hesapları hazır değerler grubu olarak yansıtılır Eğer, gibi bir hesap onları izlemek mümkündür henüz mevcut değil ama bu kripto para hesapları gibi-bir alt açarak para hesapları hesapları hesap adı cari grup değerleri Yapılan diğer Hazır olarak bir hesapta takip edilebilir. Buna ek olarak, kripto para birimleri ülkelerin kendi para birimlerine dönüştürülürse ve/veya dönem sonunda değerleme ve dönüşüm işlemlerinde ortaya çıkacak döviz kuru farkının döviz karı veya döviz zararı hesaplarında izlenmesi gerekecektir[41].

Uluslararası Muhasebe Standartları Kurumu IASB'ye göre, kripto para birimleri IASB, nakit akış tablosu kapsamında nakit veya nakit benzerleri olarak kabul edilmemelidir. Bu bakış açısı, kripto para biriminin (şu anda) bir değişim aracı olarak yaygın olarak kabul edilmemesi ve bir merkez bankası tarafından verilmemesi gerçeğinden kaynaklanmaktadır. Vergilendirme açısından, Türkiye'deki yaklaşımlar, kripto para biriminin fiziksel olmadığı ve yalnızca bir bilgisayar ortamında bulunduğu ve bunun bir döviz olarak kabul edilmesini engellemediği yönündedir. 1567 sayılı Türk para biriminin değerini Koruma Kanunu ile ilgili karar uyarınca, tüm yabancı ülkelerin paraları bir fatura şeklinde ‘etkili,’ etkili yabancı para, belge ve araçlar da dahil olmak üzere herhangi bir hesapla ödeme yapmanıza izin veren dövizdir. Vergi Usul Kanunu 280. madde uyarınca, döviz borsası rayici tarafından değerlenmektedir[42].

Borsa rayicinde muvazaa olduğu anlaşılırsa, bu durumda yerine alım fiyatı esas alınır. Borsada döviz yoksa, değerlemeye uygulanacak döviz kuru Maliye Bakanlığı tarafından belirlenir (VUK 280. madde). Döviz kurunun Maliye Bakanlığı tarafından belirlenip ilan edilmemesi halinde, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından belirlenen ve ilan edilen döviz alış kurları ile efektif alış kurları değerlemeye esas alınır. Ülkemizde döviz değişimi, başka bir deyişle, kripto para birimlerini Merkez Bankası tarafından değerlendirmek mümkün değildir, çünkü döviz değişimi yoktur ve kripto para birimleri henüz yabancı para birimi olarak kabul edilmemektedir. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından henüz bir kripto Para Alım-Satım oranı açıklanmamıştır[43].

Ülkemizdeki kripto para birimi değişimlerine ayrı bir lisans verilmesi durumunda, idarelerin değerlemelerinin yıl sonunda açıklanan döviz kurlarında yapılması olasılığını değerlendirmeleri önemlidir. Buna karşılık, VUK md. 289. hükümlerinde belirtildiği gibi, yazılı olan ancak kendi ölçüsünde değerlenemeyen ve/veya yazılmayan ekonomik varlıklar, karşılaştırmalı bir değer yoksa, emsal yoksa, borsa fiyatı üzerinden değerlenir. VUK 289. madde hükümlerine göre, dönem sonunda varlığa katılan kripto para birimlerinin piyasa Alım Satım değerinde bir artış veya azalma olsa bile, değerlemeye gerek yoktur[44].

III. KRİPTO PARALARIN VERGİLENDİRİLMESİNE İLİŞKİN VERGİ POLİTİKASININ BELİRLENMESİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN HUSUSLAR

1. Vergilendirmeye İlişkin Tartışmalar

Modern zaman birçok yeniliğe ev sahipliği yapmıştır. İnternet devrimi ile birlikte teknolojideki gelişmeler hızlanmış ve bu durum, temeli birkaç asır önce yazılan ekonomik kanunların işleyişinde tıkanmalara neden olmuştur. Kanunları değiştirmek zordur ve vergiler kanundur. Kanunların bu katı yapısı günlük değişimlere ayak uyduramaz. Çok uluslu şirketler artık eyaletlerin gelirlerinden de büyük cirolar elde ediyor. Kâr peşinde koşan bu şirketler, vergilerin iyi bilinen katı yapısından yararlanmakta ve bu da milyonlarca dolarlık vergi kaybına neden olmaktadır[45].

Vergi cennetleri kanunlardaki boşluklarla besleniyor. Vergi düzenlemeleri teknolojik gelişmelere ayak uyduramadığında, hükümetler ciddi vergi kayıplarına uğrar. Bu olayın ana nedenlerini şu şekilde sıralayabiliriz; 1) Teknoloji yeni kavramları ortaya çıkarır. Bu kavramların kanunlara dahil edilmemesi ile yasal boşluklar oluşuyor. Bu, kripto para birimlerinin kullanımında olduğu gibi yapay zeka ve robotların kullanımında da ortaya çıkabilir. 2) Teknoloji adaptasyonu özel sektör için hızlı işlemekte ve devlet kurumları için külfetli olmaktadır. Bu, yeni fırsatlar yaratır ve firmalar ve şirketler için vergiden kaçmak için zaman kazandırırken, aynı zamanda yetkililerin vergi kaybı ve kaçakçılığı ile mücadele etmeleri için başlangıçta zorluklar yaratır. 3) Teknolojinin mümkün kıldığı yeni uygulamalar yerine geleneksel vergi toplama uygulamalarını seçmenin bir fırsat maliyeti vardır. Hükümetler yeni tekniklere ne kadar hızlı adapte olurlarsa, bu kayıptan o kadar az zarar görürler[46].

Sonuç olarak ortaya çıkan bir teknoloji, başlangıçta vergilendirilemeyen yeni alanların ortaya çıkmasına yol açtığı için hükümetleri olumsuz etkileyebilir ve vergi mükelleflerini bu alanlara yönlendirerek kar etmesine yol açabilir. Bu durum, başlangıçta böyle bir teknolojinin hızlı gelişimi için otomatik bir teşvik mekanizması yaratmaktadır. Ancak bu teknoloji devletler tarafından ele geçirilip kurumlar tarafından ele geçirildiğinde veya yasal düzenlemelerle tanınan yasal boşluk ortadan kalktığında, bu yeni teknoloji devlete "yeni bir vergilendirilebilir alan" olarak yeni bir fayda sağlıyor. Kripto para birimlerinde durum budur. Ortaya çıktığında, vergi kanunlarında yazılı ve düzenlenmiş hiçbir şeye benzemiyordu. Başlangıç ​​aşamasında, hızla "üstün bir vergi cenneti" haline geldi[47].

Geleneksel vergi cennetlerinin en önemli iki özelliğini, "kaynağı kesememe" ve "anonimlik" iki nedenden dolayı devralmıştır. Birincisi, işlem gördükleri yerde herhangi bir yargı yetkisi olmadığından, siber uzayda cüzdan olarak ifade edilen sanal hesaplarda yer aldıklarından kaynakta kesintiye uğramamışlardır. İkincisi, kullanıcıların bilgileri anonim olduğundan ve kullanıcılar istedikleri kadar sanal cüzdan satın alabilirler. Suçluyu Bitcoin uyuşturucu ticareti, kara para aklama gibi yasa dışı faaliyetlerde bulunurken tedavi etmeyerek; ona hareketlerinde paradan çok anonim kalması için daha fazla güç verdi. Bu, yasadışı ürünleri içeren uzun mesafeli çevrimiçi alışveriş için kullanım için cazip hale getirdi[48].

Öte yandan Bitcoin'deki işlemlerin eşler arası olması ve Bitcoin'in işlevselliğinin bankalar gibi finansal aracıları gerektirmemesi, şimdiye kadar vergi cennetlerinde bile olmayan bir başka avantajı daha ekliyor. Tüm bu avantajlar, bu sanal para birimlerini vergi kaçakçılığında kullanmak için iyi bir araca dönüştürdü. Burada, Bitcoin'in bu yapısının bu tür yasadışı uzun mesafeli çevrimiçi alışveriş işlemlerinde kullanıldığı kanıtlanmıştır[49].

Kripto Para kullanımından dolayı vergi kayıpları esas olarak aşağıdaki nedenlerle oluşmuştur: Ticaret anonim hale getirilir ve vergi mükellefleri belirlenemez. Kayıt dışı işlem yapmanın yöntemi banka gibi kurumlardan para transferlerinin yapılmamasıdır. Bu nedenle, geleneksel gayri resmi işlemler genellikle nakit kullanılarak yapılabilir. Ancak, büyük meblağların ve uzun mesafelerin transferi zor ve riskliydi. Kripto paralar, anonim ve sanal bir alıcı cüzdanından anonim ve sanal bir satıcı cüzdanına gönderilen bilgisayar kodlarından oluştuğu için bu işlemler daha kolay hale geldi[50].

Para her zaman bir değer deposudur. İnsanlar servetlerini nakde çevirmek yerine gerçek veya gayri nakdi varlıklar elde ederek biriktirirler. Bu şekilde yaratılan servet her zaman ekonomiye katkı sağlar ve bir şekilde vergiye tabidir. Ev alırsanız emlak vergisi ödersiniz. Hisse senetleri satın alırsanız, menkul kıymetlerden elde ettiğiniz kazanç üzerinden vergi ödersiniz. Parayı banka hesabında depozito olarak tutarsanız, banka bu depozitoları kredi kullanımında fonlayabilir ve BSMV ortaya çıkar. Ancak henüz kripto para birimlerinin net bir tanımı yok. Bir varlık mı yoksa para mı olduğu tartışmalı. En önemlisi, hükümetlerin kontrolü dışındadır. Bu hesaplara erişilemez[51].

Kripto para birimlerinin varlık mı yoksa para mı olduğu tartışması bir noktada daha önemli hale geliyor. Normal koşullarda varlıkların değer kazanması, değerinin artmasına ve beyan edilmesine neden olur. Ancak bu tartışmalar uzun süre hükümetler tarafından yapılırken, bu para birimleri olağanüstü değer kazandı ve kur farkından kaynaklanan bu olağanüstü kazançlar hiçbir şekilde vergiye tabi tutulmadı. Bu kazançlar birçok ülkede son düzenlemelerle vergiye tabi olsa da mükelleflerin beyanını gerektirdiği için çok etkili olmayacaktır. Aslında yasalar izin veriyorsa, burada alım satım farkından doğan zararını beyan eden ancak karını gizleyen mükelleflerle karşılaşabiliriz[52].

Transfer işlemlerinin basitleştirilmesi ve alıcılar ile satıcılar arasındaki gizliliğin korunması nedeniyle kara para aklamaya, paranın uluslararası vergi cennetlerine, uyuşturucu, silah ve insan kaçakçılığına daha kolay kaydırılmasına ve hatta katillerin işe alınmasına yardımcı oldu. Bitcoin'in kötü adı da bundan kaynaklanmaktadır. Ortaya çıktığı ilk günlerde yeraltı dünyasının parasıydı ve bu tür faaliyetlerin artmasına hizmet etti. Bütün bu yasadışı faaliyetler aslında sayısız "vergi getiren olay" oluşturmaktadır[53].

Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 9. maddesinin ikinci fıkrasında "Vergiye neden olan olayın kanunla yasaklanmış olması, yükümlülüğü ve vergi yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz." hüküm dahildir. Bu nedenle kripto para birimlerinin ortaya çıkmasıyla tanınma sürecinde olan hükümetler, olumsuz etkileri konusunda paniğe kapılmış, hemen bir eylem planı hazırlamış ve hatta bazı ülkeler bu madeni paraların yasak olduğunu ilan etmişlerdir. Bitcoin gibi kripto para birimleri tüm dikkatleri üzerine çekerken, başlangıçta kimsenin dikkatini çekmeyen başka bir icada da ev sahipliği yaptı. Bitcoin'in yarattığı ana yazılım olan blokzincir'in hükümetler için kullanışlılığına tezin ilgili bölümlerinde yeterince değinilmiştir. Bu teknolojinin mevcut vergi sorunlarına getirdiği alternatif çözümler, kripto para birimlerinin hükümetlere verdiği vergi kayıplarından belki de çok daha fazlasını vergi geliri olarak geri döndürecektir[54].

2. Kripto Paraların Vergi Gelirine Etkisi

Kripto para ekosisteminin vergi gelirleri üzerinde olumlu ve olumsuz etkileri var gibi görünüyor. Bu etkilerin bir kısmı bu ekosistemin varoluş nedeni olarak kendiliğinden ortaya çıkmıştır ve bunlardan bir kısmı vergilendirme sonrası ortaya çıkan veya çıkacak olanlardır. Bu olumlu ve olumsuz etkilerin hangisinin daha baskın olduğu henüz belli değildir. Ancak daha ileri çalışmalara zemin hazırlayabilmek için bu etkileri sınıflandırabilmek önemlidir[55].

Kripto para birimlerinin, doğrudan veya dolaylı olarak vergi gelirlerinde artışa / azalmaya yol açan bazı kendiliğinden etkileri vardır. Devlet açısından bakıldığında vergi gelirlerindeki artış olumlu, azalış ise olumsuz bir gelişme olarak değerlendirilecektir. Kripto paraların vergi gelirleri üzerindeki en bilinen olumsuz etkisi, bu kripto paraların bu madeni paralar yardımıyla vergi kayıpları ve kaçışlarına daha fazla fırsat getireceği düşüncesidir. Çünkü a) Kripto para birimleri ile yapılan transfer işlemlerinde mükelleflerin gizliliği söz konusudur. b) Sanal cüzdanlar anonimlik yaratır. Demek ki, yasal düzenlemeler yapılsa bile, vergi mükellefleri yatırım amacıyla buradan aldıkları kripto paralardan gelir elde ettiklerinde, kendileri beyan etmedikçe açığa çıkmaları mümkün değildir[56].

Her türlü kirli işi kapatma iddiasıyla yapılan Bitcoin transferleri, aslında vergi gelirleri için bir kayıptır. Çünkü yasadışı faaliyetler meydana geldiğinde gelir vergisi kanunundaki usullere göre vergilendirilmektedir. Ancak bu faaliyetler ortaya çıktığında bile Bitcoin başta olmak üzere kripto paralarla ile yapılan para (değer) transferlerinin ortaya çıkması da oldukça zordur. Kripto paranın özelliklerinden de hatırlanacağı üzere herkes istediği kadar hesap açabilir. Ayrıca küçük miktarlarda para transferlerini yüzlerce hesaba parça parça dağıtabilir. Yeni oluşturulan ekosistemde her zaman vergilere yer vardır. Örneğin madencilik sektörü, kripto para borsalarının kurulması, "ICO" adı verilen yeni bir finansman modelini hayata geçiren şirketler, hatta kripto para uzmanları, blokzincir yazılım geliştiricileri gibi yeni mesleklerin ortaya çıkması ... Bütün bunlar yepyeni finansal alanlar. vergi getiren olaylar içerir. Mali alanların gelişimi, yeni vergilendirilebilir alanları ortaya çıkarmaktadır. Kuşkusuz bunlar vergi gelirlerini doğrudan olumlu etkileyecek gelişmelerdir[57].

Kripto paralar farklı şekilde nitelendirilmektedir. Bu görüşlerden biri uyarınca kripto para birimi, yalnızca siber uzayda bilgisayar kodu biçiminde var olan ve herhangi bir hükümet tarafından desteklenmeyen bir tür düzenlemesiz para birimi olarak tanımlanabilir. Bunun en belirgin örneği, anonim işlemlerle eşler arası bir ağ gibi çalışan ve aracıların dahil olmadığı, merkezi olmayan bir kripto para birimi olan Bitcoin'dir[58]. Hem sanal para birimleri hem de dijital ekonomi, temelde bilgi eksikliğinden dolayı endişelere yol açarken, aynı zamanda sonsuz ve yenilikçi bir potansiyel vaadini de içeriyor. Bitcoin, blokzincir veya dijital defter teknolojisinin arkasındaki teknolojinin, işlemlerin gerçekleştirilme ve kayıtların tutulma şeklini elden geçirmesi beklenmektedir[59].

Bu gelişmelerden en önemlisi, blok zincir sisteminin vergi tahsilatına yaptığı katkıdır. Blok zincir teknolojisi ilk olarak kripto para birimlerinde uygulandı. Ancak kripto para mekanizmasının işleyişine dayalı olarak blokzincir uygulamalarının dijital dönüşüme büyük katkı sağlayacağı ortaya çıktı. Bunlardan biri vergi sistemleri olacaktır. Kripto para birimlerinin yarattığı vergi kayıplarından daha fazlasının bu teknolojinin vergi sistemlerine entegrasyonu ile telafi edileceği düşünülüyor[60]. Belirtmek gerekir ki kripto paraların ticari işlemlerde kullanılması halinde hizmeti veren kurum bakımından KDV’ye tabi tutulması gerekecektir[61].

Blok zincir teknolojisi, güvenli bir şekilde izlenebilen, şeffaf olan ve kurcalanma riski olmadan değer yaratan dağıtılmış bir dijital defter olduğundan, tam da bu yönleriyle vergi otoritelerinin dikkatini çekmiştir. Bu teknoloji, hem vergi mükelleflerine hem de vergi makamlarına vergilerin doğruluğu konusunda eşit güven verebilir, çünkü anında ve eşzamanlı olarak güvenilir bilgileri geniş insan kitlelerine gönderme yeteneğine sahiptir. Böylelikle hem mükelleflerin vergiyi ödemesi hem de devlete vergideki adaletsizliğin giderilmesi ve vergi kaybı kaçakçılığının önlenmesi için önemli fırsatlar sağlayacaktır[62]. Gelecekte kullanımının artması beklendiğinden, hem vergi mükelleflerinin hem de vergi makamlarının bununla başa çıkmaya ve bunu mevcut yasal çerçeveye dahil etmeye hazır olmaları kritik önem taşımaktadır.Bu makalenin amacı, sanal para biriminin vergi idareleri için yarattığı temel zorlukları ana hatlarıyla belirtmektir. ve bunların üstesinden nasıl gelineceği konusunda bazı önerilerde bulunun. Ayrıca, sanal para biriminin vergilendirilmesine ilişkin vergi makamlarının değişen görüşlerine genel bir bakış da sağlar[63].

İngiltere hükümeti tarafından yayınlanan bir raporda, dağıtılmış defter teknolojisinin devlet için kamu hizmetlerinde kaçakçılığın azaltılması, ödeme hatalarının en aza indirilmesi, kritik altyapının siber saldırılara karşı korunması, vergi suçlarıyla mücadele, verimliliği artırma, şeffaflık ve uyma. Bu fırsatları gören ülkeler, çeşitli uygulamalarda bu teknolojiden yararlanmak için önemli adımlar atmışlardır. Deloitte verilerine göre 26 ülkede 117 farklı girişim görülürken (süreçte, planlanmış ve duyurulmuş); Sadece 1 yıl sonra, OECD (Mart 2018) raporu, 45 ülkede 202 farklı girişim olduğunu gösterdi[64].

SONUÇ

Kripto para birimleri, özellikleri ile finans dünyası için yeni bir sektördür. Onu devrimci yapan şey, bir finansal varlığın artık ultra akışkan hale gelmesidir. Bazıları için küresel ticaretin benimsemek isteyeceği bazı yenilikçi özellikleri içeren ve özellikle blok zinciri teknolojisi sayesinde aracıları ortadan kaldırarak işlemleri daha az maliyetli ve daha hızlı hale getirmeyi mümkün kılan "kripto para birimleri", bazıları için yeni bir ödeme aracı, bir araçtır. bazıları için kolay sermaye transferi için Yatırıma uygun bir varlık, bir değer saklama aracı haline geldi; Kimilerine göre "akıllı sözleşmeler", "e-devlet uygulamaları", "üretim zincirini takip etme", "nesnelerin interneti" gibi dijitalleşmeyi hızlandıran bir ürün haline geldi. Sonuç olarak, kripto para birimlerinin herhangi bir amaç için getirdiği bazı yeni özellikler, paranın tarihinde ve evrimsel sürecinde olduğu gibidir.

Devletler, ulusların çıkarlarını ve çıkarlarını korumak için vardır. Kurumlar, bu amaca ulaşmada "güven" inşa eden aracı yapılardır. O halde, bu faydaya insanları bundan mahrum bırakmak yerine "kontrollü" bir şekilde izin vermek daha anlamlıdır. Öte yandan, bu yeni ekosistemin hayatta kalması için “otoriteyle uzlaşmak”; onun için bir “tehdit” olmadığını ve tam tersine ona “yeni teknolojik faydalar” getireceğini göstermesi gerekiyor. Üstelik bu faydalardan biri de blokzincir teknolojisinin vergi sistemlerinde kullanılmasıdır, bu nedenle özellikle Katma Değer Vergisi gibi dolaylı vergilerde işlevsel bir uygulamanın geliştirilebileceği ve vergi kayıplarının önlenebileceği düşünülmektedir.

Vergi denkleminden kripto para birimleri, kripto belirteçleri veya kripto emtiaları - yani kripto varlıkları - hariç tutulduğunda düzenlemeler eksik kalacaktır. Aynı şekilde, vergi ödemekten kaçınan mükellefler için bu alan çekici bir tür “vergi cenneti” yaratacaktır. Kripto varlıkları daha sonra sadece finansal otoritelerle değil, aynı zamanda para ve maliye politikasını yürüten ve yöneten tüm yapılarla da karşı karşıya gelecektir. Bu nedenle, hangi kripto para birimlerinin ve onlardan sonra gelen tüm kripto varlıklarının ve bunların nasıl vergilendirileceğini anlamak önemli bir çalışma alanı olacaktır. Buna bakıldığında birçok ülkenin kripto varlıklarını vergilendirmeye istekli olduğu söylenebilir. Bu adımı atmanın birçok nedeni var. Artan kamu harcamalarını finanse etmek için birincil kaynak olarak görülen vergiler, teknolojinin getirdiği sektörler tarafından iyi besleniyor. Her yeni sektör, potansiyel bir finans alanını beraberinde getiriyor. Bu alanlar bazen "kendiliğinden" bazen de "yeni yasalarla" vergi oluşturur. Öte yandan, vergiler iyi bir politika aracıdır. Finansal düzenlemeler için oldukça işlevseldir.

Teknolojiyle ilişkili potansiyel riskleri önlemenin ve sınırlamanın kolay bir yoludur. Vergiler sayesinde yasadışı unsurlar devlet tarafından daha büyük ölçüde izlenebilmekte, getirilen "yapay maliyetler" sayesinde kullanıcılar için olumsuz dışsallıklar yaratan bir tüketimin cazibesi ortadan kalkmaktadır. Kripto varlıklar için vergi gibi yapay maliyetler oluşturulmadıkça birçok işlemin bu alana taşınabileceği, devletlerin senyoraj gelirlerinin, mali otoritelerin emirlerinin, aracılık gerektiren birçok sektörün varlığının tehlikeye girebileceği ve yasa dışı ticaret, vergi kaçakçılığı, kara para aklama gibi bazı yasa dışı faaliyetler daha kolay olabilir.

Tüm bunlar, kripto varlıkların kullanımıyla ortaya çıkan olumsuz dışsallıklar olarak yorumlanabilir. Ayrıca kripto para birimleri sayesinde küresel sermayenin daha akıcı hale gelebileceği göz önüne alındığında, regülasyondan kaçınan ülkelerin regülasyonu seçen ülkelere de olumsuz bir dışsallık yaratacağı düşünülebilir. Çünkü bu akışkan ekosistem, düzenlemelerin olmadığı veya en az olduğu yerde kolayca kayacaktır. Böylece ekosistemin getirilerini düzenleyen ülkeler yeterince yararlanamayacak. Bu nedenle, bir sonraki aşamada, küresel vergilerin sadece uygulamaya konulmasını değil, aynı zamanda yönetilmesini, kontrol edilmesini ve gerektiğinde uygulamadan kaçan ülkelere yaptırım uygulanmasını sağlayacak devletler üstü kurumlar inşa etmek gerekli olabilir. Bu özgürlüğe en çok izin veren ülkelerin zaten “vergi cenneti” olan ülkeler olması tesadüf değil. Görünüşe göre bu ülkeler "vergi cennetleri" ni bir adım öteye taşıyarak "süper vergi cenneti" olmaya çalışıyorlar.

Ülkemizde ve uluslararası toplumda kripto para birimlerinin vergilendirilmesine ilişkin yasal hükümler henüz net değildir. Bu yeni oluşum birçok ülkede bağlantısız bir şekilde tasarlandı ve bu da beraberinde yeni sorunlar getirdi ve getirecek. Ancak baktığımızda hukukumuzda zaten bir vergilendirme zemini olduğu ve bu faaliyetin nasıl yorumlanacağına dair bir netlik olmadığı görülüyor. Bununla birlikte, vergi hukuku sistemimiz diğer ülkelerden farklıdır.

Diğer ülkelere bakıldığında en yaygın uygulamanın Sermaye Kazanç Vergisi yoluyla kripto para birimlerinden vergi toplanması olduğu ve tanımın "emtia / varlık" olduğu görülüyor. Sermaye Kazanç Vergisi, tanımı gereği Türk Vergi Sistemindeki "değer artış kazancı" kurumuna benzemekle birlikte, ülkemizdeki yasal çerçeve, bu kazançların sürekli ticaret halinde ticari kazanç kapsamında değerlendirilmesini gerektirmektedir. Ayrıca hatırlanacağı üzere, bir "emtia" olarak değerlendirilirse, yasalarımız "ticari kazanç" veya "arızi kazançlar" temelinde vergilendirmenin temelini oluşturur. Değer kazancından bahsetmek için bir güvenlik tanımının getirilmesi gerekir. Diğer bir deyişle, mevcut yasal çerçevede, faaliyet türünü hem tanımlamada hem de belirlemede AB ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkeye uyum sağlamak zor görünmektedir.

KAYNAKÇA

ABADAY, Ali: Nasıl Bitcoin Zengini Olunur?, Madrabaz Kitap, İstanbul, 2018.

AKİZ, Emre Hakan: Kripto Paranın Vergilendirilmesi, Muhasebeleştirilmesi ve Denetimi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Tartışma Metinleri, 2019.

BAL, Aleksandra: Taxing Virtual Currency: Challenges and Solutions, Intertax, Volume 43, Issue 5, 2015.

BAL, Aleksandra: Developing a Regulatory Framework for the Taxation of Virtual Currincies, Intertax, Volume 47, Issue 2, 2019.

DEMARTİNO, Ian: Bitcoin Rehberi, Epsilon Yayınları, İstanbul, 2018.

GÜNAY, Hamdi Furkan: Kripto Paranın Vergilendirilmesi Fikrinin Mali Yönden Değerlendirilmesi, C. 5, S. 3, 2018.

GÜVEN, Vedat, ŞAHİNGÖZ, Erkin: Blokzincir Kripto Paralar Bitcoin, Kronik Kitap, 5. Baskı, İstanbul, 2020.

İNCİ, Serkan, ALPER, İsmail: Bitcoin Devrimi, Elma Yayınevi, İstanbul, 2018.

KIZIL, Erkan: Türkiye’de Kripto Paranın Vergilendirilmesi ve Muhasebeleştirilmesi, Derleme Makale, 2019.

KOLLMANN, Jasmin: The VAT Treatment of Cryptocurrencies, EC Tax Review, 2019.

PRYPTO: Bitcoin for dummies, Çev. Erişah Arıcan, Nobel Yaşam, İstanbul, 2018.

POLAT, Arzu, YUSUFOĞLU, Arkan, ÇAKIR, Muharrem: Bitcoin Özelinde Sanal Paraların Türk Vergi Sistemi Karşısındaki Durumunun İncelenmesi, Yeni Vergi Dünyası, Yıl 38, S. 445, 2018.

SERCEMELİ, Murat: Kripto Para Birimlerinin Muhasebeleştirilmesi ve Vergilendirilmesi, Finans Politik & Ekonomik Yorumlar Dergisi, S. 639, 2018.

ŞAHİN, Muhammet: Kripto Para Yeni Bir Vergi Sığınağı Mı? Bilişim Teknolojilerindeki Gelişmeler Temelinde Bir Değerlendirme, Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 34, 2019.

TEMELLİ, Fatma: Kripto Para Birimlerinden Bitcoin ve Muhasebe Açısından Değerlendirilmesi, İktisadi Yenilik Dergisi, C. 6, S. 2, 2019.

ULUCAN ÖZKUL, Fatma, BAŞ, Ece: Dijital Çağın Teknolojisi Blokzincir ve Kripto Paralar: Ulusal Mevzuat ve Uluslararası Standartlar Çerçevesinde Mali Yönden Değerlendirme, Muhasebe ve Denetime Bakış, S. 60, 2020.

ÜNALAN, Gökhan: Kripto Paraların Vergilendirilmesi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2019.

ÜZER, Betül: Sanal Para Birimleri, Uzmanlık Yeterlik Tezi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Ödeme Sistemleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 2017.

VALENTE, Piergiorgio: Bitcoin and Virtual Currencies Are Real: Are Regulators Still Virtual?, Intertax, Volume 46, Issue 6&7, 2018.

YÜKSEL, Filiz: Kripto Varlıklar ve Ifrs Kapsamında Kripto Paraların Muhasebeleştirilmesi, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Dergisi, C. 13, S. 2, 2020.

---------------------

[1] ŞAHİN, Muhammet: Kripto Para Yeni Bir Vergi Sığınağı Mı? Bilişim Teknolojilerindeki Gelişmeler Temelinde Bir Değerlendirme, Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, S. 34, 2019.

[2] AKİZ, Emre Hakan: Kripto Paranın Vergilendirilmesi, Muhasebeleştirilmesi ve Denetimi, İstanbul Ticaret Üniversitesi Tartışma Metinleri, 2019.

[3] SERCEMELİ, Murat: Kripto Para Birimlerinin Muhasebeleştirilmesi ve Vergilendirilmesi, Finans Politik & Ekonomik Yorumlar Dergisi, S. 639, 2018.

[4] TEMELLİ, Fatma: Kripto Para Birimlerinden Bitcoin ve Muhasebe Açısından Değerlendirilmesi, İktisadi Yenilik Dergisi, C. 6, S. 2, 2019.

[5] ÜNALAN, Gökhan: Kripto Paraların Vergilendirilmesi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 2019.

[6] YÜKSEL, Filiz: Kripto Varlıklar ve Ifrs Kapsamında Kripto Paraların Muhasebeleştirilmesi, Muhasebe ve Vergi Uygulamaları Dergisi, C. 13, S. 2, 2020.

[7] YÜKSEL, 2020.

[8] YÜKSEL, 2020.

[9] BAL, Aleksandra: Developing a Regulatory Framework for the Taxation of Virtual Currincies, Intertax, Volume 47, Issue 2, 2019.

[10] ULUCAN ÖZKUL, Fatma, BAŞ, Ece: Dijital Çağın Teknolojisi Blokzincir ve Kripto Paralar: Ulusal Mevzuat ve Uluslararası Standartlar Çerçevesinde Mali Yönden Değerlendirme, Muhasebe ve Denetime Bakış, S. 60, 2020.

[11] ULUCAN ÖZKUL, BAŞ, 2020.

[12] KIZIL, Erkan: Türkiye’de Kripto Paranın Vergilendirilmesi ve Muhasebeleştirilmesi, Derleme Makale, 2019.

[13] KIZIL, 2019.

[14] GÜVEN, Vedat, ŞAHİNGÖZ, Erkin: Blokzincir Kripto Paralar Bitcoin, Kronik Kitap, 5. Baskı, İstanbul, 2020.

[15] KOLLMANN, Jasmin: The VAT Treatment of Cryptocurrencies, EC Tax Review, 2019.

[16] GÜVEN, ŞAHİNGÖZ, 2020.

[17] DEMARTINO, Ian: Bitcoin Rehberi, Epsilon Yayınları, İstanbul, 2018.

[18] DEMARTINO, 2018.

[19] PRYPTO: Bitcoin for dummies, Çev. Erişah Arıcan, Nobel Yaşam, İstanbul, 2018.

[20] ÜNALAN, 2019.

[21] ŞAHİN, 2019.

[22] ŞAHİN, 2019.

[23] ŞAHİN, 2019.

[24] AKİZ, 2019.

[25] ÜZER, Betül: Sanal Para Birimleri, Uzmanlık Yeterlik Tezi, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, Ödeme Sistemleri Genel Müdürlüğü, Ankara, 2017.

[26] ÜZER, 2017.

[27] İNCİ, Serkan, ALPER, İsmail: Bitcoin Devrimi, Elma Yayınevi, İstanbul, 2018.

[28] İNCİ, ALPER, 2018.

[29] GÜNAY, Hamdi Furkan: Kripto Paranın Vergilendirilmesi Fikrinin Mali Yönden Değerlendirilmesi, C. 5, S. 3, 2018.

[30] GÜNAY, 2018.

[31] ABADAY, Ali: Nasıl Bitcoin Zengini Olunur?, Madrabaz Kitap, İstanbul, 2018.

[32] ABADAY, 2018.

[33] İNCİ, ALPER, 2018.

[34] İNCİ, ALPER, 2018.

[35] AKİZ, 2019.

[36] GÜNAY, 2018.

[37] İNCİ, ALPER, 2018.

[38] POLAT, YUSUFOĞLU, ÇAKIR, 2018.

[39] POLAT, YUSUFOĞLU, ÇAKIR, 2018.

[40] AKİZ, 2019.

[41] AKİZ, 2019.

[42] TEMELLİ, 2019.

[43] TEMELLİ, 2019.

[44] ÜNALAN, 2019.

[45] ÜNALAN, 2019.

[46] ÜNALAN, 2019.

[47] ÜZER, 2017.

[48] ÜZER, 2017.

[49] YÜKSEL, 2020.

[50] SERCEMELİ, 2018.

[51] ABADAY, 2018.

[52] ABADAY, 2018.

[53] KIZIL, 2019.

[54] GÜNAY, 2018.

[55] GÜNAY, 2018.

[56] ÜNALAN, 2019.

[57] ÜNALAN, 2019.

[58] BAL, Aleksandra: Taxing Virtual Currency: Challenges and Solutions, Intertax, Volume 43, Issue 5, 2015.

[59] VALENTE, Piergiorgio: Bitcoin and Virtual Currencies Are Real: Are Regulators Still Virtual?, Intertax, Volume 46, Issue 6&7, 2018.

[60] TEMELLİ, 2019.

[61] POLAT, Arzu, YUSUFOĞLU, Arkan, ÇAKIR, Muharrem: Bitcoin Özelinde Sanal Paraların Türk Vergi Sistemi Karşısındaki Durumunun İncelenmesi, Yeni Vergi Dünyası, Yıl 38, S. 445, 2018.

[62] TEMELLİ, 2019.

[63] BAL, 2015.

[64] KIZIL, 2019.