İstanbul ve Ankara’daki Fransız Kültür Merkezleri, İtalyan Kültür Merkezi ve İstanbul Modern işbirliği ile bu yıl 2.’si düzenlenen ‘İlk uzun metrajım’ Fransızca Film Festivali’nin İstanbul ayağı başladı.

İstanbul ve Ankara’da düzenlenecek ilk uzun metrajlı Fransızca Film Festivali’nin İstanbul ayağı başladı. 7 -11 Mart tarihlerinde yapılacak festivale ilk gün yoğun bir katılım gerçekleşti. Beyoğlu Fransız Kültür Merkezi’nde düzenlenen festivalde ’İlk Uzun Metrajım/Mon 1er Long’, çağdaş yönetmenlerin ilk uzun metrajlı filmleri teması ile Fransızca sinemayı tanıtmayı amaçlıyor.

Dünya Kadınlar Günü’ne de uygun olarak kadın yönetmenleri ve kadın portreleri ön plana çıkarmayı ve kadın meselelerine odaklanmayı amaçlayan Fransız Film Festivali, kadın, gençlik, kesişen kaderler ve direniş hikayeleri anlatacak. Bir kültürel proje olarak tasarlanan ‘ilk uzun metrajım’ kapsamında Fransız yönetmenleri hem öğrenciler hem de Fransızca film meraklılarıyla buluşturdu.

Festival boyunca gösterilecek filmler, tüm sinemaseverlere ulaşabilmek adına gösterimlerin tamamı ücretsiz ve Türkçe alt yazılı gerçekleşecek. Festivalde aynı zamanda ‘Yönetmen Sineması’ olarak adlandırılan filmler de sunulacak.

Bu yıl ilk filmi ve Cêsar adayı olan ‘Léa Fehner, Depuis qu’Otar est parti filmleriyle kadın yönetmen Julie Bertuccelli, Agns Varda, Léonor Seraille, Elsa Diringer gibi kadın sinemacıların yanı sıra Philippe Faucon ve Xavier Legrand gibi yönetmelerin filmleri festival kapsamında ilk uzun metraj filmleri gösterilecek.

Festival, İstanbul’da 7-10 Mart, Ankara’da ise 9-11 Mart günleri arasında tüm sinemaseverlere açık olacak.

Festival hakkında açıklamalarda bulunan festivalin kurucusu Jean Michel Foucault, “Festivale iki sene önce başladık. Bu prensip, sistem olarak Fransız dili filmi festivali, Fransızca olacak. Sadece Fransız değil, her şey olabilir. Kanada olabilir, Cezayir olabilir, Afrika olabilir. Bu sene Fransız filmleri gelecek sene belki başka bir ülkeden film göstereceğiz. Yönetmelerin ilk uzun metrajlı filmleri bunlar. 10 sene önce yaptığı, 2 sene önce yaptığı, fark etmez, enteresan, ödüllü uzun metrajlı filmleri gösteriyoruz ve yönetmelere davet veriyoruz İstanbul’a gelmeleri için. Bu sene üç tane kadın yönetmen olan Léa Fehner, Julie Bertuccelli ve Sofia Mandore geldi. Uzun metrajlı film gösteriyoruz, 3-4 film gösteriyoruz. Biz bu filmleri salonlarda gösteriyoruz. Ama aynı zamanda yarın mesela İtalyan Kültür Merkezi, aynı zamanda üniversitelere gidiyoruz. Léa Fehner Mimar Sinan Üniversitesine gitti, Julie Bertuccelli Galatasaray Üniversitesine gitti, sohbet etti. Öğrenciler çok memnun kaldı. Konuşmak, öğrenmek istiyor” dedi.

“Kadınları günü için bugünü seçtik”

Aynı festivalin Ankara’da da yapılacağını ve kadınlar günü için daha fazla kadın yönetmeni davet ettiklerini dile getiren Foucault, "Bayan Sofia, cumartesi, pazar ve pazartesi günleri Ankara’da olacak. Festivalimizde üç tane bayan yönetmen var. Mesela Fransa’da kadın yönetmen var ama her işte olduğu gibi az yer veriliyor. Aynı şey sinemada da kadınlar az, Türkiye’de de var. Türkiye’de kadın sinemacı var ama tabi erkek sinemacılar daha fazla var. Bugün de kadınlar günü için düşündük ve kadın sinemacılar daha fazla davet ettik” diye konuştu.

“Kadın sinemacıları tanıtmak sevindirici”

Festivalde kadınların fazla olmasının olumlu bir gelişme olduğunu dile getiren kadın yönetmen Julie Bertucelli, “Toplumun her alanında olduğu gibi sinemada da kadınlar azınlıkta. Elbette kadın sinemacılara öne çıkaran bir oluşum, bu olumsuz şartlar altında, olumsuzlukların giderilmesi açısından çok olumlu. Bu açıdan festivale severek ve sevinerek katıldık. Türk izleyiciye bu filmleri sunmak ve kadın sinemacıları tanıtmak bizim için çok sevindirici oldu” ifadelerini kullandı.