4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun[1], memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri nedeniyle gerçekleştirdikleri eylemler ve suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü göstermek ve hüküm altına almak amacıyla çıkarılmıştır (m. 1).

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’un 2. Maddesinde yasanın kapsamının sınırları belirtilmiştir.

4483 sayılı Kanun, Devletin ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürüttükleri kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerini icra eden memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlar hakkında uygulanması öngörülmüştür ( m. 2/1).

Örneğin; suça konu ağaç kesme eyleminin köy muhtarı olan sanık tarafından köy tüzel kişiliği adına gerçekleştirilmesi halinde 4483 sayılı Kanun'un 2. maddesindeki emredici hüküm dikkate alınarak, kamu görevlisi olan sanık hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uyarınca soruşturma izni istenmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekecektir.[2]

Örneğin; polis memuru olarak görev yapan sanığın, sevk ve idaresindeki araçla görevi sırasında gerçekleşen taksirle yaralama olayında eyleminin 4483 sayılı Yasa gereğince soruşturma iznine bağlı olduğu ve ilgili merciden soruşturma izni istenmesi ile davanın bu izin süresince durmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.[3]

Bu aşamada 4483 sayılı Kanun’un uygulanmayacağı suçlar ile kişileri belirlemek gerekecektir.

Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, Ağır cezayı gerektiren suçüstü halinin genel hükümlere tabi olduğunu ve 4483 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağını ifade etmektedir ( m. 2/3).

Ağır Cezayı gerektiren suçüstü hali kavramı

Ağır Cezayı gerektiren suçlar kavramı, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş görev ve Yetkileri hakkında Kanunun 12. maddesi, Kanunların ayrıca görevli kıldığı haller saklı kalmak üzere ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve on yıldan fazla olan hapis cezalarını gerektiren suçları içermektedir.

Burada suçüstü hali kavramının da ayrıca tanımlanması gerekir.

Suçüstü hali kavramı, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 2/1-j maddesinde tanımlanmıştır. Buna göre, suçüstü hali şu hususları ifade etmektedir:

1) İşlenmekte olan suç, suçüstü hali kapsamındadır.

2) Henüz işlendiği için yakalanan kişinin işlediği suç, suç halinin varlığını işaret eder.

3) Eylemin kısa bir süre önce işlendiğine dair delillerle yakalanan kişinin işlediği suç, suçüstü halinde işlenmiş suç sayılır.

Disiplin Suçları

4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, disiplin hükümlerini saklı tutmuştur ( m. 2/4).

Bu nedenle, kamu görevlileri için ilgili mevzuatla öngörülen “disiplin hükümleri” bu Kanun kapsamında değerlendirilmemelidir. Burada eylemin ayrıca disiplin suçu olması halinde, ilgili mevzuata göre disiplin soruşturması yapılacaktır.

Adli Görevden Doğan Suçlar

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 161/5 maddesinde; Kanun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılması öngörülmüştür.[4]

Vali ve kaymakamlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri uygulanacaktır.

En üst dereceli kolluk amirleri hakkında ise, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü uygulanacaktır.[5]

Adli görev kavramı

Adli görev, işlenen bir suçun soruşturulması, kovuşturulması ve infazı kapsamında yapılması gereken görevleri içermektedir. Bunlar; failin yakalanması, suç delillerinin ele geçirilmesi, arama yapılması, el koyma, ifade alma gibi işlemleri içeren görevlerdir.

Başka bir söylemle; Yasa tarafından verilen veya istenilen adliye ile ilgili görev veya işler şeklinde tanımlanabilir.

Kanunla adli görev verilmiş bazı kurum ve ilgili suçlar şunlardır:

1) Emniyet

2) Tebligat dağıtıcıları

3) Jandarma

4) Sahil Güvenlik

5) Orman Muhafaza

6) Gümrük Muhafaza

7) Muhtarlar

8) Köy İhtiyar heyeti (Orman K.81. md)

9) İşkence Ve Zor Kullanma Yetkisinde Sınır Aşma Suçları

10) 765 sayılı TCK’nin 243 ve 245. maddeleri ne karşılık gelen 5237 sayılı TCK’nin 94, 95, 256. maddeleri.

11) Kamu Görevlileri Aleyhinde Suç Uyduranlar Hakkında Soruşturma (4483 Sayılı Kanunun 15/1. Maddesi)[6]

12) 1402 Sayılı Sıkıyönetim Kanunu Kapsamına Giren Suçlar

13) 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun Kapsamına Giren Suçlar

14) 2004 Sayılı İcra Ve İflas Kanununun 357. Maddesi Kapsamına Giren Suçlar

15) 298 Sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun Kapsamına Giren Suçlar.

16) 5271 sayılı CMK’nin 161/8. Maddesinde Sayılan Suçlar

17) 5271 sayılı CMK’nin 332. Maddesini İhlale İlişkin Soruşturma.

18) 5395 Sayılı Çocuk Koruma Kanunundan Kaynaklanan Görevler Nedeniyle İşlenen Suçlar

19) 2802 Sayılı Kanunun 88. Maddesi Gereğince Hâkim Ve Savcılar Hakkında Usulsüz Arama ve Sorguya Çekme İşlemi Yapan Kolluk Amir ve Memurları Hakkında Soruşturma.

20) 3628 Sayılı Kanundaki Suçların İşlendiğini Öğrendiği Halde İhbar Görevini Yapmayan

21) Müfettiş Ve Muhakkikler Hakkında Soruşturma.

22) 3628 Sayılı Kanunun 17. Maddesinde Sayılan Suçlar.[7]

3628 sayılı Kanunun 17. Maddesinde; görevleri veya sıfatları nedeniyle haklarında özel soruşturma veya kovuşturma yöntemi uygulanacak özneler hakkında bu Kanun değil, ilgili özel usul hükümleri uygulanacaktır. Örneğin, hâkim ve savcılar hakkında tabi oldukları kanun hükümlerinin uygulanması bu şekilde bir uygulamadır.

Örneğin; görevi kötüye kullanma suçu, 3628 sayılı Yasanın 17. maddesi gereğince doğrudan soruşturma yapılabilecek suçlar arasında yer almamaktadır. Bu nedenle kamu görevlisi olan sanık hakkında 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri gereğince yetkili merciden soruşturma izni alınması gerekecektir. Buna rağmen kamu davası açılmış ise, dosyada izin alındığına ilişkin bilgi ve belge bulunmaması halinde durma kararı verilmeli ve yetkili merciden soruşturma istenmesi gerekir.[8]

Bundan başka aynı yasal düzenleme gereğince; müsteşar, vali ve kaymakamların bu Kanuna tabi suçların soruşturulması ve kovuşturulmasında 3628 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olmayacaktır. Bu kişiler ile ilgili olarak 4483 sayılı Kanun hükümlerinin geçerli olacağı söylenebilir.

Özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olan suçlar

Görevleri ve sıfatları sebebiyle özel soruşturma ve kovuşturma usullerine tabi olanlara ilişkin kanun hükümleri ile suçun niteliği yönünden kanunlarda gösterilen soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin hükümler saklı tutulmuştur( m. 2/2). Bu gibi durumlarda da 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmayacaktır.

Kamu görevlisinin sıfatından doğan istisnalar nedeniyle özel soruşturmaya tabi olanlar şunlardır:

1) Cumhurbaşkanı

2) Noterler

3) Bakanlar

4) Vali ve Kaymakamlar

5) Yüksek Mahkeme Üyeleri

6) Üniversite Görevlileri

7) Hâkim ve Cumhuriyet Savcıları ile bu sınıftan sayılanlar

8) Milletvekilleri

9) Avukatlar

10) Müsteşarlar

11) Asker Kişiler

12) Yabancı Askeri Personel

13) Diplomatik Dokunulmazlığa Sahip Kişiler.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca haklarında soruşturmalar yapılabilen kişiler şunlardır:

1) Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri

2) TBMM Genel Sekreteri

3) Müsteşarlar

4) Valiler

Kaymakam ve Valilerin Kişisel Suçlarının Soruşturulması

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun, 161/6.[9] maddesinde; Vali ve Kaymakamların kişisel suçları hakkında soruşturma ve kovuşturma yapma yetkisinin, ilgilinin görev yaptığı yerin bağlı olduğu bölge adliye mahkemesinin bulunduğu yerdeki il Cumhuriyet başsavcılığına ve aynı yer Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu belirtilmektedir. Burada Ağır Ceza Mahkemesinin görevine giren suçüstü hâllerinde soruşturma genel hükümlere göre yapılmalıdır.

Avukatlar hakkındaki soruşturmalar

Avukatlar hakkındaki soruşturmalar iki başlık altında incelenmelidir:

1) Görev Suçları

2) Kişisel Suçlar (Serbest avukatlar yönünden)

Avukatların görev suçları

Avukatların görev suçları 3 başlık altında ele alınmalıdır:

1) Avukatlık görevlerinden doğan suçlar.

2) TBB ve Baroların organlarındaki görevlerinden doğan suçlar.

3) Avukatlık görevleri sırasında işlenen suçlar.

Avukatlar hakkında, Ağır Cezayı gerektiren suçüstü hallerinin bulunması halinde görev sırasında/görev nedeniyle olsa bile genel hükümlere göre soruşturma yürütülmelidir. Bu durumların varlığı halinde, suç yeri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından görev gereği soruşturma yapılmalıdır.

Avukatların Kişisel Suçları

Avukatların kişisel suçları ile ilgili soruşturmaların genel hükümlere göre gerçekleştirilmesi gerekir. Bu durumun herhangi bir özellik göstermediği söylenebilir. Burada avukatların kişisel suçları ile ilgili olarak suç yeri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma işlemleri yapılmalıdır.

Kamu Avukatları

Kamu avukatlarının görev suçları ile ilgili olarak 1136 Sayılı Kanun hükümleri uygulanmalıdır.

İdari Görevden Kaynaklanan Suçlarda ise, kurum memuriyet ilişkisi gözetilerek 4483 Sayılı Kanun hükümleri uygulanmalıdır. Kamu avukatlarının kişisel suçları açısından ise genel hükümler geçerli olacaktır.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

--------------

[1] Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, Kanun Numarası: 4483, Kabul Tarihi: 2.12.1999, Yayımlandığı RG: T. 4.12.1999, S. 23896, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 39.

[2] Y.19.CD, E: 2018/6220, K: 2021/1192, T: 08.02.2021.

[3] Y.12.CD, E: 2020/855, K: 2021/704, T: 26.01.2021.

[4] Ayrıca bkz.; 2802 Sayılı Kanun’un 116. Maddesi.

[5] Bkz.; 2802 Sayılı Kanun’un 116. Maddesi.

[6] Madde 15 – Memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkındaki ihbar ve şikayetlerin ihbar veya şikayet edileni mağdur etmek amacıyla ve (...)(3) uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı hazırlık soruşturması sonucunda anlaşılır veya yargılama sonucunda sabit olursa haksız isnatta bulunanlar hakkında yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığınca re'sen soruşturmaya geçilir. Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yukarıdaki fıkrada belirtilen durumlarda kamu davası açılması için Cumhuriyet başsavcılığına başvurma ve haksız isnatta bulunanlar hakkında genel hükümlere göre tazminat davası açma hakları saklıdır.

[7] 3628 Sayılı Kanunun 17. maddesinde sayılan bu suçlar şunlardır: a. İrtikap, b. Rüşvet, c. Basit ve nitelikli zimmet, d. Görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, e. Resmi ihale ve alım ve satımlara fesat karıştırmak, f. Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet vermek.

[8] Y.9.CD, E: 2020/57, K: 2021/275, T: 26.01.2021.

[9] 2.1.2017 tarih ve 680 sayılı KHK’nin 9. maddesi ile değişik.