Bir suç nedeniyle alınan hapis cezasının infazı sırasında denetimli serbestliğe ayrılan hükümlü hakkında adli para cezasına ilişkin infaz işlemlerinin yapılıp yapılamayacağı, denetimli serbestlik yükümlülüğü devam ederken adli para cezasından çevrilen hapis cezasının infaz edilip edilemeyeceği, cezaların toplanmasına karar verilip verilemeyeceği hususu zaman zaman uygulamada duraksamalar yaşanmasına neden olmaktadır.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 106/3 maddesine göre; hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir.

Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği’nin[1] 40/7 maddesine[2] göre; Adli para cezasını ödememesi nedeniyle haklarında kamuya yararlı bir işte çalıştırılma kararı verilen hükümlülere ilgili Cumhuriyet savcılığı tarafından on gün içinde Cumhuriyet başsavcılığına müracaat etmesi, etmediği takdirde kamuya yararlı bir işte çalıştırılma kararına uymamış sayılacağı ve hapis cezasının açık ceza infaz kurumunda infaz edileceğini belirten çağrı kağıdı gönderilecektir.

Hükümlü, yapılan çağrıya on günlük süre içinde başvurması halinde kamuya yararlı bir işte çalıştırılma kararının yerine getirilmesi için evrak bağlı bulunan denetimli serbestlik müdürlüğüne, hükümlünün başka yerde ikamet etmesi veya başka adres bildirmesi durumunda, dosya bu yer denetimli serbestlik müdürlüğüne iletilmek üzere ilgili Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi gerekir.

Cumhuriyet savcılığınca kararın denetimli serbestlik müdürlüğüne iletilmesi sonrası müdürlük bu madde hükümlerine göre tebligat işlemini gerçekleştirecektir.

Hakkında adli para cezasını ödememesi nedeniyle kamuya yararlı bir işte çalıştırılma kararı verilmiş hükümlünün ceza infaz kurumunda olması durumunda, hükümlü hakkında verilen denetimli serbestlik altında kamuya yararlı bir işte çalıştırılma yaptırımı hükümlünün ceza infaz kurumundan salıverilmesine müteakip infaz edilmek üzere kararı veren mahkemenin bulunduğu Cumhuriyet başsavcılığı ilamat bürosunda bekletilecektir. (DSHY m. 40/7)

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 5/1-c maddesi uyarınca adli para cezası hapse çevrilenlerin cezalarının doğrudan açık kurumlarda yerine getirileceği hükmü mevcuttur. Bu nedenle, adli para cezası hapse çevrilen hükümlünün cezası, açık ceza infaz kurumlarında infaz edilecektir.

Adli para cezasından çevrilme hapis cezasına ilişkin ilamın tebliğinde usul ve yasaya aykırı bir durum olmamalıdır. Tebligat kanuna göre hükümlü'nün infaz kurumundan salıverildiği yani infaz kurumu dışında bulunduğu süreçte yapılan tebligatlar usulüne uygun olacaktır. Kanaatimizce, kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğünün kabulü halinde infaz kurumundan salıverilen hükümlüler hakkında uygulanması mümkündür.

Adli para cezalarının ödenmemesi veya kamuya yararlı bir işte çalışma teklifinin de kabul edilmemesi durumunda hapse çevrilmesi ve çevrilen hapis cezasının da infazı mümkündür. Burada önemli olan husus hükümlünün tebligata rağmen ne adli para cezasını ödeme seçeneğini, ne de kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğünü tercih etmemesidir.

Bu yüzden çağrıya uymayan hükümlü hakkında yakalama çıkarılması ve infaz edilmesi için Açık Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü'ne gönderilmesi halinde infaz edilmesi gerekir.

Burada hükümlü hakkındaki ilamların toplanması ve toplandıktan sonra infaz edilmesi de mümkündür. Özellikle adli para cezasından çevrilme hapis cezalarının özelliği nedeniyle infazının öncelikle yapılması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay'ın görüşü de bu yöndedir. Hükümlünün bizzat kendisine yapılan tebligata rağmen kamuya yararlı bir işte çalışma seçeneğini tercih etmemesi nedeniyle ilamın koşullu salıverilme süresine kadar bekletilmesine ihtiyaç bulunmamaktadır.

5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfaz Hakkında Kanunun 98/1-b maddesi gereğince, çektirilecek cezanın hesabında duraksama olursa veya cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilemeyeceği hususunda kuşkular yaşanırsa infaz hâkimliğinden, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi yönünde bir karar verilmesi talep edilebilmektedir.

Ayrıca 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfaz Hakkında Kanunun 99 maddesine göre, Adli para cezasından çevrilen ve ceza infaz kurumunda infaz edilme aşamasına gelen hapis cezalarının da toplama kararına dahil edilmesi ve bu suretle toplanan hapis cezalarının infaz edilebilmesi mümkündür.[4]

5275 sayılı Yasanın 99. maddesine göre, bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korumaktadırlar. Fakat abir kişi hakkında başka başka kesinleşmiş hükümler bulunması halinde, 5275 sayılı Kanun’un 107. maddesinin uygulanabilmesi yönünden mahkemeden bir toplama kararı talep edilebilir. Burada amaç hükümlünün toplam cezalar bakımından koşullu salıverilme süresinin tespit edilmesidir.

Hükümlünün birden çok kesinleşmiş mahkûmiyetinin bulunması halinde infazda kolaylık sağlanması için cezaların toplanması ile şu hususların gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır:

1) İnfazı gereken tüm hapis cezaları için toplam süre üzerinden tek bir şartla tahliye tarihi belirlenmelidir.

2) Tek bir deneme süresi tespit edilmelidir.

3) Tek bir bihakkın tahliye tarihi saptanmalıdır.

4) Cezaların infazları ile deneme sürelerinin çakışması önlenmelidir.

Hükümlü hakkındaki hapis cezalarının şartla tahliye süreleri ve infaz rejimlerinin farklı olması anılan yasa maddesinin uygulanmasına engel olmayacaktır.

Cezaların infazındaki bu farklılık, şartla ve bihakkın tahliye tarihlerinin de farklı olmasını gerektirmez. Burada hükümlünün farklı süre ve rejimlere tabi her bir cezası açısından cezaevinde geçireceği sürelerin müddetnamede gösterilmesi yeterlidir. Buna karşın toplam ceza süresi üzerinden tahliye tarihleri hesaplanmalıdır.[5]

Bu nedenle doğrudan hükmedilen hapis cezaları ile adli para cezasından çevrilme hapis cezalarının ayrı ayrı infaz edilmeleri halinde adli para cezasından çevrili hapis cezalarının 5275 sayılı Kanun'un 107/3. maddesinde belirtilen koşullu salıverilme sürelerinin içinde erimesi engellenecektir. Ayrıca bu durum hükümlü aleyhine sonuçların ortaya çıkmasına neden olacaktır. Bu durumda da tek bir şartla tahliye tarihi, deneme süresi ve bihakkın tahliye tarihinin saptanması ve cezaların infazları ile deneme sürelerinin çakışmasının önlenmesi mümkün olmayacaktır.[6]

Adli para cezalarının infazında şartla tahliye hükümleri uygulanmayacaktır. Adli para cezası infaz edilen hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz usulünden yararlanması mümkün değildir.

Denetimli serbestlik hizmetleri yönetmeliğinin 40/7 maddesinde yer verilen "hakkında adli para cezasını ödememesi nedeniyle kamuya yararlı bir işte çalıştırılma kararı verilmiş hükümlünün ceza infaz kurumunda olması durumunda, hükümlü hakkında verilen denetimli serbestlik altında kamuya yararlı bir işte çalıştırılma yaptırımı hükümlünün ceza infaz kurumundan salıverilmesine müteakip infaz edilmek üzere kararı veren mahkemenin bulunduğu Cumhuriyet Başsavcılığı ilamat bürosunda bekletilir." şeklindeki hükmü şu şekilde yorumlanmalıdır:

Öncelikle yasal düzenlemede kamuya yararlı bir işte çalıştırılma yaptırımından bahsetmektedir. Bu hükmün uygulanabilmesi için öncelikle hükümlünün kamuya yararlı bir işte çalışma yaptırımını tercih etmesi gerekir. Ayrıca adli para cezasını herhangi bir şekilde ödemeyen ve yapılan çağrıya da uymayan hükümlü hakkında adli para cezasının infazına ilişkin gerekli işlemler uygulanabilir.

Yine yönetmeliğin ilgili maddesinde "hükümlünün ceza infaz kurumundan salıverilmesine müteakip" ibareleri geçmektedir. Buradaki salıverilme kavramı koşullu salıverilme kavramından farklıdır.

Yasa koyucu yönetmeliğin her yerinde "koşullu salıverilme" kavramını tercih ederken, yönetmeliğin 40/7 maddesinde "infaz kurumundan salıverilme" ibaresini tercih etmesi her iki kavram arasındaki farklılığa işaret etmektedir. Bunun anlamı şudur; hükümlü ceza infaz kurumundan salıverildikten, yani infaz kurumu dışında yaşamını sürdürmesi halinde kamuya yararlı bir işte çalışma yaptırımı uygulanabilecektir.

Şayet infaz edilmekte olan ilamla ilgili olarak hükümlü bu seçeneği tercih etmemiş ise, kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğünün infazı mümkün olmayacaktır. Bu durumda da adli para cezasından çevrilme hapis cezası infaz kurumunda infaz edilecektir.

Nitekim infaz yasasında son yapılan değişiklikle pek çok maddede “toplam ceza” ibaresine yer verilmiştir. Sonuç olarak yukarıda ifade ettiğimiz düşünceler ışığında hükümlü hakkındaki adli para cezasından çevrilme hapis cezasının infazının, hükümlünün başka bir suç nedeniyle denetimli serbestlik aşamasında olan hapis cezasının infazı sırasında gerçekleşmesi mümkündür. Bu durumda hükümlü hakkındaki doğrudan hapis cezası ile adli para cezasından çevrilme hapis cezasının toplanması da yasal düzenlemeye uygun olacaktır.[7]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

---------------------------------

[1] Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliği, Resmi Gazete Tarihi: 05.03.2013 Resmi Gazete Sayısı: 28578.

[2] Ek:RG-22/8/2015-29453.

[3] Y.10. CD, E: 2014/5113, K: 2015/203, Teb: KYB - 2014/202983, KT:20.01.2015. Örneğin; Hükümlü'ye söz konusu ilamla ilgili olarak 14/10/2019 tarihinde ödeme emri düzenlenmiş olup, 01/11/2019 tarihinde de tebliği yapıldığı, bu süreçte ceza infaz kurumunda bulunmadığı, sonrasında hükümlü'nün 30 günlük süresini geçirdiği, hükümlü'ye daha sonrasında 07/07/2020 tarihinde kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğüne dönüştürüldüğü ve bu hususun teklif edildiği, buna ilişkin çağrı kağıdının 17/07/2020 tarihinde hükümlü'nün bizzat kendisine tebliğ edildiği, bu süreçte de hükümlünün ceza infaz kurumunda olmadığı, kamuya yararlı bir işte çalıştırmaya ilişkin denetimli serbestlik uygulaması için 10 günlük yasal süresinde müracaatta bulunmadığı, kamuya yararlı bir işte çalışma yükümlülüğünün çağrıya uymayarak tercih etmediğini gösterdiği, çağrıya uymayan hükümlü hakkında 13/08/2020 tarihinde yakalama emri düzenlendiği, 17/08/2020 tarihinde yakalanarak savcılığımızca ilamın infazı için Açık Ceza İnfaz Kurumu'na sevk edildiği olay bu şekilde bir olaydır. Genel olarak adli para cezasından çevrilen hapis cezalarının infazı bu aşamalardan geçmektedir.

[4] Ek cümle:14.4.2020-7242/42 md.

[5] Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/12/2010 tarihli ve 2010/14558 esas, 2010/14136 karar sayılı ilamı.

[6] Y.1. CD, E: 2016/4125, K: 2016/3137, Teb: KYB - 2016/195092, KT: 20/06/2016. Ayrıca bkz.; “…doğrudan hükmedilen hapis cezaları ile adli para cezalarından çevrilme hapis cezalarının 5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 99 ve 101/2. maddeleri gereğince 9 yıl 14 ay 1249 gün hapis cezası olarak toplanmasına dair Ağır Ceza Mahkemesinin 22/05/2015 tarihli ve 2015/171 değişik iş sayılı kararını müteakip, hükümlü hakkındaki içtima kararı çözülerek doğrudan hükmedilen hapis cezalarının 9 yıl 14 ay hapis cezası olarak içtima edilmesine yönelik talebin kabulü ile anılan içtima kararının çözülmesine, hükümlü hakkında doğrudan hükmedilen hapis cezalarının 9 yıl 14 ay hapis cezası olarak, adli para cezasından çevrilme hapis cezalarının ise 1249 gün hapis cezası olarak toplanmasına, hükümlü hakkındaki hapis cezaları ile adli para cezasından çevrilen hapis cezalarının ayrı ayrı infazına ilişkin Ağır Ceza Mahkemesinin 22/01/2016 tarihli ve 2013/273 esas, 2014/138 sayılı ek kararma karşı yapılan itirazın reddine dair ….Ağır Ceza Mahkemesinin 16/02/2016 tarihli ve 2016/239 değişik iş sayılı kararı ile ilgili olarak…” Bununla birlikte Yargıtay’ın bu konuda farklı kararlarına da rastlamak mümkündür. “Adli para cezasından çevrili hapis cezası ile doğrudan verilen hapis cezalarının farklı infaz rejimlerine tabi olmaları nedeniyle 5275 sayılı Kanunun 99. maddesi gereğince içtima edilmeleri mümkün değildir. Bu yüzden şartla tahliyeye tabi olmayan cezanın öncelikle infaz edilmesi gerekir. Hükümlü hakkında öncelikle hapis cezasının infazına ara verilerek adli para cezasında çevrilme hapis cezasının infazına başlanması gerekir. Adli para cezasının ödenmesi veya hapis cezasının tamamen infazı ile bihakkın tahliye edilmesini müteakip, doğrudan verilen hapis cezasının infazına başlanması mümkündür. Bunun tam tersi bir durumun kabul edilmesi, hakkında adli para cezasından çevrili hapis cezası bulunan hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle tahliye edilmesi gibi bir sonuca yol açacaktır.” Bkz.; Y1.CD, E: 2017/1351, K: 2017/4266, T: 27.11.2017.

[7] 7242 sayılı yasa ile getirilen değişiklikler öncesinde Yargıtay’ın tam tersi düşüncede olan kararları da bulunmaktadır. Bkz.; Y.1.CD, E: 2017/1351, K: 2017/4266, T: 27.11.2017: “…5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/9. maddesindeki “Adli para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.” ile aynı Kanunun 105/A maddesinin 4. fıkrasındaki “Adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle, cezası hapse çevrilen hükümlüler yukarıdaki fıkralardaki infaz usulünden yararlanamazlar.” şeklindeki düzenlemeler uyarınca, adli para cezalarının infazında şartla tahliye hükümleri uygulanmayacağı gibi, adli para cezası infaz edilen hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle infaz usulünden yararlanamayacağı cihetle, adli para cezasından çevrili hapis cezası ile doğrudan verilen hapis cezalarının farklı infaz rejimlerine tabi olmaları nedeniyle 5275 sayılı Kanunun 99. maddesi gereğince içtima edilmeleri mümkün değilse de, şartla tahliyeye tabi olmayan cezanın öncelikle infaz edilmesi gerektiği, hükümlü hakkında öncelikle hapis cezasının infazına ara verilerek adli para cezasında çevrilme hapis cezasının infazına başlanması gerektiği, para cezasının ödenmesi ya da hapis cezasının tamamen infazı ile bihakkın tahliye edilmesini müteakip, doğrudan verilen hapis cezasının infazına başlanacağı, aksi halin kabul edilmesinin hakkında adli para cezasından çevrili hapis cezası bulunan hükümlünün denetimli serbestlik tedbiri uygulanmak suretiyle tahliye edilmesi gibi bir sonuca yol açacağı gibi, daha önce adli para cezasından çevrili hapis cezasının infazına başlanan ve sonrasında kesinleşerek infaza verilen doğrudan hapis cezası ilamı bulanan hükümlülerin farklı uygulamalara tabi tutulmasına neden olacağı cihetle, itirazın reddi yerine yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden…”