1.GİRİŞ

Ceza hukuku sistemimizde, para cezalarının infazında uygulanmakta bulunan hükümler yönünden önemli değişiklikler yapılmıştır. Bu bağlamda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’muzda “adlî para cezası” ibaresinin kullanılması tercih edilmiştir.

Cezaların infazı ve özellikle para cezaları açısından en önemli konu, cezaların fiilen yüksek bir oranda infaz edilmesinin temin edilmesidir. Kanun koyucu, bir kısım yabancı mevzuatın da kabul ettiği üzere para cezalarının taksitle ödenmesi sistemini benimsemiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50 nci maddesinin altıncı fıkrasında yapılan değişikliğin zorunlu sonucu olarak, Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106 ncı maddesinin dördüncü ve dokuzuncu fıkralarında değişiklik yapılmış ve keza, onuncu fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır.

Bu suretle, kasten işlenen suçlarda hükmolunan kısa süreli hapis cezasının veya taksirle işlenen suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezasının seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrilmesine rağmen bu cezanın süresinde ödenmemesi halinde, bu cezanın infazıyla ilgili olarak 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 106 ncı maddesi hükümlerinin uygulanmasına imkan tanınmış olacaktır.

2. ADLİ PARA CEZASI KAVRAMININ TANIMI

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un[1] (CGTİHK) 106/1 maddesine göre; Adli para cezası, Türk Ceza Kanunu'nun 52 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen usule göre tayin olunacak bir miktar paranın Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir.

Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün[2] 56/1 maddesinde ise; Adlî para cezası, beş günden az ve kanunlarda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yedi yüz otuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibaret olduğu ifade edilmiştir.

5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 52 nci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen usule göre tayin olunacak bir miktar meblağın Devlet hazinesine ödenmesi suretiyle adlî para cezasına hükmedilecektir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 52 maddesinde,[3] adli para cezasının belirlenmesine ilişkin bazı hükümler yer almaktadır.

3. ADLİ PARA CEZASINI BELİRLEME AŞAMALARI

Adli para cezasının belirlenmesi beş aşamada yapılmalıdır. Bu aşamalar şunlardır:[4]

1) Tam gün sayısı belirlenmelidir.

2) Tam gün sayısı üzerinden artırım ve indirim yapılmalıdır.

3) Bir gün karşılığı adli para cezası miktarı takdir edilmelidir.

4) Tam gün sayısı ile bir gün karşılığı adli para cezası miktarı çarpılmalıdır.

5) Adli para cezasının ödenmesinde, süre verme veya taksitle ödeme belirlenmelidir.

4. İLAMIN İNFAZ İÇİN CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA VERİLMESİ

Ceza yargılaması sonucunda adli para cezasının belirlenmesi işlemleri bittikten sonra, sanık hakkında verilen adli para cezasına dair hükmün mahkeme tarafından kesinleştirilip, infaz amacıyla Cumhuriyet başsavcılığına gönderilmesi gerekmektedir. Mahkeme ile savcılık arasındaki bu iletişim UYAP sistemi üzerinden temin edilmektedir. Karar ve ekleri fiziki olarak gönderilmemektedir.

Adlî para cezasını içeren ilâmın infaz edilmesi için, mutlaka Cumhuriyet başsavcılığına verilmesi gerekmektedir. İlamın savcılığa verilmeksizin infazı mümkün değildir.

5. İLAMIN SAVCI TARAFINDAN DENETLENMESİ VE KAYIT

İnfaz amacıyla infaz savcılığına UYAP üzerinden gönderilen ilamın, savcı tarafından kontrol edilmesi gerekmektedir. Savcı, bu denetimi özellikle sanık aleyhine bir hata olup olmadığını tespit etmek amacıyla yapmalıdır. Bu yüzden, ilam içindeki bilgiler ile kesinleşme şerhi içindeki bilgilerin karşılaştırılması gerekmektedir. Bazen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında sanık aleyhine hesaplama hataları olabilmektedir. Böyle bir durumda infaz savcısının, infazın durdurulmasını talep ederek, ilam ile ilgili yasa yollarına başvurması zorunlu bir işlemdir.

İnfaz savcısı ilamın denetimini yaptıktan sonra ilamat defterine kaydeder. Bu kayıt işlemleri UYAP üzerinden gerçekleştirilmektedir.

6. ADLÎ PARA CEZASININ OTUZ GÜN İÇİNDE ÖDENMESİ İÇİN TEBLİGAT ÇIKARILMASI

İnfaz savcısı, ilâmda belirtilen ödeme şekline göre, adlî para cezasının otuz gün içinde ödenmesi için hükümlüye 5275 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen tebligat esasları doğrultusunda bir ödeme emri tebliğ etmelidir. (CGTİHK md. 106/2; Tüzük md. 56/2)

Vasi Atanması Zorunlu Hükümlüler ve Tebligat işlemleri

Kurumda bulunan ve kanun hükümlerine göre vasi atanması zorunlu olan hükümlülere yapılacak tebligat, vasilerine yapılır. (Tüzük md. 56/2)

Hükümde Gösterilen Adrese Tebligat Yapılma Zorunluluğu

Ödeme emri, hükümde gösterilen adrese tebliğ edilmelidir. Hükümlü, adres değişikliklerini mahkemeye veya Cumhuriyet Başsavcılığına bildirmekle yükümlüdür. Aksi hâlde hükümde gösterilen adreste yapılan tebligat geçerlidir. (CGTİHK md. 20/3)

Tebligat işlemlerinin mutlaka, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Aksi halde mevzuata aykırı tebligat usulsüz kabul edilecek ve infaz süreci uzayacaktır.

7. ADLİ PARA CEZASININ ÖDENMEMESİ HALİ

Hükümlünün Adli Para Cezasının Hapis Cezasına Çevrilmesi ve Kamuya Yararlı Bir İşte Çalıştırılmasına Karar Verilmesi

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 106/3 maddesine[5] göre; Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir.

Günlük çalışma süresi

Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir.

Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir. (CGTİHK md. 106/3)

8. ÇOCUKLAR HAKKINDA HÜKMEDİLEN ADLÎ PARA CEZASININ ÖDENMEMESİ HÂLİ

Hapis Cezasına Çevirme Yasağı

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 106/4 maddesine[6] göre; çocuklar hakkında hükmedilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu ceza hapse çevrilemez. Bu takdirde infaz kanunun 106/11 maddesi hükmü uygulanır. (CGTİHK md. 106/4; Tüzük md. 56/3)

Bu yasal düzenlemeye göre çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde hapis cezasına çevrilemeyecektir.[7]

Nitekim 5275 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan düzenlemede çocuklar hakkında verilen adlî para cezası ile kısa süreli hapis cezasından çevrilen adlî para cezasının ödenmemesi halinde, bu cezaların hapse çevrilemeyeceği belirtilmiştir.

Bu hükmün, çocuklar dışındaki hükümlülere verilen kısa süreli hapis cezalarını da kapsayabileceği ve uygulamada tereddüde yol açabileceği düşüncesiyle, ayrıca 5237 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin dördüncü fıkrası hükmüyle de uyumlu hale gelmesi için yasada belirtilen şekilde sadece çocuklara münhasır olarak düzenleme yapılması kanun koyucu tarafından özellikle amaçlanmıştır.

Yasal düzenlemede belirtilen hükümler gereğince, adlî para cezasının hükmünü içeren ilam kesinleştiğinde Cumhuriyet başsavcılığına verilecek ve Cumhuriyet savcısı tarafından hükümlüye bir ay içerisinde adlî para cezasının ödenmesi için ödeme emri tebliğ edilecek ve tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adlî para cezası hükümlü tarafından ödenmezse Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilecektir.

Mahkeme ilamında hapse çevrilmeye ilişkin bir açıklama bulunmasa dahi bu hüküm Cumhuriyet başsavcılığınca uygulanacaktır. Çocuklar hakkında verilen adlî para cezaları ile kısa süreli hapis cezasından çevrilen adlî para cezaları ödenmemesi halinde bu cezalar hapse çevrilemeyecektir.

Adlî para cezası hükümle birlikte taksite bağlanmamış ise, yukarıda belirtilen bir aylık süre içinde adlî para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine izin verilir. Ancak, ilk taksit süresinde ödenmezse verilen bu izin geçersiz olacaktır.

İlamın Mahallin En Büyük Mal Memuruna Verilmesi

Hapse çevrilme yasağı gereğince, İnfaz Kanunu’nun 106/11 maddesi gereğince, çocuk hükümlü hakkında ödenmemesi nedeniyle geri kalan adli para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verilir. Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adli para cezası tahsil edilir.

Hapse çevirme yasağının İnfaz Savcılığınca Görev Gereği Gözetilmesi

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 106/5 maddesine göre; Adli para cezasının hapse çevrileceği mahkeme ilâmında yazılı olmasa bile üçüncü fıkra hükmü yani çocuk hükümlüler hakkındaki hapse çevrilme yasağı Cumhuriyet Başsavcılığınca görev gereği gözetilir ve uygulanır.

5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır.

Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı hususu gözetilmelidir.[8]

9. ÇEVRİLEN HAPİS CEZASININ ÜST SINIRI (3 ve 5 yıl)

Tek adli Para cezasında azami süre üç yıldır

Adli para cezası yerine çektirilen hapis süresi üç yıl ile sınırlandırılmıştır. Para cezasının hapse çevrilmesi sonucunda hapis cezası üç yıldan fazla olsa bile üç yıldan fazla olan süre dikkate alınmayacak, hapis cezası üç yıl olarak infaz edilecektir.

Birden Fazla Para Cezasında Azami Süre Beş Yıldır

Birden fazla hükümle adli para cezalarına mahkûmiyet hâlinde ise, bu süre beş yılı geçemeyecektir. (CGTİHK md. 106/7; Tüzük md. 56/7)

10. HAPİS CEZASINA ÇEVİRME İŞLEMLERİNDE GÜN KARŞILIĞI OLARAK MİKTARIN BELİRLENMESİNE İLİŞKİN ESASLAR

Özel Yasa İle İlgili Suçlar

5237 sayılı Kanun dışındaki diğer kanunlara göre; gün karşılığı olarak miktarı belirtilmeyen ilâmlardaki adlî para cezaları ödenmemesi hâlinde Cumhuriyet başsavcılığınca bir gün karşılığı yüz Türk Lirası hesabı ile hapse çevrilir. (Tüzük md. 56/11)

Başka bir söylemle, 5237 sayılı Kanun dışındaki diğer kanunlara dair suçlarda, adlî para cezaları ödenmemesi hâlinde bir gün karşılığı yüz Türk Lirası hesabı ile hapse çevirme işlemi yapılacaktır.

5237 Sayılı TCK’de Yer Alan Suçlar

5237 sayılı Kanun ile ilgili suçlarda ise, hapis cezası hangi miktar üzerinden paraya çevirme işlemi yapılmış ise aynı miktar üzerinden ödenmeyen adli para cezası hapse çevirme işlemine tabi tutulacaktır.[9]

Lehe Kanun Uygulamaları

5237 sayılı TCY'nın 50/1. maddesi uyarınca verilmiş bulunan para cezalarına ilişkin olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.06.2007 gün ve 113-127 sayılı kararının, 01 Haziran 2005 tarihinden önceki bir suça ilişkin olarak 52. madde uyarınca doğrudan verilmiş olan adli para cezalarının ödenmemesi halinde hangi miktar üzerinden hapse çevirme işlemi yapılacağı sorununu çözüme kavuşturmuştur.

Yargıtay, 5739 sayılı Yasa ile yapılan değişikliklerin de varılan bu sonucu doğruladığını, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin de 5237 sayılı Yasanın 50 veya 52. maddeye göre hangi miktar üzerinden paraya çevirme işlemi yapılmış ise aynı miktar üzerinden hapse çevirme işlemi yapılması gerektiğini bu kararında ifade etmiştir.[10]

Suç tarihi ister 01 Haziran 2005 tarihinden önce, isterse sonra olsun, 5237 sayılı TCY’nın 52. maddesi uyarınca doğrudan verilmiş olan adli para cezalarının ödenmemesi üzerine yapılması gereken hapse çevirme işleminin, bu madde ile kurulması amaçlanan sistemin ayrılmaz bir parçası olan 5275 sayılı Yasanın 106. maddesi uyarınca yapılması zorunludur.

Bunun dışında, belirtilen şekilde tayin edilmiş olan adli para cezalarının, daha lehe infaz hükümleri içerdikleri gerekçesiyle, 647 sayılı Yasa uyarınca veya 5275 sayılı Yasanın geçici 1 veya 5252 sayılı Yasanın 5/3. maddelerinden biri nazara alınarak hapse çevrilmesi olanaklı değildir.[11]

11. HÜKÜMDE, ADLİ PARA CEZASININ TAKSİDE BAĞLANMAMIŞ OLMASI HALİNDE TAKSİTLENDİRME

Biri Peşin İki Eşit Taksit Olmak Üzere 3 Zamanlı Ödeme İmkanı

Hükümde, adli para cezası takside bağlanmamış ise, bir aylık süre içinde adli para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine izin verilir. (CGTİHK md. 106/6; Tüzük md. 56/5)

Taksitin Süresinde Ödenmemesi Halinde Para Cezasının Kalan Kısmının Hapse Çevrilmesi

İlk taksitin süresinde ödenmemesi hâlinde, verilen ikinci takside ilişkin izin hükümsüz kalır. Ödenmeyen adlî para cezası, Cumhuriyet savcısının kararı ile gösterilen gün karşılığı miktar esas alınarak hapse çevrilir. (CGTİHK md. 106/6; Tüzük md. 56/5)

Hükümlünün hapis yattığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı ödemesi durumunda cezaevinden çıkartılması

Adlî para cezası yerine çevrilen hapsin süresi hiçbir halde üç yılı geçemeyeceği gibi birden fazla hükümle adlî para cezalarına mahkûmiyet durumunda da bu süre beş yılı geçemeyecektir. Bunun dışında hükümlünün hapis yattığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı ödemesi durumunda cezaevinden çıkartılacaktır.

Belirtmek gerekir ki, doğrudan hükmolunmuş adli para cezasının ödenmemesi nedeniyle hapse çevrilmiş ve bu evrede ödenmiş olması durumunda ise hükümlünün, CGTİK'nın 106/8. maddesindeki ve Tüzüğün 56.maddenin 8. fıkrasındaki ve 9. fıkrasındaki hükümleri uyarınca hapisten çıkartılması bir zorunluluk olarak karşımıza çıkmaktadır.[12]

12. HÜKÜMDE ADLİ PARA CEZASININ TAKSİDE BAĞLANMIŞ OLMASI

Mahkeme, yargılama sonunda sanık hakkında belirlediği adli para cezasını taksitlendirebilir. Burada 5237 TCK’nin 52/4 maddesindeki ilkeler geçerli olacaktır. Bu ilkeler şunlardır:

Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilecektir.

Hakim, sanık hakkında belirlediği adli para cezasının taksit süresi iki yılı geçemeyecektir. Yani, adli para cezası 24 taksitten fazla olamayacaktır. Bundan başka, hakim yine taksit miktarını dörtten az olacak şekilde tayin edemeyecektir.

Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği hususunun ayrıca izah edilmesi gerekir. Bu ihtar yapılırken, hapse çevirme yasağına ilişkin ilkeler gözetilmelidir.

Otuz Gün İçinde İlk Taksidin ve Diğer Taksitlerinde Vadesinde Ödenmiş Olması Gerekir

Hükümde, adlî para cezası takside bağlanmış ise, kararda belirtilen süreye göre infaz edilir. Otuz gün içinde ilk taksidin ödenmemiş olması hâlinde veya taksitlerden birisinin hükümde gösterilen süre içerisinde ödenmemesi hâlinde, adlî para cezası, Cumhuriyet savcısının kararı ile gösterilen gün karşılığı miktar esas alınarak hapse çevrilir. (Tüzük md. 56/4)

Para Cezasının Hapse Çevrilerek İnfaz Edilmesi Halinde Kalan Paranın Ödenmesi

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 106/8 maddesine[13] göre; Hükümlü, hapis yattığı veya kamuya yararlı işte çalıştığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı öderse hapisten çıkartılır veya kamuya yararlı işte çalıştırılma sona erer. Yani Hükümlü, hapis yattığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı öderse hapisten çıkartılacaktır. (Tüzük md. 56/8)

Para cezasının hapse çevrilmesi halinde erteleme ve koşullu salıverilmeye ilişkin kuralların uygulanmaması.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 106/9 maddesine[14] göre; adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanmaz.

Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır. [15]

Yeni Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü saklı kalmak kaydıyla, adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemeyecek ve bunun infazında şartla salıverilmeden yararlanılmayacaktır. Getirilen bir başka hüküm ise hapse çevrilmiş olsa dahi, hak yoksunlukları açısından esas alınacak olan adlî para cezasıdır.

Mal Memuruna Gönderme Tarihi Esas Alınarak İnfaz Defterindeki Kaydın Kapatılması Ve Mahkemesine Bildirilmesi

Adli para cezası hapis cezasına çevrilmesi suretiyle gerek hapis cezasının yerine getirilmesi gerek kamuya yararlı bir işte hükümlünün çalışması sonucunda, infaz edilen hapsin süresi, adlî para cezasını tamamıyla karşılamamış olursa, geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna gönderilecektir.

Bu makamlarca, 6183 sayılı Kanuna göre, kalan adlî para cezası tahsil edilir. Mahallin en büyük mal memuruna gönderme tarihi esas alınarak Cumhuriyet başsavcılığınca infaz defterindeki kaydı kapatılır ve mahkemesine bildirilir. (Tüzük md. 56/10)

13. 6183 SAYILI AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUNA GÖRE KALAN ADLİ PARA CEZASI TAHSİL EDİLMESİ HALİ

Yasal düzenlemede, infaz edilen hapis cezasının süresi adlî para cezasının tamamıyla karşılanmamış olursa geri kalan adlî para cezasının tahsili için ilamın Cumhuriyet başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna verileceği ifade edilmektedir.

Aynı durum İnfaz edilen hapsin veya kamuya yararlı işte çalışmanın süresi, adli para cezasını tamamıyla karşılamamış olması halinde de geçerli olacaktır. Bu halde de, aynı şekilde geri kalan adli para cezasının tahsili için ilâm, Cumhuriyet Başsavcılığınca mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilecektir..[16]

Bu makamlarca 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre kalan adli para cezası tahsil edilir. (CGTİHK md. 106/11)

İnfaz savcılığı, adli para cezasının tahsili için ilamı mahallin en büyük mal memurluğuna gönderdikten sonra gönderme tarihi itibariyle infaz defterindeki kaydı kapatır ve bu hususu mahkemesine bildirir. Bu işlem ile adli para cezası infazı ile ilgili infaz savcılığı aşaması geçilmiş olur. Ancak yerine getirme fişi düzenlenmez.

5275 sayılı Kanunun uygulanmasını gösteren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzükte açık bir şekilde infaz edilen hapsin süresinin, adli para cezasını tamamıyla karşılamadığı durumda, geri kalan adli para cezasının tahsili için ilamın, Cumhuriyet başsavcılığınca mahallin en büyük mal memuruna gönderileceği, bu makamlarca 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Kanununa göre geri kalan adli para cezasının tahsil edileceği, mahallin en büyük mal memuruna gönderme tarihi esas alınarak Cumhuriyet başsavcılığınca infaz defterindeki kaydın kapatılarak mahkemesine bildirileceği düzenlenmesine rağmen, kaydın kapatılmasını müteakiben yerine getirme fişinin düzenleneceğine dair bir hükme yer verilmemiştir.

Tüzüğün ilgili maddesinin, 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca tahsili gereken bu tür ilamların Cumhuriyet başsavcılığında hiçbir işlem yapılmadan ve infaz defterindeki kaydı açık tutularak bekletilmesinin önüne geçilmesi bakımından düzenlendiği anlaşılmaktadır.

Bundan başka, 5275 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde, mahkemenin kesinleşen ve yerine getirilmesini onayladığı cezaya ilişkin hükmün Cumhuriyet başsavcılığına göndereceği ve bu hükme göre cezanın infazının Cumhuriyet savcısı tarafından izleneceği ve denetleneceği açıkça ifade edilmiştir.

5352 sayılı Kanunun "Adli sicile kaydedilecek bilgiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde de; adli para cezasının tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infaz edildiği hususu ile adli para cezasının tazyik hapsinden sonra kalan kısmının ödenmek suretiyle infaz edildiği hususunun adli sicile kaydedilecek bilgiler arasında yer aldığı vurgulanmıştır.

Bu çerçevede; adli para cezasının infazının 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca mal memurluğunca yerine getirilmesi, verilen para cezasının niteliğini ortadan kaldırmamakta sadece tahsil usulünü değiştirmektedir. Nitekim, mal memurluğunca yapılan tahsilat sırasında da mahsus makbuza "adli para cezası" ibaresi yazılmak suretiyle tahsilatın niteliği de belirtilmektedir.

Ayrıca, 6183 sayılı Kanunun 3 üncü maddesinde para cezaları, adli ve idari para cezaları olarak tanımlanmış; 102 nci maddesinde de para cezalarına ait hususi kanunlardaki zamanaşımı hükümlerinin mahfuz tutulacağı ifadesine yer verilmiştir.

İnfaz edilen hapsin süresinin adli para cezasını karşılamaması halinde şu işlemler yapılmalıdır:

5352 sayılı Kanunun "Adli sicile kaydedilecek bilgiler" kenar başlıklı 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinin açık hükmü uyarınca adli para cezası ile ilgili olarak;

a) Adli para cezasına ilişkin mahkumiyet hükmü,

b) Adli para cezasının ödenmek suretiyle infazı,

c) Adli para cezasının tazyik hapsi suretiyle kısmen veya tamamen infazı,

ç) Adli para cezasının tazyik hapsinden sonra kalan kısmının ödenmek suretiyle infazı,

hususlarının adli sicile kaydedilecek bilgiler arasında olması sebebiyle ilgili fişlerin düzenlenerek Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilmesi gerekmektedir.

5352 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinde adli para cezalarının tahsil usulüne ilişkin bir ayrıma gidilmeksizin bu cezaların ödenmesi suretiyle infazı hususunun adli sicile kaydedilecek bilgiler arasında sayılması ve bu durumun Adli Sicil Yönetmeliği hükümleri uyarınca yerine getirme fişi ile yapılması zarureti karşısında; infaz edilen hapsin süresinin adli para cezasını tamamen karşılamaması durumunda geri kalan adli para cezasının tahsili için ilamın aslının Cumhuriyet başsavcılığınca mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilmesi zorunludur.

İnfaz kaydına, mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilme tarih ve sayısının şerh düşülmesi gerekmektedir.

İnfaz evrakının, üst yazı ile mahallin en büyük mal memurluğuna gönderilmesinde; infazın tamamlandığında durumun Cumhuriyet başsavcılığına bildirilmesinin istenilmesi gerekir.

6183 sayılı Kanuna göre tahsili yapılacak ilamların yılsonu listelerinin UYAP ortamından raporlamasının yapılarak maliyeden akıbetlerinin sorulması gerekir.

6183 sayılı Kanun uyarınca yapılacak tahsil işlemi, belli bir miktarın altında kalması sebebiyle tahsil edilememe halinde veya zamanaşımı süresinin dolmasından sonra Cumhuriyet Başsavcılığınca yerine getirme fişi düzenlenerek Adalet Bakanlığı Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğüne gönderilmesi icap etmektedir.

14. YABANCI UYRUKLU ŞAHISLAR HAKKINDA VERİLEN ADLİ PARA CEZALARININ TAHSİLİ

5275 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinde adli para cezalarının infazının nasıl yapılacağı ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir. Fakat uygulamada özellikle yabancı uyruklu şahısların yurt dışında bulunmaları halinde, bu cezaların nasıl infaz edileceği konusunda kimi zaman tereddütler yaşanabilmektedir.

Ülkemiz 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesi ile 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayri adli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesine taraf bulunmaktadır.

1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesinin 1 ila 7 nci maddeleri arasında tebligat işlemlerine yer verilmiştir. 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayriadli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesi ise, sadece tebligat konularını düzenlemekte olup, bu Sözleşme 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesine de taraf olan devletlerarasında özel nitelikte hükümler taşıması nedeniyle önceliğe sahiptir.

Nitekim Sözleşmenin 22 nci maddesinde her iki Sözleşmeye taraf olan ülkeler bakımından bu Sözleşmenin 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Sözleşmenin 1 ila 7 nci maddeleri arasındaki hükümlerin yerini alacağı belirtilmiştir. Bu sebeple, her iki Sözleşmeye taraf olan devletler bakımından tebligat işlemleri, 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesine göre değil, 1965 tarihli Hukuki ve Ticari Konularda Adli ve Gayriadli Belgelerin Yabancı Memleketlerde Tebliğine Dair Lahey Sözleşmesi hükümleri uyarınca yerine getirilecektir. Her iki Sözleşmenin uygulanmasında, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü merkezi makam olarak tayin edilmiştir. Sözleşmelerin uygulama alanı, hukuki ve ticari konulardaki adli ve gayri adli belgelerle sınırlıdır.

Yabancı uyruklu şahıslar hakkında verilen adli para cezalarının tahsili ile ilgili şu işlemler yapılmalıdır:

Yabancı Uyruklu Kişinin Yurt İçinde İkamet Etmesi

1- Adli para cezasını içeren ilamın yabancı uyruklu kişinin yurt içinde ikamet etmesi durumunda, Cumhuriyet savcısı tarafından otuz gün içerisinde ödenmesi için hükümlüye 5275 sayılı Kanunun 20 nci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, ödeme emri tebliğ edilmesi, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içerisinde adli para cezasının ödenmemesi halinde, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapis kararı verilerek işlem yapılması,

Yabancı Uyruklu Kişinin Yurt Dışında İkamet Etmesi

2- Adli para cezasına hükümlü olan yabancı uyruklu kişinin yurt dışında ikamet etmesi halinde şu işlemler yapılmalıdır:

a) Yurt dışına gönderilecek tebligatlarda, tebligat yapılacak devlet ile Türkiye arasında bu konuda herhangi bir anlaşma veya sözleşme yoksa tebliğin, uluslararası adli yardımlaşmanın esasını teşkil eden karşılıklılık ilkesi çerçevesinde 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Bakanlar Kurulunun 20/8/1959 tarihli ve 4/12059 sayılı kararı ile kabul edilen Tebligat Tüzüğü hükümlerine göre yapılması, Tebligat Kanununun 25 inci maddesinin üçüncü ve Tebligat Tüzüğünün 36 ncı maddesinin birinci fıkraları uyarınca, yurt dışında bulunanlara tebliğ olunacak evrakın, tebligatı çıkaran merciin bağlı bulunduğu Bakanlık aracılığıyla Dışişleri Bakanlığına, oradan da o yerdeki Türkiye Büyükelçiliğine veya Başkonsolosluğuna gönderilmesi şarttır.

b) İki taraflı ve çok taraflı sözleşmeler ile karşılıklı nezaket kuralları çerçevesinde, hukuki konularda adli makamlarca ve noterliklerce yurt dışında bulunanlara tebliği talep edilen evrakın, Adalet Bakanlığı aracılığı ile diplomatik yoldan, tebliğin yapılacağı ülkedeki yetkili makamlara ulaştırılması, adli makamlar dışındaki merciler tarafından gönderilecek tebliğ evrakının da, bu merciin bağlı bulunduğu Bakanlığa gönderilmesi gerekmektedir.

c) Açıklama bölümünde belirtilen her iki Sözleşmenin uygulama alanının hukuki ve ticari konulardaki adli ve gayri adli belgelerle sınırlı oluşu nedeniyle, idari, sosyal ve mali (vergi) alanlara ilişkin belgelerin bu kapsama girmediği gözetilmelidir.

ç) Devletlerin cebri icra yetkisinin coğrafi sınırlar içinde olması sebebiyle adli para cezasının yurt dışında tenfizini öngören akdedilmiş ikili bir sözleşme var ise bu yolla tahsili cihetine gidilmesi gerekir.

Tebligat İşlemi Yapılmadan Doğrudan Tahdit ve Aranan Şahıslar Projesine Veri Girişi Yapılmaması

3- Kişi hak ve özgürlüklerinin ihlaline sebebiyet verilmemesi bakımından, yabancı uyruklu kişiler hakkında verilen adli para cezasını içeren ilamların tebligat işlemi yapılmadan doğrudan tahdit ve aranan şahıslar projesine veri girişi yapılmaması, gerekir.

Bu şekilde yurt dışı kapılarına tahdit konulması için gönderilen taleplerin, 5275 sayılı Kanunun 19 uncu maddesinin birinci fıkrasının açık hükmü karşısında yakalama emri niteliğinde bulunmadığı hususuna dikkat edilmelidir.

14. KISA SÜRELİ HAPİS CEZASI YERİNE HÜKMEDİLEN ADLÎ PARA CEZASININ İNFAZI

Kısa süreli hapis cezası yerine hükmedilen adlî para cezasının infazı Tüzük’te 51. Maddede düzenlenmiştir. Bu yasal düzelemeye göre, kısa süreli hapis cezası yerine hükmedilen adlî para cezasının infazı ile ilgili olarak şu kurallara uyulmalıdır:

Adli para cezası Devlet Hazinesine ödenerek infaz edilir.

5237 sayılı Kanunun 50 nci maddesine göre hapis cezasına seçenek olarak mahkemece belirlenen adlî para cezası, hükümde yer alan para miktarı Devlet Hazinesine ödenerek yerine getirilir.

İnfaz İşlemlerini C.Başsavcılığı gerçekleştirir. (Kayıt-Tebligat-30 gün süre verme)

Kesinleşen adlî para cezasını içeren ilâm, Cumhuriyet başsavcılığına verilir. Cumhuriyet savcısı hapis cezasından çevrilen adlî para cezasının otuz gün içinde ödenmesi için hükümlüye bir ödeme emri tebliğ eder.

Taksitlendirme

İnfaz Savcılığı’ınca Taksitlendirme

Hükümde, adlî para cezası takside bağlanmamış ise, otuz günlük süre içinde adlî para cezasının üçte birini ödeyen hükümlünün isteği üzerine geri kalan kısmının birer ay ara ile iki eşit taksitte ödenmesine imkan sağlanır.

Taksitin ödenmemesi

İlk taksitin süresinde ödenmemesi hâlinde, durum mahkemeye bildirilir. Cumhuriyet savcısının talebi üzerine mahkemece, kısa süreli hapis cezasının kısmen infazına karar verilir ve bu karar derhâl infaz edilir.

Hükümde adlî para cezası takside bağlanmış

Hükümde adlî para cezası takside bağlanmış ise kararda belirtilen süreye göre infaz edilir. Otuz gün içinde ilk taksidin ödenmemiş olması hâlinde, durum mahkemeye bildirilir, kararda yer almamış olsa bile Cumhuriyet savcısının talebi üzerine hükmü veren mahkemece kısa süreli hapis cezasının tamamen infazına, sonraki bir taksitin ödenmemiş olması hâlinde ise kısmen infazına karar verilir ve bu karar derhâl infaz edilir.

Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitle tahsiline karar verilirken 5237 sayılı TCK'nın 52/4, 5275 sayılı Yasa'nın 106 ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün 56. maddelerine aykırı olarak sanığın aleyhine ve infaz yetkisini de kısıtlar şekilde karar verilmemelidir. Örneğin, “adli para cezasının hükmün kesinleşme tarihinden itibaren taksitlendirilmesine” karar verilmesi hukuka aykırı olacaktır.[17]

5237 sayılı TCY ve 5275 sayılı CGTİHY'da taksitlendirmeye engel bir hüküm bulunmadığı ve anılan Tüzükte hükümde taksitlendirme halinde bu adli para cezasının nasıl infaz edileceğinin açıkça düzenlenmiş olması karşısında TCY'nın 50/1-a kısa süreli hapis cezası yerine hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilmesinin yasal olarak mümkün olduğu söylenebilir.

Bu nedenle, infazdaki kısmi farklılıklardan hareketle kısa süreli hapis cezası yerine hükmedilen adli para cezasının taksitlendirilemeyeceği sonucuna ulaşılmasında isabet bulunmamaktadır.[18]

Ödenmeyen adlî para cezasının mahkemece hapis cezasına dönüştürülmesi

Bu fıkra hükümlerine göre hapis cezasından adlî para cezasına çevrilip de ödenmeyen adlî para cezasının mahkemece hapis cezasına dönüştürülmesi hâlinde bu cezanın infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanır.

Çocuklar hakkında hapis cezasına çevirme yasağı

Bu fıkra hükümlerine göre çocuklar hakkında hapis cezasından adlî para cezasına çevrilen ancak ödenmeyen adlî para cezaları yeniden hapse dönüştürülemez. Bu cezalara ilişkin ilâm, tahsili için mahallin en büyük mal müdürlüğüne gönderilir. Bu makamlarca, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre adlî para cezası tahsil edilir. İlâmın gönderme tarihi esas alınmak suretiyle Cumhuriyet başsavcılığınca infaz defterindeki kayıt kapatılır ve mahkemesine bildirilir.

Taksirli suçlarda hükmolunan hapis cezalarının adlî para cezasına çevrilmesi

5237 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin dördüncü fıkrasına göre taksirli suçlardan dolayı hükmolunan hapis cezalarının adlî para cezasına çevrilmesi hâlinde, bu cezanın infazı hakkında da infaz Tüzüğü’nün 51. Maddesi hükümleri uygulanır.

14. ADLİ PARA CEZASI HAPSE ÇEVRİLENLERİN CEZALARININ İNFAZ EDİLECEĞİ KURUM

Açık Ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 5/1-c maddesi uyarınca adli para cezası hapse çevrilenlerin cezalarının doğrudan açık kurumlarda yerine getirileceği hükmü mevcuttur. Bu nedenle, adli para cezası hapse çevrilen hükümlünün cezası, açık ceza infaz kurumlarında infaz edilecektir.[19]

15. SONUÇ:

Adli para cezalarının infazında geçerli olan kurallar yukarıda ifade edilmiş olup, bu kurallara aynen riayet edilmesi gerekmektedir. Adli para cezalarının infazında, tebligat işlemleri çok önemlidir. Bu nedenle 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun tebligat işlemleri[20] ile ilgili kurallarına uyulması ve tebligat işlemlerinin mevzuata uygun şekilde yerine getirilmesi halinde hem infaz süreci uzamayacak hem de hükümlü haklarının ihlal edilmesine neden olunmayacaktır.

Ayrıca adli para cezalarının infazında şu hususlarında gözetilmesi gerekir:

Aynı hükümde birden fazla mahkûmiyet varsa ayrı ayrı kayıt yapılması kuralı:

Bir hüküm ile aynı şahsın hapis cezası yanında adli para ya da fer’i cezalara mahkumiyeti halinde, bu cezalara ait ilamların UYAP ortamında ayrı ayrı numaralara kaydedilmesi gerekmektedir.

Ödeme makbuzunun ilamat evrakına eklenmesi:

Adli para cezalarına ait ilamlarda, hükümlülük konusu paranın yatırılıp yatırılmadığının kontrolü bakımından; paranın maliyeye ödenmesinden sonra alınan “Maliye Vezne Makbuzu” ile ayrıca “Muhasebe İşlem Fişinin” birlikte ilamat evrakına eklenmelidir.

Paraların usulüne uygun olarak işlem görüp görmediğinin araştırılması:

Adli para cezaları karşılığı olarak Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğünün şubeleri ya da banka aracılığı ile Cumhuriyet başsavcılığına gelen paraların usulüne uygun olarak işlem görüp görmediğinin ayrıca araştırılması zorunludur.

Mesai saatleri dışında ödeme:

Adli para cezasına ilişkin ilamda yer alan cezanın infazı için hükümlüye gönderilen para cezası ödeme emri ya da usulüne uygun olarak çıkarılmış olan yakalama emri üzerine ilgililerin para cezasını mesai saatleri içerisinde maliye veznesine ödemelerinin sağlanması; mesai saatleri dışında, özellikle adli para cezasının infazı için çıkarılmış olan yakalama emri üzerine yakalanan hükümlülerin para cezasını ödemek istemeleri durumunda ise, Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Kalem Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 92 nci maddesince yapılan atıf nedeniyle, Hukuk ve Ticaret Mahkemeleri Kalem Hizmetleri Yönetmeliği hükümlerinin kıyasen uygulanması suretiyle, ilgili Cumhuriyet savcısının bilgisi ve talimatı doğrultusunda tutanak karşılığında paranın teslim alınması ve alınan paranın mesai saatlerinde derhal Maliye veznesine yatırılması; adli para cezasına ilişkin tahsilatın UYAP ortamında yapılmasına imkan sağlanması durumunda adliyede bulunan vezneler aracılığıyla bu işlemlerin yerine getirilmesi gerekmektedir.

Adli Para cezasının yanında hak yoksunluğuna hükmedilmesi hali:

Sadece adli para cezasına mahkûmiyet halinde ise, hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkinin kullanılmasının yasaklanmasına da karar verileceğinden, bu halde söz konusu hak yoksunluğunun, adli para cezasının tamamen infazından itibaren işlemeye başlayacaktır.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN  tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

-------------------

[1] Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Kanun Numarası : 5275, Kabul Tarihi : 13/12/2004, Yayımlandığı Resmî Gazete : Tarih : 29/12/2004, Sayı : 25685, Yayımlandığı Düstur : Tertip : 5, Cilt : 44.

[2] Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük, Bakanlar Kurulu Kararının Tarihi : 20/3/2006, No: 2006/10218, Dayandığı Kanunun Tarihi : 14/6/1930, No: 1721 29/3/1984, No: 2992 6/8/1997, No: 4301 26/9/2004, No: 5237 4/12/2004, No: 5271 13/12/2004, No: 5275 Yayımlandığı R. Gazetenin Tarihi : 6/4/2006, No: 26131 Yayımlandığı Düsturun Tertibi : 5, Cildi: 14, S. 485

[3] MADDE 52. - [1] Adlî para cezası, beş günden az ve kanunda aksine hüküm bulunmayan hâllerde yediyüzotuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesine ödenmesinden ibarettir. [2] En az yirmi ve en fazla yüz Türk Lirası olan bir gün karşılığı adlî para cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsî hâlleri göz önünde bulundurularak takdir edilir. [3] Kararda, adlî para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir. [4] Hâkim, ekonomik ve şahsî hâllerini göz önünde bulundurarak, kişiye adlî para cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla olmamak üzere mehil verebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler hâlinde ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı dörtten az olamaz. Kararda, taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi hâlinde geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrileceği belirtilir.

[4] Çalışkan, Suat: Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar, Adalet Yayınevi, Ankara, s. 732

[5] (Değişik Fıkra RGT: 28.06.2014 RG No: 29044 Kanun No: 6545/81) (Mülga Fıkra RGT: 28.06.2014 RG No: 29044 Kanun No: 6545/81): “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir.”

[6] Değişik Fıkra RGT: 01.03.2008 RG No: 26803 Kanun No: 5739/5) (Mülga Fıkra RGT: 01.03.2008 RG No: 26803 Kanun No: 5739/5) (Değişik Fıkra RGT: 01.06.2005 RG No: 25832 Kanun No: 5351/7): “Çocuklar hakkında hükmedilen; adli para cezası ile hapis cezasından çevrilen adli para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu cezalar hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” (Mülga Fıkra RGT: 01.06.2005 RG No: 25832 Kanun No: 5351/7): “Çocuklar hakkında verilen adlî para cezası ile kısa süreli hapis cezasından çevrilen adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde, bu cezalar hapse çevrilemez. Bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.”

[7] Emsal karar için bkz.; Y.10. CD'nin 09/11/2016 Tarih ve 2015/5453 Esas Ve 2016/3675 Karar Sayılı İçtihadı.

[8] YARGITAY 2.Ceza Dairesi Esas: 2018/ 465 Karar: 2018 / 989 Karar Tarihi: 08.02.2018: “…II- ... hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;1- 5237 sayılı TCK'nın 50/3. maddesinde daha önce hapis cezası ile mahkum olmayan 18 yaşını doldurmamış çocukların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezalarının aynı maddenin birinci fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrileceği belirtilmiş, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesinde “Çocuklar hakkında hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi halinde bu ceza hapse çevrilemez, bu takdirde onbirinci fıkra hükmü uygulanır.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Her ne kadar 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinde seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde tedbire çevrilen kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceği belirtilmiş ise de, yukarıda açıklanan düzenlemeler karşısında 5237 sayılı TCK'nın 50/6. maddesinin çocuklar yönünden uygulanamayacağı, hükmolunan seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde diğer seçenek tedbirlerden birine veya adli para cezasına karar verilebileceği sonucuna varılmaktadır. Bu itibarla kısa süreli hapis cezasından çevrilen seçenek tedbirin yerine getirilmemesi halinde hapis cezasının tamamen veya kısmen infaz edileceği ihtarı yapılamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi, BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün olduğundan, "seçenek yaptırımının gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi halinde kısa süreli hapis cezasının tamamen veya kısmen infazına karar verileceğinin ihtarına" ilişkin bölümün ve ayrıca hüküm fıkrasının 5237 sayılı TCK'nın 50/1-c maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafında yer alan "en az" ibaresinin hüküm fıkrasından çıkarılmasına karar verilmek suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 08.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. …” YARGITAY 2.Ceza Dairesi Esas: 2017/ 5198 Karar: 2018 / 351 Karar Tarihi: 29.01.2018: “… 2- 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106/4. maddesi uyarınca suç tarihi itibariyle 18 yaşını tamamlamayan ... hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinde, hapse çevrilemeyeceği ancak aynı maddenin 4. ve 11. fıkralarına göre işlem yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 1412 Sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılıkların aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK'nın 142/2-d, 143. ve 31/3. maddeleri uyarınca belirlenen 2 yıl 4 ay hapis cezasından, aynı Kanun'un 62. maddesi uyarınca 1/6 oranında indirim yapılarak 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi ve iş yeri dokunulmazlığını bozma suçundan kurulan hükümde ise, “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğine” ilişkin kısmın hüküm fıkrasından çıkarılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. ..”

[9] YCGK, E: 2010/11-236, K: 2010/254, KT: 30.11.2010.

[10] Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 05.06.2007 gün ve 113-127 sayılı kararı.

[11] YCGK, E: 2010/11-236, K: 2010/254, KT: 30.11.2010.

[12] Y.4.CD, E: 2007/6574, K: 2007/9454, KT: 14.11.2007.

[13] (Değişik Fıkra RGT: 28.06.2014 RG No: 29044 Kanun No: 6545/81) (Mülga Fıkra RGT: 28.06.2014 RG No: 29044 Kanun No: 6545/81): “Hükümlü, hapis yattığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı öderse hapisten çıkartılır.”

[14] (DEĞİŞİK FIKRA RGT: 01.03.2008 RG NO: 26803 KANUN NO: 5739/5) (KOD 2) (MÜLGA FIKRA RGT: 01.03.2008 RG NO: 26803 KANUN NO: 5739/5) (9) Türk Ceza Kanunu'nun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi saklı kalmak üzere, adli para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanamaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adli para cezasıdır.

[15] Tüzük md. 56/9 hükmü şu şekildedir: “5237 sayılı Kanunun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi saklı kalmak üzere, adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri uygulanamaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır.”

[16] Eklenmiş İbare için bkz. RGT: 28.06.2014, RG No: 29044, Kanun No: 6545/81.

[17] Y.7.CD, E: 2014/8022, K: 2016/293, KT: 20.01.2016: “…1-Sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının taksitle tahsiline karar verilirken 5237 sayılı TCK'nın 52/4, 5275 sayılı Yasa'nın 106 ve Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Tüzüğün 56. maddelerine aykırı olarak sanığın aleyhine ve infaz yetkisini de kısıtlar şekilde adli para cezasının hükmün kesinleşme tarihinden itibaren taksitlendirilmesine karar verilmesi, 2-TCK 51/8 maddesi gereğince denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağı ihtarının yapılmaması, Sonuç: Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca, hükmün 4. fıkrasından "hükmün kesinleşmesinden itibaren" ibaresinin çıkarılması, TCK 51/7. maddesinin uygulanmasına ilişkin 10. fıkradan sonra gelmek üzere "TCK 51/8 maddesi gereğince denetim süresinin iyi halli geçirilmesi halinde cezanın infaz edilmiş sayılacağının ihtarına" ibaresinin eklenmesi ile diğer kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün düzeltilerek ONANMASINA, 20.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi….”

[18] YCGK, E: 2007/ 8-274, K: 2008/18, KT: 05.02.2008.

[19] Y.10. CD, E: 2014/5113, K: 2015/203, Teb: KYB - 2014/202983, KT:20.01.2015.

[20] Tebligat işlemlerinin hukuka uygunluğu ile ilgili açıklamalar için Bkz.;http://www. hukukihaber.net/yargilama- surecine- etkileri-acisindan-tebligat-islemlerinin-hukuka-uygun lugunun-analizi-makale,6050.html/, ET: 05.09.2018.