Anayasa Mahkemesi (Mahkeme) 24.11.2021 tarihli Resmî Gazete'de yayımlanan 14/09/2021 tarihli ve 2018/20182 başvuru numaralı A.B. Başvurusu hakkında verdiği kararında Anayasa'nın 42. Maddesinde yer bulan "eğitim hakkına" ilişkin değerlendirmede bulunmuş ve ihlal kararı vermiştir. Somut uyuşmazlık sonucunda Anayasa Mahkemesi tarafından verilen ihlal kararı öz olarak değerlendirilmiştir.

OLAYIN ÖZETİ

Başvuru konusu, başvurucunun kişisel sosyal medya hesabından (facebook), öğrencisi olduğu üniversitenin yönetimi hakkında birtakım iddiaları içeren bir haberi yorum yapmaksızın paylaşması üzerine, üniversite yönetimince başvurucuya disiplin cezası verilmesine ilişkin işlemin eğitim hakkını ihlal ettiğine ilişkindir.

Başvurucunun paylaşımından 3 gün sonra üniversite yönetimince disiplin soruşturması açılmış, bilahare "yükseköğretim personelinin kurum içinde ya da dışında şeref ve haysiyetini zedeleyen eylemlerde bulunduğu" gerekçesiyle 1 hafta yükseköğretim kurumunda uzaklaştırma cezası ile cezalandırılmıştır.

Başvurucu tarafından bu cezanın iptali istemiyle açılan davada, İstanbul 11. İdare Mahkemesi, paylaşımın mevzuatta belirtilen şeref ve haysiyeti zedeleyen bir eylem olmadığı ve ifade özgürlüğü kapsamında kaldığı gerekçeleriyle cezanın iptaline karar vermiştir.

Üniversite yönetimince yapılan istinaf başvurusu üzerine, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 7. İdari Dava Dairesi, disiplin cezasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle idare mahkemesi kararını kaldırmış ve davanın reddine karar vermiştir. Başvurucu bunun üzerine Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştur.

MAHKEMENİN DEĞERLENDİRMESİ

Anayasa'nın 42. Maddesi’nde; "Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir." hükmü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ek 1 No.lu Protokol’ün 2. Maddesinde de; "Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz.” hükümleri bulunmaktadır.

Anayasa Mahkemesi, eğitim kurumlarının azami verimlilikle çalışabilmesi, kurumun insicamının bozulmaması veya bozulma tehlikesinin doğmaması için disiplin kurallarıyla öğrencilerin eğitim hakkı da dâhil olmak üzere birtakım temel hak ve özgürlüklerine karşı sınırlamalar getirilebileceğini kabul etmiştir.

Buna karşın Mahkeme, öğrencilerin temel hak ve özgürlüklerine yönelik bu sınırlamaların demokratik toplum düzeni için gerekli nitelikte ve ölçülü olmasının beklendiğini, temel hak ve özgürlükleri sınırlayan tedbirin de, toplumsal bir ihtiyacı karşılaması ve başvurulabilecek en son çare niteliğinde olması gerektiğini belirtmiştir.

Mahkeme'nin eğitim hakkına yönelik olarak getirilen sınırlamaların ölçülülüğü yönünden belirlediği ve dikkate alınması gereken üç kriter bulunmakta olup, bu ölçütler; elverişlilik, gereklilik ve orantılılıktır.

Mahkeme bu kriterlere göre yaptığı değerlendirmede;

1- Cezalandırmaya konu eylemin başvurucunun şahsi sosyal medya hesabından bir haberin paylaşılması şeklinde gerçekleştiği dikkate alındığında, eylemin başvurucunun üniversite dışındaki özel alanında gerçekleştiği tespitinde bulunmuştur.

2- Şikâyete konu haberin yorumsuz olarak paylaşıldığını belirten Mahkeme, başvurucunun eyleminin, kamuoyunca erişilebilir olan ve kendisini doğrudan ilgilendiren bir haber içeriğinin paylaşılmasından ibaret olduğu, başvurucunun haber içeriğinde yer alan yorum ve iddiaları destekleyip desteklemediğinin dahi anlaşılamadığı, içeriği doğru ya da yanlış olsun salt bir gazete haberinin sosyal medya hesabı üzerinden paylaşılmasının otomatik olarak başvurucunun yaptırıma maruz kalması sonucunu doğurmaması gerektiği tespitinde bulunmuştur.

3- Eğitimin derecesi arttıkça öğrencinin ifade özgürlüğüne yönelik müdahalelerin azalması gerektiği, başvurucunun yükseköğretim öğrencisi olduğu dikkate alındığında, ifade özgürlüğüyle bağlantılı eğitim hakkına yönelik müdahale alanının ilk ve orta öğretim seviyelerine göre daha dar olması gerektiği, özgür düşüncenin ve eleştirel aklın beşiği olarak görülen üniversitelerde farklı düşüncelere sahip üniversite öğrencilerine daha fazla hoşgörü gösterilmesi gerektiği belirlemesini yapmıştır.

4- Mahkeme ayrıca, idare ve mahkemelerin üniversite öğrencilerine verilecek disiplin cezalarına ilişkin kararlarında müdahaleye konu eylemin eğitim kurumunun düzeni üzerindeki olası yahut mevcut olumsuz etkisini mutlaka göstermesi gerektiğini belirtmiş, verilen disiplin cezasının nasıl bir zorunlu sosyal ihtiyaca karşılık geldiğinin ortaya konulması gerektiğini ifade etmiştir.

Bu değerlendirmeleri yapan Mahkeme sonuç olarak; başvuruya konu paylaşımın yapılma nedeninin, paylaşımın içeriğinin, paylaşılan haberde geçen hangi ifadelerin kurum insicamına ne şekilde tesir ettiğinin başvurucunun almakta olduğu eğitimin seviyesinin, paylaşımın yapıldığı mecranın, paylaşımın mevcut bir haberin yorumsuz olarak iletilmesinden ibaret olduğunun 7. İdari Dava Dairesi tarafından değerlendirilmediği, yukarıdaki açıklamalar ışığında başvurucuya verilen disiplin cezasının zorunlu bir ihtiyacı karşıladığı ve amaca ulaşmak bakımından orantılı olduğunun ortaya konulamadığı ve Dairece ileri sürülen gerekçelerin başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahale için ilgili ve yeterli olarak kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle, başvurucunun Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

SONUÇ

Anayasa Mahkemesi "eğitim hakkı" ihlaline ilişkin önemli bir karar vermiştir. Bu kararda "ifade özgürlüğüne", "özel hayata" ve "işlemlerdeki kamu yararının gerekçelerinin idarelerce ve mahkemelerce somut olarak gösterilmesi gerektiğine" vurgu yapan Mahkeme, üniversite öğrencileri açısından "ifade özgürlüğünün", lise ve ilköğretim öğrencilerine göre daha geniş olması ve yorumlanması gerektiği tespitinde bulunmuştur.

>> KARARA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ