Kıdem tazminatı, iş sözleşmesi kanunda öngörülen hallerden biri ile sona eren ve kanunda en az sürenin üstünde çalışmış olan işçiye veya ölümü halinde kanuni mirasçılarına, işveren tarafından ödenen ve miktarı işçinin çalışma süresi ve ücretine göre belirlenen paradır. [1]

1475 Sayılı İş Kanunu'nun yürürlükteki 14. maddesinde "Bu Kanuna tabi isçilerin hizmet akitlerinin...muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle...feshedilmesi...hallerinde isçinin ise başladığı tarihten itibaren hizmet akdinin devamı süresince her geçen tam yıl için işverence isçiye 30 günlük ücreti tutarında kıdem tazminatı ödenir. Bir yıldan artan süreler için de aynı oran üzerinden ödeme yapılır." hükmü bulunmaktadır.

26/07/2018 Kabul Tarihli ve 03/08/2018 tarihinde Resmi Gazete de yayınlanan 7146 sayılı Askerlik Kanunu İle Diğer Bazı Kanunlarda Ve 663 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 2. maddesinde ise "Bu madde hükümlerinden yararlananlar temel askerlik eğitimi süresince çalıştıkları is yeri, kurum ve kuruluşla tarafından aylıksız veya ücretsiz izinli sayılırlar." hükmü yer almaktadır.

1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. Maddesi gereği kıdem tazminatına hak kazandıran hallerden biri de muvazzaf askerlik hizmetidir. İşveren; Muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle, iş sözleşmesini 17. maddeye göre fesheden isçiye kıdem tazminatı ödemek zorundadır. 

Bu noktada muvazzaf askerlik hizmetinin tanımı yapılmalıdır. Muvazzaf askerlik hizmeti; 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri personel yasasına ve 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununa ve 1111 sayılı Askerlik Kanununa göre sürekli, başka bir ifade ile daimî askerliktir. Ancak muvazzaf askerlik İş Kanunu 14/3 maddesi çerçevesinde geçici, yedek, kısa dönem askerlik hizmeti anlamında kullanılmıştır. Bu anlamda muvazzaf askerlik hizmeti, Askerlik Kanunu’na göre her erkek Türk vatandaşının yapmakla yükümlü olduğu askerlik hizmetidir ve isçi tarafından iş sözleşmesinin bu sebeple feshi kıdem tazminatına hak kazandırır.

İş sözleşmesinin muvazzaf askerlik hizmeti nedeniyle feshedilmiş sayılabilmesi için isçinin isten ayrılması ile askere gidiş tarihi arasında uzun bir süre geçmemiş olmalı, başka bir ifade ile iş sözleşmesi feshi ile muvazzaf askerlik hizmeti arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Bu noktada muvazzaf askerlik hizmetinin kısa süreli ya da bedeli olup olmaması herhangi bir önem arz etmemektedir. Zira 1475 sayılı Kanunun 14. maddesi Muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyle” işten ayrılan işçilerin kıdem tazminatına hak kazanacağını düzenlemiş olup, muvazzaf askerlik hizmetinin ne şekilde yapılacağı, başka bir ifade ile fiilen mi yoksa bedel ödemek suretiyle mi yapılacağı konusunda bir ayrım yapmamıştır. Bu anlamda bedelli askerlik suretiyle muvazzaf askerlik hizmetini yapmış sayılmak için işyerinden ayrılan isçinin de kıdem tazminatına hak kazanması gerekir.

Nitekim yakın tarihli iki farklı Böle Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararlar da bu anlatılanlar doğrultudadır. Söz konusu kararlardan;

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’nin 26.12.2019 tarihli 2019/3156E. ve 2019/3356K. sayılı kararı şu şekildedir:

‘’Dosyada yer alan bilgi ve belgeler incelendiğinde; davacının bedelli askerlik görevi nedeniyle is akdini feshettiği, 1475 sayılı yasanın 14.maddesinin 3.bendinde belirttiği gibi muvazzaf askerlik nedeniyle is akdini fesheden isçinin kıdem tazminatı alabileceği gibi bedelli askerlik nedeniyle is akdi fesheden isçinin de kıdem tazminatı hakkı olduğu, davacının bedelli askerlik nedeniyle is akdini feshettiği ve dosyada yer alan askerlik sevk kâğıdından anlaşıldığı, davalı tarafından tutulan devamsızlık tutanaklarının davacı tarafından gönderilen fesih (askerlik nedeniyle) ihtarnamesinden sonra olduğu, fesih beyanından sonra tutulan devamsızlık tutanaklarının hiçbir hüküm ifade etmeyeceği, bu nedenle kıdem tazminatı hakkı olduğu, davacının is akdini askıda bırakma niyeti olmadığı ve is akdini tek taraflı feshetme hakkını kullandığı, davacının is akdinin feshettiğine dair ihtarnameyi 27/09/2019 tarihinde davalıya çektiği, davalının bu tarihten sonra tuttuğu devamsızlık tutanaklarının bir hükmü olmadığı, zaten davacının is akdini kendisi feshettiğinden devamsızlık tutanaklarının geçerli olmadığından davacının kıdem süresi de dikkate alınarak 1475 sayılı yasanın 14.maddesinde öngörülen kıdem tazminatı talebinde haklılık bulunduğu sonucuna varılmıştır.’’[2]

Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 24.01.2020 tarihli 2019/2257E. ve 2020/167K. Sayılı kararı şu şekildedir:

‘’1475 sayılı İş Kanunu’nun 14/3. Maddesinde muvazzaf askerlik hizmeti dolayısıyla iş sözleşmesini fesheden isçinin kıdem tazminatına hak kazanacağı düzenlenmiştir. Bu durumda isçi belirtilen bu hükümden yararlanarak bedelli için dahi olsa is sözleşmesini feshettiğinde kıdem tazminatı talep hakkına sahiptir.

7146 sayılı Kanunla 01/01/1994 tarihinden (bu tarih dahil) önce doğmuş olup, henüz askerliğini yapmamış ve 03/08/2018 tarihi itibariyle fiili askerlik hizmetine başlamamış olanlara askerliğini bedelli olarak yapma imkânı getirilmiştir. 4857 sayılı kanuna tabi olarak çalışanlardan zorunlu (muvazzaf) askerliğini yapanların askerlikten kaynaklanan kıdem tazminatı ve askerlik dönüsü ise başlama seklinde iki önemli hakkı vardır. Askerlik nedeniyle isten ayrılan isçinin kıdem tazminatı alabileceğine dair düzenleme 1475 sayılı Is Kanunu’nun 14. maddesinde yer almakta olup, bu maddede herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.

7146 sayılı Kanunda, temel askerlik süresince çalışanın işyeri tarafından ücretsiz izinli sayılacağına yer verildiğinden, bedelli askerlik nedeniyle işine ara verecek isçinin askere gideceğini belirterek iş akdini feshetmemişse dönüsünde aynı yerde çalışma hakkına da sahiptir. Ancak bunun yerine ücretsiz izin talep edebilir. Bu durumda ise ortada bir feshi olmadığından feshe bağlı alacak olan kıdem tazminatı talebinden söz edilemez. Yani isçinin seçimlik hakkı vardır.’’[3]

Sonuç olarak; yukarıda anlatılanlar ve Bölge Adliye Mahkemeleri kararları doğrultusunda, 2018 yılı bedelli askerlik uygulamasında, işçinin 7146 sayılı Kanunda getirilen ücretsiz izin hakkının yanı sıra aynı zamanda işçinin 1475 sayılı Kanunda öngörülen kıdem tazminatını talep etme hakkı mevcut olup işçinin bu anlamda seçim hakkı mevcuttur.

-------------------------------------

[1] Prof. Dr. Haluk Hadi SÜMER, İş Hukuku, 23. b., Ankara: Seçkin Yayıncılık, 2018, s. 127

[2] İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi’nin 26.12.2019 tarihli 2019/3156E. ve 2019/3356K. sayılı kararı

[3] Konya Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 24.01.2020 tarihli 2019/2257E. ve 2020/167K. Sayılı