Ülkemizde yapılmak istenen söz konusu değişiklik kadar vahim bir duruma bu ülke hiç bir döneminde şahit olmamıştır. Getirilmek istenen bu sistem, anayasa tarihi ile tüm dünyada uygulanmış ve uygulanmakta olan tüm anayasal düzenlere baktığımızda neredeyse daha önce eşi benzeri görülmemiş bir sistemdir. Başkanlık sistemi olarak adlandırılan düzenlemenin başkanlık sistemi ile uzaktan yakından ilgisi yoktur. Tüm hukukçular ve anayasa tarihçileri bilir ki, başkanlık sisteminde katı kuvvetler ayrılığı mevcuttur. Yani; yürütme, yargı ve yasama organları birbirlerinden kesin çizgiler ile ayrılmıştır ve bu organlar ile başkanın birbirine müdahaleleri söz konusu değildir.

Oysaki, getirilen düzenlemede bahsi geçen organlar tek elde toplanmakta, cumhurbaşkanı sınırsız yetkileri ile dolaylı yoldan HSYK üyelerini dahi kendisi belirlemektedir. Böyle bir düzende bağımsız mahkemelerden ve dolayısıyla hakkaniyetli, tarafsız ve adil yargılanmadan söz edilemez. Böyle bir sistemde yöneticinin/cumhurbaşkanının en laik, en özgür düşünce yapısına sahip ya da en adil insan olması dahi durumu değiştirmez.

Her geçen gün yeni bir ölüm haberi aldığımız, askerlerimizin şehit olduğu ve masum insanlarımızın bu ülkede yaşamanın bedelini canları ile ödediği, hiçbir hukuki dayanak bulunmaksızın gazetecilerimizin, sanatçılarımızın ve hatta avukatlarımızın tutuklandığı şu günlerde üst yöneticilerin ve siyasi liderlerin; vatandaşın can güvenliğini sağlamak yerine anayasa değişikliği için çaba sarf etmeleri son derece üzücü bir durumdur…

Şu dönemde ülkemizin aydınlığa çıkması; makul kabul edilebilecek hiç bir tarafı bulunmayan söz konusu anayasal düzenlemeyi rafa kaldırıp vatandaşın can güvenliğini sağlamaya ve toplumun refah seviyesini yükseltmeye yönelik çalışmalar yapılması ile mümkündür. Aksi takdirde, bir süre önce maç çıkışında katliam yapan, birkaç gün önce eğlence mekanlarından birine saldırı düzenleyen güç iki hafta sonra -aynı suriyede olduğu gibi- camilerde de insanları katlettiğinde, insanlarımız terörün iyisinin kötüsünün olmadığını ve her daim mücadele verilmesi gereken bir bela olduğunu anlayacak fakat her şey için çok geç olacaktır.

Temennim elbette ki bu kötü senaryoları yaşamamamız yönünde olsa da üzülerek söylüyorum ki gidişat bunu göstermekte. Umarım bir an önce ülkece toparlanır ve doğru yolu buluruz.

Aydınlık günler görmemiz dileği ile...

Avukat Hande KURŞUNLU / hukukihaber.net