İklim krizi, insan hakları ihlali, aşırı fakirlik, cinsiyet eşitsizliği gibi büyük ölçekte dünyanın sorunları var. Bu sorunlar ile başa çıkmak için bir plana ihtiyacımız var. Bu sorunlardan biri olan “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ” sorunu karşısında ilk SÖZLEŞME OLAN “BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi”nin Birleşmiş Milletler ve Ülkemiz ilişkisi yönünden ele almaya çalışacağım.

“Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ( United Nations Framework Convention on Climate Change, UNFCCC), Birleşmiş Milletler öncülüğünde imzalanan küresel ısınmaya yönelik hükümetlerarası ilk çevre sözleşmesidir…”

Sözleşme (kısaca İDÇS), 1992 yılında Brezilya’nın Rio de Janeiro kentinde düzenlenen “Rio Çevre ve Kalkınma Konferansı”nda imzaya açılmış ve ülkelerin onaylamasıyla 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Konferansta ayrıca “Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi” ve “Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi” kabul edilmiştir…” Sözleşmeyi onaylayan ülkelere Sözleşmenin Tarafları denir. Bu sözleşme iklim değişikliğine karşı ilk olması itibariyle önemli olsa da yaptırım gücü hükümetlere zayıf kalmakla birlikte, TARAF ÜLKELER İYİ NİYET düzeyinde sözleşmeyi desteklemişlerdir.

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İklim değişikliği sorunu karşısında Hükümetlerarası Müzakere Komitesi (INC) oluşturmaya karar aldı. Bu komite İklim Değişikliği Çerçevesi Sözleşmesi için çalışmalar yaptı. İklim Değişikliği Çerçevesi Sözleşmesi Giriş kısmında bu sözleşmeye neden ihtiyaç duyulduğu şöyle ifade edilmiştir:

“…1980’li yıllarda, insan etkinlikleri sonucu oluşan sera gazı emisyonlarının küresel iklim değişikliği ile ilişkilendirilmesine yönelik bilimsel kanıtlar, kamuoyunun endişelerinin artmasına yol açmıştır. Hükümetler bu problemle ilgili endişeleri göz önünde bulundurarak, küresel bir anlaşma için acil tavır alınmasını sağlayacak bir dizi uluslararası konferans düzenledi. Bu çabaların sonucunda, 1990 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi için Hükümetlerarası Müzakere Komitesi’nin “INC” oluşturulmasını kararlaştırdı.

INC, sözleşme’nin taslağını hazırlayarak 9 Mayıs 1992 tarihinde New York’taki Birleşmiş Milletler Merkezi’nde Kabul etti. Sözleşme 1992’de RİO DE JANERİO’DAKİ DÜNYA ZİRVESİ sırasında imzaya açıldı. Burada, Avrupa Topluluğu da dahil olmak üzere 154 ülkenin devlet başkanları ve diğer üst düzey temsilcileri tarafından imzalandı. 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girdi.”

Taraflar Konferansı “COP” -sözleşmenin en yetkili organı-ilk oturumunu 1995 yılının başlarında Berlin’de gerçekleştirdi. 1997 yılı Aralık ayında gerçekleştirilen Taraflar Konferansı’nın üçüncü oturumunda, 2008–2012 dönemin sonunda gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarının toplam %5 oranında azaltılmasını öngören KYOTO PROTOKOLÜ kabul edildi..…

İşbu sözleşme; taraf ülkeler için İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ KRİZİ karşısında gerekli ve zorunlu çevre anlaşması olarak imzaya alındı. Bu sözleşmeye, taraf ülkeler 1994 yılında imzalayarak, günümüzden oldukça daha az bilimsel kanıt olduğu hususu karşısında İNSAN GÜVENLİĞİN çıkarları doğrultusunda hareket ettiğinin bir örneğidir.

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesinin 2. maddesinde, bu sözleşmenin nihai amacı, şöyle ifade edilmiştir:

“İşbu sözleşmenin amacı ve Taraflar Konferansı’nın benimseyecebileceği herhangibir ilgili yasal belgenin nihai amacı, ATMOSFERDEKİ SERA GAZI BİRİKİMLERİNİ, İKLİM SİSTEMİ ÜZERİNDEKİ TEHLİKEYİ İNSAN KAYNAKLI ETKİYİ ÖNLEYEBİLECEK BİR DÜZEYDE DURDURMAYI BAŞARMAKTIR. Böyle bir düzeye, ekosistemin iklim değişikliğine doğal bir şekilde uyum sağlamasına, gıda üretiminin zarar göremeyeceği ve ekonomik kalkınmanın sürdürülebilir şekilde devamına izin verecek bir zaman dahilinde ulaşılmalıdır.”

Bu sözleşme ile 20.yüzyılın sonlarına gelirken sözleşmeye taraf ülkelere İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ sorunu karşısında yüce ve belirli hedef belirler.

“21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe giren sözleşmeye, günümüz itibariyle 196 ülkenin yanısıra Avrupa Birliği’de taraftır. Ülkemiz 24 Mayıs 2004 tarihinde sözleşmeye katılmıştır.”

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Taraf ülkelerin Yükümlülükleri sözleşme madde 4.de tahdidi olarak ifade edilmektedir. Bu yükümlülükler karşısında sözleşmeye taraf ülkeler üç gruba ayrılır. Bu gruplar; Ek–I Ülkeleri, Ek–II Ülkeleri, Ek Dışı Ülkeleridir. “Ülkemiz, BMİDÇS müzakereleri altında kendine özgü bir konuma sahiptir. Bu kapsamda Türkiye, Ek-I kapsamında olup da geçiş ekonomisi olmayan ve “özel şartları” Taraflar Konferansı kararlarıyla kabul edilmiş olan tek ülkedir…

Ülkemizin sözleşmeye 2004 yılında katılmadan önce 2001 yılında Dışişleri komisyonunda görüşülen görüşme ve TBMM başkanlığına sunulan kanun tasarının içeriğine bakarsak, bu sözleşmenin önemi ve ülkemizin bu sözleşmeye katılma gereksinimi ifade edilmiştir.

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı için Dışişleri Komisyonunda 26 Nisan 2001 tarihinde görüşülen bu görüşmede:

“SERA GAZI EMİSYONLARINI SINIRLAMAYI AMAÇLAYAN SÖZLEŞME İLE TARAF ÜLEKLERE, BÖLGESEL KALKINMA ÖNCELİKLERİ VE ÖZEL ŞARTLARI GÖZÖNÜNDE BULUNDURULARAK ORTAK FAKAT FARKLI YÜKÜMLÜLÜKLER” getirmek olduğu ve temel amaçla işbu sözleşme “SERA GAZI EMİSYONLARINI SINIRLAYARAK ÇEVRE KORUNMASINA KATKIDA BULUNMA AMACINI TAŞIMAK” olduğu görüşülmüştür.

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporunun Gerekçesinde ise:

….Küresel ısınma olgusu ve bunun muhtemel sonuçlarının, giderek çevre alanındaki en temel sorunu oluşturmaya başlaması karşısında, 1992 RİO ÇEVRE VE KALKINMA KONFERANSINDA “İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ÇERÇEVE SÖZLEŞMESİ” (İDÇS) imzaya açılmıştır. Sera gazı emisyonlarını sınırlamayı amaçlayan Sözleşme 50 ülkenin onaylamasını müteakip 21 Mart 1994 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Sözleşmeye halihazırda 184 ülke taraftır. SÖZLEŞMEDE ÜLKELERİN ORTAK FAKAT FARKLI SORUMLULUKLARI, ULUSAL VE BÖLGESEL KALKINMA ÖNCELİKLERİ VE ÖZEL KOŞULLARI GÖZÖNÜNDE BULUNDURULARAK TÜM TARAFLARA ANTROPOJEN (İNSAN KAYNAKLI) SERA GAZI EMİSYONLARININ AZALTILMASI İÇİN ORTAK YÜKÜMLÜLÜKLER VERİLMİŞTİR.

....Türkiye’nin İDÇS’ne taraf olması, Sözleşme’nin AB’nin müktesebatına dahil olması ve ileride ortaya çıkabilecek muhtemel uluslararası ticarî engellemelerden kaçınabilmesi açılarından gereklilik arzetmektedir…” ifade edilmiştir.

Fatih KUŞBEY

Hukuk Fakültesi Öğrencisi

Kaynakça:

United Nations Framework Convention on Climate Change, UNFCCC)

BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesine Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi

Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi -vikipedi