İcra ve İflas Kanununun 182.maddesi gereğince “Borçlu bütün alacaklılarının taleplerinin geri aldıklarına dair bir beyanname veya tekmil alacakların itfa olunduğu hakkında bir vesika gösterir veya akdolunan konkordato tasdik edilirse mahkeme, iflasın kalkmasına ve borçlunun serbestçe tasarrufu için mallarının kendisine iadesine karar verir. İflâsın kaldırılmasına, alacak hakkındaki taleplerin kaydı için muayyen müddetin bitmesinden iflâsın kapanmasına kadar karar verilir. İflâsın kaldırılması hakkında verilen hükme karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır. İflasın kaldırıldığı ilan olunur.

İİK 254.maddesinde de “Paralar dağıtıldıktan sonra idare iflasa hükmeden mahkemeye son bir rapor verir. Mahkeme iflasın idaresinde hata ve noksan görürse icra mahkemesine bundan haber verir. Mahkeme, tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir. (Ek fıkra: 2/3/2005-5311/15 md.) İflâsın kapanması hakkında verilen hükme karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır. İflas dairesi kapanmayı ilan eder. “hükümleri bulunmaktadır.

Yukarıdaki maddeler incelendiğinde iflasın kaldırılması müessesesi ile iflasın kapanmasının farklı kavramlar olduğu anlaşılacaktır. Buna göre en büyük ayrımın İİK 182.maddesi gereğince iflasın kaldırılmasının müflisin İİK 184 ve 191.maddeleri aksine kendi malları üzerindeki tüm tasarruf haklarını tekrar kazandıracağı bir anlamda  şirketin tekrar hayat bulmasını sağlayacağı ancak İİK 254.maddesi gereğince iflasın kapanmasının aynı anlama gelmediği, sadece yürütülen iflas tasfiyesinde masa mal varlığına dahil edilen her türlü mal,hak ve alacaklarının satılarak paraya çevrilip hak sahibi alacaklılara dağıtıldığı, bunlardan başka paraya çevirecek mal ve hak kalmadığında tasfiye aşamalarının sonlandırılması amacıyla kapanmasının ilgili mahkemeden talep edildiği durumu açıklamaktadır. Ayrıca müflis şirkete ait mal tespiti yapılamadığı halde İİK 217.maddesi gereğince iflas dairesince tasfiyenin tatiline karar verilmesi sonrasında usuli bekleme süreleri geçtikten sonra İİK 254.maddesi gereğince iflasın kapanmasına karar verilmesi için mahkemeye iflas dairesince başvurulmaktadır.

Borçlunun yeniden doğumu ve hiç iflas etmemiş gibi faaliyetlerine devam edebilmesi anlamına gelen İİK 182.maddesi gereğince iflastan kurtulmasının iki yöntemi bulunduğu anlaşılmaktadır.

1- Müflisten alacaklı bulunan bütün alacaklıların alacaklarını aldıklarını veya alacaklarından feragat ettiklerini beyan etmeleri,

2- Yine aynı maddede yer alan akdolunan konkordatonun mahkemece tasdik edilmesi

İİK 182.maddesinde yer alan akdolunan konkordatodan anlaşılması gerekenin, iflasın kaldırılmasının ancak açılması ile mümkün olduğu düşünüldüğünde;  İİK 224/son maddesinde yer alan müflisin (iflas içi) konkordato teklif etmesi üzerine 237/4.maddesine göre yapılacak alacaklıların toplanmasında borçlunun teklifini kabul etmeleri halinde tasfiyeyi tatil edecekleri buna göre de  İİK 182.maddesi gereğince iflas durumunda iken müflis tarafından teklif edilen konkordatonun mahkemece tasdik edilmesi halinde de iflasın kaldırılmasının gerçekleşeceği iki durumdan bahsedilmektedir.

Müflisin sadece yukarıda saymış olduğumuz durumlara göre iflastan kurtulmaları mümkün görülmektedir. 

iflasın kaldırılması ve kapanmasının aşamaları ile gerçekleşmesi için gerekli şartların ele alındığı içtihatlar aşağıdaki gibidir.

Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2017/1426 Esas, 2020/1500 karar, 04/03/2020 tarihli kararında;

Talep eden İflas İdaresince, müflis şirket hakkında yürütülen tasfiye işlemlerinin sona ermiş olduğu ileri sürülerek, iflasın kapatılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, İflas masasına toplam 962.950.674,43 TL alacak kaydı yapıldığı, sıra cetvelinin yasal ilanlarının yapıldığı ve herhangi bir itiraz olmaksızın kesinleştiği, şirkete ait taşınmazların satılarak paraya çevrildiği, ipotek bedelinden artıp iflas masasına intikal eden herhangi bir bedel olmadığı, müflise ait araçlardan yakalanan araç olmadığı, bu 4 araç dışında satışı yapılacak başkaca bir mal varlığı bulunmadığından tasfiye işlemlerinin tamamlandığı, bu araçların yakalanmasının beklenmesinin tasfiyenin uzamasına sebebiyet vereceği ve ayrıca ek masraflar yapılmasına yol açacağı, İİK'nun 255. maddesi uyarınca araçların iflasın kapatılmasından sonra yakalanması halinde de paraya çevrilip dağıtılmasının mümkün olduğu gerekçesiyle, talebin kabulü ile müflis şirket hakkındaki iflasın kapatılmasına karar verilmiştir.

Kararı, müdahil ... Bankası A.Ş. vekili temyiz etmiştir.

İflas idaresinin ticaret mahkemesinden iflasın kapanmasına karar verilmesini isteyebilmesi için iflasın tasfiyesini bitirmiş olması gerekir.

İflasın kapanması müessesesini düzenleyen İİK'nın “nihai rapor ve kapanma kararı” başlıklı 254. maddesi;“Paralar dağıtıldıktan sonra idare iflasa hükmeden mahkemeye son bir rapor verir. Mahkeme iflasın idaresinde hata ve noksan görürse icra mahkemesine bundan haber verir. Mahkeme, tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir. “hükmünü içermektedir.

Son raporda, iflas tasfiyesinin yapılış şekli hakkında, örneğin; masaya ait mal ve hakların satılmış olduğu, masa ile ilgili davaların sonuçlandığı, masadaki paraların alacaklılara dağıtıldığı, alacağı tamamen alamamış olan iflas alacaklılarına dağıtıldığı, alacağını tamamen alamamış olan iflas alacaklılarına ne miktar için aciz belgesi verildiği ve 250. madde gereğince bankaya depo edilen paraların miktar ve yeri hakkında bilgi verilmelidir. Son rapora, iflâs tasfiyesine ilişkin bütün dosya ve belgelerin ve alacaklılara ödenen iflas payları için onlardan alınan makbuzların eklenmesi gerekir. (Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, 2013 s. 1374-1375)

Somut olayda, iflasın kapatılması istemli son raporun, yukarıda açıklanan vasıfları haiz olmayıp, soyut olması ve özellikle derdest davalar konusunda açıklama içermemesi nedeniyle mahkemece, anılan rapordaki hata ve noksanlarla ilgili İİK'nın 254/2. maddesi uyarınca icra mahkemesine haber verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde, iflasın kapatılmasına karar verilmesi doğru olmamıştır. “ hükmüne yer verildiği,

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 45.Hukuk Dairesinin 2021/650 Esas, 2021/1260 karar, 01/12/2021 tarihli kararında;

Mahkemece, " Bilirkişinin hazırladığı rapora göre iflasın açıldığının ilan olunduğu, ancak müflisinin iflas masasına 33 adet alacak kaydı yaptırıldığı, iflas müdürlüğünce bir kısım alacaklılara aciz belgesi düzenlendiği, sıra cetveli ve ek sıra cetvellerinin 5,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,22 ve 31 numaralarında kayıtlı alacaklılara ise İİK m.251 ve İİK m.143 hükmü gereği aciz belgelerinin tanzim edilmediği açıklanmıştır. Bilindiği üzere İİK m.251 hükmü uyarınca iflas idaresinin paraları dağıtırken alacağını alamamış olan her alacaklıya ödenmemiş miktar için aciz vesikası vermesi, vesikada müflisin alacağı kabul veya ret ettiğinin yazılması ve bu çerçevede İİK m.143 hükmü uyarınca borç ödemeden aciz vesikasının düzenlenmesi zorunluluk arz etmektedir. Ne var ki iflas idaresince bu konuya ilişkin eksiklik henüz tam olarak giderilmediğinden iflas kapattırılmasının yasal koşulları bu aşamada henüz oluşmadığı " gerekçesiyle Müflis şirket ... A.Ş hakkındaki iflasın kapanması talebinin reddine, eksiklik olarak görülen hususlarla ilgili İİK. 254/2 maddesi uyarınca İcra Mahkemesine bildirimde bulunulmasına karar verilmiştir.

Dava; İİK'nun 254. maddesi uyarınca iflasın kapatılması istemine ilişkindir. İflasın kapanması müessesesini düzenleyen İİK'nun “nihai rapor ve kapanma kararı” başlıklı 254. maddesi; “Paralar dağıtıldıktan sonra idare, iflasa hükmeden mahkemeye son bir rapor verir. Mahkeme iflasın idaresinde hata ve noksan görürse icra mahkemesine bundan haber verir. Mahkeme, tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir.” hükmünü içermektedir. Son raporda, iflas tasfiyesinin yapılış şekli hakkında, örneğin; masaya ait mal ve hakların satılmış olduğu, masa ile ilgili davaların sonuçlandığı, masadaki paraların alacaklılara dağıtıldığı, alacağı tamamen alamamış olan iflas alacaklılarına dağıtıldığı, alacağını tamamen alamamış olan iflas alacaklılarına ne miktar için aciz belgesi verildiği ve 250. madde gereğince bankaya depo edilen paraların miktar ve yeri hakkında bilgi verilmelidir. Son rapora, iflâs tasfiyesine ilişkin bütün dosya ve belgelerin ve alacaklılara ödenen iflas payları için onlardan alınan makbuzların eklenmesi gerekir(Kuru, Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, Ankara, 2013 s. 1374-1375).

Somut olayda, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 14/03/2011 tarih 2010/658 E. 2011/88 K. Sayılı ilamı ile ... A.Ş hakkında iflas kararı verildiği, iflasın kesinleştiği, iflasın tasfiyesi konusunda İstanbul ... İflas Müdürlüğü'nün görevlendirildiği; iflas işlemlerinin 2011/2 iflas sayılı dosyasından yerine getirildiği ve İİK'nın 254 vd. maddeleri gereğince iflasın kapatılmasına karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, bilirkişi ...'den alınan 09/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda; tasfiyede paraya çevrilecek mal bulunmadığı, iflas masasına 33 adet alacak kaydı yaptırıldığı, iflas müdürlüğünce bir kısım alacaklılara aciz belgesi düzenlendiği, sıra cetveli ve ek sıra cetvellerinin 5,8,9,10,11,12,13,14,15,16,17,22 ve 31 numaralarında kayıtlı alacaklılara ise İİK m.251 ve İİK m.143 hükmü gereği aciz belgelerinin tanzim edilmediği bu nedenle iflasın kapatılması koşullarının bulunmadığı, eksikliğin ikmali halinde iflasın İİK 254. Maddesine göre kapatılabileceği bildirilmiştir. Dosya kapsamından, İİK'nun 254. maddesi gereğince iflas idaresi tarafından hazırlanan son raporun dosya kapsamında bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu sebeple İİK'nun 254/2. maddesi uyarınca icra mahkemesine haber verilmesi ve eksikliğin giderilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.Kabule göre de, hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda bir kısım kayıtlı alacaklılara İİK 251 ve İİK 143 hükmü gereği aciz belgeleri tanzim edilmediği, iflas idaresince bu konuya ilişkin eksiklikler henüz tam olarak giderilmediğinden iflasın kapatılmasının yasal koşulları bu aşamada henüz oluşmadığına karar verilmiş ise de talep eden iflas idaresi temsilcisinin "bilirkişi raporunda belirtilen 5,8,10,11,12,13,14 kayıtlarının reddedildiğinden ve verilen red kararının tebliğine rağmen yasal süresi içerisinde kayıt kabul davası açıldığına dair dosyaya bilgi sunulmadığı, 9,15,16,17,22 alacak kayıt numaralarında ise nizalı alacak masaya kaydına karar verildiği, ancak söz konusu alacaklara ilişkin açılan davanın "açılmamış sayılmasına" karar verildiği, 31 alacak kaydına ilişkin yapılan UYAP sorgulamasında, açılan davanın görev nedeniyle reddine karar verildiği, her ne kadar 9,15,16,17,22 ve 31 alacak sırasında kayıtlı alacaklılar tarafından açılan davaların açılmamış sayılmasına dair kararlar kesinleşmemiş ise de; söz konusu davaların sonuçlanmasından itibaren uzun süre geçtiği , masa aleyhine açılan bu davalarda, davacıların davasını takip etmeyerek, takipsiz bırakmalarının sorumluluğunun iflas masasına yüklenemeyeceği," hususundaki itirazları noktasında bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan söz konusu alacak kayıtları yönünden aciz belgelerinin tanzim edilmediği gerekçesiyle talebin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” denildiği,

Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2014/2947 Esas, 2015/3 karar, 12/01/2015 tarihli kararında;

Kocaeli 2. İcra ve İflas Müdürlüğü'nce müflisin iflasının kapatılmasına karar verilmesi talep edilmiştir.

Müflis şirket yetkilisi ile bir kısım alacaklılar vekilleri müflis tarafından girişilen ve itiraz üzerine duran bir icra takibi bulunduğunu, bu takip sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürerek, talebin reddini istemişlerdir.

Kocaeli (Kapatılan) 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/54-2013/316 20/12/2013 tarihli kararı ile  bu iddiaya konu alacak talebinin iflas davası açılmasından öncesine ait olup, burada ileri sürülmesi ve varlığının iflas davasında borca batıklığı etkileyebilecek bir unsur olmakla orada değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle, iflasın kapatılmasına karar verilmiştir.

İflasın kapatılması için müflisin bütün alacaklarının tahsil edilmiş ve elde edilen tutarın alacaklılar arasında kesinleşen sıra cetveline göre dağıtılmış, paralarını hiç ya da tam olarak alamayan alacaklılara da aciz vesikalarının verilmiş olması gerekir.

Öte yandan iflas hali şirket tüzel kişiliğini ve organlarının ehliyetini tam olarak sona erdirmez (TTK.m.534/1). Bu haliyle müflis şirket organlarının bir avukata verdiği vekaletnamenin hükümsüz olduğu söylenemez.

Ayrıca müflis şirketin iflası borca batıklık hukuki nedenine dayalı olarak değil, girişilen iflas yolu ile takip üzerine açılan davada, depo kararı gereğinin yerine getirilmemesine dayalı olarak açılmıştır.

Yukarıda vurgulanan ilkelere göre ortada bir alacak iddiası varsa bu iddianın değerlendirilmesi ve bu haliyle iflasın kapatılmasına karar verilmemesi gerekir. Şirket yönetim organınca verilen vekaletnameye dayalı olarak girişilen takibin itiraz üzerine durmuş olması, alacağın olmadığı anlamında yorumlanamaz. Takip borçlusunun itirazı borçla birlikte ehliyetsizliğe de dayalı olup, takibe yetkili ve görevli iflas idaresince itirazın iptali davası açılmasına ve yürütülmesine engel değildir. Açıklanan bu durum karşısında talebin reddine karar verilmek gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” şeklinde karar verildiği,

Yargıtay 23.Hukuk Dairesinin 2012/3126 Esas, 2012/5332 karar, 21/09/2012 tarihli kararında;

Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, müflis şirketin halen 26 adet aracının bulunduğu, bir kısmının satıldığı, araçların üzerinde F1 Bankası AŞ’nin rehinle temin edilmiş alacağı olduğu, araçların yakalanıp satılması halinde dahi, araçların satış bedelinin vergi ve rehin borçlarını karşılamayacağı, masaya para aktarılamayacağı, bir kısım motosikletlerin hurdaya ayrıldığı, bunun haricinde müflis şirkete ait başkaca menkul, gayrimenkul mal ile üçüncü kişilerde hak ve alacağının tespit edilemediği anlaşıldığından, iflasın İİK’nun 217. maddesi uyarınca kapatılmasına ve talep halinde alacaklılara aciz belgesi verilmesine karar verilmiştir.

Kararı, müdahil F1 Bankası AŞ. vekili temyiz etmiştir.

İflasın kapatılması İİK’nun 254 üncü maddesinde düzenlenmiştir. Hükme göre paraların dağıtılmasından sonra iflas idaresinin mahkemeye bir son rapor vermesi gerekir. Somut olayda bir kısım malların bulunamadığı, bir kısım menkuller üzerinde F1 Bankası AŞ’nin rehin hakkı bulunduğu ve malların bulunması halinde dahi bunların bedelinin ancak bu alacaklının alacağını karşılayacağı gerekçe gösterilerek kapatma talep edilmiştir. Oysa bu menkullerin satış bedelinin rehinli alacağı karşılamaması halinde adı geçen alacaklıya aciz vesikası verilmesi, rehinli alacağın ödenmesinden sonra fazla meblağ kalması halinde ise bu tutarın masaya dâhil edilerek, diğer alacaklılara paylaştırılması gerekeceğinin gözden kaçırılması doğru değildir. Öte yandan sunulan son rapor da denetime elverişli değildir. Bu hususun mahkemece, İcra Mahkemesi’ne bildirilmesi ve kapatma talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, talebin kabulünde isabet görülmemiştir.” şeklinde hüküm kurulduğu,

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesinin 2020/1633 Esas, 2020/1688 karar, 17/09/2020 tarihli kararında;

Mahkemece, iflasın kaldırılması için masa alacaklarının da tam olarak ödenmesi gerektiği, davacı ... Ltd. Şti'nin Rıhtım Vergi Dairesi ile Bursa Vergi Dairesi'ne olan borçlarının itfa edildiğinin tespit edilemediği, davacı ... Ltd.Şti'nin ise Bursa Vergi Dairesi'ne olan borcunun itfa edildiğinin tespit edilemediği, davacı ... şirketinin Kartal Vergi Dairesi'ne olan borçları yönünden yapılan yapılandırmanın ise itfa olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Buna göre mahkeme kararında belirtilen vergi borçları itfa edilmediğinden, şartların oluşmadığı gerekçesiyle iflasın kaldırılmasına karar verilmemesi yerindedir.şeklinde karar verildiği anlaşılmaktadır.

Sonuç olarak ;

İflasın İİK 182.maddesi gereğince kaldırılması için tüm alacaklıların alacaklarını tamamen almış olmaları veya feragat etmeleri ile ayrıca alacaklılarca uygun görülen iflas içi konkordato ile mahkemece müflisin teklif ettiği konkordatonun tasdik edilmesi gerektiğinin bir zorunluluk olduğu,

İflasın İİK 254.maddesi gereğince kapanmasının iflasın kaldırılması hükmünü içermediği sadece iflas tasfiyesinin kapatılmasını ifade ettiği ve müflis hakkındaki tasfiyenin borçlu olarak kapatılma sonucunu doğuracağı ve aşağıda sayacağımız şartların yerine getirilmesi halinde iflasın kapatılabileceği anlaşılmaktadır.

1- Müflisin Alacaklı olduğu takip veya davacı veya davalı olduğu davalarının sonuçlanmış olması

2- Alacağını tamamen alamamış olan iflas alacaklılarına alamadıkları tutar için  İİK 143 ve 251.maddeleri gereğince aciz belgesi verilmesi veya verilme şartlarının oluşmuş olması,

3- Müflisin masa mal varlığına dahil tüm mal ve haklarının satılmış olması veya hiç malının bulunmaması, 

4- Masada alacaklılara dağıtılmamış bir paranın bulunmaması,

5- Mahkemeye iflasın kapatılması için son rapora, iflâs tasfiyesine ilişkin bütün dosya ve belgelerin ve alacaklılara ödenen iflas payları için onlardan alınan makbuzların eklenmesi gerekir.