Boşanma davasının Türk Medeni Kanunu (TMK) kapsamında düzenlenen bir dava olduğundan bir önceki yazımızda kısaca bahsetmiştik. Boşanma davası anlaşmalı ve çekişmeli olmak üzere iki şekilde açılabilmektedir. Çekişmeli boşanma davası, anlaşmalıya nazaran meşakkatli olan boşanma davası türüdür.  Özel yani mutlak boşanma nedenleri ve genel boşanma nedenleri olmak üzer iki ayrı kategorik sebeple açılabilmektedir.

Çekişmeli boşanma davası açıldığı takdirde TMK m. 161-165 maddeleri arasında düzenlenen özel boşanma sebeplerinin varlığının ispat edilmesi durumunda hakim boşanma ya da ayrılık kararı vermek durumundadır. Özel boşanma nedenlerine dayanılması halinde boşanma davasını açan taraf, karşı tarafın kusurunu veya fiilinin ağırlığını ispatlamak zorunda değildir, sadece özel boşanma nedeninin ispatlanması boşanma kararı verilmesi için yeterlidir.

Boşanma davası hem genel boşanma sebeplerine hem de özel bir boşanma sebebine dayalı olarak açılmışsa, mahkeme, genel ve özel sebepler hakkında ayrı ayrı karar vermek durumundadır. Fakat özel bir boşanma sebebine dayalı olarak açılan davada; mahkeme özel sebeple açılan davayı reddederek yargılamada ortaya çıkan genel boşanma nedenlerine dayanarak boşanma kararı veremez. Çünkü, genel boşanma sebeplerine dayalı bir boşanma davası açılmadan mahkeme kendiliğinden genel boşanama sebeplerini dikkate alarak boşanma kararı veremez. Ancak, özel sebebe dayalı boşanma davası ıslah yoluyla genel sebeplerle açılan boşanma davasına dönüştürülebilmektedir.

Özel (mutlak) Boşanma Nedenleri Nelerdir?

Özel yani mutlak boşanma nedeleri TMK kapsamında şu şekilde düznlenmektedir;

1. Zina (Aldatma) Nedeniyle Çekişmeli Boşanma Davası (TMK m. 161)

Zina;  TMK’nın eşlere yüklemiş olduğu sadakat yükümlülüğünün ihlali mahiyetinde olup, eşlerden birinin, karşı cinsten eşi dışında biri ile kurduğu cinsel ilişki anlamına gelmektedir. Her ne kadar cinsel birleşme olarak tanımlansa da Yargıtay teşebbüs aşamasında kalan, zina yapıldığı intibaını uyandıran olayların bulunması durumunda da zina sebebine dayalı açılan boşanma davasının kabulü gerektiğini kabul etmektedir.

Zina sebebi ile çekişmeli boşanma davası açmanın süre yönünde şartları bulunmaktadır.  Diğer eşin zina olayını öğrenmesinden itibaren altı ay ve her halükarda zina eyleminin bitmesinden itibaren beş yıldır. Sürelerin bitiminden sonra açılan zina sebepli boşana davasının mahkeme nezdinde reddi gerekmektedir. Ancak, zina ve genel boşanma nedenlerine aynı anda dayanılarak dava açılmışsa bu durumda zina için hak düşürücü süre geçse bile, zina ispatlandığı takdirde zina sebebiyle değil, ortak hayatın temelinden sarsılmış olması nedeniyle boşanma kararı verilmelidir.

Zinanın Affedilmesi Durumu: Hukuk sistemimizce zina sebebi ile eşini affeden diğer eşin dava hakkı yoktur. Af, örtülü ya da açık olabileceği gibi sözlü ya da yazılı da olabilir. Zina sebebi ile açılmış bulunan davadan feragat etmek de af niteliğinde olup, aynı olaylara (zina) dayanılarak boşanma davası açılmasına engel teşkil eder.

Bu tür davalarda  zina yapan eşten tazminat hukukunun genel esaslarına göre manevi tazminat talep edebilmektedir.

2. Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış Nedenleri ile Boşanma Davası (TMK m. 162)

- Hayata Kast: bir eşin diğer eşin yaşam hakkına karşı yönelik kasıtlı fiillerinin tamamını kapsar. Burada önemli olan kasıtlı bir hareket ile öldürme iradesinin ortaya konulmasıdır.

- Pek Kötü Muamele: Eşe eziyet veren, acı  çektiren bedeni ve ruhsal sağlığını bozan davranışlardır. Somut olayın özelliklerine göre hangi hareketlerin pek kötü muamele olacağına hakim takdir edecektir.

Yargıtay kararlarında; dövme, mahzene kapatma, aç ve susuz bırakma, bilinçli olarak bulaşıcı hastalıkbulaştırma, işkence etme gibi hareketler pek kötü muamele olarak kabul edilmektedir.

- Onur Kırıcı Davranış:  Eşi, toplum nezdinde aşağılama, küçük düşürme, hakarette bulunma ve sövme gibi hareketler Yargıtay kararları nezdinde onur kırıcı davranıştır. Kızgınlık ve şaka yollu ile söylenen söz, eleştiri gibi davranışlar ağır derecede onur kırıcı davranış olarak kabul edilmemektedir.

TMK 162 kapsamında gerçekleşen bu olayların dava konusu edilme süresi taraflardan birinin öğrenmesi halinde altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumundan itibaren beş yıldır.

Diğer özel sebeplerde olduğu gibi af dava hakkından vazgeçme sonucunu doğumaktadır. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış sebebi ile eşini affeden diğer eşin dava hakkı yoktur.

3. Suç İşleme ve Haysiyetsiz Hayat Sürme Sebepleri İle Boşanma Davası (TMK m. 163)

- Küçük Düşürücü Suç; Toplum nazarında kişiyi utandıran, aşağılayan ve yüz kızartan suç demektir. Hırsızlık, Dolandırıcılık, Rüşvet, İrtikap, Hileli İflas, Uyuşturucu Madde Kullanmak ve Ticaretini Yapmak vb gibi suçlar küçük düşürücü suçlara örnek olarak verilebilir.

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman çekişmeli boşanma davası açabilir (TMK 163).

- Haysiyetsiz Hayat Sürme; basit bir ifade ile namus, şeref ve itibar değerlerine aykırı bir yaşam tarzıbenimseme ve ona göre yaşamını idame ettirme olarak açıklanabilir. Bu yaşam tarzının süreklilik arz etmesi gerekir.

Küçük düşürücü suç işlenmesi veya haysiyetsiz hayat süreme hukuki sebeplerine dayalı boşanmadavası her zaman açılabilir. Yukarıdaki boşanma sebeplerinin aksine eşlerden birisinin diğer eşi affetmiş olması, bu sebebe dayanarak boşanma davası açmasına engel teşkil etmez. Af olsa bile bu sebeple boşanma davası açılabilir.

4. Terk Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası (TMK m. 164)

TMK m.164 uyarınca terk nedeniyle çekişmeli boşanma davası açılabilmesi için bir takım şartlar öngörülmüştür bunlar ;

- Ortak Konutun aşağıdaki sebeplerden biri ile terk edilmesi;

* Eşlerden birinin evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk etmesi,

* Başka bir sebep ile ortak konutta bulunmayan eşin haklı bir sebebi olmadan ortak konuta dönmemesi,

* Eşlerden birinin diğerini ortak konutu terk etmeye zorlaması.

*  Eşlerden biri, diğer eşin, haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engellemesi.

- Terkin en az altı ay kesintisiz sürmüş ve halen devam etmekte olması,

- Terk edilen eş tarafından, haklı sebeple dayalı ihtar ile terk eden eşin ortak konuta dönmesi için, çağrı yapılmış olması bulunacağı yer belirtilmelidir.

Terk Sebebine dayalı olarak açılacak boşanma davasında usulüne uygun olarak bir ihtarname

göndermek dava şartıdır.

İhtarname ile ortak konuta dönen eşin kusurlarını diğer eşin affettiği ya da en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edilir. Bu sebeple İhtarname gönderen eş, diğer eş ortak konuta döndükten sonra ihtarnamedeki sebeplere dayanarak boşanma davası açamaz.

5. Akıl Hastalığı Sebebiyle Çekişmeli Boşanma Davası (TMK m. 165)

Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir. (TMK 165)

Eşlerden birisinin evlilik süresi içerisinde yakalandığı akıl hastalığının resmi sağlık kurulu raporu iletespit edilmiş ve akıl hastalığının evlilik ilişkisinin devamı diğer eşten beklenmeyecek derecedeetkilemesi gerekir.

Evlenmeden önce eşlerden birisinin akıl hastalığına yakalanmış olması durumunda TMK m.145 belirtilen mutlak butlan nedeniyle evliliğin iptali davası açılabilir.

Akıl hastalığı sebebine dayanan boşanma davası her zaman açılabilir. Herhangi bir hak düşürücü sürebulunmamaktadır.

Genel Boşanma Sebepleri Nelerdir? (TMK m.166)

Genel boşanma sebepleri TMK 166’da düzenlenmektedir. TMK m.166/1’e göre ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede evlilik birliğinin temelinden sarsılması halinde, eşlerden her biri çekişmeli boşanma davası açabilir. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hallerinin birbirinden farklı birçok nedeni bulunabilmektedir. Somut olay nezdinde değerlendirilmesi gerekir. Genel boşanma sebeplerinde eşlerin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenemeyecek derecede sarsan her türlü eylem, bir olgu olarak bu davaya konu edilebilir. Tarafların ileri sürdükleri vakıaların ispat durumuna göre hakim taraflara atfedilecek kusur oranlarını belirler ve bu kusur oranlarına göre;

- Davacı daha fazla kusurlu ise ve davalı boşanma davasına itiraz etmiş ise (boşanmak istememişse) hakim, boşanma davasını red eder. İstisnası TMK 165/2 “Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.”

- Davacı daha az kusurlu ise davalının yapacağı itirazın hiçbir önemi yoktur. Hakim boşanma davasını kabul ederek boşanma kararı verir.

Yargıtay tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açtıkları gerekçesiyle boşanma kararı verilmesi gerektiği kabul edilen bazı vakıalar şunlardır:

- Güven sarsıcı davranışlar,

- Cinsel ilişkiden kaçınma,

- Eşi doğal olmayan yoldan cinsel birleşmeye zorlama,

- Eşlerin aile bireylerine kötü davranması ve hakaret etmesi,

- Aşırı borçlanma sebebi ile icra takibine maruz kalma,

- Eşini sevmediğini beyan etme,

- Eşinin bağımsız konut isteğine duyarsız kalma,

- Eşin ev işlerini yapmaktan kaçınması,

- Eşlerin çocuklarının bakımı, eğitimi vs. ilgilenmemesi,

- Evlilik sırlarının başkalarına anlatılması,

- Eşin ahlaksızlıkla itham edilmesi gibi sebepler Yargıtayca kabul edilen genel boşanma nedenleridir.

Medeni Kanun, m. 166/3-4 fıkralarında iki durumda evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğunuözel olarak düzenlemiştir:

- Evliliği en az 1 yıl sürmüş eşlerin anlaşmalı boşanma davası açması, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını gösterir (MK m.166/3).

- Ortak hayatın yeniden kurulamaması sebebiyle boşanma davası açılması halinde evlilikbirliğinin temelinden sarsıldığı kabul edilir (TMK 166/4).

Ortak hayatın yeniden kurulamaması nedeniyle çekişmeli boşanma davası şartları şunlardır:

Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir (TMK 166/4).

Madde metninden de anlaşılacağı gibi herhangi bir boşanma sebebine (ister özel ister genel) dayanılarak açılan boşanma davasının red edilmesi durumunda, bu red kararının üzerinden en az üç yıl geçmiş olması ve bu süre içerisinden her ne sebeple olursa olsun ortak hayatın yeniden kurulamadığının ispatı durumunda hakim boşanmaya karar vermek zorunda kalacaktır. Boşanma davasını açan taraf, kesinleşme kararından itibaren geçen en az 3 yıllık sürede ortak hayatın yeniden kurulamadığını ispat etmesi boşanma kararı verilebilmesi için yeterlidir.