GENEL (KLASİK) CEZA MUHAKEMESİNDEKİ YERİ, ÖNEMİ VE AMACI ?

Ceza Muhakemesi Kanununa göre bir ceza muhakemesi, yetkili makamların suç şüphesini öğrenmesiyle başlayıp, hükmün kesinleşmesiyle sona ermektedir. (CMK m.2/e-f)

Suç şüphesini öğrenen yetkili makamlar, maddi gerçekliğe ulaşmak ve adil bir yargılamanın yapılması amacı ile hakkında suç isnad edilen şüpheli lehine ve aleyhine olan bütün delilleri toplamaktadır. (CMK m.160)

Elde edilen tüm deliller neticesinde Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresinin sonunda kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edememiş veya kovuşturma engeliyle karşılaşmış ise kovuşturmaya yer olmadığına dair karar (KYOK, Takipsizlik Kararı) vermektedir. Aksine suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe elde etmişse iddianame düzenleyerek kamu davasını açmaktadır.

İspatı zor, önem derecesi yüksek, alt sınırı bile yüksek sayılabilecek suçlar ile ispatı kolay, önem derecesi düşük, üst ceza sınırı bile düşük sayılabilecek suçlara aynı usulün uygulanması usul ekonomisi, emek ve zamanın doğru kullanılmasına engel oluşturmaktadır. İspatı kolay, önem derecesi düşük, üst ceza sınırı bile düşük sayılabilecek suçlar yönünden 7188 sayılı Kanunun 23. maddesi ile CMK’ye istisnai nitelikte özel bir ceza muhakemesi olan ‘’Seri Muhakeme Usulü’’ eklenmiştir. Bu usul ile kanunda belirlenen suçlarda kısa sürede orantılı ve etkili karşılık verilmesi amaçlanmıştır. Böylece tasarruf edilen kaynak ve zamanın, nitelikli suçların yargılanmasına ayrılması suretiyle hem hukuk devleti ilkesi benimsenmiş hem de adil yargılanma hakkı sağlanmış olacaktır.

Anılan usulün; niteliği ve özelliği gereği genel (klasik) muhakeme usulünden farklı yönleri bulunmakla birlikte, esas itibariyle bu usulde de temel hak ve özgürlüklerin korunmasından vazgeçilmemektedir. Hatta kanunda Seri Muhakemeye ilişkin yer almayan hususlar klasik ceza muhakemesi uyarlanarak giderilmektedir.

SERİ MUHAKEME USULÜNÜN TARAFLARI KİMLERDİR?

Seri Muhakeme Usulünün tarafları, Cumhuriyet savcısı ve şüphelidir. Akabinde kabul edilen teklif üzerinde hüküm ve denetim makamı olan mahkeme de bulunmaktadır.

Seri Muhakeme Usulü, sadece kanunda sayılan (katalog) suçlar yönünden uygulanması gerekir. Bu suçların tamamı kamuya karşı işlenen suçlardır. Cumhuriyet savcısı, işlenen suçun Seri Muhakeme kapsamındaki katalog suçlardan biri olması halinde bu usulü uygulanmak üzere müdafi huzurunda şüpheliyi bilgilendirerek teklifte bulunması zorunlu olup, Cumhuriyet savcısının bu usulü uygulamama gibi bir takdiri bulunmamaktadır.

SERİ MUHAKEME USULÜNÜN UYGULANABİLMESİ İÇİN GEREKEN ŞARTLAR NELERDİR?

A- Katalog Suçlardan Olması,

B- Yeterli Şüphenin Bulunması,

C-Suçun Kovuşturma Olanağının Bulunması,

D-Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Verilmemiş Olması,

E-Şüpheliye Ulaşılabilmiş Olması,

F İştirak Halinde Tüm Şüphelilerin Usulün Uygulanmasını Kabul Etmesi

G-Şüphelinin Çocuk, Akıl Hastası ya da Sağır ve Dilsiz Olmaması,

A- Katalog Suçlardan Olması

Seri Muhakeme Usulü işlenen her suç için değil, sadece CMK M.250/1-a’da yer alan katalog suçlardan birinin işlenmesi halinde uygulanması mümkündür. Bu suçlar;

a) Türk Ceza Kanununda yer alan;

1. Hakkı olmayan yere tecavüz (madde 154, ikinci ve üçüncü fıkra),

2. Genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulması (madde 170),

3. Trafik güvenliğini tehlikeye sokma (madde 179, ikinci ve üçüncü fıkra),

4. Gürültüye neden olma (madde 183),

5. Parada sahtecilik (madde 197, ikinci ve üçüncü fıkra),

6. Mühür bozma (madde 203),

7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (madde 206),

8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (madde 228, birinci fıkra),

9. Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması (madde 268), suçları.

b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar.

c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç.

d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2 nci maddesinde belirtilen suç.

e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.

olmak üzere tahdidi (sınırlı) olarak sayılmıştır.

B- Yeterli Şüphenin Bulunması

Ceza muhakemesinde amaç, ‘’maddi gerçeğe’’ ulaşmaktır. Bir suçun işlediğini öğrenen Cumhuriyet savcısının görevi kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar.(CMK m.160) Dolayısıyla Cumhuriyet savcısının ,genel (klasik) muhakeme usulünde olduğu gibi, Seri Muhakeme usulü kapsamındaki suçlarla ilgili soruşturmayı başlatması için ‘’Basit Şüphe’’, Usulü uygulaması için ise ‘’Yeterli Şüphe’’nin bulunması zorunludur.

Dolayısıyla hakkında yeterli şüphe bulunmayan bir kişi için Seri Muhakeme Usulünün uygulanması mümkün değildir.

C-Suçun Kovuşturma Olanağının Bulunması

CMK m.172/1 maddesinde;

’’Cumhuriyet savcısı, …kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.’’ hükmü yer almaktadır. Dolayısıyla yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilmemesi veya kovuşturma olanağının (örn; şikayet, izin, talep, karar gibi ) bulunmadığı hallerde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi gerektiğinden dolayı Seri Muhakeme Usulü uygulanamayacaktır.

D-Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi Kararı Verilmemiş Olması

CMK 250/1 maddesine göre, soruşturma evresi sonunda kanunda sayılı katalog suçlarla ilgili kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilmediği takdirde Seri Muhakeme Usulü uygulanır. Madde düzenlemesinden açıkça; Seri Muhakeme Usulü kurumundan önce Kamu Davasının Açılmasının Ertelenmesi kurumunun değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.

Cumhuriyet savcısı, işlenen bir suç açısından yeterli şüphenin varlığına rağmen Kamu Davasının beş yıl süre ile Açılmasının Ertelenmesine karar verebilmesi için, uzlaştırma ve ön ödeme kapsamındaki suçlar hariç olmak üzere, işlenen suçun üst sınırının üç yıl ve daha az olması gerekir (CMK m.171)

E-Şüpheliye Ulaşılabilmiş Olması

Seri Muhakeme Usulünün uygulanabilmesinin diğer şartı, şüpheliye ulaşılabilmesidir. CMK md. 250/13; “Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle şüpheliye ulaşılamaması halinde, seri muhakeme usulü uygulanmaz.”

Dolayısıyla Şüphelinin;

-Resmi mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunamaması,

-Yurtdışında bulunması ya da

-Herhangi bir nedenle kendisine ulaşılamaması,

Hallerinde Seri Muhakeme Usulü uygulanmayacaktır.

Bu aşamada Cumhuriyet savcısı tarafından tutanak düzenlenerek dosyasına konulmalı ve iddianame düzenlenerek kamu davası açılmalıdır.

F- İştirak Halinde Tüm Şüphelilerin, Usulün Uygulanmasını Kabul Etmesi

Suç, iştirak halinde (TCK m.37-41) işlenmişse, şüphelilerin her birinin bu usulü kabul etmesi gerekmektedir. Şüphelilerden bir kişinin dahi bu usulün uygulanmasını kabul etmemesi, Usulün uygulanmasını engeller. Zira Seri Muhakeme usulünün amacı basit, hızlı ve doğru bir şekilde çözümlenmesi olduğundan aynı suç için şüphelilerin bir kısmı için Seri Muhakeme Usulünün, diğer kısmı için Genel (Klasik) Muhakeme Usulünün uygulanması bu amaca uzaktır. Dolayısıyla şüphelilerden birinin usulü kabul etmemesi halinde klasik muhakeme usulüne göre yargılamaya devam olunur.

G-Şüphelinin Çocuk, Akıl Hastası Ya Da Sağır Ve Dilsiz Olmaması

Şüphelinin çocuk, akıl hastası ya da sağır ve dilsiz olması Seri Muhakeme Usulünün uygulanmasına engel teşkil etmektedir.

Dikkat edilmesi gereken husus failin sadece dilsiz ya da sadece sağır olması durumunda Seri Muhakeme usulünün uygulanması mümkün iken, her iki engelinin bulunması usulün uygulanması mümkün kılmamaktadır.

İştirak halinde işlenen suçun faillerinden en az birinin bu grup kapsamında olması halinde, diğer faillerin rızasının bulunması ihtimalinde dahi Seri Muhakeme Usulünün uygulanması mümkün değildir.

SERİ MUHAKEME USULÜNDE MÜDAFİ’NİN YERİ NEDİR?

Seri Muhakeme Usulünde, usulün şüpheliye bilgilendirilmesi ve teklif edilmesi sırasında müdafinin bulunması zorunlu olup, bulunmaması halinde ilgili barodan zorunlu müdafi atanması gerekmektedir.

Teklif sırasında şüpheli ile müdafisi arasında çelişkili beyanların bulunması halinde şüphelinin beyanları esas alınır. Zira bu usul, şüphelinin yararına uygun olacak şekilde uygulanacağından beyanları önem arz etmektedir.

SERİ MUHAKEME USULÜNÜN UYGULANMASI AŞAMASI

Şüpheli, Cumhuriyet savcısının daveti, bilgilendirmesi ve sonunda ceza tayini olan teklifini müdafi huzurunda, serbest ve özgür bir iradeyle kabul ettiği takdirde usul uygulanmaya başlayacaktır.

Seri Muhakeme Usulü, esasında şüpheli lehine olan bir istisnai yargılama usulü olup, Cumhuriyet savcısı, şüphelinin suçu işlediği konusunda yeterli şüpheye ulaştığı takdirde suçun, yasada yer alan temel cezanın alt ve üst sınırından makul bir ceza oranını tayin ve teklif eder. (TCK m.61) Şüphelinin kabul etmesi ve mahkemece onaylanıp hüküm kurulması halinde şüpheliye cezanın yarısı oranında indirim uygulanır.

Temel ceza belirlenirken fiile bağlı artırım ve indirim nedenleri dikkate alınmaz. (örneğin; suça teşebbüs, yardım etme, olası kast, zincirleme suç)

Şüpheli, Seri Muhakeme usulünün uygulanması konusundaki kabulü neticesinde kendisine Cumhuriyet savcısı tarafından verilen teklifi hemen kabul etmek zorunda değildir. Teklifi düşünmek amacıyla 1 ayı geçmemek üzere kendisine süre verilmesi de mümkündür.

Şüpheli, Cumhuriyet savcısının teklifini kabul ettikten sonra savcı, onay ve denetleme amacıyla düzenlediği talepnameyi mahkemeye göndererek, yazılı olarak usulün uygulanmasını yazılı olarak talep eder.

Talep yazısında;

üphelinin kimliği ve müdafi,

-Mağdur veya suçtan zarar görenlerin kimliği ile varsa vekili veya kanuni temsilcisi,

snat olunan suç ve ilgili kanun maddeleri,

snat olunan suçun işlendiği yer, tarih ve zaman dilimi,

üphelinin tutuklu olup olmadığı; tutuklanmış ise, gözaltına alma ve tutuklama tarihleri ile bunların süreleri,

snat olunan suçu oluşturan olayların özeti,

çüncü fıkrada belirtilen şartların gerçekleştiği,

-Belirlenen yaptırım ile beşinci ve altıncı fıkra uygulanmış ise bunlara ilişkin hususlar ve güvenlik tedbirleri, gösterilir.

Mahkeme söz konusu talepname içerisinde bulunan suçun, Seri Muhakeme Usulü kapsamında kanunen sayılan suçlardan olup olmadığını, teklifin serbest bir irade beyanına dayanıp dayanmadığı yönünden şekli bir inceleme yapar. Bu denetim ve inceleme neticesinde Seri Muhakeme usulüne herhangi bir aykırılık söz konusu değilse şüpheli hakkındaki hükmü onaylayacaktır.

SERİ MUHAKEME USULÜNÜN UYGULANMAMASI HALİNDE MEVCUT DELİLLERİN HUKUKİ NİTELİĞİ

Şüphelinin, Cumhuriyet savcısının teklifini hemen ya da düşündükten sonra kabul etmemesi halinde hakkında iddianame düzenlenerek kamu davası açılır. Şüphelinin Seri Muhakeme usulü hakkında yaptığı açıklamalar, kabule ilişkin beyanları ve diğer belgeler soruşturma ve kovuşturma aşamasında aleyhine delil olarak kullanılamayacaktır. Bu tür bilgi, beyan ve deliller hukuka aykırı delil niteliğindedir.

Görevli ve yetkili mahkemeye gönderilen talepname ile birlikte aynı zamanda şüpheli ile müdafi de mahkemeye yönlendirilir. Mazeretsiz olarak mahkemeye gitmeyen şüpheli bu usulden vazgeçmiş sayılır. (CMK m.250/9)

Şüpheli, mahkeme tarafından hüküm kuruluncaya kadar bu usulden vazgeçmesi mümkündür. Usulden vazgeçen şüpheli iddianamenin düzenlenmesine kadar Cumhuriyet savcısına başvurarak hakkında seri muhakeme usulünün uygulanmasını yeniden talep edebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı tarafından seri muhakeme usulü uygulanır.

Belirlenen ceza sonucunda koşulların bulunması halinde; CMK m.231’e göre Hükmün açıklanmasının Geri Bırakılması müessesinin uygulanabileceği gibi, hapis cezasının verilmesi durumunda TCK m.50 gereğince seçenek yaptırımlara çevrilmesi ya da ertelenmesi mümkündür.

Bu hususlar dışında kanun yolu, itiraz gibi müesseseler Genel (Klasik) Muhakeme Usulündeki gibi işlemektedir.