Dün, özel bir hastanede kızım ile sağlık kontrolüne gitmiştik, yan taraftan mızmızlanan bir çocuk sesi geliyordu, birden bir şaplak sesi duydum. İçim cız etti, anladım ki bir anne çocuğunu susturma amaçlı, çocuğuna şiddet uygulamıştı, belki de buna halk dilinde terbiye diyoruz. Fakat düşünüyorum da bir çocuğun anne tarafından terbiye edilmesinin ya da susturulmasının yolu bu mu olmalıdır. Anne ya da babanın Çocuğu dünyaya getirmiş olması kendisine bu hakkı verir mi?

Çocuğun toplum içinde rencide edilmesi, duygularının örselenmesi, ileri ki yaşlarında nasıl bir etkiye sahip olacaktır.  Bu olaya şahit olduktan sonra , bu hafta bu konu ile ilgili Birleşmiş Milleteler Çocuk Hakları Sözleşmesinin ilgili maddelerine değinmem bir gereklilik oldu.

Bu sözleşme Birleşmiş milletler genel kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilmiştir. Sözleşmenin maddelerinin en iyi şekilde uygulandığını var sayar isek geleceğimiz olan çocukların bu dünyayı güzelleştireceğinden emin olabiliriz.

Çocuk Hakları sözleşmesinin,

3. maddesi ……… Devlet, çocukların koruma ve bakımını üstlenenlerin sorumluluklarını yerine getirmeleri için önlemleri alır ve onların sorumluluklarını yerine getirip getirmediklerine bakar.

4. maddesi, Her çocuk, görüşlerini serbestçe ifade etme, kendisini ilgilendiren her konuda görüşlerinin dikkate alınmasını isteme hakkına sahiptir. Herkesin çocukları dinleme, onların fikirlerini öğrenme ve onlara saygı gösterme sorumluluğu vardır.

5. maddesi Her çocuğun duygu ve düşüncelerini istediği şekilde açıklama hakkı vardır. Çocukların da başka kişilerin zarar görmemesi için gerekeni yapmaları gerekir.

6.maddesi; Hiç kimse çocukların onurunu kıramaz, onları küçük düşüremez, özel hayatına karışamaz. Çocukların bu hakkı yasalarla korunur. 19. Maddesi Hiç kimse, çocuklara karşı olan sorumluluklarını onlara zarar verecek şekilde kullanamaz. Devlet çocukların hiçbir zarara uğramaması için her türlü önlemi almakla yükümlüdür.

7. maddesinde; Her çocuğun ailesinden yoksun kaldığında ya da aile ortamı onun için uygun olmadığında devletten özel koruma ve yardım alma hakkı vardır. Anne babasıyla birlikte yaşayamayacak çocuklar için özenli bir araştırmayla iyi aileler bulunur.

8. maddesi; Çocukları bedensel ve ruhsal yönden örseleyecek hiçbir yaklaşıma izin verilemez.

9. maddesi; Çocuklar hiçbir şekilde insanlık dışı yöntemlerle ya da aşağılanarak cezalandırılamaz. Bir çocuk suça itilmişse ona uygulanacak ceza yaşına ve gelişimine uygun, onun eğitimini engellemeyecek şekilde olmalıdır.

Bu maddelerden de anlaşılacağı üzere Ebeveynler öyle kafalarına göre çocuk yetiştiremezler, çocuk cezalandıramazlar, çocuklarını rencide etme , toplum nezdinde küçük düşürme, şiddete maruz bırakma gibi haklara sahip değillerdir. Aksine, çocuk yetiştirme görevlerini yerine getirirken bu hususlara dikkat etmek zorundadırlar. Bu sözleşmenin, tamamını okuyup incelediğiniz takdirde Çocukların korunması görevinin, en fazla devletlere, yönetimlere düştüğünü göreceksiniz. Ebeveynlerin, çocuklarını yetiştirirken yaptığı büyük hataların, devlet gücüyle önlenmesi amaçlanmaktadır.

Kendi deneyimlerimden yola çıkarak, ( şu anda ki durum nedir bilemiyorum) bundan 30 yıl önce orta okula başladığımda şok olmuştum. eğitim kurumların da şiddet uygulanmaktaydı. Müdür yardımcıları ve bazı öğretmenlerin, disiplin amacıyla, özellikle erkek çocuklarının sırtında sopa kırdığına şahit olmuşumdur. Öğretmenler, sıra dayağını da hafif bir şiddet olarak uyguluyorlardı. Hatta bazı kadın öğretmenler, uzun tırnaklarını kulak mememize geçirerek ceza vermeyi yeğliyorlardı. O kulağın mikrop kapması da pek de onları ilgilendirmiyordu galiba. Tabi bunların arasında bu ceza sistemlerini uygulamayan çok iyi, değerli öğretmenlerimiz de vardı. Onlarında hakkını yemeden, buradan Onlara, bu tavırları sebebi ile teşekkürü bir borç biliyorum.

Ne zaman ki şiddetin çözüm olmadığı, aile , eğitim kurumları ve devletin temel prensipleri arasında yer alır ise o zaman ülkeye ve dünyaya huzur hakim olacaktır. Daha iyi bir dünya ya da başka bir ifade ile dünyanın daha iyi bir yer olabilmesi ancak yeni nesillerin özenerek, onların hak ve hukuklarına ziyadesiyle riayet edilerek varılacak bir yer ve menzil olur. Hakları korunmuş, haklarına özen gösterilmiş bir çocuk nesli, ötekilerinden hak ve hukuklarına büyük önem ve değer verecektir. Ne demiş atalarımız ”ne ekersen onu biçersin.”. Hak ek Hukuk biç.