Dünyada ilk çocuk mahkemesi ABD de Massachusetts de 1878 de kurulmuştur. Türkiye de ise ilk çocuk mahkemesi 1987 yılında kurulmuştur. Çocuk mahkemelerinin görevi çocuk adalet sistemini sağlamaktır. Çocuk adalet sisteminin amacı, suç işleyen çocuğun cezalandırılması değil, çocuğun sürekli suç işler hale bürünmesini engellemek ve çocuğun iyileştirilerek topluma kazandırılmasını sağlamaktır. Çocuk mahkemelerinde yargılamaya egemen olan ilkeler gizlilik, sadelik ve basitlik ilkeleridir. Bu ilkeler konularak; çocuklarla hakim arasında yakınlık oluşturulup, aynı zamanda çocuğun yargılama esnasında hâkim ile daha rahat konuşabilme ve kendisini rahatça ifade etmesi de sağlanılmış olacaktır.

Türk Ceza sisteminde çocukların cezai sorumlulukları Türk ceza kanununun 31. Maddesinde belirlenmiştir. Bu maddeye göre çocukların cezai sorumlulukları üç gruba ayrılarak incelenmiştir.

Birinci grup çocuklar; 12 yaşından küçük çocuklar ve 12 yaşındaki çocuklardır. Bu yaş aralığındaki çocukların cezai sorumlulukları bulunmamaktadır. Sağır ve dilsiz çocuklarda bu yaş aralığı  15 yaş ve altıdır.. Bu kişiler hakkında, ceza kovuşturması yapılamaz; ancak, çocuklara özgü güvenlik tedbirleri uygulanabilir.

İkinci grup çocuklar; 12 yaşını tamamlamış olmakla birlikte 15 yaşını doldurmamış çocuklardır. Bu yaş aralığındaki çocukların cezalandırılabilmesi için Hâkim çocuğun işlediği fiilin anlam ve sonuçlarını algılama ve fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin bulunup bulunmadığını inceler. ( Sağır ve dilsizlerde bu yaş aralığı 15 yaşını doldurmuş olup 18’i doldurmamaktır.) Yaş küçüklüğü ceza sorumluluğunu kaldıran veya azaltan bir neden olarak failde bulunması gereken bir özelliktir. Failin gerçekleştirdiği fiili anlama yeteneğine sahip olup olmadığının tespiti hukuki bir konudur ve bu konuda hâkimler yetkilidir. Bu gruptaki çocukların işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamaması veya davranışlarını yönlendirme yeteneğinin yeterince gelişmemiş olması hâlinde ceza sorumluluğu yoktur. Ancak bu kişiler hakkında çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur. İşlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin varlığı hâlinde, bu kişiler hakkında verilecek ceza, normalde verilecek cezadan indirimler uygulanarak verilir.

Üçüncü grup çocuklar; 15 yaşını doldurmuş olup 18 yaşını doldurmayan çocuklardır. (Sağır ve dilsizlerde bu yaş aralığı 18 yaşını doldurup 21 yaşını doldurmamaktır.) Kural olarak bu yaş aralığındaki çocukların cezai sorumlulukları bulunmaktadır. Ancak bu kişiler hakkında da ceza verilirken, normal verilecek olan cezaya indirim uygulanarak verilir.

Cezai sorumluluğu bulunmayan çocuklar hakkında ceza kovuşturması yapılamayacağını ancak çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine başvurulabileceğini belirtmiştik. Bu tedbirler Çocuk Koruma Kanunu’nda tek tek sayılmıştır;

Danışmanlık tedbiri; çocuğun bakımından sorumlu olan kimselere, çocuk yetiştirme konusunda danışmanlık yapılması, çocuklara da eğitim ve gelişimleri ile ilgili sorunların çözümünde yol gösterilmesine ilişkin tedbirdir.

Eğitim tedbiri; Çocuğun bir eğitim kurumuna gündüzlü veya yatılı olarak devamına; iş ve meslek edinmesi amacıyla bir meslek veya sanat edinme kursuna gitmesine veya meslek sahibi bir ustanın yanına yahut kamuya ya da özel sektöre ait işyerlerine yerleştirilmesine yönelik belirlenen tedbirdir.

Bakım tedbiri; Çocuğun bakımından sorumlu olan kimsenin herhangi bir nedenle görevini yerine getirememesi halinde, çocuğun resmi veya özel bakım yurdu ya da koruyucu aile hizmetinden yararlandırılması veya bu kurumlara yerleştirilmesine olanak sağlayan tedbirdir.

Sağlık tedbiri; Çocuğun fiziksel ve ruhsal sağlığının korunması ve tedavisi için gerekli geçici veya sürekli tıbbi bakım ve rehabilitasyonuna, bağımlılık yapan maddeleri kullananların tedavilerinin yapılmasına yönelik güvenlik tedbiridir.

Barınma tedbiri; barınma yeri olmayan çocuklu kimselere veya hayatı tehlikede olan hamile kadınlara uygun barınma yeri sağlamaya yönelik güvenlik tedbiridir.  Barınma tedbiri uygulanan kimselerin talep etmeleri halinde kimlikleri ve adresleri gizli tutulmaktadır.

Çocukluk yılları insanların hayatlarını en özgür şekilde yaşadıkları yıllardır. Çocukluğumuzda yaptığımız hareketlerin, gerçekleştirdiğimiz neticelerin nelere neden olacağını düşünmeden hareket etmekteyiz. Halbuki yaptıklarımız ve yapacaklarımızın sonuçları tüm hayatımıza mal olacak neticelere sebep olabilmektedir. Bundan dolayı çocuklarımıza da kanunun verdiği hakları ve sorumluluklarını anlatmak en asli görevlerimiz arasında yer almaktadır.

Stj. Av. Enes Şahin / hukukihaber.net