Son yıllarda dünyanın çeşitli bölgelerinde ve özellikle komşu ülkelerde yaşanan siyasi istikrarsızlıklar nedeniyle meydana gelen iç savaşlar dolayısıyla birçok insan bulundukları bölgelerden göç etmek zorunda kalmıştır. Ülkemiz çatışma bölgelerine uzun sınırlarının olmasının yanı sıra Asya ve Avrupa kıtası arasında köprü vazifesi görmesi nedeniyle de bu göç dalgalarından önemli ölçüde etkilenmiştir. Bu düzensiz göç dalgasını kontrol etmek amacıyla yabancıların Türkiye’ye girişleri, Türkiye’de kalışları ve Türkiye’den çıkışları ile Türkiye’den koruma talep eden yabancılara sağlanacak korumanın kapsamına ve uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası koruma kanunu (YUKK) 04.04.2013 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.

Deport kararının idari yargı yönünden denetimine geçmeden önce YUKK madde 3’te ki tanımlara değinmekte büyük fayda olacaktır. 6458 sayılı kanun açısından “Başvuru sahibi: Uluslararası koruma talebinde bulunan ve henüz başvurusu hakkında son karar verilmemiş olan kişiyi, Çocuk: Henüz on sekiz yaşını doldurmamış ve ergin olmamış kişiyi, Destekleyici: Aile birliği amacıyla Türkiye’ye gelecek yabancıların masraflarını üstlenen ve ikamet izni talebinde bulunanlar tarafından başvuruya dayanak gösterilen Türk vatandaşını veya Türkiye’de yasal olarak bulunan yabancıyı, Genel Müdür: Göç İdaresi Genel Müdürünü, Genel Müdürlük: Göç İdaresi Genel Müdürlüğünü, Göç: Yabancıların, yasal yollarla Türkiye’ye girişini, Türkiye’de kalışını ve Türkiye’den çıkışını ifade eden düzenli göç ile yabancıların yasa dışı yollarla Türkiye’ye girişini, Türkiye’de kalışını, Türkiye’den çıkışını ve Türkiye’de izinsiz çalışmasını ifade eden düzensiz göçü ve uluslararası korumayı, İkamet adresi: Türkiye’de adres kayıt sisteminde kayıtlı olunan yeri, İkamet izni: Türkiye’de kalmak üzere verilen izin belgesini, Özel ihtiyaç sahibi: Başvuru sahibi ile uluslararası koruma statüsü sahibi kişilerden; refakatsiz çocuk, engelli, yaşlı, hamile, beraberinde çocuğu olan yalnız anne ya da baba veya işkence, cinsel saldırı ya da diğer ciddi psikolojik, bedensel ya da cinsel şiddete maruz kalmış kişiyi, Refakatsiz çocuk: Sorumlu bir kişinin etkin bakımına alınmadığı sürece, kanunen ya da örf ve adet gereği kendisinden sorumlu bir yetişkinin refakati bulunmaksızın Türkiye’ye gelen veya Türkiye’ye giriş yaptıktan sonra refakatsiz kalan çocuğu, Seyahat belgesi: Pasaport yerine geçen belgeyi, Son karar: Başvuru sahibinin başvurusuyla veya uluslararası koruma statüsü sahibi kişinin statüsüyle ilgili kararlardan; idari itirazda bulunulmaması ve yargıya başvurulmaması hâlinde Genel Müdürlük tarafından verilen kararı veya yargıya başvurulması sonucunda temyiz edilmesi mümkün olmayan kararı, Sözleşme: Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1967 Protokolüyle değişik 28/7/1951 tarihli Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair Sözleşmeyi, Uluslararası koruma: Mülteci, şartlı mülteci veya ikincil koruma statüsünü, Vatandaşı olduğu ülke: Yabancının vatandaşı olduğu ülkeyi veya yabancının birden fazla vatandaşlığının bulunduğu durumlarda, vatandaşlığında olduğu ülkelerden her birini, Vatansız kişi: Hiçbir devlete vatandaşlık bağıyla bağlı bulunmayan ve yabancı sayılan kişiyi, Vize: Türkiye’de en fazla doksan güne kadar kalma hakkı tanıyan ya da transit geçişi sağlayan izni, Vize muafiyeti: Vize alma gerekliliğini kaldıran düzenlemeyi, Yabancı: Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişiyi,” ifade etmektedir.

Deport etmek deyiminden ise 6458 sayılı YUKK 52 ila 60’ıncı maddeleri arasında düzenlenen sınır dışı etme sürecinin tamamı anlaşılmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus ise anılan maddelerin sadece göçmenleri ilgilendirmediği ülkede yasal kalma izinleri biten diğer yabancılar içinde uygulama alanı bulacağıdır. Sınır dışı etme kararı YUKK 54. madde de belirtilen hususlardan birinin meydana gelmesi halinde o ilin valiliği tarafından alınır. Mezkur madde de ki sınır dışı etme halleri ise “ Terör örgütü yöneticisi, üyesi, destekleyicisi veya çıkar amaçlı suç örgütü yöneticisi, üyesi veya destekleyicisi olanlar, Türkiye’ye giriş, vize ve ikamet izinleri için yapılan işlemlerde gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar, Türkiye’de bulunduğu süre zarfında geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar, Kamu düzeni veya kamu güvenliği ya da kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar, Vize veya vize muafiyeti süresini on günden fazla aşanlar veya vizesi iptal edilenler, İkamet izinleri iptal edilenler, İkamet izni bulunup da süresinin sona ermesinden itibaren kabul edilebilir gerekçesi olmadan ikamet izni süresini on günden fazla ihlal edenler, Çalışma izni olmadan çalıştığı tespit edilenler, Türkiye’ye yasal giriş veya Türkiye’den yasal çıkış hükümlerini ihlal edenler ya da bu hükümleri ihlale teşebbüs edenler, Hakkında Türkiye’ye giriş yasağı bulunmasına rağmen Türkiye’ye geldiği tespit edilenler, Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, uluslararası korumadan hariçte tutulan, başvurusu kabul edilemez olarak değerlendirilen, başvurusunu geri çeken, başvurusu geri çekilmiş sayılan, uluslararası koruma statüleri sona eren veya iptal edilenlerden haklarında verilen son karardan sonra bu Kanunun diğer hükümlerine göre Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar, İkamet izni uzatma başvuruları reddedilenlerden, on gün içinde Türkiye’den çıkış yapmayanlar, Uluslararası kurum ve kuruluşlar tarafından tanımlanan terör örgütleriyle ilişkili olduğu değerlendirilenler.” tahdidi olarak sınırlayıcı bir biçimde sayılmıştır. İdarenin yukarıda belirtilen hususlar dışında başka bir mevcut duruma dayanarak sınır dışı etme kararı alması mümkün değildir. Ayrıca toplu sınır dışı etme kararı da verilemez.

YUKK madde 54 de ki hususlar doğrultusunda sınır dışı etmek üzere yabancı hakkında idari gözetim kararı da ayrıca alınabilir. Sınır dışı etme kararı gerekçeleriyle birlikte hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Kanunda veya dediği için vekil varken asile tebligat yapılmaz amir hükmü bu düzenlemeyle idari merci inisiyatifine bırakılmıştır. Hakkında sınır dışı etme kararı alınan yabancı, bir avukat tarafından temsil edilmiyorsa kendisi veya yasal temsilcisi, kararın sonucu, itiraz usulleri ve süreleri hakkında bilgilendirilir. Yabancılar, sınır dışı etme kararıyla, menşe ülkesine veya transit gideceği ülkeye ya da üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilebilir. Sınır dışı etme kararı, genel müdürlüğün talimatı üzerine veya resen valiliklerce alınmaktadır. Yabancı veya yasal temsilcisi ya da avukatı sınır dışı etme kararına karşı kararın tebliğinden itibaren yedi gün içinde idare mahkemesine başvurabilir. İdare mahkemesine 15 günlük başvuru süresi 6/12/2019 tarihli ve 7196 sayılı Kanunun 75 inci maddesinde ki aleyhe bir düzenleme ile 7 güne indirilmiştir. Mahkemeye başvuran yabancı, sınır dışı etme kararını veren makama da başvurusunu bildirir. Sınır dışı etme kararına karşı idari yargıya başvuru yapıldığı hakkında idari merciye bildirim yapılmaması durumunda idari merci tarafından yargı yoluna başvurulmadığı kabulü ile sınır dışı etmek eylemi gerçekleştirilmesi gibi olumsuz sonuçlar meydana gelebilmektedir. Yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilmez. 2016 yılında yayımlanan 676 sayılı KHK değişikliği ile sınır dışı kararına karşı dava açıldığında sınır dışı işlemini otomatik olarak askıya alma özelliğine istisna getirilmişti. YUKK m. 54/1-b,d,k bentlerinden sınır dışı kararı alınması halinde ayrıca yerel mahkemeden Yürütmenin Durdurulması (YD) veya AYM’den bireysel başvuru yolu ile sınır dışı işlemine karşı tedbir kararı almak gerekmekteydi. Ancak, Anayasa Mahkemesi, 30.05.2019 tarihli kararı ile 676 sayılı KHK ile YUKK’da yapılan bu değişikliğin, kötü muamele yasağıyla bağlantılı olarak etkili başvuru hakkını ihlal ettiğine karar vermiş; bu ihlalin KHK ile değişik kanun maddeleri nedeniyle yapısal sorundan kaynaklandığı tespit edilmiş ve pilot karar usulü uygulanmıştır. Anayasa Mahkemesinin bu kararı doğrultusunda, 24 Aralık 2019 tarihinde yayımlanan 6.12.2019 tarihli 7196 sayılı kanun değişikliği ile dava açmanın sınır dışı kararını otomatik olarak askıya alma özelliğine istisna getiren bu cümle kanundan çıkarılmıştır. Son kertede, sınır dışı etme kararına karşı dava açılması ve açılan davanın idareye bildirilmesiyle sınır dışı işlemi kanunen otomatik olarak durmaktadır. Diğer bir deyişle, yabancı hakkında alınan sınır dışı etme kararına idari yargıda dava açılması halinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilemeyecektir.[1]

Hakkında sınır dışı etme kararı alınanlardan; kaçma ve kaybolma riski bulunan, Türkiye’ye giriş veya çıkış kurallarını ihlal eden, sahte ya da asılsız belge kullanan, kabul edilebilir bir mazereti olmaksızın Türkiye’den çıkmaları için tanınan sürede çıkmayan, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar hakkında valilik tarafından idari gözetim kararı alınır ya da 57/A maddesi uyarınca idari gözetime alternatif yükümlülükler getirilir. Hakkında idari gözetim kararı alınan yabancılar, yakalamayı yapan kolluk birimince geri gönderme merkezlerine kırk sekiz saat içinde götürülür. İdari gözetim süresi madde 57 gereğince 6 ayı geçemez. Yabancının idari makamlarla işbirliği yapmaması veya ülkesiyle ilgili doğru bilgi vermemesi halinde gözetim süresi en fazla 6 ay daha uzatılabilir. Yabancı hakkında alınan gözetim kararı valiliklerce her ay düzenli olarak değerlendirilmek suretiyle devamı hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar tesis edilir. İdari gözetim kararı, idari gözetim süresinin uzatılması ve her ay düzenli olarak yapılan değerlendirmelerin sonuçları, gerekçesiyle birlikte yabancıya veya yasal temsilcisine ya da avukatına tebliğ edilir. Valilik idari gözetim kararı hakkında zaruri bir durum tespit ederse ay sonunu beklemeden de idari gözetim kararı hakkında değerlendirme de yapabilmektedir. Bu karara karşı gidilebilecek hukuk yolları da yabancıya veya temsilcisine ya da avukatına açıkça bildirilmelidir. Aksi halde savunma hakkının kısıtlanarak hak arama hürriyetinin ağır ihlali sonucu meydana gelecektir. İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim kararına karşı sulh ceza hâkimine de ayrıca başvurabilme hakkına sahiptir. Sulh Ceza Hakimliği’ ne yapılan başvuru idari gözetim kararının icrasını durdurmaz. Dilekçenin idareye verilmesi hâlinde, dilekçe yetkili sulh ceza hâkimine derhâl ulaştırılır. Uygulamada hak kayıplarının meydana gelmemesi için başvurunun direk Sulh Ceza Hakimliği’ ne yapılmasın da büyük fayda olacaktır. Sulh ceza hâkimi incelemeyi beş gün içinde sonuçlandırır. Sulh ceza hâkiminin idari gözetim kararı hakkında verdiği karar kesindir. İdari gözetim altına alınan kişi veya yasal temsilcisi ya da avukatı, idari gözetim şartlarının ortadan kalktığı veya daha önce yapılan başvuruda ki şartların değiştiği iddiasıyla yeniden sulh ceza hâkimine başvurabilecektir.

57 nci maddenin ikinci fıkrasında sayılan yabancılara ya da idari gözetimi sonlandırılan yabancılara aşağıdaki idari gözetime alternatif “Belirli adreste ikamet etme, Bildirimde bulunma, Aile temelli geri dönüş, Geri dönüş danışmanlığı, Kamu yararına hizmetlerde gönüllülük esasıyla görev alma, Teminat, Elektronik izleme “ yükümlülükler getirilebilir. Alternatif yükümlülükleri yerine getirme süresi her halükarda 24 ayı geçemez. İdare tarafından haklarında sınır dışı alınan haklarında sınır dışı alınan yabancıya YUKK madde 56 gereğince sınır dışı etme kararında gerekçeleriyle belirtilmek kaydıyla, Türkiye’yi terk edebilmeleri için on beş günden az olmamak üzere otuz güne kadar süre tanınır. Ancak, kaçma ve kaybolma riski bulunanlara, yasal giriş veya yasal çıkış kurallarını ihlal edenlere, sahte belge kullananlara, asılsız belgelerle ikamet izni almaya çalışanlara veya aldığı tespit edilenlere, kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlara bu süre tanınmaz. Bu yetkinin idarenin soyut değerlendirmeleri doğrultusunda verilmesi nedeniyle objektif bir değerlendirme kıstası bulunmamaktadır.

İdari gözetim süresi içinde geri gönderme merkezlerinde tutulan yabancılara yakınlarına, notere, yasal temsilciye ve avukata erişme ve bunlarla görüşme yapabilme imkânı ile telefon hizmetlerine erişme imkânı sağlanır. Yabancıya; ziyaretçileri, vatandaşı olduğu ülke konsolosluk yetkilisi, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği görevlisiyle görüşebilme imkânı ile çocukların yüksek yararları gözetilerek aileler ayrı yerlerde barındırılmak suretiyle çocukların eğitim ve öğretimden yararlandırılmaları hususunda, Millî Eğitim Bakanlığınca gerekli tedbirler alınır. Ayrıca yabancı tarafından bedeli karşılanamayan acil ve temel sağlık hizmetleri ücretsiz verilir.

İdare mahkemesi önüne gelen başvuruları 15 gün içinde sonuçlandırmak zorundadır. İdare mahkemesinin 15 günden içinde davayı sonuçlandırmaması durumunda dahi yabancı hakkında alınan sınır dışı edilme kararı derdest bir davanın bulunması nedeniyle uygulama alanı bulamayacaktır. Mahkemenin idarenin sınır dışı etme kararı hakkında vermiş olduğu kararlar kesindir. 6216 sayılı Kanunun 49/5 maddesine göre, Anayasa Mahkemesi, “Başvurucunun temel haklarının korunması için zorunlu gördükleri tedbirlere resen veya başvurucunun talebi üzerine karar verebilir”. Dolayısıyla yabancının sınır dışı etme işlemiyle doğması muhtemel temel hak ve özgürlük ihlallerinin önüne geçilmesinin sağlanması amacıyla iç hukuk yolları tüketilmeden acil tedbir talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılabilmektedir.[2] Anayasa Mahkemesince verilen tedbir kararı başvuru hakkında esas kararının tesis edilememesi halinde en geç altı ay içinde kendiliğinden kalkacaktır.

5458 sayılı YUKK madde 57 kapsamında ki “Sınır dışı edileceği ülkede ölüm cezasına, işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya muameleye maruz kalacağı konusunda ciddi emare bulunanlar, ciddi sağlık sorunları, yaş ve hamilelik durumu nedeniyle seyahat etmesi riskli görülenler, hayati tehlike arz eden hastalıkları için tedavisi devam etmekte iken sınır dışı edileceği ülkede tedavi imkânı bulunmayanlar, mağdur destek sürecinden yararlanmakta olan insan ticareti mağdurları, tedavileri tamamlanıncaya kadar, psikolojik, fiziksel veya cinsel şiddet mağdurları “ şartlara sahip yabancılar 54 madde de ki sınır dışı etme kapsamında olsalar dahi haklarında verilen sınır dışı kararı uygulanmayacaktır.

KAYNAKÇA:

İzmir Barosu (2020), Mülteci Hukuk Rehberi, İzmir

---------------------------------------

[1] İzmir Barosu, Mülteci Hukuku Rehberi, Sf. 37,38

[2] İzmir Barosu, Mülteci Hukuku Rehberi, Sf. 86