HAGB Kararı Verilmesi Halinin Anayasa Mahkemesi Kararları Işığında Değerlendirilmesi

Anayasa mahkemesi, devlet görevlilerinin kişilere yönelik suç oluşturan eylemlerine, yargılama sonucunda HAGB kararı verilmesini, vatandaşların maruz kaldığı kötü muamele nedeniyle başvurucu açısından giderim sağlayabilecek herhangi bir yaptırıma hükmedilmediği şeklinde yorumlamaktadır.

Anayasa mahkemesi, somut olayda yargılama sonucu kamu görevlileri hakkında bir disiplin cezası da uygulanmamış ise, bu hususu HAGB birlikte değerlendirerek, soruşturmanın etkinliğinin sağlanmasının koşullarından biri olan, sorumluların fiilleriyle orantılı ceza almaları koşulunun yerine getirilmediği ve cezasızlık sonucunun doğduğu yargısına varmaktadır.

Anayasa Mahkemesi bu gibi hallerde, Anayasa'nın 17/3 maddesinin öngördüğü, devletin etkili soruşturma yapma usul yükümlülüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerektiğini ifade etmektedir.

Nitekim Anayasa mahkemesi, Başvurucunun, ceza infaz kurumunda infaz koruma memurları tarafından gerçekleşen darp eylemi ve sanıklar hakkında HAGB kararı verilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkı ile işkence ve kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiaları yer alan olayda,

sanıklara disiplin cezasının uygulanmaması ve haklarında HAGB kararı verilmesi ile sanıkların gerekli yaptırıma uğramadığı, HAGB kararının cezasızlık sonucunu doğurduğunu ifade ederek, sanıklar hakkındaki uygulamayı Anayasa’nın 17/3 maddesine aykırı bulmuştur.

Anayasa mahkemesi bir başka kararında; başvurucunun Ceza İnfaz Kurumunda maruz kaldığı darp fiiline ilişkin yapılan yargılamada Mahkemenin, bu tür eylemlerin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini göstermekten ziyade fiilin sonuçlarını hafifletecek biçimde orantısız bir şekilde adli para cezası öngördüğü ve HAGB kararı verdiği olayda, devletin etkili soruşturma yapma usul yükümlülüğünün ihlal edildiği sonucuna varmıştır.

Anayasa mahkemesi, yine başvuran kişinin gözaltında işkence yapılması nedeniyle işkence ve kötü muamele yasağının maddi boyutunun; eylemlerin sorumlusu olan kamu görevleri hakkında yürütülen yargılamanın 11 yıl sürmesi ve yargılama sonucunda 10 ay hapis cezasına hükmedilip HAGB nedenleriyle de işkence ve kötü muamele yasağının usul boyutu ile adil yargılanma, eşitlik ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiği iddiaları ile ilgili başvuruda,

Mahkemenin, işkence gibi vahim suç oluşturan bir fiilin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini göstermekten ziyade, bu fiilin sonuçlarını hafifletecek biçimde orantısız bir şekilde asgari hadden hüküm kurması ve anılan mahkûmiyetin, "beş yıl içinde suç işlenmesi" bozucu şartı gerçekleşmediği takdirde hüküm ifade etmemesini sağlayacak şekilde HAGB kararı vermesi nedeniyle başvurucuların mağdurluk sıfatlarının ortadan kalkmadığını, makul kabul edilemeyecek derecede uzun süren bir yargılama sonucunda faillere, tespit edilen eylemleri ile orantılı olduğu söylenemeyecek bir ceza (10 ay hapis) verilmesi ve üstelik buna ilişkin HAGB ile bu caydırıcılıktan uzak sonucun ortaya çıkmasında etkisi olması kaçınılmaz olan süreçteki eksikliklerin soruşturmanın, eziyet fiillerinin önlenmesi ve faillerin cezalandırılması bakımından yeterli bir etki doğurmasını engellediğini, dahası işkence, eziyet ve kötü muamele eylemlerini gerçekleştirdikleri tespit edilen görevlilerle ilgili ulaşılan bu nihai sonucun, bu tür olaylara karışan kamu görevlerine müsamaha ile yaklaşıldığı izlenimini uyandırdığını ve dolayısıyla bu tür fiilleri gerçekleştirme temayülü olan görevlileri cesaretlendirebileceği gibi bireylerin bu kapsamda devlete ve adalet mekanizmalarına olan güvenlerini de zedeleyebileceğini ifade ederek, Anayasanın 17/3 maddesinin öngördüğü, devletin etkili soruşturma yapma usul yükümlülüğünün ihlal edildiği sonucuna varmıştır.

Anayasa mahkemesi bir başka kararında, başvurucunun, gözaltında kaldığı süre zarfında maruz kaldığı muameleler nedeniyle devletin, işkence ve kötü muamele yapmama negatif yükümlülüğüne aykırı davrandığı, olaya ilişkin yargılamada Mahkemenin, işkence gibi vahim suç oluşturan bir fiilin hiçbir şekilde hoş görülemeyeceğini göstermekten ziyade bu fiilin sonuçlarım hafifletecek biçimde orantısız bir şekilde asgari sınırdan hüküm kurması ve HAGB na hükmetmesi nedeniyle işkence ve kötü muamele yasağının maddi boyutunun bir diğer unsurunu oluşturan kişilerin fiziksel ve ruhsal bütünlüklerini kanunlar aracılığıyla koruma hususundaki pozitif yükümlülüğün de yerine getirilmediği ifade ederek, Anayasa’nın 17/3 maddesi güvence altına alınan işkence ve kötü muamele yasağının, maddi boyutu bakımından ihlal edildiğini hüküm altına almıştır.

Gerek disiplin soruşturması kararı, gerekse bu soruşturma sonucuna göre gerçekleştirilen fesih işlemini denetleyen Mahkeme kararında yapılan değerlendirme ve kullanılan ifadelerin, başvurucunun masumiyetini ihlal ettiği sonucuna ulaşılmıştır.

Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde Anayasa Mahkemesinin, mahkeme kararının gerekçesinde; Mahkemenin, olay ve olgulara yönelik yeni bir değerlendirme yapmaksızın kişi hakkındaki HAGB kararı ile sonuçlanan ceza yargılamasındaki mahkûmiyet tespitine göre kişinin yargılamaya konu eylemleri işlediği ve suçlu olduğu inancının yansıtıldığı durumlarda, Anayasa'nın 38. Maddesinin dördüncü Fıkrasında güvence altına alınan masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ifade etmektedir.

Anayasa mahkemesi, HAGB gibi ceza siyaseti kuramlarının, cezanın bireyselleştirilmesi çerçevesinde belirli suçlar için kanunda koşullarının belirtilmesi suretiyle özel bir şekilde uygulanmasının yasal düzenlemelerde öngörülebileceğini, Anayasanın temel ilkeleri dâhilinde kanun koyucunun takdir yetkisinde olduğunu düşünmektedir.

Anayasa Mahkemesi, her somut olaydaki kurallarla hangi fiile hangi yaptırımın uygulanacağı da açık ve anlaşılır bir şekilde düzenlenmiş olduğundan uygulanabileceğini, HAGB kurumunun hukuk güvenliği ve suçta ve cezada kanunilik ilkelerine aykırı olmadığını belirtmektedir.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN  tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

-------------------------

[1] ANY, 2.B.,E: 2013/4383,KT:18.02.2016, BN: 2013/4383.

[2] ANY, 2.B.,E: 2013/4383,KT:18.02.2016, BN: 2013/4383.

[3] ANY,1.B.,E:2013/3017,KT:16.12.2015,BN:2013/3017.

[4] ANY.1.B., KT: 04.11.2015,BN: 2013/2015

[5] ANY.1.B., E: 2013/2438, KT: 09.09.2015,BN: 2013/2438

[6] ANY, GK, E: 2015/52, K: 2016/1, KT: 13.01.2016.