2017 yılı verilerine göre, Türkiye’de 291 kapalı ceza infaz kurumu, 70 müstakil açık ceza infaz kurumu, 3 çocuk eğitimevi, 8 kadın kapalı, 5 kadın açık, 7 çocuk kapalı ceza infaz kurumu olmak üzere toplam 384 cezaevi bulunduğu ve toplam kapasitenin 207 bin 339 kişi olduğu ifade edilmektedir.[1]

Ceza infaz sisteminde yer alan açık ceza infaz kurumları, doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınma şartları taşıyan hükümlüler için önemli bir kurumdur.

Burada, doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınacak hükümlülerin ve buna bağlı olarak cezanın nitelikleri ile ödenmeyen adli para cezasından çevrilen hapis cezasının infazı uygulamada bazı sorunlara neden olmaktadır. Özellikle yazı içeriği bu soruların cevabını karşılamak için kaleme alınmıştır.

TANIM

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un[2] “Açık ceza infaz kurumları” başlıklı 14. Maddesinin birinci fıkrasında, açık ceza infaz kurumlarının tanımı yapılmıştır.

Bu tanıma göre; “Açık ceza infaz kurumları, hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlardır.”

AÇIK CEZA İNFAZ KURUMLARININ ÖZELLİKLERİ

Açık ceza infaz kurumlarında, hem firara karşı engeller yoktur hem de dış güvenlik personeli bulunmamaktadır.

Bu kurumlarda güvenlik, kurum personelinin gözetimi ve denetimi ile sağlanmaktadır.

Açık ceza infaz kurumları, iyileştirilme işlevi bakımından temel özelliği hükümlülerin çalışmalarına ve meslek edinmelerine, diğer işlevlere göre daha çok öncelik verilmektedir.

Yasa koyucu, çağdaş ceza infaz sistemlerine uygun olarak, hapis cezalarının infazı bakımından, hükümlünün suçluluk nedeni, suç sicili, fizik ve ruhsal yeteneği ve sınırları, kişisel doğası, arz edebileceği tehlike hali ve hapis cezasının süresi de dikkate alınarak, iş ve çalışma esasına dayalı açık ceza infaz kurumlarına gönderilmesinin gerekli olduğunu düşünerek cezaların infazı aşamalarında veya doğrudan bu kurumları infaz sistemine dahil etmiştir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un  “Açık ceza infaz kurumları” başlıklı 14. Maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerinde kadın ve gençlik açık ceza infaz kurumları ayrıca öngörülmüştür.

Yasal düzenlemede; Açık ceza infaz kurumları ihtiyaca göre ayrıca;

a) Kadın açık ceza infaz kurumları,

b) Gençlik açık ceza infaz kurumları,

şeklinde kurulabileceği açık bir şekilde belirtilmektedir.

YÖNETMELİK

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un  “Açık ceza infaz kurumları” başlıklı 14. Maddesinin ikinci fıkrasında, hükümlülerin açık cezaevlerine ayrılmalarına ilişkin esas ve usûllerin yönetmelikte gösterileceği ifade edilmektedir.

Nitekim bu amaçla, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği[3] çıkarılmıştır.

Bu Yönetmelik;  hükümlülerin, doğrudan açık ceza infaz kurumlarına alınmalarına, kapalı ceza infaz kurumlarından açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına, açık ceza infaz kurumları arası nakillerine ve açık ceza infaz kurumlarından kapalı ceza infaz kurumlarına iadelerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek için çıkarılmıştır. (md.1)

Bu Yönetmelik, kapalı ve açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan tüm hükümlüleri kapsamaktadır. (md.2)

Bu Yönetmelik, 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 14 üncü maddesinin ikinci fıkrası ile 2.7.2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır. (md.3)

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un  “Açık ceza infaz kurumları” başlıklı 14. Maddesinin üçüncü fıkrasında, İlk kez suç işleyen ve iki yıl veya daha az süreyle hapis cezasına hükümlü bulunanların cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilebileceği ifade edilmektedir. Ancak yönetmelik bu kapsamı biraz daha genişletmiştir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un  “Açık ceza infaz kurumları” başlıklı 14. Maddesinin dördüncü fıkrasında, Açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerden kınamadan başka bir disiplin cezası alanlar ve hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı haklarında tutuklama kararı[4] olanlar ile yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları saptananlar, kurum yönetim kurulunun kararı ile kapalı ceza infaz kurumlarına geri gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Bu kararın, infaz hâkiminin onayına sunulması zorunluluğu bulunmaktadır.

Yasal düzenlemenin son fıkrasına göre;

Açık Ceza İnfaz Kurumuna gönderilemeyecek hükümlüler şunlardır:

1) Kınama dışında disiplin cezası alanlar,

2) Haklarında hükümlü oldukları suçtan başka bir fiilden dolayı tutuklama kararı bulunanlar,

3) Soruşturma konusu olan suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir başka suçtan hazırlık tahkikatı veya böyle bir suçtan tutuksuz yargılaması devam etmekte olanlar,

4) Yaş, sağlık durumu, bedensel ve zihinsel yetenekleri nedeniyle çalışmaları olanaklı bulunmayanlar.

Bu durumdaki hükümlüler açık ceza infaz kurumlarına gönderilemeyecekleri hükme bağlanmıştır.

Bu yukarıda belirtilen hallerin açık ceza infaz kurumunda bulunduğu sırada ve sonrasında ortaya çıkması halinde, bu hükümlülerde kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı cezaevlerine gönderilmelerine karar verilmesi gerekir.

Belirtmek gerekir ki, bu karar infaz hâkiminin onayı ile varlık kazanacaktır.

DOĞRUDAN AÇIK KURUMA ALINACAK HÜKÜMLÜLER

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 5. Maddesinde Doğrudan açık kuruma alınacak hükümlüler açık bir şekilde ifade edilmiştir.

Doğrudan açık kuruma alınacak hükümlüler şunlardır:

1) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar,

2) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanlar,

3) Adli para cezası hapis cezasına çevrilenler,

4) 9.6.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince tazyik hapsine tabi tutulanlar.

Yukarıda ifade edilen nitelikleri taşıyan hükümlülerin cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir.

Belirtmek gerekir ki; bazı suç tipleri bu yasal düzenleme kapsamına alınmamıştır.

Doğrudan açık ceza infaz kurumuna ayrılma ayrıcalığı kapsamında olmayan suç tipleri şunlardır:

1) Terör suçları,[5]

2) Örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar,[6]

3) Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar.[7]

Bu suçları işleyen hükümlüler yönetmeliğin 5. Maddesindeki şartlara haiz olsalar da doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınamazlar. Zira yasal düzenleme bu suç tiplerini hariç tutmuştur.

KAPALI KURUMA İADE EDİLECEK HÜKÜMLÜLER

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 12. Maddesinde[8] kapalı ceza infaz kurumuna iade edilecek hükümlülerin listesi hüküm altına alınmıştır.

Açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden Kapalı ceza infaz kurumuna iade edilecek hükümlüler şunlardır:

1) Haklarında 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler,

2) Firar edenler,

3) Kınamadan başka bir disiplin cezası alıp disiplin cezası kesinleşenler,

4) Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 5 inci maddesi gereğince doğrudan açık kurumlara gönderilenler hariç olmak üzere; yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları tespit edilenler,

5) İş temin edildiği halde çalışmayanlar veya iş düzenine uyum sağlayamayanlar.

Bu durumdaki hükümlüler, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu karar derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulur.

Hükümlünün disiplin cezasının kesinleşmesi beklenmeden tedbiren kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesi

Ayrıca Kurum düzeni veya kişi güvenliğinin tehlike altında olması halinde asayiş ve düzeni sağlamak için hükümlünün disiplin cezasının kesinleşmesi beklenmeden tedbiren kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine kurum yönetim kurulu tarafından karar verilebilir.

Cezaların toplanmasının iadeye etkisi

İnfaz edilen cezası dışında başka bir suçtan haklarında mahkûmiyet kararı verilenlerin cezaları toplandıktan sonra koşullu salıverilmelerine bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde[9] belirtilen sürelerden daha fazla kaldığı tespit edilenler, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade edilir. (Yön. md.12/2)

Örneğin; İnfaz dosyasında sırada bekletilmekte olan 120 günlük adli para cezası ile infaz edilen 10 yıl hapis cezası içtima edildiğinde koşullu salıverilmesine 2 yıldan fazla bir süre kalan hükümlünün, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin 12/2. maddesi gereğince kapalı kuruma iadesi gerektiği gözetilmelidir.[10]

Hatalı olarak açık kuruma ayrılanlar

Şartları tutmadığı halde hatalı bir şekilde açık kuruma ayrıldığı anlaşılan hükümlüler, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade edilebilecektir. (Yön. md.12/2)

Açık kurumun bulunduğu yerde kapalı kurum bulunmaması

Açık kurumun bulunduğu yerde kapalı kurum bulunmaması halinde hükümlü, o il sınırları içerisindeki kapalı kuruma Bakanlıktan izin alınmadan gönderilebilecektir.(Yön. md.12/3)

Ödenmeyen adli para cezasından çevrilmiş hapis cezasına hükümlü olanların firar etmesi

Gerek 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 14/4. maddesinde gerekse Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesinde özellikle vurgulanan "İade Edilir" sözcüğünün "kapalı ceza infaz kurumundan, açık ceza infaz kurumuna ayrılanları kapsamına alan bir sözcük olarak kabulünün mümkün olduğu ifade edilmektedir.[11]

Söz konusu maddelerin ödenmeyen adli cezasından çevrilmiş hapis cezasına hükümlü olan ve yasa gereği infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlayanları da kapsadığına dair yasal düzenlemede herhangi bir açıklık yoktur.

Yargıtay’a göre; Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 8. maddesinin[12] kapalı kurumlarda cezasını infaz etmekte olan hükümlülerle ilgili bir düzenlemedir.

Ayrıca ceza hukukunda; sanık aleyhine kıyasın yasak olmasının kanunilik ilkesinin doğal sonucudur.

Bu nedenle; hükümlünün durumunu ağırlaştırdığı konusunda şüphe duyulmayan ceza hükmü olarak da kabul edilebilecek olan disiplin cezaları açısından da, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2. maddesinin 3. fıkrasında "Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz." şeklindeki düzenlemenin geçerli olduğu kabul edilmelidir.[13]

Yargıtay, kesinleşen ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilebileceğine dair mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığını, açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesi kararının onaylanmasına ilişkin, itirazın reddine karar verilmesinin yerinde olduğunu ifade etmiştir.[14]

Yargıtay, ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilemeyeceğini, bu halde yine açık ceza infaz kurumunda cezanın infazına devam edilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

Yargıtay bir başka kararında, cezasının infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlanan hükümlünün firar ettiği gerekçesiyle anılan Ceza İnfaz Kurumu tarafından kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verildiği olayda, hükümlünün para cezasından çevrilme hapis cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam etmesi gerektiğine hükmetmiştir.[15]

Adli para cezalarının ödenmemesi sebebi ile hapis cezasına çevrilmesi

Yargıtay; 6352 sayılı kanunun geçici 3/2-c maddesi ile açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 12/2 maddesinin birbirine aykırı olduğu görünüyor ise de anılan açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 12/2 maddesinde başka bir suçtan dolayı anılan mahkûmiyet kararlarının hapis cezalarına ilişkin olup verilen adli para cezalarının ödenmemesi sebebi ile hapis cezasına çevirme olmadığı esas mahkûmiyetin adli para cezası olup adli para cezasının hükümlü tarafından her zaman ödenebileceği ve adli para cezalarının infazının gerek anılan kanun hükmü gerekse açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 5/1-c maddesi hükmü gözetildiğinde açık ceza infaz kurumlarında çekmesi gerektiğini düşünmektedir.[16]

Örneğin; hükümlünün kanunda sayılan şartları taşıyıp 6352 sayılı kanunun geçici 3/2-c maddesi açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 5/1-c, 6/1-a, 6/2-b, ve 12/2 maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde hükümlünün bundan sonraki kalan cezalarının doğrudan açık ceza infaz kurumlarında infaz edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılması gerekmektedir.[17]

Hükümlünün izin tecavüzünde bulunması

Para cezasından çevrilme hapis cezasının infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlanan hükümlünün, izin tecavüzünde bulunduğu gerekçesiyle Açık Ceza İnfaz Kurumu tarafından kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verilemez.

Bu durumda hükümlünün para cezasından çevrilme hapis cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam etmesi gerektiği söylenebilir. Nitekim Yargıtay uygulaması da bu yöndedir.[18]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN  tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

-------------------------

[1]https://www.haberturk.com/2018-de-45-yeni-cezaevi-acilacak-1701072, ET:03.02.2019.

[2] Kanun Numarası: 5275, Kabul Tarihi: 13.12.2004, Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih: 29.12.2004 Sayı: 25685, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 44.

[3] RG: T.02.09.2012, S. 28399.

[4] İptal Edilen İbare için bkz.; RGT: 23.05.2014 RG NO: 29008 ANY. MAH. 09.04.2014 T. 2014/26 E. 2014/78 K.; “veya soruşturma konusu olan suçun kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir başka suçtan soruşturması veya böyle bir suçtan tutuksuz yargılaması devam etmekte”

[5][5] Common Law ülkelerine benzer şekilde terör konusunu özel bir kanunla düzenleme yoluna giden Türk kanun koyucu, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1. maddesinde terörü tanımlamıştır. Tanım için bkz.; (Y.16.CD, E: 2015/2605, K: 2017/5049, KT: 04.10.2017). Bu tanıma göre terör, “cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylemlerdir.” Ayrıntılı açımlamalar için bkz.; Faruk Turinay: Ceza Hukukunda Terör Örgütü Kavramı, http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2015-116-1441, s. 45. ET:03.02.2019. Adı geçen Yazar’a göre, bir suçun terör suçu olarak kabul edilmesi için üç zorunlu unsur bulunmalıdır. Bu unsurlar; yöntem (suçun işleniş biçimi), amaç (suçun ideolojik saiki) ve örgüt (suç failinin kriminal bağlantısı) olarak ifade edilebilir.

[6] Örgütlü suçluluk kavramı daha ziyade kriminolojik bir kavramdır. Maddi ceza hukuku bakımından örgütlü suçluluk deyiminden; suç işlemek için örgüt kurmak, yönetmek, bu örgüte üye olmak veya örgütün faaliyeti çerçevesinde suç işlemek anlaşılmaktadır(TCK.md.6/1-j). Yapılanma biçimi ne olursa olsun kanunlarda suç olarak tanımlanan fiillerin işlenmesi amacıyla oluşturulmuş örgütlere suç örgütü denmektedir. Mevzuatımızda örgütlü suçlar; genel örgüt (5237 sayılı TCK 220.m, mülga 765 sayılı TCK'nın 313-314 m), çıkar amaçlı suç örgütü (mülga 4422 sayılı Kanunun 1. maddesi), terör örgütü (3713 sayılı TMK’nın 1-7/1.m) ve silahlı terör örgütü (5237 sayılı TCK'nın 314.m, mülga 765 sayılı TCK'nın 168-170.m) olarak, bir kısım suçlar için yapılan özel düzenlemeler ayrık olmak üzere, dört farklı yerde düzenlenmiştir.  Emsal karar ve açıklamalar için bkz.; Y.16.CD, E: 2015/2605, K: 2017/5049, KT: 04.10.2017

[7] 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar” başlıklı bölümünde, cinsel saldırı (TCK m.102), çocukların cinsel istismarı (TCK m.103), reşit olmayanla cinsel ilişki (TCK m.104) ve cinsel taciz (TCK m.105) suçları düzenlenmiştir. Ayrıntılı açıklamalar için bkz.; Handan Yokuş Sevük: 6545 Sayılı Kanun İle Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlarda Yapılan Değişikliklerin Değerlendirilmesi,  http://dergipark.gov.tr/download/article-file/331431, ET: 03.02.2019.

[8] MADDE 12 - (DEĞİŞİK MADDE RGT: 22.08.2015 RG NO: 29453); (MÜLGA MADDE RGT: 22.08.2015 RG NO: 29453)  MADDE 12 - (1) Açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden; a) Haklarında 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler, b) Firar edenler, c) Kınamadan başka disiplin cezası alanlar, ç) 5 inci madde gereğince doğrudan açık kurumlara gönderilenler hariç olmak üzere; yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları tespit edilenler, d) İş temin edildiği halde çalışmayanlar veya iş düzenine uyum sağlayamayanlar, e) Kapalı kuruma dönmek isteyenler, f) (MÜLGA BENT RGT: 04.06.2014 RG NO: 29020)  kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu karar derhal infaz hakimliğinin onayına sunulur. (2) İnfaz edilen cezası dışında başka bir suçtan haklarında mahkûmiyet kararı verilenlerin cezaları toplandıktan sonra koşullu salıverilmelerine 6 ncı maddede belirtilen sürelerden daha fazla kaldığı tespit edilenler, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade edilir.” (MÜLGA BENT RGT: 04.06.2014 RG NO: 29020) “ f) Haklarında üst sınırı yedi yıldan az olmayan başka bir suçtan soruşturma veya kovuşturması devam etmekte olanlar ile üst sınırı yedi yıldan az olmayan bir suçtan henüz kesinleşmemiş mahkûmiyet kararı bulunanlar,”

[9] MADDE 6 - (1) Hükümlülerden; (DEĞİŞİK BENT RGT: 22.08.2015 RG NO: 29453) a) Toplam (DEĞİŞİK İBARE RGT: 22.02.2017 RG NO: 29987) cezaları on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve yukarı olanlar ise onda birini kurumlarda infaz edip, iyi hâlli olan ve koşullu salıverilme tarihine yedi yıl veya daha az süre kalanlar, b) Müebbet hapis cezasına mahkûm olup, koşullu salıverilme tarihine beş yıl veya daha az süre kalanlar, c) Cezaları yüksek güvenlikli kapalı kurumlar veya diğer kapalı kurumların yüksek güvenlikli bölümlerinde infaz edilenlerden toplam cezalarının üçte birini bu kurumlarda iyi halli olarak geçiren ve koşullu salıverilme tarihine üç yıl veya daha az süre kalanlar, açık kurumlara ayrılabilir. (2) Açık kurumlara ayrılabilmek için, ayrıca; (DEĞİŞİK BENT RGT: 18.08.2016 RG NO: 29805) a) 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 142, 148, 149, 188 ve 190 ıncı maddeleri ile 1/3/1926 tarihli ve mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 403, 404, 491/3-4, 492, 493, 494, 495, 496, 497, 498 ve 499 uncu maddelerinden mahkûm olanların koşullu salıverilme tarihine beş yıldan az süre kalması, (DEĞİŞİK BENT RGT: 18.08.2016 RG NO: 29805) b) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102 ve 103 üncü maddeleri ile eşe karşı işlenen 82/1-d, 86/3-a ve 96/2-b maddeleri ve 1/3/1926 tarihli ve mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 414, 416/1, 418/1 maddeleri ile eşe karşı işlenen 449/1, 456 ve 457/1 maddelerinden mahkûm olanlar ile adli suçlardan hükümlü olup yabancı uyrukluların koşullu salıverilme tarihine üç yıldan az süre kalması, c) 29/7/2003 tarihli ve 4959 sayılı Topluma Kazandırma Kanunu, 30/7/1999 tarihli ve mülga 4422 sayılı Çıkar Amaçlı Suç Örgütleri ile Mücadele Kanununun 14 üncü maddesi ve 5237 sayılı Kanunun 221 inci maddesinden yararlananların koşullu salıverilme tarihine iki yıldan az süre kalması, ç) Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, mensup oldukları örgütten ayrıldıkları idare ve gözlem kurulu kararıyla tespit edilenlerin koşullu salıverilme tarihine bir yıldan az süre kalması, şartı aranır. (3) Birden fazla cezanın toplanarak infazı halinde, açık kuruma ayrılmada esas alınacak suç, koşullu salıverilme tarihine en az sürenin arandığı suçtur. (4) Açık kuruma ayrılma süresini dolduranlar hakkında altı aylık deneme süresinin tamamlanması beklenmeden açık kuruma ayrılma kararı alınabilir.

[10] Y.6.CD, E: 2014/9808, K: 2015/42995, KT: 16.09.2015.

[11] Y.1.CD, E: 2017/275, K: 2017/1456, KT: 26.04.2017.

[12] Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler MADDE 8 – (Değişik: RG-22/8/2015-29453) (1) Kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerden; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar, b) Haklarında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulananlar, c) (Değişik:RG-22/2/2017-29987) Haklarında iyi hal kararı verilse bile, 5275 sayılı Kanunun 44 üncü maddesinde sayılan eylemlerden dolayı toplam beş ve daha fazla hücreye koyma cezası alıp, son hücreye koyma cezasının kaldırılması üzerinden bir yıl geçmemiş olanlar, ç) Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (c) ve (ç) bentleri dışında kalanlar, açık kurumlara ayrılamaz. (2) Ayrıca; a) Koşullu salıverilme kararı geri alınanların, geri alınan cezalarının tamamı, b) Denetimli serbestlik tedbirinin ihlali sonucunda, koşullu salıverilme tarihine kadar olan sürenin tamamı, c) Çocuk eğitimevleri hariç, kapalı kurumlardan firar edenler ile açık kurumlardan ikinci kez firar etmiş olanların, firar tarihinden önce kesinleşmiş olan cezaları ve koşullu salıverilme tarihine kadar kesinleşerek infazına başlanacak olan cezalarının tamamı, ç) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince verilen hapsen tazyik veya tazyik hapisleri dışında, diğer kanunlarda düzenlenen tazyik, disiplin veya zorlama hapislerinin tamamı, kapalı kurumlarda infaz edilir. Diğer cezalar, Yönetmelikte aranan koşulların bulunması halinde açık kurumlarda infaz edilebilir. (3) Kapalı kurumda hükümlü olup; a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı haklarında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler, b) Yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları idare ve gözlem kurulu kararıyla saptananlar, bu durumları devam ettiği sürece açık kurumlara ayrılamaz.

[13] Y.1.CD, E: 2017/275, K: 2017/1456, KT: 26.04.2017.

[14] Y.1.CD, E: 2017/275, K: 2017/1456, KT: 26.04.2017;  somut olayda açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesi kararının onaylanması gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.12.2016 gün ve 94660652-105-35-10773-2016-Kyb sayılı yazılı istemleri bulunmaktadır.

[15] Y.1.CD, E: 2016/5334, K: 2016/4430, KT: 26.12.2016.

[16] Y.10. CD, E:2014/5113, K:2015/203, KT: 20.01.2015.

[17] Y.10. CD, E:2014/5113, K:2015/203, KT: 20.01.2015.

[18] Y.1.CD, E. 2016/5348, K. 2016/4084, KT. 28.11.2016