Fazla mesai, hafta tatili ve UBGT ücretlerinin takdiri indirim niteliği taşıyan tanık beyanları ile hesaplanması halinde uygulamada hesaplanan bedeller üzerinden karineye dayalı makul indirim (uygulamadaki adları ile hakkaniyet indirimi ya da  takdiri indirim) yapılarak hükme gidilmektedir.

Hakkaniyet indiriminin hesaplamaların hangi aşamasında yapılacağına ilişkin olarak ise Yargıtay içtihatları   arasında  geçmişten günümüzde değin süregelen farklılıklar bulunmaktadır.  

1. BÖLÜM : YARGISAL MECRANIN SEYRİ

Yargıtay içtihatları  bir dönem hesaplanan fazla mesai, hafta tatili ve UBGT ücretinden öncelikle karineye dayalı makul indirim yapılması, daha sonra bordrolardaki tahakkukların mahsup edilmesi gerektiği yönündeydi.

Örneğin Yargıtay 22. Hukuk Dairesince verilen 05/03/2013 gün, 2012/15139 Esas, 2013/4403 Karar sayılı kararda :” Somut olayda, davalı işveren tarafından dava açıldıktan sonra 06.09.2010 tarihinde gerçekleştirilen ve hangi işçilik alacaklarına ilişkin olduğu açıklanmayan 11.426,29 TL ödemenin davacının hak kazandığı fazla çalışma ücret alacağından mahsup edilmesinde isabetsizlik bulunmamakla birlikte, fazla çalışma ücretlerinden yapılacak hakkaniyet indirimi, kabul edilen fazla çalışma süresinden indirim olduğundan, bilirkişi tarafından 19.648,20 TL olarak belirlenen fazla çalışma ücret alacağından önce hakkaniyet indirimi yapılmalı ve mahsup işlemi daha sonra gerçekleştirilmelidir. Mahsup işleminin bu husus dikkate alınmadan gerçekleştirilmiş olması isabetsizdir.” şeklinde karar verilerek takdiri indirimin davacının hesaplanan bakiye fazla mesai ücretinden değil, kabul edilen fazla mesai süresinden indirim olduğu bu nedenle  fazla çalışma ücret alacağından önce hakkaniyet indirimi yapılması ve mahsup işleminin daha sonra gerçekleştirilmesi gerektiği  belirtilmiştir.

Yine Yargıtay 9. Hukuk Dairesince verilen 2014/5343 Esas, 2015/19016 Karar sayılı kararda da: “Hükme esas bilirkişi raporunda davacının dosya kapsamı ile fazla çalışma yaptığı ve tatillerde çalıştığı sabittir. Davacı vekili öncelikle ödemeyi bu alacaklara yönelik olarak mahsup etmiş ve bu şekilde davasını ıslah etmiştir. Ancak fazla ve tatil çalışma alacakları da tanık beyanlarına dayandığından, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine göre fazla çalışma ve genel tatil alacağından makul oranda takdiri indirim yapıldıktan sonra ödemenin mahsup edilmesi gerekir.” şeklinde hüküm kurulmuştur.

Görüldüğü üzere  belli bir tarihe kadar Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ve Yargıtay 22. Hukuk Dairesi içtihatları takdiri indirimin hangi aşamada yapılacağına yönelik  aynı seyirde  ilerlerken; Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin görüş değiştirmesi ile birlikte iki hukuk dairesi birbirinden farklı kararlar vermeye başlamıştır.

Örnek vermek gerekir ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 25/04/2019 gün, 2017/10766 Esas, 2019/9817 Karar sayılı kararında : “Mahkemece yapılacak iş; davacının çalıştığını ispat ettiği genel tatil günleri için, dosyada mübrez bilirkişi raporunda doğru şekilde hesaplanan net 1.120,49 TL.den, bordrolardaki fazla mesai sütunu altında genel tatil mesaisi adı altında saat ücreti olarak tahakkuk ettirilip ödendiği anlaşılan miktarları mahsup edip, yine ispatın tanık beyanlarına dayandığı gerekçesiyle karineye dayalı makul indirim yapılarak genel tatil ücretini hüküm altına almaktır.”  Şeklinde karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesince verilen 25/04/2019 tarihli hesaplanan genel tatil ücretinden öncelikle bordrolardaki tahakkukların mahsup edilmesi, daha sonra hakkaniyet indirimi yapılması yönündeki bu karardan yalnızca birkaç gün sonra verilen Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 13/05/2019 gün, 2017/22005 Esas, 2019/10431  sayılı ilamda hakkaniyet indiriminin mahsup işleminden önce yapılması gerektiği belirtilmektedir. 

Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 13/05/2019 gün, 2017/22005 Esas, 2019/10431 Karar sayılı ilamda: “Somut olayda hüküm altına alınması gereken fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti tespit edilirken, önce hakkaniyet indirimi yapılarak talep edilebilir fazla mesai ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağı belirlendikten sonra katılan şirket tarafından yapılan ödemenin mahsubu ile bakiye alacağın tahsiline karar verilmesi gerekirken, önce mahsup sonra hakkaniyet indirimi yapılarak davalı aleyhine fazlaya hükmedilmesi doğru olmamıştır.”  şeklinde  hüküm kurulmuştur.

30/09/2019 tarihinde ise Yargıtay 9. Hukuk Dairesince 2019/6193 Esas,  2019/16985 Karar sayılı karar ile yine 22. Hukuk Dairesince verilen kararın tam tersi yönünde bir hüküm kurulmuştur.

Bu içtihat farklılıklarının hükme etkisini basit bir örnekle açıklayalım. Fazla mesai ücretlerinin ödenmediği gerekçesi ile iş akdini feshettiğini iddia eden , fazla mesai ücreti ve kıdem tazminatı talebinde bulunan bir işçinin ikame etmiş olduğu bir işçilik alacağı uyuşmazlığında mahkemece davacı işçinin:

Fazla mesai ücreti alacağının 100 TL olarak hesaplandığını,

Bordrolarda tahakkuk edilerek banka kanalı ile yapılan fazla mesai ödemelerinin ise 70  TL olduğunu varsayalım.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 100 TL ‘lik alacaktan ödenen miktar olan 70 TL yi mahsup ederek bakiye 30 TL üzerinden hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini vurguluyor.

Bu durumda takdiri indirim oranının %30 olması halinde davacı işçinin  fazla mesai ücreti alacağı 30 – (30*30/100)=21 TL olacaktır.

Bu durumda işçinin iş akdini işçilik alacaklarının eksiksiz olarak ödenmediği gerekçesi ile haklı nedenle feshettiği sonucuna varılarak bakiye fazla mesai ücretinin yanı sıra kıdem tazminatına da  hükmedilecektir.

Aynı örneği şimdi de Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin görüşüne uyarlayalım. Yargıtay 22. Hukuk Dairesine göre öncelikle 100 TL üzerinden hakkaniyet indirimi uygulanmalı (100- 100*30/70=70 TL) daha sonra mahsup işlemi yapılmalıdır. (70-70=0)

Aynı dava dosyasının 9. Hukuk Dairesine gitmesi durumunda bakiye fazla mesai ücreti ve kıdem tazminatına hükmedilirken, 22. Hukuk Dairesine gitmesi durumunda ise davanın reddedileceğini görüyoruz.

Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nca kabul edilen 07/07/2020 gün, 173 sayılı karar ile Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 02.09.2020 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere kapatılmasından ve 22. Hukuk dairesinin arşivinin 9. Hukuk Dairesine devredilmesinden sonra ise 9. Hukuk dairesi kısa bir zaman öncesine kadar hesaplanan fazla mesai, genel tatil ve hafta tatil ücretlerinden öncelikle bordrolardaki tahakkukların mahsup edilmesi daha sonra hakkaniyet indirimi yapılması yönündeki görüşünü değiştirmemişti.  

Uzun bir süredir işçilik alacağına ilişkin uyuşmazlıklarda  hesaplanan fazla mesai, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacaklarından önce  bordrolardaki tahakkuklar mahsup ediliyor, daha sonra mahkemece bakiye kalan alacak üzerinden takdiri indirim yapılıyordu.

Ancak Yargıtay 9. Hukuk Dairesi yeniden görüş değiştirerek hakkaniyet indiriminin mahsup işleminden önce yapılması gerektiği yönünde kararlar vermeye başladı.

Örneğin Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 25.05.2021 gün 2021/9529 Karar sayılı kararında :"Mahkemece, bozma ilamı uyarınca aldırılan 04.01.2021 tarihli bilirkişi ek raporuna göre hesaplanan fazla mesai alacak tutarı üzerinden, bordrolarda yer alan ödemeler düşüldükten sonra takdiri indirim uygulanması suretiyle hüküm kurulmuştur. Ancak hesaplanan fazla mesai alacağına takdiri indirimin uygulanıp, hak edilen, karineye dayalı makul indirim sonucu bulunan miktardan bordrolarda yer alan ödemelerin mahsubu gerekirken, önce mahsup işlemi uygulanıp daha sonra takdiri indirim uygulanarak sonuca gidilmesi hatalı olmuştur. Buna göre belirlenen fazla mesai miktarından önce takdiri indirim, sonra mahsup işlemi yapılarak 1.384,33 TL'ye hükmedilmesi gerekirken yazılı biçimde 1.599,65 TL' fazla mesai alacağının hüküm altına alınması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir." şeklinde karar verilmiştir.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin güncel içtihatları doğrultusunda ilk derece mahkemelerince de hakkaniyet indirimi ile mahsup arasındaki bir süredir devam eden sıralama değişmiş, hakkaniyet indirimine öncelik verilmeye başlanmıştır.

İstanbul 3. İş Mahkemesi 2019/454 Esas, 2022/18 Karar sayılı kararda : "Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının fazla mesai alacağı brüt 29.322,66 TL olarak hesaplanmış olup, tanık beyanlarına göre hesaplanan fazla mesai alacağından mutat uygulama  gereğince %30 oranında takdiri indirim yapıldığında tespit edilen brüt 20.525,86 TL'nin, davacıya bordrolarda gösterilerek ödenen brüt 21.916,42 TL tutarındaki ödemenin altında kaldığı görülmekle, davacının ispatlanamayan fazla mesai alacağı talebinin reddi gerekmektedir." denilerek fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Bu mahkeme kararındaki verilerle tekrar izah edelim.

Yargıtay 9. Hukuk dairesi görüş değiştirmemiş olsaydı davacının hesaplanan fazla mesai ücreti alacağı olan 29.322,66 TL ‘en öncelikle bordrolarda gösterilerek ödenen 21.916,42 TL mahsup edilecekti. 29322,66-20525,86=8796,8

Daha sonra 8.796,8 TL üzerinden %30 takdiri indirim yapılarak davacının 6.157,76 TL brüt fazla mesai ücreti alacağı olduğuna yönelik hüküm kurulacaktı.

Ancak ilk derece mahkemesince de Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin güncel içtihatları doğrultusunda öncelikle hesaplanan fazla mesai ücreti üzerinden hakkaniyet indirimi yapıldığından davacının bakiye fazla mesai ücretinin olmadığı sonucuna varılarak fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilmiştir.

2. BÖLÜM : YARGITAY 9. HUKUK DAİRESİNİN HAKKANİYET İNDİRİMİNİN MAHSUP İŞLEMİNDEN ÖNCE YAPILMASINA İLİŞKİN İÇTİHATI DOĞRULTUSUNDA BİLİRKİŞİ RAPORLARINDAKİ BİR KISIM HESAPLAMA YÖNTEMLERİ ARASINDAKİ ÇELİŞKİNİN İZAHI:

Hesap bilirkişi raporlarında işçilik alacaklarına  ulaşmak için birbirinden farklı hesaplama yöntemleri uygulanabilmektedir. Bilirkişi raporlarında işçinin bakiye fazla mesai ücreti alacağı hesaplanırken sıklıkla uygulanan yöntemler şu şekildedir:

FAZLA MESAİ ÜCRETİ ALACAĞI HESAPLAMA YÖNTEMİ-1

1. Davacının  fazla çalışma süresi hesaplanır.

2. Davacının dava ve talep konusu zamanaşımına uğramamış hizmet süresine ilişkin  fazla mesai ücreti  alacağı hesaplanır.

3. Dava ve talep konusu zamanaşımına uğramamış hizmet süresine ilişkin bordrolardaki fazla mesai ücreti tahakkukları toplamı bulunur.

4. Mahsup işlemi yapılır.

Bu yöntem aslında genellikle bilirkişi raporlarında uygulanan bir yöntemdir. Mahkemelerce de Yargıtay 9. Hukuk Dairesi görüş değiştirmeden önce  yukarıda belirtilen 4 numaralı mahsup işlemi sonucunda bilirkişi raporlarının sonuç kısmına yazılan bakiye fazla mesai ücreti alacağı üzerinden takdiri indirim yapılarak hükme gidiliyordu.

Ancak güncel içtihatlardan sonra ilk derece mahkemelerince bu yöntem ile tanzim edilmiş bilirkişi raporlarındaki veriler üzerinden ya  2 numarada tespit edilen bedel üzerinden resen hakkaniyet indirimi yapılarak daha sonra mahsup işlemi yapılmaya ya da ek rapora gidilerek bilirkişiden bu hesaplamanın yapılması istenmeye başladı.

Bu yöntem  güncel içtihata kolaylıkla  uyarlanabilen bir yöntem olmasına karşın hesap bilirkişi raporlarında aşağıda açıklanacağı üzere öyle hesaplama yöntemleri  var ki  güncel içtihatlarda belirtilen önce takdiri indirim daha sonra mahsup yönteminin uygulanma olasılığını ortadan kaldırmaktadır.

FAZLA MESAİ ÜCRETİ ALACAĞI HESAPLAMA YÖNTEMİ-2

FARK FAZLA MESAİ ÜCRETİ

Bazı bilirkişi raporlarında davacı işçinin aylık kaç saat fazla mesai yaptığı tanık beyanları doğrultusunda hesaplandıktan sonra bordrolardaki tahakkuklar incelenmektedir. Örneğin aylık 9.000,00 TL net ücret ile çalışan davacının tanık beyanları doğrultusunda aylık 30 saat fazla mesai yaptığı kanaatine varıldığını ancak bordrolardaki davacının fazla mesai tahakkuklarının ocak ayında 25 saat karşılığı 1.500,00 TL , şubat ayında 45 saat karşılığı 2.700,00 TL, mart ayında 15 saat karşılığı 900 TL   olduğunu düşünelim.

Bilirkişi raporlarında bazen “fark fazla mesai ücreti” olarak adlandırabileceğim bir yöntem uygulanmaktadır. Bu yöntem ile davacının;

Ocak ayından 30-25= 5 saat

Şubat ayından 30-45=0 saat

Mart ayından 30-15=15 saat ödenmemiş fazla mesai ücreti alacağı olduğu sonucuna varılmaktadır. Bu durumda toplam 15+5=20 saat üzerinden fazla mesai ücreti hesaplanacaktır. Davacının ödenmiş olan fazla mesai ücretleri zaten hesaplama yöntemi dışında tutulmuş olacağından mahsup işlemi gerçekleştirilmiş olmayacaktır.

Bu durumda davacının 9000/225x1,5x20= 1200 TL net fazla mesai ücreti olduğu sonucuna varılacaktır.

İşte tam olarak bu yöntemin Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin yukarıda ayrıntılı olarak  izah edilen içtihatının uygulanma olasılığını kaldırdığını görmemek imkansızdır. Çünkü Yargıtay 9. Hukuk Dairesi öncelikle davacının tüm fazla mesai ücreti üzerinden takdiri indirim yapılmasını daha sonra mahsup işlemi yapılması gerektiğini belirtirken bu yöntem ile ne takdiri indirim yapılacak toplam fazla mesai ücreti, ne de mahsup edilebilecek bir miktar bilirkişi raporu ile ortaya konmamaktadır.

İlk derece mahkemelerince genellikle yukarıdaki örnekte hesaplanan bakiye 1200 TL  bedelden takdiri indirim yapılmaktadır. %30 takdiri indirim yapılır ise 840 TL fazla mesai ücreti hüküm altına alaınacaktır. İlk derece mahkemelerine şahsım adına bu hususu anlatabilmekte ve anlaşılabilmekte güçlük geçtiğimi söyleyebilirim.

Daha iyi anlaşılabilmek adına yukarıdaki örneği bir de FAZLA MESAİ ÜCRETİ ALACAĞI HESAPLAMA YÖNTEMİ-1 başlığı altında anlattığım yönteme uyarlayalım.

9000 TL ücret ile çalışan davacı işçinin saatlik ücreti 9000/225 saat= 40 TL

Aylık fazla mesai süresi: 30 saat. Örneğimizde 3 aylık hesaplama yapacağımız için 3 aylık fazla mesai süresi 90 saat.

Davacının toplam fazla mesai ücreti alacağı : 40x1,5x90= 5400 TL

Bordrolardaki tahakkuklar toplamı ise : 2700+1500+900=5100 TL

5400 TL üzerinden öncelikle %30 takdiri indirim yapıldığında : 3780 TL

Mahsup işlemi yapıldığında 3780-5100=0 TL

Görüldüğü üzere ikinci yöntem ile 840  TL fazla mesai ücreti alacağı hüküm altına alınırken, birinci yöntem ile tanzim edilen bilirkişi raporu hükme esas alınır ise fazla mesai ücreti talebinin reddine karar verilecektir. Bu çelişkili durum işçinin emeğinin sonucu olan alacağının, işverenin ise sorumluluğunun; bilirkişinin hangi yöntemi benimseyerek hesaplama yapacağına göre adeta bir şans meselesine indirgenmiş olduğunu göstermektedir.

FAZLA MESAİ ÜCRETİ ALACAĞI HESAPLAMA YÖNTEMİ-3

Bu yöntem de FAZLA MESAİ ÜCRETİ ALACAĞI HESAPLAMA YÖNTEMİ-2 başlığı altında anlattığım yönteme oldukça yakındır. Burada davacının bakiye fazla mesai ücretleri ay be ay hesaplanarak toplanmakta ve sonuca gidilmektedir. Yukarıdaki örnek ile devam edelim.

Aylık 9000 TL ücret ile çalışan ve tanık beyanları ile aylık 30 saat fazla mesai yaptığı kanaatine varılan bir işçinin aylık hak ettiği fazla mesai ücreti 9000/225*1,5*30=1800,00 TL olmaktadır.

Örneğimizdeki bordrolardaki tahakkukları hatırlayalım:

Ocak: 1.500,00 TL

Şubat: 2.700,00 TL

Mart: 900,00 TL

Bu yöntem ile bilirkişi ay be ay davacının bakiye fazla mesai ücretini hesaplayacaktır:

Ocak: 1800-1500=300 TL

Şubat: 1800-2700=0

Mart: 1800-900 =900 TL

Toplam 1200 TL bakiye fazla mesai ücreti alacağı olduğu sonucuna varılacaktır. FAZLA MESAİ ÜCRETİ ALACAĞI HESAPLAMA YÖNTEMİ 2 başlığı altında anlattığım hususlar burada da aynı şekilde geçerlidir ve bu yöntem ile de hakkaniyet indirimine ilişkin içtihatta belirtilen hususun uygulanma olasılığı ortadan kalkmaktadır.

3. SONUÇ

Güncel içtihatlar takdiri indirimin davacının hesaplanan bakiye fazla mesai ücretinden değil, kabul edilen fazla mesai süresinden indirim olduğu bu nedenle  fazla çalışma ücret alacağından önce hakkaniyet indirimi yapılması ve mahsup işleminin daha sonra gerçekleştirilmesi gerektiği  yönündedir. Ancak bazı fazla mesai ücreti hesaplama yöntemleri ile önce hakkaniyet indirimi daha sonra mahsup işlemi yapılması gerekliliğine ilişkin güncel içtihatın uygulanma olasılığı ortadan kalkmaktadır. Bu yöntemler ile  elde edilen sonuçların birbirinden farklı olması işçinin emeğinin işverenin ise sorumluluğunun hukuk karşısında bir şans meselesine indirgenmiş olmasına sebep olmaktadır.

Av. Feyza DURSUN