Kambiyo senetleri, başlı başına bir ticari işin ispatı anlamına gelmektedir. Çek, bono ve poliçe olmak üzere üç farklı evrak olarak karşımıza çıkan kambiyo senetleri, düzenlenme biçimi, kullanım amacı bakımında hem TTK’da hem İİK’da düzenlenen birtakım hükümlere sahiplerdir. Uygulamada en çok, çek ve bono kullanılırken, poliçe, diğer iki kambiyo senedine oranla daha az kullanılmaktadır. Kambiyo senetleri, birer kıymetli evraktır. Kıymetli evrak olmalarından dolayı da ‘’resmi belge’’ hükmünü haizdirler ve TCK anlamında da ‘’resmi belge’’ olarak kabul edilmektedirler.

Kambiyo senetlerinde muacceliyet ve temerrüt kavramları oldukça önemlidir. Bir kambiyo senedinin keşide edilmiş olması ve fiilen de lehtarına teslim edilmiş olması cebri icra hukukuna konu olabileceği anlamına gelmemektedir. Bir kambiyo senedinin cebri icra takibine konu edilebilmesi için vadesinin gelmiş olması da gerekmektedir.

Ticaretle uğraşanlar, küçük esnaflar, serbest meslek sahipleri, zanaatkarlar ve bunun haricinde de bir çok iş dalında kambiyo senetleri, ticari faaliyetlerin vazgeçilmezidir. Nakit para ile yapılan alışverişlerin yerine birçok kişi kambiyo senetlerini tercih etmektedir. Örneğin bir kereste fabrikası, ham madde satın alırken, ham maddeyi satan kişinin kabulüyle birlikte bir çek düzenleyebilmekte ve bu çekteki bedeli de belli bir vade ön görmek suretiyle, ileri bir tarihte ödeyebilmektedir. Bir diğer örnek ise küçük esnaf, mal satın alırken bono düzenleyebilmekte ve ödemesini vade şartı koşmak suretiye yapabilmektedir. Kambiyo senedi, bir nevi nakit para yerine geçen ödeme aracı anlamına gelmektedir.

Kambiyo senetlerine mahsus genel haciz yoluyla yapılan icra takibi, ilamsız bir takiptir. Yani herhangi bir ilama veya ilam niteliğindeki belgeye dayanmamaktadır. Lakin diğer takip türlerine göre alacaklının daha güçlü sayılabileceği, daha haklı görülebileceği takiplerdir. Normal ilamsız takiplerden, kambiyo senetlerine mahsus icra takiplerini ayıran en büyük özelliklerden biri, kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde, borçlunun yapacağı itirazları icra hukuk mahkemesine yapıyor olmasıdır. Ödeme emrini tebliğ alan borçlu, tebliğ tarihinden itibaren beş gün içerisinde icra hukuk mahkemesine dava açmak suretiyle itirazlarını ileri sürecektir. İcra hukuk mahkemesine yapılacak bu itiraz icra takibini kendiliğinden durdurmaz. Lakin borçlunun tedbir talebiyle takibin durabileceği bazı durumlar da mevcuttur. Tabii olarak bu tedbir için bazı durumlarda, mahkemece teminat koşulu da aranabilmektedir.

Öncelikli olarak bir kambiyo senedinin, kambiyo senetlerinde bulunması zorunlu olan tüm unsurları taşıyor olması gerekmektedir. Bu unsurlar; senet metninde ‘’bono’’ veya ‘’emre yazılı senet’’ ibaresinin bulunması, düzenleyenin adı, soyadı ve imzası, belirli bir bedeli kayıtsız şartsız ödeme vaadi, lehtarın adı, soyadı veya ticaret unvanı, senedin düzenleme tarihidir. Sayılan tüm unsurların varlığı halinde kambiyo senedi, kıymetli evrak niteliğini kazanacaktır. Unsurları tam olmayan bir kambiyo senedi, icra müdürünün incelemesi neticesinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu edilemeyecek ve hatta resmi evrak niteliğini de haiz olmayacaktır. Bu sebeple, bir kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin takip talebini alan icra müdürünün, ilk olarak kambiyo senedini incelemesi ve kanunda sayılan zorunlu unsurlarının tam olup olmadığını tespit etmesi gerekmektedir. Bu hükümden de anlaşılacağı gibi kambiyo senedi aslının, takip talebiyle birlikte mutlaka icra dairesine teslim edilmesi gerekmektedir. Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre, yırtık bir kambiyo senedinin, kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu edilmesi mümkün değildir.

Kambiyo senedinin zamanaşımına uğramamış olması da son derece elzemdir. Kambiyo senetlerinde zamanaşımı süresi, vade tarihinden itibaren üç yıl geçmesiyle sona erer. Yani vade tarihinin üzerinden üç yıl geçmiş olan kambiyo senedi, kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu edilemeyecektir. Zamanaşımına uğrayan kambiyo senetleri, ancak, alacak davasında delil başlangıcı olabilirler. Zamanaşımına uğramamış ve unsurları tam olan bir kambiyo senedi ile hem ilamsız takip (örnek 7) hem de kambiyo senetlerine mahsus icra takibi (örnek 10) yapılabilecektir. Bu hususta alacaklının, TBK Madde 100 uyarınca seçimlik hakkı mevcuttur.

Kambiyo senetlerine mahsus icra takiplerinde, ‘’örnek 10’’ olarak adlandırılan ödeme emri düzenlenir. Bu ödeme emrini tebliğ alan borçlunun, beş gün itiraz, on gün de ödeme süresi bulunmaktadır. Yani alacaklı, tebliği izleyen onbirinci gün, borçlunun mallarını haczettirebilecektir. Kambiyo senetlerine mahsus takiplerde, takibe itirazın icra hukuk mahkemesine yapılıyor olmasının birkaç sebebi bulunmaktadır. Bunlardan birisi, başlı başına bir ticari işin ispatı olan kambiyo senetlerinin kötü niyetli olarak sürüncemede kalmaması, bir diğeri ise ticari hayatın sekteye uğramamasıdır.

İcra hukuk mahkemesine yapılacak itiraz, bir davadır ve basit yargılama usulüne tabidir. Kambiyo senetlerine mahsus icra takibine maruz kalan borçlunun, icra hukuk mahkemesine yapacağı itirazda, senette ve takipte neye veya nelere itiraz ettiğini, dava dilekçesinde açıkça belirtmesi gerekmektedir. İmzaya itiraz, borca itiraz, faize itiraz, yetkiye itiraz vb gibi sebeplerle kambiyo takibine itiraz edilebilmektedir.

Kambiyo senetlerine mahsus icra takiplerinde uygulanabilecek en yüksek faiz oranı T.C. Merkez Bankası’nın belirlemiş olduğu reeskont avans faiz oranıdır. Taraflar arasında usulüne uygun, faize ilişkin bir sözleşme olması halinde farklı faizler de uygulanabilecektir. Ayrıca takip talebine faiz oranının tarihler gözetilmek suretiyle tek tek yazılması ve değişken faiz oranlarının dikkate alınacağına ilişkin ibarenin de bulunması gerekmektedir. Faiz, kamu düzenine ilişkindir. Bu özelliği ile faize ilişkin itirazlar her zaman icra hukuk mahkemesine dava açmak suretiyle ileri sürülebilecektir. Faize ilişkin itirazlarda beş günlük itiraz süresi içerisinde dava açılması gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır.

Borca itiraz denildiğinde, kambiyo senedindeki borcun varlığı veya yokluğu tartışılacak anlamı çıkmaktadır. Lakin bu durum doğru değildir. Kambiyo senetleri; birer kıymetli evrak olduklarından ve başlı başına bir ticari işin ispatı olduklarından, icra hukuk mahkemesine yapılan borca itiraz davasında borcun varlığı değil, yalnızca borcun ödenip ödenmediği incelenir. Yani borçlu, borca itiraz ederse, borcu ödediğini ispat eden belgeleri mahkemeye sunmak zorundadır; borca itirazda ispat yükü borçludadır. Borcun ödendiğini ispat edemeyen borçlunun davası reddedilecek ve haksız icra tazminatına mahkum bırakılabilecektir.

Bir senedin teminat senedi olduğu iddiasıyla da yapılan itirazlara uygulamada sık rastlanmaktadır. Bir senedin teminat senedi olması, o senedin kambiyo senedi olmadığı, dolasıyla da kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu edilemeyeceği anlamına gelmektedir. Teminat senedinin, teminat senedi olması için mutlaka taraflar arasında işin esasına ilişkin yani teminat niteliği taşıyan alacak ilişkisine ilişkin ayrı bir sözleşme yapılması ve bu sözleşmenin de senet metnine atfının yapılması gerekmektedir. Ayrıca teminat senedinde ‘’teminattır’’ şeklinde veya bu anlama gelecek bir ibarenin de bulunması gerekmektedir. Teminat senetleri kural olarak ciro edilemeyeceğinden teminat senedini iktisap etmek mümkün değildir. Bu sebeple, senet metninde, senedin, ciro edilemeyeceğine ilişkin bir ibare de bulunmalıdır. Teminat senetlerinin vade kısmına da ‘’teminat senedidir’’ ibaresi yazılması gerekmektedir. Bir teminat senedi, kambiyo senetlerine mahsus icra takibine konu edilirse, ödeme emrini tebliğ alan borçlunun beş gün içerisinde icra hukuk mahkemesine bu hususta itirazda bulunması gerekmektedir.

Uygulamada en çok karşımıza çıkan bir diğer itiraz türü de imzaya itirazdır. İmzaya itiraz eden borçlu, senet metnindeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmektedir. Bu durumda, senet metnindeki imzanın, borçluya ait olduğundaki ispat yükü alacaklıya aittir. Bu sebeple, imzaya itiraz hususunda icra hukuk mahkemesinde açılan davalarda, imza incelemesine ilişkin tüm masraflar, alacaklı yani davalı tarafından karşılanacaktır. İmzaya yapılan itiraz son derece elzemdir. Borçlunun, imzaya itiraz ettiğini açıkça belirtmesi gerekmektedir. Aksi taktirde yapılan itiraz, borca itiraz hükmü taşır. İmzaya itiraz neticesinde, senet metnindeki imza kendisine ait olmayan borçlu hakkındaki icra takibinin iptaline karar verilir. Her itiraz türünde, takibin iptali halinde, haksız icra tazminatı ve para cezası gibi ek hükümler, mahkemece karara bağlanabilir. İmzaya yapılan itirazlarda, mahkeme, borçlunun imza örneklerini huzurda alır, bunun haricinde resmi ve özel kurumlarda borçlu tarafından atılan imzanın örneklerini, davacının talebiyle mahkeme dosyasına celp eder. Alınan tüm imza örneklerini, teknik inceleme yapılması için uygun gördüğü adli tıp kurumuna gönderir ve imza incelemesi yani bilirkişi incelemesi yaptırır.

Kambiyo senetlerinde yetki, icra takibine geçilmesi halinde yetkili kılınmış icra dairesi anlamını taşımaktadır. Senette öngörülen ödeme yeri, ödeme yeri yoksa, geçerli olması şartıyla yetki sözleşmesi her ikisi de yoksa borçlunun yerleşim yeri yetkili yeri ifade eder. Bazı durumlarda yetki sözleşmesi geçerli olmamaktadır. Yetki sözleşmesinin geçerli olması için, tarafların her ikisinin de tacir veya kamu tüzel kişisi olması gerekmektedir. Her ne kadar kambiyo senetleri ticari işin ispatı olsa da yetki sözleşmesinin geçerli olması için genel yetki sözleşmesi kurallarının incelenmesi gerekmektedir. Örneğin, bir şahıs ve tacir arasında yapılan, senet üzerindeki yetki sözleşmesi kesinlikle hükümsüzdür. Yetki hususunda yaşanan tartışmaların önüne geçmek için, senette ödeme yerinin ya da düzenleme yerinin (düzenleme yeri de ödeme yeri yerine geçmektedir.) yazılması gerektiği inancındayız. Yetkisiz dairede yapılan, kambiyo senetlerine mahsus icra takibi, itiraz halinde iptal edilecektir. Bu durumda, alacaklının, dosyanın yetkili icra dairesine gönderilmesini talep etmesi gerekmektedir.

Bonoda veya herhangi bir kambiyo senedinde, keşidecinin çift imzasının bulunması bir zorunluluk değildir. Tek imza da yeterlidir. Hatta çift imza tehlikelidir, çünkü çift imza atan tüzel kişi yetkilisi, ikinci imza ile şahsi sorumluluğunu da doğurmuş demektir. İkinci imza, tüzel kişi yetkilisinin şahsını, aval veren konumuna sokacaktır.

Karşılıksız çeke ilişkin yapılan, kambiyo senetlerine mahsus icra takiplerinde, çeke, karşılıksız ibaresinin süresi içerisinde vurulmuş olması da son derece önemlidir. Bu unsur tam değilse, itiraz halinde takip, iptal edilecektir. Ayrıca karşılıksız çek tazminatından da yalnızca keşidecinin ve keşideciye aval verenin sorumlu olduğunu vurgulamak gerekir. Cirantalardan talep edilen karşılıksız çek tazminatı da bir itiraz konusudur ve iptale sebebiyet verecektir.

Karşılıksız çek düzenlenmesine ilişkin icra ceza mahkemesine şikayette bulunulup bulunulmamasının, karşılıksız çeke ilişkin yapılan kambiyo senetlerine mahsus icra takibine bir etkisi bulunmamaktadır.

Özellikle bonolarda yaşanılan bir sıkıntı da vade tarihi ve düzenleme tarihi arasındaki çelişkilerdir. Vade tarihi ile düzenleme tarihi aynı tarih veya vade tarihi düzenleme tarihinden daha ileri bir tarih olmalıdır. Bu tarihler arasında yaşanan çelişki de bir itiraz sebebidir ve takibin iptali ile sonuçlanacaktır.

Alacaklının takip talebini alan icra müdürünün, senet aslı gelmeden ödeme emri düzenlemesi mümkün değildir. Ancak kambiyo senedi ile ilamsız takibe (örnek 7) geçilmesi halinde senet aslının, daireye teslimi gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır. Kambiyo senetlerine mahsus icra takibinde, senet aslının bir tutanak ile icra dairesi kasasına alınması gerekmektedir. İcra müdürü, senet aslını kasaya aldıktan sonra ödeme emrini düzenler ve borçluya ödeme emri gönderir. Bu ödeme emrinin ekinde kambiyo senedinin bir suretinin de bulunması gerekmektedir. Eğer ki kambiyo senedinin bir sureti, ödeme emrinin ekine konulmamışsa bu da bir itiraz sebebi teşkil edecektir ve büyük ihtimalle kabulle sonuçlanacaktır.