Bu yazıdaki tutum ve stratejilerin de küçük şirketleri bu listeye sokacağı gibi bir iddiam yok. Ancak girişimcilerin kendi işini kurup kendi kendisinin patronu olma hayaliyle yola çıktığı Start-Up denemelerinin hızla arttığı iş dünyasında bu şirketlerden mutlaka öğrenecekleri bir şeyler olduğuna inanıyorum. Sözü fazla uzatmamak adına bu iki ilkeden bahsedeyim. Bu iki ilke her ne kadar klişe gibi görünse de nice şirketler bu ilkeleri yeterince benimseyemediği için başarısız olmuşlardır.

1) Müşteriye Önem Vermek

Fortune 500’de ilk sırada yer alan Walmart’ın kurucusu olan Sam Walton “Bir tek patron vardır. O da müşteridir.Parasını başka yerlere harcayarak genel müdürden başlayarak herkesi kovabilir” sözü müşteri memnuniyetinin önemini anlatır nitelikte. Bugünkü başarısını büyük ölçüde müşteri memnuniyetine borçlu olan Amazon’un kurucu CEO’su Jeff Bezos, müşteriye saplantı derecesinde önem verdiğini, müşterinin inovasyondan önce geldiğini ifade etmiştir. Müşteriye vereceğiniz kaliteli bir hizmet, aynı müşterinin tekrar tekrar gelmesini sağlayacağı gibi aynı zamanda çevresindeki insanları da müşteriniz olması için teşvik edecektir. Müşterilerin sadakati ve kişiselleşmiş bir hizmeti sevdiğini, o güven hissini bir kez verirseniz gerisinin bir şekilde geleceğini düşünüyorum. Amazon’un ürün önerme algoritması bu duruma güzel bir örnek olabilir. Bazen baş etmesi zorlu ve mutsuz müşterileriniz olabilir. Ama Bill Gates’e göre en mutsuz müşteriler en büyük öğrenme kaynağıdır. Eğer İsviçre saati üretmek gibi niş bir sektörde değilseniz, hedefiniz kurum kültürünü korurken aynı zamanda daha çok müşteriye ulaşmak olmalıdır.

Ayrıca müşteriden feedback (geri bildirim) almanın önemi de büyüktür. Bunun için de müşteri memnuniyet anketlerinin güzel bir yol olduğunu düşünüyorum. Ancak insanların odaklanma süresinin epey bir azaldığı dünyada bu anketlerin çok uzun ve muğlak sorularla dolu olması, feedback almayı zorlaştıracaktır. Bu yüzden anketler kısa,öz ve müşterinin fazla zamanını almayacak şekilde olmalıdır.

2) İnovatif Olmak

Bugün başarılı şirketler AR-GE harcamalarına devasa bütçeler ayırıyor. Örneğin Google’ın birer alt hizmeti olan Gmail ve Google Haritalar hizmeti çalışanların boş vakitlerinde geliştirdiği fikirlerdi. Starbucks’ın ilk yıllarında çalışanlardan birinin eşi olan Don Valencia isimli bir immünoloji uzmanı, laboratuvarında geliştirdiği bir özütleme tekniğini kullanarak yeni bir kahve esansı elde etti ve bunu şirketin yöneticilerine tattırdı ve sonuç mükemmeldi. Hepsi bu yeni esansı çok sevdiler. Bu sebeple aklına yeni bir fikir gelen çalışan, üstlerine yeni fikrinin başarılı olursa ödüllendirileceği bilinciyle fikrini rahatça ifade edebilmelidir. Örneğin Mercedes-Benz’in şuan prototip aşamasında olan arabası VİSİON AVTR; bir çalışanın Avatar filmini izlerken yaptığı çizimlerden ilham alınarak tasarlanmış. İnovasyonun ne kadar önemli olduğu ile ilgili örnekler saymakla bitmez; o yüzden bu kadar örnek vermenin yeterli olduğunu düşünüyorum.

Utku AKUFUK
Hukuk Fakültesi Öğrencisi