Tüketici uyuşmazlıklarına ilişkin olarak mülga 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun 22.maddesi uyarınca tüketici ihtilaflarında yetkili olacak “tüketici sorunları hakem heyeti” ihdas edilmişti. Bu müessese 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da korunmuş; adı tüketici hakem heyeti olarak değiştirilmiş ve 66-72.maddeler arasında düzenlenmiştir(1).

6502 sayılı Kanunun 68.maddesinde, yine 68.maddeye ve Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliğinin 6.maddesine istinaden yayımlanan parasal sınırların artırılmasına ilişkin tebliğde belirlenen değerler içinde kalan uyuşmazlıklar hakkında tüketici hakem heyetine başvurulmasının zorunlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Bahse konu miktarlar her yıl değişiklik göstermektedir. 2021 yılı için;

-7.550 Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda İlçe Tüketici Hakem Heyetleri,

-Büyükşehir statüsünde olan illerde 7.550 Türk Lirası ile 11.330 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,

-Büyükşehir statüsünde olmayan illerin merkezlerinde 11.330 Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,

-Büyükşehir statüsünde olmayan illere bağlı ilçelerde 7.550 Türk Lirası ile 11.330 Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda İl Tüketici Hakem Heyetleri,

görevlidir.

Yine aynı Kanunun 73/A(1).maddesinde tüketici mahkemelerinde görülmesi gereken uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak öngörülmekle birlikte, tüketici hakem heyetinin görevi kapsamında olan uyuşmazlıklar yönünden bu hükmün uygulanmayacağı belirtilmiştir. Daha açık bir ifade ile 68.maddede belirtilen parasal sınırlar üstünde kalan uyuşmazlıklarda tüketicinin dava açmak istemesi durumunda zorunlu olarak arabulucuya başvurması gerektiği hüküm altına alınmıştır.

Şayet yukarıda belirtilen değerlere ilişkin uyuşmazlıklarda tüketici hakem heyetine başvurulması bir zorunluluk ise de aynı kanunun 68(5).maddesinde ‘Bu madde tüketicilerin ilgili mevzuatına göre alternatif uyuşmazlık çözüm mercilerine başvurmasına engel değildir.’ denilmek suretiyle bahse konu kuralın yalnızca tüketici yönünden bir istisnasının mevcut olduğu belirtilmiştir.

Bu bağlamda her ne kadar tüketici uyuşmazlıklarının uygulamada hakem heyeti nezdinde çözümlenmesi ve hakem heyetinden alınan kararların bağlayıcı olması nedeniyle bu uyuşmazlıklar hakkında arabuluculuğa başvurulmasında nasıl bir hukuki yarar olabileceği düşünülebilirse de 68.maddenin gerekçesinde ‘Beşinci fıkrada yapılan düzenleme ile THH’lere başvuru yapılmasının bankacılık sektöründeki müşteri şikayetleri hakem heyeti gibi alternatif uyuşmazlık yollarına başvuru yapılmasına engel teşkil etmeyeceği düzenlenmiştir.(2)’ denilmek suretiyle maddenin bankacılık sektöründeki müşteri şikayetleri yönünden başvurulabilen ve Türkiye Bankalar Birliği bünyesinde kurulmuş bulunan Bireysel Müşteri Hakem Heyetine veya Sigortacılık Kanunu’nun 30.maddesine istinaden sigorta tahkimine başvurulması gibi alternatiflere olanak sağlanması adına hüküm altına alındığı anlaşılmaktadır. Ancak hukuki bakış açısı içerisinde her an için değişen hadiselerin ve somut olay özelinde arabuluculuğa başvurulmasının tüketici yönünden daha üstün yarar sağlayabileceği durumların ortaya çıkması imkansız olmadığından, TKHK 68(5).madde ‘…ilgili mevzuatına göre alternatif uyuşmazlık çözüm mercilerine başvurulmasına engel değildir.’ ifadesi gereği Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 1(2).maddesi uyarınca, üzerinde serbestçe tasarruf edilebilecek iş ve işlemlere ilişkin olmak kaydıyla tüketici hakem heyetinin görev sınırı içinde kalan uyuşmazlıklar hakkında tüketici yönünden ihtiyari arabuluculuğa başvurulmasında herhangi bir engel bulunmadığının bilinmesi faydalı olabilecektir.

Av. İrem KARAHAN

-----------------

(1) Prof. Dr. Ergin NOMER, Prof. Dr. Nuray EKŞİ, Prof. Dr. Günseli ÖZTEKİN GELGEL ‘Milletlerarası Tahkim Hukuku’ Cilt 1 (6. Baskı BETA 2021) 10

(2) https://sayilikanuncom.wordpress.com/6502-sayili-tuketicinin-korunmasi-hakkinda-kanunun-gerekcesi/ (6502 s. TKHK 68.madde gerekçesi) Erişim Tarihi 01.09.2021