Hasta sıfatıyla başvurulan hekim ve/veya hastane tıbbi standartların yanlış veya eksik biçimde uygulanması sebebiyle zarardan sorumlu olacaktır. Tıbbi hatalar sebebiyle zarar gören hasta malpraktis davası yani hatalı tıbbi uygulamadan doğan tazminat davası açabilecektir.

Öncelikle belirtmek isteriz ki 1219 sayılı Kanun’a göre tıbbi müdahalede bulunabilecek kişiler belirlenmiş olup; hekimler, diş hekimleri, ebeler, sağlık memurları, sünnetçiler ve hasta bakıcı hemşirelerdir.

HUKUKİ İLİŞKİ

Hasta ile hekim arasında kurulan ilişki baskın görüşe göre vekalet sözleşmesi (TBK m.502 vd.) olup; uyuşmazlık halinde TBK sözleşmeye aykırılık hükümleri uygulanması gerekmektedir. Ancak bazı durumlarda hasta ve hekim arasındaki ilişki eser sözleşmesi niteliğindedir ve uyuşmazlık halinde TBKm.470 vd. uygulanmalıdır. Bu durumlara: estetik tedavisi, diş protez tedavisi ve ortopedi tedavilerinden protez gerektirenler örnek verilebilir.

HEKİM VE HASTANENİN SORUMLULUĞU

Hastaların, hatalı tıbbi müdahale sonucu çoğu zaman yaşadığı sıkıntılardan biri de zarardan kimi sorumlu tutacağı konusunda yaşadığı karmaşadır. Burada önemli olan hastanın öncelikli olarak “Başvurduğu kişi/yer hekim mi yoksa hastane mi?” bunun tespit edilmesi gerekmektedir.

Hasta doğrudan bir hekime başvurduysa ve operasyon hekime ait özel klinikte gerçekleştiyse her ne kadar tedavi sözleşmesi adı altında düzenlense de aralarında eser sözleşmesi kurulmuştur. Hatalı tıbbi uygulamalarından hekim sorumlu olacaktır.

Estetik operasyonu hekimin anlaşmalı olduğu bir hastanede gerçekleştirilmişse veya hasta hastaneye başvurmuş ve çalışanlarından bir hekim tarafından operasyon gerçekleşmiş ise aralarındaki iç ilişki hastayı ilgilendirmez, hastaya karşı hekim ve hastane müteselsil olarak zarardan sorumludur.

MADDİ TAZMİNAT

Hasta eğer ek tedavi ve ameliyat yaptırmışsa bu masrafları, operasyon sebebiyle uğradığı kazanç kaybı ve iktisadi geleceğinin sarsılmasından doğan bir zarar varsa bunları talep edebilir.

MANEVİ TAZMİNAT

Hasta, hekimin hatalı tıbbi uygulaması sebebiyle çektiği acı, elem, üzüntü için uygun bir miktar manevi tazminat da talep edebilir.

Burun Estetiği (Rinoplasti) ile ilgili bir Yargıtay kararı:

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 30.09.2019 tarihli ve 2019/2716 Esas, 2019/3692 Karar:

“Somut olayda ise; dosya kapsamına göre davalı tarafından yapılan operasyondan sonra oluşan ve giderilemeyen şekil bozukluğunun başka bir uzman tarafından giderildiği anlaşılmaktadır. Davalı savunmasında davacıyı ikinci operasyon için çağırdıklarını ancak gelmediğini açıklamıştır. Davalının edimi Borçlar Kanunu’nda düzenlenen eser sözleşmesi hükümlerine göre sonuç taahhüdünü içermekte olup bu taahhüdün ilk operasyonda yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Güveni sarsılmış olan davacının ikinci operasyon için davalıya gitmesi beklenemeyeceğinden davacının burun ile ilgili estetik operasyon için yaptığı masrafın yeni bir bilirkişi heyetinden alınacak rapor ile hesaplattırılıp ayrıca manevi tazminat talebi yönünden de değerlendirme yapılarak sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. ”

Saç Ekimi ile ilgili bir Yargıtay kararı:

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 28.1.2008 tarihli ve 2007/1116 Esas 2008/441 Karar:

“Adli Tıp Kurumu’nun 14.04.2004 tarihli raporunda, saç ekimi ile ilgili cerrahi uygulamanın tıp kurallarına uygun, ancak ön saç çizgisinin doğal saç çizgisine uygun olmadığı, saç ekiminin birkaç seans sürmesinin genel bir tercih olabileceği belirtilmiştir. Gerek hasta çıkış özetine ilişkin belgede, gerekse dinlenilen tanık anlatımlarında, tedavinin ameliyat sonrası en az iki seans devam etmesinin davacıya bildirildiği halde pansumandan sonraki seanslara gelmediği açıklanmıştır. Bu hali ile tedaviye devam edilmeyerek doğal saç çizgisinin estetik kritere uygun tamamlanıp işin amacına uygun gerçekleştirilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmalıdır.” kararını vermiştir.

Karın Germe Operasyonu ile ilgili bir Yargıtay kararı:

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2020 tarihli ve 2020/305 Esas ve 2020/3086 Karar: “Mahkemece; dosya Üniversitelerin Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Bölümü öğretim üyelerinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, taraflar arasındaki sözleşmenin eser sözleşmesi olup yüklenicinin sonuç taahhüdünün olduğu ve yine eser sözleşmelerinde yüklenicinin ayıptan sorumlu olması için kusurlu bulunması gerekmediği gözönünde tutularak bozma ilamında belirtildiği şekilde estetik amaçlı ameliyatın tıbbın gereklerine ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine uygun şekilde yapılıp yapılmadığının araştırılması gerekir.” kararını vermiştir.

Göğüs Büyütme Operasyonu ile ilgili bir Yargıtay kararı:

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 03.07.2018 tarihli ve  2018/3043 Esas ve 2018/2820 Karar: “Davacı, göğüslerinin büyütülmesi ve göz kapağı için estetik gayeyle davalıya başvurmuş olduğuna göre, estetik ameliyat yapılmak suretiyle istenilen ve kararlaştırılan amaca uygun güzel bir görünüm sağlanmasının taraflar arasındaki eser sözleşmesinin konusu olduğu açıktır. Burada sözleşme yapılmasının nedeni belli bir sonucun ortaya çıkmasıdır. Eser yüklenicinin sanat ve becerisini gerektiren bir emek sarfı ile gerçekleşen sonuç olup, yüklenici eseri iş sahibinin yararına olacak şekilde ve ona hiçbir zarar vermeden meydana getirmek yükümlülüğü altındadır.” kararını vermiştir.

Av. Gülce BAŞER