1969 yılında aya yapılan ilk uzay yolculuğunda Apollo 11 adlı uzay aracını fırlatan bilgisayar sisteminde yer alan veri sadece 64 kilobyte idi. Bu veri günümüzde küçük bir ev eşyasındaki teknolojik veriye denk geliyor.

Enformasyon çağı olarak adlandırılan yaşadığımız yüzyılda teknolojik veriler bu hızda ilerlerken sosyal alanda da ciddi değişim ve dönüşümler yaşanıyor. Günümüzde yaşanan Covid-19 virüsü ile insanlık daha önce yaşamadığı deneyimleri tecrübe etmek zorunda kalıyor.

Siyasi açıdan bakıldığında, devletin kurumsal yapısındaki dengesizlikler, toplumda yer alan kutuplaşmalar, siyasi tartışma ve kavgalar tüm hızıyla devam ediyor.

Hukuk dünyasında mevzuatın sürekli değişmesi, hukuki uyuşmazlıkların adeta dördüncü dereceden denklemler gibi girift hale gelmesi, geleneksel hukuk alanına bir çok yeni alanın dahil olması hukukçu meslektaşların zihnini hallaç pamuğuna çevirmiş  haldedir.

Yukarıda zikredilen teknolojik, sosyal, siyasal ve hukuksal gelişmelere hangi açıdan bakılırsa bakılsın bu kaotik vaziyet, hukukçunun mesleki faaliyetleri üzerine düşünebilmesi, yetkinlik kazanabilmesinin önündeki en önemli engellerin başında yer almaktadır. Bu gürültülü ve rahatsız edici düzende yaşayan bir hukukçunun hak ve özgürlüklerin mevzu bahis olduğu çok ciddi ve kritik bir alanda dikkatini toparlayabilmesi önem arz etmektedir.

Bu problemin aşılması için hukukçu meslektaşlarıma Maria Konnikova’nın “Mastermind” adlı kitabını okumalarını tavsiye ediyorum. Bu kitapta bilgi çağında milyonlarca veriye maruz kalan modern insanın kendisine verilen sınırlı dikkat kaynaklarının nasıl kullanılması gerektiğine ilişkin bilimsel açıklamalar yer almaktadır. Modern insanın bu kaostan ancak kendini bir ölçüde sınırlamasıyla kurtarabileceğine işaret ediyor. Yazar kitabında aynı zamanda insanın bir meseleyi ele alırken yaptığı ciddi düşünce hatalarına da değiniyor.

Kitapta yer alan bazı pasajları paylaşmak istiyorum;

“Dağılan dikkati bilinçli bir şekilde üst üste defalarca toparlayabilme kabiliyeti; muhakeme , karakter ve iradenin temelidir. Bu kabiliyeti geliştirmeye yarayan eğitim mükemmel eğitimdir.(William James)”

“Kendimizi belirli bir kalıbın içine o kadar oturtuyoruz ki, koskoca bir günü dikkatsiz bir şekilde geçiriyoruz. Bu otomatik unutkanlık ve rutinin üstünlüğü, herhangi bir düşüncenin kolayca dikkatimizi dağıtmasına sebep oluyor.”

“ihtiyacımız olduğu anda hatırlayamadıktan sonra dünyanın bilgisine de sahip olsak bir anlam ifade etmez.”

“Gördüğümüzü hatırladığımız şey, aslında o anki kısıtlı algıyla oluşan şeydir. Fiili durumla kendi sübjektif yorumumuzu birbirinden ayırmayı unutuyoruz.”

“En güçlü zihin , sessiz ve sakin olandır. Her an mevcut ve dikkatli, düşündüklerinin ve içinde bulunduğu durumun farkındadır. Aynı anda birden fazla iş yapmaya kalkışmaz.”

“Dünya , insanın dikkatini dağıtan bir yer. Asla sesini kısıp  sizi kendi rızasıyla yalnız bırakmayacak. Bu alanı kişi kendi yaratmak zorundadır.”  

Av. Hanifi POLATER