Firar, kaçma veya kaçıp kurtulma anlamında kullanılan bir terimdir. Bu ibare daha çok bir sanığın, tutuklunun veya hükümlünün gözcülerin denetiminden kurtulması şeklinde tanımlanmaktadır.[1]

765 sayılı ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunlarında firar, suç olarak tanımlanmıştır. Bir eylemin suç olarak tanımlanması ise ancak kesinleşmiş mahkeme hükmü ile tespit edilebilir.

5237 sayılı TCK’nin 292/1 maddesine[2] göre; tutukevinden, ceza infaz kurumundan veya gözetimi altında bulunduğu görevlilerin elinden kaçan tutuklu veya hükümlü hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis cezası verilebilmektedir.

Yasalara uygun bir şekilde göz altına alındıktan veya tutuklandıktan sonra kaçan kişiler bu madde hükmüne göre yaptırıma tabi tutulmaktadır.

Firar suçu ile korunan hukuki yararın, Devlet otoritesinin koyduğu kurallara riayet etme ve saygı gösterme zorunluluğu olduğu söylenebilir. Yasal düzenleme ile göz altına alındıktan sonra kaçan kişilerinde yasal düzenlemenin kapsamında olduğu ifade edilmektedir.

Örneğin; bir kişinin karakol nezarethanesinden kaçması halinde bu maddenin uygulanması mümkündür.

Cebir veya tehdit kullanılması

Firar suçunun, cebir veya tehdit kullanılarak işlenmesi halinde faile verilebilecek hapis cezası bir yıl ila üç yıl aralığında olacaktır (TCK m. 292/2).

Silahlı olarak ya da birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi

Firar suçu, silahlı olarak veya birden çok tutuklu veya hükümlü tarafından birlikte işlenmesi durumunda 29271-2 maddelerine göre faile verilecek ceza bir katına kadar artırılacaktır (TCK m. 292/3).

Yasal düzenlemenin 2 ve 3 fıkralarında suçun nitelikli halleri tanımlanmıştır.

Firar suçunun gerçekleştirilmesi sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin veya kasten öldürme suçunun gerçekleşmesi veya eşyaya zarar verilmesi

Bu durumlarda ayrıca bu suçlara dair hükümlerin uygulanması mümkün olacak ve fail ayrıca buna göre cezalandırılacaktır (TCK m. 292/4).

Hükmün kapsamı

5237 sayılı TCK’nin 292 maddesinde yazılı kurallar, ceza infaz kurumu dışında çalıştırılan hükümlüler ile hapis cezası adli para cezasından çevrilmiş olanlar hakkında da uygulanabilecektir (TCK m. 292/5).

Etkin Pişmanlık

5237 sayılı TCK’nin 293/1 maddesi firar suçu ile ilgili etkin pişmanlık hükümlerine yer vermiştir. Buna göre; tutuklu veya hükümlünün, kaçtıktan sonra etkin pişmanlık göstererek kendiliğinden teslim olması halinde, kaçtığı günden itibaren teslimin gerçekleştiği güne kadar geçen süre dikkate alınarak, verilecek cezanın altıda beşinden altıda birine kadarı indirilmesi söz konusu olacaktır.

Kaçma süresinin altı ayı geçmesi

Bununla birllikte, kaçma süresi altı ayı geçmiş ise, fail hakkında belirlenecek cezadan herhangi bir indirim yapılması mümkün olmayacaktır.[3]

Sonuç olarak hükümlünün infaz kurumundan firar etmesi hali suç olarak tanımlanmıştır. Hükümlünün firar etmesi halinde ortaya çıkacak ilk hukuki sonuç, hükümlünün firar suçu nedeniyle yaptırıma tabi tutulması olacaktır. Bundan başka firar etmenin infaz hukukuna göre de bir takım neticelerinin ortaya çıkması mümkün olabilecektir.

Açık ceza infaz kurumlarından firar ve kapalı ceza infaz kurumuna gönderilme

5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un[4] (CGTİHK) 14/1 maddesinde, açık ceza infaz kurumları, hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlar şekilde tanımlanmaktadır. Bu tanımda açık ceza infaz kurumlarının firara karşı engellerinin bulunmadığı ifade edilmektedir.

5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 14/5-a maddesinde,[5] Doğrudan açık ceza infaz kurumuna alınanlar dahil olmak üzere bu kurumlarda bulunan hükümlülerden; firar edenler idare ve gözlem kurulu kararıyla kapalı ceza infaz kurumlarına gönderileceği ifade edilmektedir.

Hücreye koyma cezası

5275 sayılı Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 44/1 maddesine göre; ‘Hücreye koyma cezası, hükümlünün eylemlerinin nitelik ve ağırlığına göre bir günden yirmi güne kadar, açık havaya çıkma hakkı saklı kalmak üzere, geceli ve gündüzlü bir hücrede tek başına tutulması ve her türlü temastan yoksun bırakılması’ şeklinde tanımlanmaktadır.

Firara teşebbüs etme halinde uygulanacak olan disiplin cezası

5275 sayılı Kanun’un 44/2-c maddesine göre, Firara teşebbüs etmek, bir günden on güne kadar hücreye koyma cezasını gerektiren eylemler arasında yer almaktadır.

Firar etmek veya tünel kazmak halinde uygulanacak disiplin cezası

5275 sayılı Kanun’un 44/3-ı maddesine göre, ‘Firar etmek veya tünel kazmak’ şeklindeki eylemler Onbir günden yirmi güne kadar hücreye koyma cezasını gerektirmektedir.

Firar eden hükümlülere bir daha özel izin verilmemesi

5275 sayılı Kanun’un 97/3 maddesinde; izinden dönmeyen veya iki günden fazla bir süre geçtikten sonra dönen hükümlüler ile firar eden hükümlülere bir daha özel izin verilmeyeceği hüküm altına alınmıştır.[6]

Hükümlünün Yükümlülükleri

Cezayı çekme, güvenlik ve iyileştirme programına uyma

Hükümlü, hapis cezasının yerine getirilmesine katlanmak zorundadır. Hükümlü, bu amaçla düzenlenen infaz rejimine uygun tutum ve davranışlar içinde bulunmakla yükümlüdür. (CGTİHK m. 26/1). Bu nedenle hükümlünün firar etmesi esasında yükümlülüklere aykırı bir davranış olarak kabul edilmelidir.

Bundan başka hükümlü, ceza infaz kurumunun güvenlik ve iyileştirme programlarına tam bir uyum göstermekle yükümlü kılınmıştır.

Hükümlünün hangi şartlar altında olursa olsun bilerek kendi yaşamlarını ve bedensel bütünlüklerini tehlikeye düşürecek eylemlere girişmeleri, cezanın yerine getirilmesine katlanma yükümlülüğünün ihlâli olarak kabul edilecektir(CGTİHK m. 26/2).

Koşullu salıverilme kararının geri alınması

Hükümlünün firar etmesi hem suç işlediği hem de yükümlülükler aykırı davrandığı anlamına gelmektedir.

Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde koşullu salıverilme kararı geri alınacaktır (CGTİHK m. 107/12).[7]

Koşullu salıverilme kararının geri alınması hâlinde ise hükümlünün ceza infaz kurumunda geçireceği süre artacaktır (CGTİHK m. 107/13). [8] Bu durum üç ayrı başlık altında inceleme konusu yapılabilir:

Her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilmesi

a) Sonraki suçu işlediği tarihten itibaren başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilir (CGTİHK m. 107/13-a).

Yükümlülük ihlalinin niteliğine göre takdir edilecek bir sürenin ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilmesi

b) Yükümlülüklerine aykırı davranması hâlinde, bu yükümlülüklere uymama tarihi ile hak ederek salıverilme tarihi arasındaki süreyi geçmemek koşuluyla ihlalin niteliğine göre takdir edilecek bir sürenin ceza infaz kurumunda aynen çektirilmesine karar verilir (CGTİHK m. 107/13-b).[9]

İkinci kez koşullu salıverilme kararının verilmesinin mümkün olmaması

c) Koşullu salıverilme kararının geri alınmasından sonra aynı hükmün infazı ile ilgili bir daha koşullu salıverilme kararı verilmez (CGTİHK m. 107/13).

Kapalı kuruma iade

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliği’nin (ACİKAY) 12/1-b maddesine[10] göre; açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerden firar edenler, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu karar derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulur.

Kurum düzeni veya kişi güvenliğinin tehlike altında olması halinde asayiş ve düzeni sağlamak için hükümlünün disiplin cezasının kesinleşmesi beklenmeden tedbiren kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine kurum yönetim kurulu tarafından karar verilebilir.

Kapalı kuruma iade denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar edilmesi halinde de mümkündür.

Örneğin; doğrudan açık ceza infaz kurumunda cezasının infazı başlayan hükümlünün denetimli serbestlik tedbirine uymamakta ısrar etmesi halinde koşullu salıverilme tarihine kadar olan cezasının infazı için kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine karar verilebilecektir.[11]

Burada hükümlünün eyleminin firar suçunu oluşturması önemlidir.

Örneğin; eylemi suç oluşturmayan ve herhangi bir disiplin cezasına da konu edilmeyen bir eylem nedeniyle 647 sayılı yasanın 19/2 maddesinin uygulanması yasaya aykırı olacaktır.[12]

Yeniden açık kuruma ayrılma

Açık kurumda cezası infaz edilmekte iken; firar suçu hariç kınama dışında disiplin cezası verilmek suretiyle kapalı kuruma iade edilenler disiplin cezasının kaldırılma tarihinden itibaren, Yönetmelikte aranan diğer şartlara uyduğu takdirde açık kuruma ayrılabilir (ACİKAY m. 13/1).[13]

İlk kez firar edilmesi

Açık kurumda cezası infaz edilmekte iken ilk kez firar edip yakalanan ve hücreye koyma disiplin cezası verilmek suretiyle kapalı kuruma iade edilen hükümlüler, disiplin cezasının kaldırılmasından itibaren Yönetmelikte aranan diğer şartlara uyduğu ve bir daha firar etmeyeceği değerlendirildiği takdirde açık kuruma ayrılabilir.

Açık kurumdan ikinci kez firar eden hükümlüler

Bunlar hakkında ACİKAY 8/2-c bendi hükmü tatbik edilmelidir (ACİKAY m. 13/2).[14]

Kapalı kurumlardan firar edenler ile açık kurumlardan ikinci kez firar etmiş olanlar

Bu durumdaki hükümlülerin firar tarihinden önce kesinleşmiş olan cezaları ve koşullu salıverilme tarihine kadar kesinleşerek infazına başlanacak olan cezalarının tamamı kapalı kurumlarda infaz edilecektir. Diğer cezaların ise Yönetmelikte şartların varlığı halinde açık kurumlarda infaz edilebilmesi münkündür (ACİKAY m. 8/2-c).

Hükümlünün eyleminin firar suçunu oluşturmadığı kesinleşmiş mahkeme kararıyla belirlenmiş ise, aleyhe kıyas yapılarak infaz mahkemesince firar eyleminin gerçekleştiğinin kabul edilmesi mümkün değildir.[15]

Kesinleşen ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra firar etme

Yargıtay, kesinleşen ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilebileceğine dair mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığını ifade ederek, kesinleşen ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrildiği hallerde, hükümlü firar etse dahi açık kuruma gönderilmesi gerekliliğini işaret etmiştir.[16]

Sonuç olarak hükümlünün firar etmesinin bir takım hukuki sonuçları bulunmaktadır. Bu durumu şu şekilde özetleyebiliriz:

1) Öncellikle firar bir suçtur ve firar eden hükümlü bu suç nedeniyle yaptırıma tabi tutulacaktır.

2) İkincisi; firar nedeniyle hükümlü disiplin cezası alacak ve özel izin hakkından yararlanamayacaktır. Buna bağlı olarak hükümlünün infaz kurumunda geçireceği süre uzayacaktır.

3) Üçüncüsü; açık kurumda bulunduğu sırada firar eden hükümlünün kapalı kuruma iadesi söz konusu olacaktır.

4) Dördüncüsü; Koşullu salıverilen hükümlünün, denetim süresinde hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere, infaz hâkiminin uyarısına rağmen, uymamakta ısrar etmesi hâlinde koşullu salıverilme kararı geri alınacaktır. Bu karar ile birlikte hükümlünün infaz kurumunda geçireceği süre belirlenecektir. Burada hükümlünün infaz kurumunda geçireceği sürenin uzaması hali söz konusu olacaktır.

5) Beşincisi; açık kurumda cezası infaz edilmekte iken ilk kez firar edip yakalanan ve hücreye koyma disiplin cezası verilmek suretiyle kapalı kuruma iade edilen hükümlüler, disiplin cezasının kaldırılmasından itibaren Açık Kuruma Ayrılma Yönetmeliğinde belirtilen diğer şartlara uyduğu ve bir daha firar etmeyeceği değerlendirildiği takdirde açık kuruma ayrılabileceklerdir.

6) Altıncısı; kapalı kurumlardan firar edenler ile açık kurumlardan ikinci kez firar etmiş olanların, firar tarihinden önce kesinleşmiş olan cezaları ve koşullu salıverilme tarihine kadar kesinleşerek infazına başlanacak olan cezalarının tamamı kapalı kurumlarda infaz edilecektir.

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

--------------

[1] https://kelimeler.gen.tr/firar-nedir-ne-demek 120394#:~:text=a.%20(fira%3Ar%C4%B1),kurtulu%C5%9Fa%20 gidiyoruz.%E2%80%9D%20%2DA.; ET: 20.07.2021.

[2] Yasal düzenlemenin 6. Fıkrası mülga olmuştur. (6) (Mülga fıkra: 29.06.2005 - 5377 S.K/Madde 33) 29/06/2005 kabul tarihli, 08/07/2005 tarih ve 25869 sayılı R.G.de yayımlanan 5377 sayılı Kanunun 33. maddesi ile yürürlükten kaldırılan 6. fıkra: (6) Kısa süreli hapis cezasının özel infaz şekillerinin gereklerine uymayan hükümlü hakkında bir aydan iki aya kadar hapis cezasına hükmolunur; geriye kalan ceza da ayrıca çektirilir.

[3] Burada yer alan "Gözaltına alınan," ibaresi, 29/06/2005 kabul tarihli, 08/07/2005 tarih ve 25869 sayılı R.G.de yayımlanan 5377 sayılı Kanunun 34. maddesi ile madde metninden çıkartılmıştır.

[4] Kanun Numarası: 5275, Kabul Tarihi: 13/12/2004, Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih : 29/12/2004, Sayı : 25685

Yayımlandığı Düstur: Tertip : 5, Cilt: 44.

[5] (5) (Ek:14/4/2020-7242/18 md.)

[6] (3) (Ek:14/4/2020-7242/40 md.)

[7] 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanunun 48 inci maddesiyle, bu fıkrada yer alan “hâkimin” ibaresi “infaz hâkiminin” şeklinde değiştirilmiştir.

[8] 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanunun 48 inci maddesiyle, bu fıkranın (a) bendinde yer alan “kalan cezasının aynen,” ibaresi “başlamak ve hak ederek tahliye tarihini geçmemek koşuluyla sonraki işlediği her bir suç için verilen hapis cezasının iki katı sürenin,” şeklinde değiştirilmiş ve fıkranın (b) bendine “koşuluyla” ibaresinden sonra gelmek üzere “ihlalin niteliğine göre” ibaresi eklenmiş ve aynı fıkraya “Ceza infaz kurumunda” ibaresinden sonra gelmek üzere “aynen” ibaresi eklenmiştir.

[9] (Değişik: 25/5/2005-5351/8 md.)

[10] (Değişik:RG-22/8/2015-29453)

[11] Y.1.CD, E: 2019/3268, K: 2021/5914, T: 02.04.2021.

[12] Y.1.CD, E: 2013/2860, K: 2013/4464, T: 18.06.2013.

[13] (1) (Değişik:RG-22/2/2017-29987)

[14] (2) (Değişik:RG-22/2/2017-29987)

[15] Y.1.CD, E: 2013/2860, K: 2013/4464, T: 18.06.2013.

[16] Y.1.CD, E: 2016/4865, K: 2016/4234, T: 12.12.2016.