“Kontrolsüz Güç, Güç Değildir”

Modern dünya işletmelerinde meydana gelebilecek olumsuzlukların önceden belirlenerek şirket faaliyetleri kapsamında içinde bulunulan sektöre bağlı olarak ekonomik etkinlik çerçevesinde doğmuş ve doğacak, mali ve hukuki öngörüler kapsamında şirket faaliyetlerinin devamlılık arz etmesi büyük önem taşır.

Ne var ki herhangi bir mal ve hizmet üretiminin gerçekleştirilmesi için kurulan şirketlerin yaptığı tüm eylem ve işlemlerin de hukuk düzeninin sağlamış olduğu çalışma ve iş geliştirme modellemelerinde var olacak işletmenin kuruluşundan faaliyete geçmesine, mal ve hizmet tedarikinden istihdam sağlamaya, satış ve pazarlamadan, şirket içi yönetime kadar çok geniş bir yelpazede iç kontrol gerekmekte, yapılan iş ve işlemlerin şirket varlığına bir zarar ya da olumsuzluk aksettirecek eylemlerden kaçınılarak daha çok verimlilik ve daha az kayıp kaçak hissi gözetilerek uyum faaliyetlerinin tamamlanması esas olmalıdır.

İç kontrolün unsurları ve genel koşulları belirlenirken; kontrol ortamı, risk değerlendirilmesi, kontrol faaliyetleri, bilgi ve iletişim ile gözetim esaslarına riayet edilmelidir.    

Kontrol ortamı, işletmenin yöneticileri ve çalışanlarının iç kontrole olumlu bir bakış sağlaması, etik değerlere ve dürüst bir yönetim anlayışına sahip olması esastır. Performans esaslı yönetim anlayışı çerçevesinde görev, yetki ve sorumlulukların uzmanlığa önem verilen bilgili ve yeterli kişilere verilmesi ve personelin performansının değerlendirilmesi sağlanmalıdır. Şirket organizasyon yapısı ile personelin görev, yetki ve sorumlulukları açık bir şekilde belirlenmelidir.  

Risk değerlendirmesi, mevcut koşullarda meydana gelen değişiklikler dikkate alınarak gerçekleştirilen ve süreklilik arz eden bir faaliyettir. İşletme, stratejik planında ve performans programında belirlenen amaç ve hedeflerine ulaşmak için iç ve dış nedenlerden kaynaklanan riskleri değerlendirmek zorundadır.

Kontrol faaliyetleri, önleyici, tespit edici ve düzeltici her türlü kontrol faaliyeti belirlenmeli ve uygulanmalıdır.  

Bilgi ve iletişim, işletmenin ihtiyaç duyacağı her türlü bilgi uygun bir şekilde kaydedilir, tasnif edilir ve ilgililerin iç kontrol ile diğer sorumluluklarını yerine getirebilecekleri bir şekilde ve sürede iletilmelidir.

Gözetim, iç kontrol sistem ve faaliyetleri sürekli izlenmeli ve gözden geçirilerek değerlendirilmelidir.

Tüm bu hususlara dikkat edilmeksizin işletme faaliyetlerini kendi haline bırakmak özellikle dev işletmelerde istenmeyen sonuçlara sebebiyet verip organizasyon şeması kapsamında şirket üst yönetimine bir takım mali, idari ve cezai sorumluluklar yüklenmesi kaçınılmaz bir gerçektir.

Yerel şirketler nazarın da idari yönden yaşanabilecek teknik ve hukuki sorunlar yönünden görece yöneticilerin yerel mevzuata hakim olduğu kanaati ile global ölçekteki uluslararası işletmelerde yerel mevzuata hakim olmayan yabancı yöneticilerin hukuki sorumluluğu yönünden iç kontrolün önemi daha büyüktür.

İç Kontrole İlişkin Yetki ve Sorumluluklar

Üst yöneticiler, iç kontrol sisteminin kurulması ve gözetilmesinden, harcama yetkilileri ise görev ve yetki alanları çerçevesinde, idari ve malî karar ve işlemlere ilişkin olarak iç kontrolün işleyişinden sorumludur. Şirketlerin muhasebe birimi, iç kontrol sisteminin kurulması, standartlarının uygulanması ve geliştirilmesi konularında çalışmalar yapar ve ön malî kontrol faaliyetini yürütür.

Muhasebe yetkilileri, muhasebe kayıtlarının usulüne ve standartlara uygun, saydam ve erişilebilir şekilde tutulmasından sorumludur. Üst yöneticiler, harcama yetkilileri ve diğer yöneticiler, mesleki değerlere ve dürüst yönetim anlayışına sahip olunmasından, malî yetki ve sorumlulukların bilgili ve yeterli yöneticilerle personele verilmesinden, belirlenmiş standartlara uyulmasının sağlanmasından, mevzuata aykırı faaliyetlerin önlenmesinden, kapsamlı bir yönetim anlayışıyla uygun bir çalışma ortamının ve saydamlığın sağlanmasından görev ve yetkileri çerçevesinde sorumludurlar.

Üst yöneticiler faaliyet raporlarını iç kontrol düzenlemeleri ve mevzuata uygun şekilde düzenletmek ve gerekli önlemleri almak zorundadırlar.  

Türk mevzuatı hükümleri dahilinde iç kontrol gerekleri tam olarak yerine getirilmediği için ön görülemeyen problemler sonrasında şirket yöneticileri ve sorumlular hakkında Türk Ticaret Kanunu hükümleri, İcra ve İflas Kanunu hükümleri, Vergi Kanunu hükümleri ile en basit haliyle güveni kötüye kullanma fiili yönüyle Ceza Hukuku boyutlarıyla hukukun hemen her alanında karşılığı bulunan sonuçlarla yüz yüze kalınabilmektedir.

Bu yönüyle iç kontrolü sadece muhasebe işlemlerinin denetimi gibi algılayarak şirketin sadece mali mevzuatına ilişkin iş ve işlemler için değil; iş veren işçi ilişkisi yönüyle, ham madde tedarik zincirinde alım yaparken, üretim sürecinde, satış ve pazarlama sürecinde, şirket mümessillerinin müşteriler ile olan ilişkilerinde, şirket karar alma süreçlerinde, vergisel bazlı işlemlerinde ve alacakların tahsili ile borçların ödenmesi süreçlerinin tamamının içinde barındırıldığı denetim mekanizmasının bir bütün olarak gerçekleştirilmesi adına önemlidir.