İHTİYATİ HACİZ MÜESSESESİ 

A.) Genel Bilgi: İİK’ da ihtiyati haczin bir tanımı yapılmamıştır. Doktrinde Kuru tarafından, ‘‘İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına (önceden) geçici olarak el konulmasıdır’’ diye tanımlanmaktadır[1]. Taraflardan biri borcunu gereği gibi ifa etmez veya hiç ifa etmez ise; hak sahibinin yöneleceği yol ya dava açmaktır ya da takip yapmaktır. Bu nedenle alacaklı bir para alacağının vaktinde ödenmesini sağlamak için önce borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurur; daha sonra davasını açar ya da ilamsız icra takibi yapar. Böylece açtığı davayı kazandığında veya yaptığı ilamsız icra takibi kesinleştiğinde öncesinde ihtiyaten haczedilen mallar, icra dairesince satılarak alacaklının alacağı ödenir ve ihtiyati haciz müessesesi ile borçlu davranışlarından kaynaklanan tehdit bertaraf edilmiş olur. Borçlular, bazen alacaklıların teminatı olan malvarlığını azaltmaya teşebbüs ederler, bu nedenle kanun koyucu iki tür koruma öngörmüştür. İlki malvarlığını alacaklı zararına karşı dürüst olmayan yollarla elden çıkartan borçlunun bu tasarruflarını iptalini sağlayarak elden çıkan mallar üzerinden alacaklıların alacaklarını almak için iptal davası açma imkânı tanımıştır. (İİK md 277 vd.). Diğer koruma türü ise mallarını henüz elden çıkarmamış ancak bu yönde niyeti olan borçlunun alacaklı zararına olan davranışlarına ve tasarruflarına engel olmak için ihtiyati haciz yoludur. (İİK md 257 vd.).      

İhtiyati haczin hukuki niteliği konusunda bir görüş birliği bulunmamaktadır. İhtiyati haczin hukuki niteliğini HMK’daki ihtiyati tedbirin özel bir çeşidi olarak ifade edebiliriz. İhtiyati tedbirin özel bir türü olarak genellikle nitelendirilen ihtiyati haczin, bir icra takip işlemi olduğu doktrinimizde egemen görüşü olmasına rağmen Yargıtay[2] ihtiyati haczi bir icra takip işlemi olarak görmemektedir. 

İhtiyati haczin şartları ve sonuçları İİK’da düzenlenmiştir. İhtiyati haciz temel olarak iki aşamadan oluşur. İlk aşama ihtiyati haciz kararının verildiği yargılama aşaması, diğer aşama ise ihtiyati haciz kararının icra aşaması oluşturmaktadır.

B.) İhtiyati Haciz Talebinin Şartları (İİK m.257):  

1. Alacaklıya İlişkin Şart: İhtiyati Haciz İsteminde Bulunan Kişinin Alacaklı Sıfatını Taşıması Gerekir. Dolayısıyla ihtiyati haciz talebinde bulunacak olan kişi söz konusu para borcunun alacaklısıdır. 

2. Alacağa İlişkin Şartlar: 

Para Alacağı: İhtiyati hacze konu olan para alacağı tedavülde olan milli paradır. Bu nedenle altın para için ihtiyati haciz istenemez. 

Alacak Rehinle Temin Edilmemiş Olmalıdır. Çünkü alacaklının alacağı rehinle güvence altında olduğundan ihtiyati haciz tedbirine gerek yoktur. Bununla birlikte rehinli malın değerinin rehinli alacağı karşılamayacağı düşünülüyor ise alacağın rehinle karşılanamayacağı düşünülen kısım için ihtiyati haciz istenebilir.

C.) İhtiyati Haciz Sebepleri: 

1. Vadesi Gelmiş Alacaklarda İhtiyati Haciz İstenmesi: Kural olarak ihtiyati haczin istenebilmesi için alacağın vadesi gelmiş olması gerekir (TTK 257/1). Alacağın muaccel olduğu an, tarafların anlaşması veya ihbar ya da kanun hükmü veya hukuki ilişkinin içeriği ile belirlenir. Hiçbiri yoksa TBK 90.maddesine göre her borç doğduğu anda muaccel olur. 

2. Vadesi Gelmemiş Alacaklara İhtiyati Haciz İstenilmesi: 

Borçlunun Belli Bir Yerleşim Yeri Yoksa (İİK 257, II/1). 

Borçlunun Taahhütlerinden Kurtulmak Maksadı Varsa (İİK 257, II/2). Kural ihtiyati haczin istenmesi için alacağın vadesi gelmiş olması gerekir ancak kanun koyucu müeccel alacaklarında TTK 257/2.fıkrasında 2 halden biri söz konusuysa ihtiyati haciz talebinde bulunulabilecektir. İşte bu hallerden biri de borçlu taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa bu durumda alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. 

D.)  İhtiyati Haciz Kararı: İhtiyati haciz için ilk aşama alacaklının mahkemeye başvurarak ihtiyati haciz kararı almasıdır. Alacak davası açıldıktan sonra ihtiyati haciz kararı, yalnızca söz konusu davaya bakan mahkemeden istenebilir (HMK md 390/1 kıyasen). Alacak davası açılmadan önce, ihtiyati hacizde hangi mahkemenin görevli olduğu İİK 258.maddesinde açıkça belirtmemiş ve İİK madde 50’ye atıf yapmıştır. İİK 5O. maddesi ise bizi HMK’nun yetkiye dair hükümlerine göndermektedir. Dolayısıyla ilamsız icra takipleri için yetkili olan icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesi, ihtiyati haciz talepleri için de yetkilidir. İhtiyati haciz kararı için yetkili mahkeme kural olarak HMK 6-16 maddelerine göre belirlenir. Bununla birlikte alacağın dayanağı olan sözleşmenin yapıldığı yer mahkemesi de ihtiyati haciz kararı vermek için yetkilidir (İİK md. 258 ve md. 50). İcra hukukunda yetki kamu düzeninden olmadığından mahkeme kendiliğinden yetkili olup olmadığını araştırmaz. 

Alacaklı talep etmeden mahkeme ihtiyati haciz kararı veremez. O nedenle öncelikle alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunmalıdır. Görevli ve yetkili mahkemeden bir dilekçe ile başvurur. Bu başvuruda ihtiyati haciz dilekçesine İİK 260’ deki hususlar dışında ihtiyati haciz sebebi ve alacağın dayanağı olan her türlü senet ve (yazılı) belgeler yazılır. Ayrıca bu ihtiyati haciz sebepleri için mahkemeye inandırıcı deliller sunulmalıdır. Esas davadaki tam bir ispat aranmaz alacağın ve ihtiyati haciz sebeplerinin varlığına hâkimin kanaat getirmesi yeterli olacaktır. İcra İflas Kanunun 258. maddesinin 1. fıkrasında “alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” bu hüküm uyarınca ihtiyati hacizde ispat yükü alacaklıdadır. Hâkim bir kanaate vardığı takdirde İcra ve İflas Kanundaki diğer şartlarda mevcut ise ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. (Gerçeğe benzerlik karinesi). Mahkemenin ispat sınırını (HMK md. 200) aşan bir alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verebilmesi için, alacaklının bir senet, sözleşme veya hiç değilse yazılı delil başlangıcı (HMK md. 202) teşhir edecek bir belge göstermesi gerekir.     Karşı tarafın rızasına gerek olmaksızın ihtiyati haciz talebi her zaman geri alınabilir. İhtiyati haciz talebinin reddedilmiş olması alacaklının yeniden ihtiyati haciz talep etmesine engel değildir. 
a.) İhtiyati Haciz Kararının İçeriği: İhtiyati haciz talebinden sonra hâkim yaptığı inceleme sonunda ihtiyati haczin kabulüne veya reddine karar verebilir. Kabul kararını da kanunda belirtilen kriterleri dikkate alarak teminatlı veya teminatsız vermesi mümkündür.[3] İhtiyati haciz kararında yer alması gereken hususlar (İİK md. 260): 

• Alacaklının, vekilinin ve borçlunun adı, soyadı ve yerleşim yeri. 

• Haczin ne gibi belgelere dayanarak ve ne miktar için konulduğu. 

• Haciz konulmasının sebebi. 

• Haciz olunacak şeyler ve alacaklının zararın tazmini ile mükellef olduğu ve gösterilen teminatın nelerden ibaret olduğu, kararda gösterilir. 

• İhtiyaten haczedilmesine karar verilen şeylerin ihtiyati haciz kararında gösterilmesi gerekir. 

İhtiyati haciz kararı alacaklı tarafından istinafa götürülebilir ancak borçlu tarafından götürülemez. Alacağı bir ilama bağlı olmayan alacaklıdan, ihtiyati haciz kararını veren mahkeme, teminat alınmasına da karar verir (m.259, m.260/5). 

E.) İhtiyati Haciz Kararının İcrası: İhtiyati haciz kararı borçlu tarafından istinaf edilemeyeceğinden ihtiyati haciz kararını alan alacaklı, on gün içinde, hemen bu kararın icrasını icra dairesinden istemeye mecburdur. On gün içinde kararın icrası istenmezse ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkar (m.261/1). Bu on günlük süre, alacaklının ihtiyati haciz kararının icrasını isteyebileceği süredir. Yoksa icra dairesinin aynı on günlük süre içinde ihtiyati haciz kararını icra etmesi gerekmez. Alacaklının on gün içinde ihtiyati haciz kararının icrasını istemesi üzerine icra dairesi, borçlunun mal, hak ve alacaklarına genel haciz yolundaki hükümlere göre ihtiyati haciz koyar ve ihtiyaten haczettiği mallar üzerinde genel haciz yolundaki hükümlere göre ihtiyaten haczeder (261/2). Alacaklının on gün içinde ihtiyati haciz kararının icrasını istemiş olmasına rağmen, icra dairesinin (şu veya bu nedenle) borçlunun malları üzerine ihtiyati haciz koymasından önce veya sonra yapmış olduğu genel haciz yolu ile takip üzerine borçlu ödeme emrine itiraz etmesi ve böylece icra takibini durdurmuş (m.66) olması icra dairesinin ihtiyati haciz kararını icra etmesini önlemez[4-5]. Borçlunun mallarını ihtiyaten haczeden memur ihtiyati haciz tutanağı düzenleyerek derhal icra dairesine verir. İhtiyati haciz tutanağında, ihtiyaten haczedilen şeyler kıymetleri ile gösterilir. (262/1). İcra dairesi, üç gün içinde, ihtiyati haciz tutanağının birer örneğini, ihtiyati haciz konulması sırasında hazır bulunmayan alacaklıya ve borçluya ve icabında üçüncü şahsa tebliğ eder (İİK m.262, II). Bu tebligat, özellikle ihtiyati haczi tamamlayan merasim için yapılması gereken işlemlerin sürelerinin işlemeye başladığı tarih ve ihtiyati hacze itirazdaki sürenin işlemeye başlaması bakımından önemlidir. 

İhtiyati haczin icrası ile ilgili şikayetler ihtiyati haciz kararını icra eden icra dairesinin bağlı olduğu icra mahkemesine yapılır (İİK m.261/3). İİK’ nu 263.maddesi uyarınca icra dairesi, ihtiyaten haczedilmiş taşınır malları teminat gösterilmesi halinde borçluya ve mal üçüncü şahıs elinde haczolunmuşsa üçüncü kişiye bırakabilir. 

F.) İhtiyati Haciz Kararına İtiraz: İhtiyati haciz kararına karşı borçlu, istinaf yoluna yasada düzenlenmediğinden gidemez. İstinaf ancak ihtiyati haciz talebinin reddi halinde söz konusu olabilir. Talebin kabulü halinde, borçluya ihtiyati haciz kararının kaldırılması için kanunda iki imkân verilmiştir. Biri teminat yoluyla ihtiyati haczin kaldırılmasıdır (İİK md. 266) ki, bu gerçek anlamda ihtiyati haciz kararının ortadan kalkması anlamına gelmemektedir. Bir diğeri ise, ihtiyati haciz kararını hukuken ve fiilen kaldırabilen itiraz yoludur. (İİK md. 265) İtiraz üzerine verilen kararlara karşı da istinaf yoluna başvurulabilme imkânı getirilmiştir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemeye kanaat verecek delillerin gösterilmesi yeterli olmakta ve esas davadaki gibi tam bir ispat aranmamaktadır (İİK md. 258/1). Bu nedenle kanun koyucu ihtiyati haciz kararı verilmesi sırasında borçluya, hakkında verilen ihtiyati haciz kararına karşı savunmasını yapabilmesi için bu karara itiraz imkânı getirmiştir. İhtiyati haciz kararının yeniden gözden geçirilmesini sağlayan itiraz müessesine; borçlu ve ihtiyati haciz kararı ile menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de başvurabilir. Borçlu veya üçüncü kişi ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemede itiraz edebilir. İhtiyati haciz sebepleri tahdididir[6] (İİK md. 265/1): yetki itirazı, görev itirazı, teminat itirazı, ihtiyati haciz sebebine itiraz. Borçlu, İİK’ nun 257.maddesinde düzenlenen ihtiyati haciz sebeplerinin bulunmadığını bildirerek ihtiyati haciz kararına itiraz edebilir (İİK md. 265/1). Buna göre; 

• Borçlu, alacağın rehinle temin edilmiş olduğunu bildirerek ihtiyati haciz kararına itiraz edebilir. 

• Borçlu, alacağın muaccel olduğu gerekçesiyle verilen ihtiyati haciz kararına, alacağın muaccel olmadığı (müeccel olduğu) gerekçesiyle itiraz edebilir. 

• Borçlu, müeccel bir alacak için verilmiş olan ihtiyati haciz kararına, ihtiyati haciz kararında, ihtiyati haciz sebebi olarak gösterilen İİK 257/2. maddesindeki sebeplerden hiçbirinin mevcut olmadığı gerekçesiyle itiraz edebilir.  

• Aynı borç hakkında iki defa ihtiyati haciz kararı verildiği itirazı. 

Borçlu, kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, huzurunda ihtiyati haciz yapılmışsa ihtiyati haczin konulduğu, yokluğunda ihtiyati haciz icra edilmişse ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde ihtiyati haciz kararı vermiş olan mahkemeye itiraz edebilir (İİK m.265/1). Aynı şekilde menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere itiraz edebilir (İİK m.265/1,2). İhtiyati haciz kararına itiraz, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemeye yapılır ve o mahkeme tarafından karara bağlanır (İİK md. 265). Borçlu ihtiyati haciz kararını veren mahkemeye itirazına dayanak yaptığı tüm belgelerini de eklediği bir dilekçe ile başvurur (İİK md. 265/3). Borçlu açıklamalarında, ihtiyati hacze itiraz sebeplerini ve bunun gerekçelerini göstermelidir. Dayandığı delilleri ve hukuki sebepleri de dilekçesinde belirtir. Sonuç ve talep kısmında ihtiyati haczin kaldırılması veya teminata ilişkin ise eksikliğin giderilmesi istenir. Şartları bulunuyorsa birden fazla itiraz sebebine dayanabilir veya bunları terditli olarak ileri sürebilir [7].Dilekçeyi alan mahkeme, alacaklı ve borçluyu duruşmaya çağırır; Alacaklı ve borçlu belirli günde gelmeseler bile mahkeme evrak üzerinde inceleme yaparak karar verir (İİK md. 265/4). Taraflardan biri duruşmaya gelmişse mahkeme onun dinlenmesi ile yetinir. İki taraf da gelmemiş se dosya üzerinde inceleme yaparak kararını verir. Mahkeme itirazı yerinde (varit) görürse itirazı kabul ederek ihtiyati haciz kararını değiştirebilir veya kaldırabilir; Müeccel bir alacak için ihtiyati haciz kararı vermiş olan mahkeme, İİK madde 257/2’deki sebeplerden hiçbirinin mevcut olmadığı itirazını yerinde görürse ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verir. Mahkeme, ihtiyati haciz kararına itirazın kabulüne karar vermesi halinde borçlunun malları üzerine konulmuş olan ihtiyati hacizler kalkar. Alacaklı bu kararı istinaf edebilir. Mahkeme, ihtiyati hacze itirazı yerinde görmez ise itirazın reddine karar verir (İİK md 265/3). İhtiyati haciz devam eder. Bu durumda borçlu bu kararı istinaf edebilir. İstinaf mahkemesinin kararı kesindir (İİK m.265/5), temyiz edilemez. 

G.) Teminat Karşılığında İhtiyati Haczin Kaldırılması: İİK 266.maddesine göre teminat karşılığı ihtiyati haczin kaldırılmasını sadece borçlu isteyebilir. İhtiyati haczin kaldırılmasına kararı için borçlunun, ihtiyaten haczedilen mallarının tahmin edilen kıymetini karşılayacak kadar teminat göstermesi gerekir. Borçlu, para veya mahkemece kabul edilecek rehin veya esham yahut tahvilat depo etmek veya taşınmaz rehin yahut muteber banka kefaletini teminat olarak göstererek (İİK md. 266) ihtiyati haczin kaldırılmasını isteyebilecektir. 

H.) İhtiyati Haczin Etkisi: İhtiyati haciz geçici bir koruma sağlar. Alacaklı alacağının ödenmemesi tehlikesine karşı bu müesseseye başvurarak borçlunun mallarına geçici olarak el konulmasını sağlar. Bu nedenle kesin bir etki sağlamaz. Dolayısıyla alacaklı ihtiyaten haczedilen malların satışını talep edemez. Ancak borçlunun malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlanmış olur. Böylece borçlunun mallarını elden çıkarmasının, alacaklıların teminatı olan malvarlığını azaltmaya teşebbüs etmelerinin önüne geçilmiş olur.

İ.) İhtiyati Haczin Kesinleşmesi (İhtiyati Haczi Tamamlayan Merasim; İİK m.264): Borçlunun mallarına ihtiyati haciz konulması ile ortaya çıkan geçici korumanın görevli ve yetkili mahkemenin kararı ile sağlanan ihtiyati haczi kesinleştirmek ve ihtiyati haczi kesinleşinceye kadar ayakta tutmak İİK’ nunda öngörülmüş tamamlayıcı merasimin yerine getirilmesine bağlıdır. Bu nedenle, alacaklının ihtiyati haczin konulmasından itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczi kesin hacze dönüştürmesi (veya borçlu iflasa tabi ise, onun iflasını sağlaması) gerekir. Aksi halde, yasada öngörülen süreler içerisinde bu merasim tamamlanmazsa ihtiyati haciz kalkar ve ilgililer istediğinde bu durum ilgili yerlere bildirilir (İİK md. 264/4). İhtiyati haczi dava ve takipten önce veya sonra konulmuş olmasına göre inceleyecek olursak; 

I. Dava veya Takipten Önce Konulmuş Olan İhtiyati Haczin Kesinleşmesi 

1.) Yedi gün içinde takip yapma veya dava açma zorunluluğu: Borçluya karşı bir icra (veya iflas) takibi yapılmadan veya dava açılmadan önce alacaklı bir ihtiyati haciz kararı almış ise ihtiyati haczi tamamlatmak için yedi gün içinde borçluya karşı (haciz veya iflas yolu ile) takip talebinde bulunmak veya alacak davası açmak zorundadır (İİK m.264/1). 

2.) Takip yapılması: Yedi gün içinde alacaklının yapmak mecburiyetinde olduğu takip icra veya iflas takibi olabilir: 

a) İcra takibi yapılması: 

a.a) Genel haciz yoluyla takip yapılması: İhtiyati haczi kesinleştirmek için alacaklının yedi gün içerisinde talebinde bulunması üzerine takip talebini alan icra dairesi, borçluya ödeme emri gönderir, borçlu ödeme emrine itiraz etmez veya itirazı icra mahkemesince kesin olarak kaldırır veya mahkemece iptal edilirse, icra takibi kesinleşir ve ihtiyati hacizde kendiliğinden kesin hacze dönüşür (İİK md. 264/5). Ödeme emrine itiraz ederse icra takibi durur. Ancak borçlu ödeme emrine itiraz etsin ya da etmesin ihtiyati haciz devam edecek ve etkisini sürdürecektir. Borçlunun ödeme emrine itirazı ile ihtiyati hazin kesinleşmesi önlenmiş olur ve borçlunun ödeme emrine itirazı hemen alacaklıya bildirilir. İhtiyati haczi devam ettirmek isteyen alacaklı ise itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itirazı bertaraf etmek gerekli yollara başvurmalıdır (İİK md. 264/2). Aksi takdirde ihtiyati haciz kendiliğinden hükümsüz hale gelir. Alacaklı tarafından mahkemede itirazın iptali davası açılması durumunda ihtiyati haciz davanın sonuna kadar devam eder. Alacaklı yedi gün içinde itirazın kesin veya geçici kaldırılmasını seçmesi durumunda, ihtiyati haciz İcra Mahkemesi karar verinceye kadar devam edecektir. İtirazın kesin kaldırılması talep edilir ve kabul edilirse ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşür. (İİK md. 264/5). Eğer icra mahkemesi alacaklının (itirazın geçici veya kesin kaldırması) talebini redderse ihtiyati haciz hemen hükümsüz hale gelmez. Genel mahkemede kararın kendisine tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren yedi gün içinde açacağı alacak davasıyla ihtiyati haciz kararı varlığını sürdürecektir.  İcra Mahkemesinden geçici kaldırma talep edilmiş ve itirazın geçici kaldırılmasına karar verilmişse, borçlu yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açabilir. Borçlu yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açmazsa ihtiyati haciz, kesin hacze dönüşür (İİK md. 69/2-3). Borçlu yedi gün içinde borçtan kurtulma davası açarsa ihtiyati haciz bu davanın sonuçlanmasına kadar devam edecektir. Borçtan kurtulma davası borçlunun aleyhine sonuçlanması durumunda ihtiyati haciz kesin hacze dönüşür. Dava alacaklının aleyhine sonuçlanırsa ihtiyati haciz hükümsüz kalacaktır. 

b.b) Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapılması 

Bir kambiyo senedine dayanarak alacaklı, ihtiyati haciz kararı almış ise (ihtiyati haczin konulmasından, ihtiyati haciz yokluğunda yapılmışsa, ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren) yedi gün içinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip yapabilir (İİK md. 264/1). Bunun üzerine icra dairesi borçluya kambiyo senetlerine mahsus haciz ödeme emri gönderir (İİK md. 168). 

Borçlunun ödeme emrine beş gün içinde itiraz etmemesi durumunda kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip kesinleşir. Ancak ihtiyati haciz on günlük ödeme süresinin ödemesiz geçmesi üzerine kendiliğinden kesin hacze dönüşür (İİK md. 264/5). Beş gün içinde borçlunun ödeme emrine itiraz etmesi halinde bu itiraz satıştan başka icra takip işlemlerini durdurmaz. Yani alacaklı, ödeme emrinin tebliğinden itibaren işlemeye başlayan on günlük ödeme süresi geçtikten sonra borçlunun mallarının haczedilmesini isteyebilir. Böylece on günlük ödeme süresi geçince ihtiyati haciz kendiliğinden kesin hacze dönüşecektir. Mahkemece borçlunun itirazı reddedilirse ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmesi üzerine alacaklı, satış isteyebilir. Ancak alacaklının hacizli malın satışını isteyemeyeceği bir durum vardır: o da itirazın reddi kararını istinaf eden borçlu, İİK m.33/3 hükmü uyarınca alacağın tamamı için teminat gösterirse icra takibi duracağından hacizli malın satışını isteyemeyecektir. Ancak teminat göstermez ise borçlunun istinafa gitmesi icra takip işlemini durdurmayacaktır. 

İcra Mahkemesinin itirazın reddine karar vermesi halinde alacaklı, borçlunun hacizli mallarının satışını isteyebilir. İcra mahkemesinin itirazın kabulü kararı ise kambiyo senetlerine mahsus takip yolunu durdurur ve itirazın kabulü kararının kesinleşmesi ile takip iptal edilir. Böylece borçlunun malları üzerindeki ihtiyati haciz kalkar. 

b.) İflas Takibi Yapılması: Alacaklı, ihtiyati haczin tamamlanması için iflas takibi yapma yolunu seçerse; 

Alacaklı, takipten veya dava açılmadan önce iflasa tabi (İİK md. 43) olan borçlusunun malları üzerine ihtiyati haciz koydurtmuş ise (ihtiyati haczin konulmasından, ihtiyati haciz yokluğunda yapılmışsa, ihtiyati haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren) yedi gün içinde iflasa tabi borçlusuna karşı iflas takibi yapmak zorundadır (İİK md. 264/1, İİK md. 267/1). İflas takibi üzerine borçluya bir iflas ödeme emri gönderilir (İİK md. 155, 171). İflas ödeme emrine süresinde itiraz etmezse borçlu, bu durum hemen alacaklıya tebliğ edilir. Alacaklı bunun üzerine tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde Ticaret Mahkemesinde borçluya karşı iflas davası açmaya (İİK md. 156, 173) mecburdur. (İİK md. 267/3) Aksi takdirde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. Borçlu, yedi veya beş günlük süresi içerisinde iflas ödeme emrine itiraz ederse, o itiraz icra dairesi tarafından hemen alacaklıya tebliğ edilir. Alacaklı bunun üzerine itirazın kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde borçluya karşı Ticaret Mahkemesinde iflas davası açmaya (İİK md. 156/3, 174) mecburdur (İİK md. 267/2). Aksi takdirde ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK md. 267/4, 264/4). Ticaret Mahkemesi’ nin borçlunun iflasına karar vermesi durumunda (İİK md. 158, 173, 174) ihtiyati haciz düşer ve ihtiyaten haczedilmiş olan mallar iflas masasına girer (İİK md. 186/1). İhtiyati haczin hükümsüz kalacağı diğer durumlar: Alacaklının yukarıdaki süreleri kaçırması, iflas davasından vazgeçmesi, iflas davası reddedilirse, iflas davası dosyası işlemden kaldırılıp da bir ay içinde yenilenmemesi durumlarında, ihtiyati haciz hükümsüz kalır. 

3.) Alacak Davası Açılması: Alacaklı, ihtiyati haczin tamamlanması için alacak davası açma yolunu seçerse, Takipten veya alacak davası açmadan önce borçlusunun malları üzerine ihtiyati haciz koydurmuş olması durumunda yedi gün içinde borçluya karşı mahkemede alacak davası açmak zorundadır (İİK m.264/1). Alacaklının yetkili ve görevli mahkemede süresi içinde alacak davası açması durumunda ihtiyati haciz davanın sonuçlanmasına ve hatta bundan sonraki bir aylık sürenin geçmesine kadar devam eder (İİK m.264/3). Alacaklı bu davayı kaybederse, ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK m.264/4). Alacaklı davayı kazanır ise ihtiyati haciz devam eder ama bunun devamı için hükmün mahkeme tarafından tebliğinden itibaren bir ay içinde ilamlı icra takip talebinde bulunulmalıdır (İİK m.264/3). Aksi halde ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK m.264/4). 

II. Dava veya Takipten Sonra Konulan İhtiyati Haczin Kesinleşmesi (Tamamlanması) 

1.) Takip talebinden sonra ihtiyati haciz konulması 

a) Genel haciz yolu ile takipten sonra ihtiyati haciz konulması: Alacaklı borçluya karşı genel haciz yolunu seçerek takip kesinleşmeden önce aynı alacak için ihtiyati haciz koydurabilir. Bu durumda yeni bir takip talebinde bulunmasına gerek kalmaz. Alacaklı bu halde İİK m.264/2’deki sürelere uymalıdır aksi halde ihtiyati haciz hükümsüz kalır (İİK m.264/4). Borçlu eğer ödeme emrine itiraz ederse alacaklı ihtiyati haczin hükümsüz kalması ihtimaline karşın iki seçeneği vardır: itirazın tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra mahkemesinden ya itirazın kaldırılmasını isteyecek ya da itirazın iptali davası açacaktır. Bununla birlikte icra mahkemesi itirazın kaldırılması talebini redderse alacaklı, bu kararın tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde genel mahkemede alacak davası açmalıdır. Aksi halde ihtiyati haciz hükümsüz kalır. 

b) Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takipten sonra ihtiyati haciz konulması: Kambiyo senetlerine mahsus takip yoluna başvurmuş olan alacaklı alacağının tahsilini tehlikede görmüş ise alacaklının yeni bir takip talebinde bulunmasına gerek olmaksızın aynı alacak için borçlunun mallarına ihtiyati haciz koydurtma imkânı getirilmiştir (İİK m.264/1). 

c) İflas takibinden sonra ihtiyati haciz konulması: İflasa tabi borçlusunun mallarına iflas takibi yaptıktan sona ihtiyati haciz koyduran alacaklının yeni bir iflas takibi yapmasına gerek kalmaz. İİK m.267/2-4 hükümleri ise bu halde de uygulanacaktır (İİK m.267/1). 

2.) Alacak Davası Açıldıktan Sonra İhtiyati Haciz Konulması: Borçlusuna karşı bir alacak davası açış olan alacaklı dava konusu alacağının ödenmesini garanti altına almak amacıyla davanın görüldüğü sırada ihtiyati haciz talebinde bulunulabilir: 

Mahkeme; ihtiyati haciz şartlarının varlığına kanaat getirmez ise bu talebin reddine karar verir, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olduğu kanısına varırsa, borçlunun mallarına ihtiyati haciz koyulmasına karar verir. Böylece alacak davası sonuçlanıncaya kadar borçlunun malları üzerinde tasarruf yetkisi kısıtlanmış olur. 

J) Haksız İhtiyati Hacizden Dolayı Tazminat Davası 

I- Genel bilgi: Yasa koyucu, İhtiyati haciz koyduran alacaklının, sonuçta haksız çıkması halinde borçlunun ve üçüncü kişilerin bu sebeple uğrayacağı zararlardan sorumlu olacağını ve bu hususta mahkemece uygun teminatların alınması gerektiği düzenlemesine yer vermiştir. (İİK md. 259, 260/5). 

İhtiyati haciz koyduran alacaklının bu ihtiyati haczi haksız olarak koyduğu anlaşırsa, borçlu veya üçüncü kişi, bu haksız ihtiyati haciz nedeniyle uğradığı zararın ödenmesini, ihtiyati haciz koydurmuş alacaklıdan bir tazminat davası ile isteyebilir (İİK md. 259/1, 260/5). Haksız ihtiyati haciz koydurmuş olan alacaklının sorumluluğu, haksız fiil sorumluluğuna (TBK md. 49 vd.) benzemektedir. Bu nedenle kural olarak haksız fiil hakkındaki hükümlere tabidir [8]. Yasa koyucu, borçlunun haksız ihtiyati hacizden uğrayacağı zararların tazmini için 

İİK madde 259/1. fıkrasında özel bir düzenlemeye yer vermiştir.                                                                        

II-Tazminat davasının şartları: Tazminat davasının şartları gerek İİK 259. maddesinde, gerekse genel hükümlerden yola çıkarak haksız fiil sorumluğuna benzer şekilde, ihtiyati haczin icra edilmesi ve ihtiyati haczin haksız olması yanında bir zararın ve illiyet bağının bulunması şeklinde sıralayabiliriz. Kusursuz sorumluluk söz konusu olduğundan kusur şartı burada aranmayacaktır. Buna göre;       

• İhtiyati haciz kararının icra edilmiş olması gerekir 
• İhtiyati haczin haksız olduğunun anlaşılması gerekir 
• Borçlunun mallarına ihtiyati haciz konulmuş olması nedeniyle zarar görmüş olmalıdır. 
• Haksız ihtiyati haciz ile ihtiyati haciz konulması nedeniyle borçlunun uğradığı zarar arasında nedensellik bağı bulunmalıdır. 

Alacaklının kusursuz olması sadece TBK m.51/1 veya TBK m.52/1 uyarınca tazminattan indirim sağlayabileceği gibi tazminat talebinin reddini sağlayabilir. Çünkü ihtiyati hacizden dolayı sorumluluk kusursuz sorumluluktur. 

Haksız ihtiyati hacizden dolayı tazminat davası açma hakkı mallarına haksız ihtiyati haciz konulan borçluya aittir. İhtiyati haczin uygulanmasından üçüncü kişilerin de zarar görmesi söz konusu olabilir (İİK md. 259/1). İhtiyati haciz kararı borçluya karşı alınmışsa da üçüncü kişinin elinde bulunan mallar üzerinde uygulanabilir. Bu dava haksız ihtiyati haciz koyduran alacaklıya karşı açılır. 

Görevli ve yetkili mahkeme genel hükümlere göre belirlenir (HMK m.2 ve m6 vd.). Bu dava genel mahkemelerde normal bir tazminat davası olarak görülecektir. Bununla birlikte bu dava, ihtiyati haciz kararını vermiş olan mahkemede de açılabilir. (İİK md. 259/4) 

Haksız fiillerde geçerli olan iki yıllık zamanaşımının (TBK md.72) uygulanacağı doktrinde baskın görüştür ve Yargıtay kararlarında da kabul edilmektedir. Baki Kuru’ da Borçlar Kanundaki bu sürenin uygulanması gerektiğini belirtmektedir. 

Bu tazminat davası sonucunda borçluya karşı alacaklının tazminatı ödemesine hükmedilir ise bu tazminat alacaklının ihtiyati haciz kararı için yatırdığı teminattan karşılanır (İİK m.259). 

Stj. Av. Zeynep ŞİMŞEK

------------

[1] Kuru, Baki (2019) İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra İflas Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, Ankara, s.350. 

[2] Bkz: 12. HD. 09.03.2015 T. 28993/5078; 11. HD. 23.01.2015 T. 19218/957; 12. HD. 22.10.2007 T. 16042/19188; 20.9.2007 T. 13066/16548; 28.2.2006 T. 419/3748; 12.7.2005 T. 12108/15401 

[3] Özekes, İhtiyati Haciz, s.215 

[4] Bkz: “İİK’ nun 264. maddesi hükmü ve bu madde de yazılı sürelere riayet edilmesi karşısında ödeme emrine itiraz edilmiş ve bu nedenle takibin durmuş olması hali, başlamış olan ihtiyati haciz işlemlerinin yerine getirilmesini önler nitelikte sayılamaz. Zira bu haciz bir tedbir niteliğindedir, icrai haciz sayılmaz” 12 HD’nin 

[5] .01.1988 tarih ve E.87/2287-K.446, Uyar, T., Haciz, s.61 

[6] Kuru, Baki (2019) İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra İflas Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, Ankara, s.353 

[7] Özekes, İhtiyati Haciz, s. 326 

[8] Kuru, Baki (2019) İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra İflas Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, Ankara, s.361 

KAYNAKÇA: 
•    Akdeniz, Umut (2006), İhtiyati Haciz Müessesesi, [Eletronik Erişim] http://webftp.gazi.edu.tr/hukuk/dergi/10_9.pdf (28.04.2020). 
•    Doğanay, Abdullah (2019), Türk Hukukunda İhtiyati Haciz, Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kamu Yönetimi Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi, Trabzon, Tez No:558265. 
•    Kuru, Baki (2019), İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra İflas Hukuku Ders Kitabı, Yetkin Yayınları, Ankara. 
•    Özekes, Muhammet (1999), İcra İflas Hukukunda İhtiyati Haciz, Seçkin Yayınevi, Ankara. 
•    Uyar, Talih, Uyar, Alper ve Uyar, Cüneyt (2018), (İcra Hukukunda) İhtiyati Haciz, Bilge Yayınevi, Ankara.