Bu konuda öncelikle Türk Özel Hukukundaki genel teoriye bakılırsa;

“Hukuk düzeninde yer alan haklardan bazıları, hak sahibine tek taraflı olarak, yeni bir hukuki ilişki kurmak, mevcut bir hukuki ilişkiyi değiştirmek veya mevcut bir hukuki ilişkiyi sona erdirmek yetkisi verir. Kullanılmalarıyla yeni bir hukuki durumun ortaya çıkmasına yol açan bu haklara yenilik doğuran haklar denilir.

Yenilik doğuran haklardan bazılarının kullanılması ile mevcut bir hukuki ş-ilişki sona erer. Bu gibi hallerde bozucu yenilik doğran haklar söz konusudur. Kanundan veya sözleşmeden doğan bir hakka dayanılarak, bir sözleşme ilişkisinin tek taraflı olarak sona erdirilmesine ilişkin sözleşmeden dönme ve fesih hakları, birer bozucu yenilik doğuran hak niteliğindedir.

Tek taraflı olarak belirli hukuki sonuçların doğmasını sağlayan yenilik doğuran haklar, kural olarak, karşı tarafa (muhataba) yöneltilmesi gereken bir irade beyanı ile kullanılır. (Hukuk düzeni, bazı yenilik doğuran hakların ise, mahkemeye başvurarak dava yoluyla kullanılmasını gerekli görmüştür)

Karşı tarafa yöneltilmesi gereken irade beyanı ile kullanılan yenilik doğuran haklar, sonuçlarını bu beyanın muhataba varması ile kendiliğinden doğurur.” (Bkz. Prof. Dr. Mustafa Dural, Doç. Dr. Suat Sarı, Türk Özel Hukuku Cilt I Temel Kavramlar ve Medeni Kanunun Başlangıç Hükümleri, 2009, sayfa 149-154)

İş Hukuku Mevzuatı, Yargıtay kararları ve doktrinine göre de, fesih bildirimi karşı tarafa ulaşma anından itibaren hüküm ifade eder.

Bu konuda doktrindeki görüşler şöyledir:

"Borçlar Hukuku esaslarına göre yenilik doğuran bir irade beyanı karşı tarafa ulaşma anından itibaren hukuki sonuç doğurur. (TBK m. 11/2). İsviçre ve özellikle açık bir yasal hükme yer verilen Alman Hukukunda (BGB m. 130) bu esasın fesih bildirimi için de uygulanacağı kabul edilmektedir. Hukukumuzda baskın görüş olarak aynı sonuç benimsenmekle birlikte özellikle iş Kanununda düzenlenen iş sözleşmelerinin sona erdirilmesine ilişkin fesih bildirimine ulaşma anından itibaren hüküm doğurması hükmünün uygulanamayacağı, bu konuda bildirimin karşı tarafça öğrenme anının esas alınması gerektiği de öne sürülmüştür.

Bildirimin hangi andan itibaren hüküm doğuracağı hususu işçinin işyerinde bulunmadığı hallerde yapacağı veya işverence kendisine yapılacak fesih bildirimlerinde ortaya çıkabilir. Bu durumlarda fesih bildiriminin ulaşma anından itibaren hüküm doğuracağı görüşüne katılmaktayız. Gerçekten, İş Kanununun 17. Maddesindeki ‘bildirimin diğer tarafa yapılması’ sözü fesih bildiriminde karşı öğrenme anının esas alındığını göstermeyip öğrenmeden çok ulaşmayı destekleyen bir anlam taşır.” (Bkz. Prof. Dr. Nuri Çelik, Prof. Dr. Nurşen Caniklioğlu, Prof. Dr. Talat Canbolat, İş Hukuku Dersleri, 2017, s. 421, 422)

“Karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir irade beyanı olan fesih bildirimi, karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hukuki sonuçlarını doğurur. Fesih bildirimi posta ile yapılmışsa, karşı tarafa ulaştığı, diğer deyişle onun hakimiyet alanına girdiği anda sonuçlarını doğurur." (Bkz. Prof. Dr. Sarper Süzek, İş Hukuku, 2017, s. 536)

Yargıtay kararlarına göre de, fesih bildiriminin bozucu yenilik doğuran bir hak olup, muhatabına (karşı tarafa) ulaştığı anda sonuç doğurur.

Mesela; bir kararda Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 Sayılı İş Kanununun 24. maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı yasanın 17. maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Yasada işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir./ İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. denmektedir. (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E. 2016/916, K. 2019/9887, T. 6.5.2019)

Başka bir kararda da, “İş sözleşmesi taraflara sürekli olarak borç yükleyen bir özel hukuk sözleşmesi olsa da, taraflardan herhangi birinin iş sözleşmesini bozmak için karşı tarafa yönelttiği irade açıklamasıyla ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür./ Fesih hakkı iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren bozucu yenilik doğuran ve karşı tarafa yöneltilmesi gereken bir haktır. Fesih bildirimi karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Ulaşma, muhatabın hâkimiyet alanına girdiği andır.şeklinde ifade edilmektedir.  (Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, E. 2015/18052, K. 2018/12248 T. 31.5.2018)

Yukarıda yer verilen doktrindeki görüşler ile mevzuat ve Yargıtay kararları dikkate alındığında, fesih bildirimi posta veya ihtarname ile yapılmışsa, işten çıkış, karşı tarafa ulaştığı tarihte yapılmalıdır. 

Av. Mehmet Yavuz Bağcı