Salgın hastalıklar iş sağlığı ve güvenliği mevzuatını doğrudan ilgilendiren bir husustur. Dolayısıyla iş yerinde böyle bir vaka görülmesi halinde işverenin  6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerinden kaynaklanan sorumluluklar söz konusu olacaktır. Şöyle ki;

COVID-19 gibi tehlikeli bir salgın hastalığın işyerinde görülmesi durumunda  işverenin yükümlülüklerinden ilki risk analizi yapmaktır. 6331 sayılı Kanun’un 3/ö maddesine göre risk değerlendirmesi “İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması amacıyla yapılması gerekli çalışmalar”dır. İşverenin sadece risk değerlendirmesi yapmak ile sorumluluğu sonlanmamaktadır. İşveren "risk değerlendirmesi sonucu alınacak iş sağlığı ve güvenliği tedbirleri ile kullanılması gereken koruyucu donanım veya ekipmanı" (6331 sayılı Kanun m.10/2)  belirlemelidir. Görüldüğü gibi risk değerlendirmesi yapmak esas itibariyle bir amaç değil; işyerinde alınması gereken önlemlerin belirlenmesi için bir araçtır. Bu noktada risk değerlendirmesi yapılması sadece mevzuattan kaynaklanan bir yükümlülük olarak görülmemeli ve büyük bir dikkat ve özenle yerine getirilmelidir. İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik md.9/2-b-1 fıkrası uyarınca işyeri hekimi de risk değerlendirmesi çalışmalarına katılmak, risk değerlendirmesi sonucu alınması gereken önlemler konusunda işverene öneride bulunmak ve bunların takibini yapmakla yükümlüdür.

İşverenin genel yükümlülüklerinden biri olan risk değerlendirmesi yapması veya yaptırmasına ilişkin usul ve esaslar İş Sağlığı ve Güvenliği Risk Değerlendirmesi Yönetmeliği’nde düzenlenmektedir. Coronavirüs salgınının, Yönetmelik’in 8/3/g hükmünde yer alan “Çalışma ortamına ilişkin hijyen koşulları ile çalışanların kişisel hijyen alışkanlıklarından kaynaklanabilecek tehlikeler” arasında gösterilebilecek olması nedeniyle; işverenin Coronavirüs tehlikesini belirlemesinin ardından , Risk Kontrol Yönetmeliği uyarınca bu riski kontrol adımlarını uygulamalıdır. Risklerin kontrolünde şu adımlar uygulanır ;

Planlama: Analiz edilerek etkilerinin büyüklüğüne ve önemine göre sıralı hale getirilen risklerin kontrolü amacıyla bir planlama yapılır.

Risk kontrol tedbirlerinin kararlaştırılması: Riskin tamamen bertaraf edilmesi, bu mümkün değil ise riskin kabul edilebilir seviyeye indirilmesi için bir takım önlemler almalıdır. Örneğin, tehlike veya tehlike kaynaklarının ortadan kaldırmalıdır.

Bu durumda işveren risk kontrol tedbirlerini uygulamak amacıyla Koronavirüsün yaşam koşulları bulduğu alanları dezenfekte etmelidir. Kararlaştırılan tedbirlerin iş ve işlem basamakları, işlemi yapacak kişi ya da işyeri bölümü, sorumlu kişi ya da işyeri bölümü, başlama ve bitiş tarihi ile benzeri bilgileri içeren planlar hazırlanır. Bu planlar işverence uygulamaya konulur. Ardından bu kontrol uygulamaları izlenmeye alınmalıdır. Hazırlanan planların uygulama adımları düzenli olarak izlenir, denetlenir ve aksayan yönler tespit edilerek gerekli düzeltici ve önleyici işlemler tamamlanır. Risk kontrol adımları uygulanırken toplu korunma önlemlerine, kişisel korunma önlemlerine göre öncelik verilmesi ve uygulanacak önlemlerin yeni risklere neden olmaması sağlanır.

Belirlenen risk için kontrol tedbirlerinin hayata geçirilmesinden sonra yeniden risk seviyesi tespiti yapılır. Yeni seviye, kabul edilebilir risk seviyesinin üzerinde ise bu maddedeki adımlar tekrarlanır. Böylece iş yerinde Koronavirüs tehdidi en aza indirgenmiş olur.

Risk Kontrol Yönetmeliği uyarınca işverenin yapması gereken görevleri bir de genel kapsamda sıralayacak olursak; işveren

1. Salgın kapsamında tehlikenin sebep olacağı riskleri tespit etmek,

2. Tespit ettiği riskleri sıralamak analiz etmek,

3. Söz konusu riskler için uygun kontrol tedbirleri belirlemek,

4. Belirlenen kontrol tedbirlerini uygulamak, uygulanıp uygulanmadığını düzenli olarak denetlemek

5. Bütün bu risk değerlendirmesi sürecine ilişkin dökümantasyon oluşturma, bilgi ve belgeleri saklamakla ve yapılan çalışmaları güncelleme yapmakla yükümlü olacaktır.

Risk değerlendirmesi bulunmayan işyerlerine 6331 sayılı Kanunu uyarınca işveren genel yükümlülüğe ve risk değerlendirmesi kontrol ölçüm ve araştırmaya aykırılık nedeniyle yüksek idari para cezaları uygulanmakta hatta bazı işyerleri için işin durdurulması yaptırımı söz konusu olmaktadır. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 2'nci maddesinde yer alan istisnalar dışında bütün işverenler risk değerlendirmesi hazırlamak zorundadır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 4. maddesi uyarınca belirtmiş olduğumuz risk değerlendirmesi yapılması işlemi dışında; işverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü tedbiri almak,araç ve gereçleri noksansız bulundurmakla yükümlüdürler.İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uyulup uyulmadığını denetlemek,işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler,alınması gerekli tedbirler,yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve eğitimini vermek zorundadırlar.Ayrıca Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimlerinin Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmelik’te de belirtildiği üzere çalışmaya başlamadan önce verilmesi gereken eğitimler dışında işin devamı süresince de ilgili yönetmelik Ek-1’de yer alan konuları içeren eğitimler,değişen ve ortaya çıkan yeni riskler de dikkate alınarak tehlike sınıfına göre belli aralıklarla işverence tekrarlanır.”Değişen ve yeni ortaya çıkan riskler” kavramı tam olarak şuan çok somut bir şekilde yaşamakta olduğumuz  coronavirüs salgınını kapsamakta olduğunu kabul edebiliriz.Yargıtay’ın pek çok ilke kararlarında da belirtildiği gibi işyerinde işçilerin sağlığını ve iş güvenliğini korumak için gerekli olan her türlü önlemi almakla yükümlü işverenin bu yükümlülüğü sadece önlem almakla yetinebilme anlamını taşımamakta,alınan önlemlere uyulup uyulmadığını denetleme ve giderek önlemlere uyulmasını temin anlamını içermektedir.Başka bir deyişle işveren işyerinde,geniş anlamda doğmuş veya doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek zorundadır.   

Bir salgın hastalığın işyerinde görülmesi durumunda  işverenin yükümlülüklerinden ikincisi ise işyeri hekimlerine ilişkindir. İşyeri Hekimi ve Diğer Sağlık Personelinin Görev, Yetki, Sorumluluk ve Eğitimleri Hakkında Yönetmelik’in 9.maddesi uyarınca işyeri hekiminin görevlerinden birisi de “Bulaşıcı hastalıkların kontrolü için yayılmayı önleme ve bağışıklama çalışmalarının yanı sıra gerekli hijyen eğitimlerini verme, gerekli muayene ve tetkiklerinin yapılmasını sağlamak”tır. Buna müteakip işyeri hekimi Coronavirüs salgın tehlikesi  sebebiyle, işyerinde, gerekli eğitimleri vermeli  ve muayene hizmetlerini gerçekleştirmelidir. Bu önlemlerin alınmaması, gerekli çalışmamaların yapılmaması halinde hem işveren hemde işyeri hekiminin sorumluluğu gündeme gelecektir. 

İşverenler yönünden dikkate alınması gerekli olan yükümlülükler bu şekilde olmakla birlikte ileri ki aşamada bu virüs nedeniyle işçilerle alakalı vefat veya bedensel zarar durumlarının meydana gelmesi halinde açılabilecek davalara ilişkin değerlendirme yapılmasının da faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu minvalde işverene yüklenebilecek her hangi bir kusur olmaksızın bu virüs nedeniyle işyerinde her hangi bir ölüm veya bedensel zarar meydana gelirse bu olayın daha doğru anlatımla zararın işyerinde meydana geldiği dikkate alındığında iş kazası olarak değerlendirme yapılması gerekecektir. Zira emsal olarak gösterilebilecek olan bir kısım kararlarda işçilerin intihar etmesi, işverene her hangi bir kusur yüklenemeyecek şekilde kalp krizi veya beyin kanaması geçirmesi gibi olaylarda durum iş kazası olarak değerlendirilmiştir. Bu bağlamda emsal kararlardan birinde Domuz Gribi hastalığı olan bir işçinin meslek hastalığına yakalanmış sayıldığını görmekteyiz. YARGITAY 21. Hukuk Dairesi Esas No. 2018/5018 Karar No. 2019/2931 15.04.2019 tarihli Yargıtay ilamında tır şoförünün Domuz Gribine (H1N1) yakalanması iş kazası olarak sayılmıştır. Bu karar konomuz açısında benzerlik teşkil etmekle birlikte, korona virüs bakımından somut olayın nitelikleri, aradaki illiyet bağı göz önüne alınarak değerlendirilmelidir. Ancak şüphesiz ilerleyen süreçte COVID-19 kaynaklı pek çok emsal kararların oluşacağı aşikardır.

Dolayısıyla bu durumlarda Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde işçinin veya işçi yakınlarının hak sahipliği mevzusu doğacaktır.Ancak işverenin her hangi bir kusuru olmaksızın bu netice meydana gelmiş olduğundan dolayı işverene yönelik her hangi bir hak ve alacak iddiasında bulunulayacak, bulunulsa bile bu iddia mahkemelerce kabul edilmeyecektir.

Buna karşın işverenin gerekli dikkat ve özeni göstermemesi nedeniyle yani işverenin kusurundan dolayı bir işçi coronavirüs nedeniyle vefat ederse veya bedensel bir zarara uğrarsa işçinin ve işçi yakınlarının Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde hak sahipliği oluşacağı gibi, işverene yönelik maddi ve manevi tazminat isteme hak ve yetkileri de oluşacaktır. İşveren,işçilerin virüse yakalanıp yakalanmadığını tespit edecek ve bundan doğacak zararı engelleyecek her hangi bir faaliyette bulunmaksızın çalıştırırsa bu şekilde virüse yakalanmış bir işçiden dolayı başka işçiler de bu virüse yakalanmak durumunda kalırsa burada somut ve açık bir  şekilde işverene kusur izafe edilebilir.

Bu arada gerek işverene kusur yüklenebilecek bir olay olsun gerekse de işverene kusur yüklenemeyecek bir olay olsun yani her iki durumda da işveren tarafından yasal süresi içerisinde iş kazası bildiriminin yapılması gerekmektedir. Aksi takdir işverene yüklenebilecek her hangi bir kusur olsun veya olmasın sırf yasal süresinde iş kazası bildirimi yapılmadığından dolayı işverene yönelik idari para cezası müeyyidesi uygulanabilecektir. 

Sağlıklı günlerde buluşmak dileğiyle...

Av. Ercan KILIÇ - Staj. Av. Burak CENK