Bu günkü yazımda, Çek Kanununa 7226 sayılı yasa ile eklenen Geçici 5 inci madde kapsamından, daha önceden almış oldukları adli para cezası hapis cezasına çevrildiği için cezaevinde bulunup da infazı durdurulan çek mahkumlarının durumlarını ele alacağım.

Öncelikle belirtmekte fayda var, Çek Kanununun hiçbir yerinde karşılıksız çek için doğrudan hapis cezası yok. Adli para cezası var.

Fakat adli para cezası ödenmezse, hapis cezasına çevriliyor. Görünüşte kişi adli para cezasını ödemediği için hapis cezası alıyor ama, karşılıksız çıkan çekten dolayı borçlarını ödediğinde ortada ne hapis cezası ne de para cezası kalıyor.

Demek ki hapis cezası ile karşılıksız çek arasında aslında doğrudan bir bağlantı var.

Bu da, karşılıksız çeke verilen adli para cezasının hapis cezasına çevrilmesinin sonuçta dolaylı olarak, bir özel hukuk sözleşmesinden doğan borcun ödenememesi sebebiyle hapsi cezası verilmesini yasaklayan Anayasa md 38/8 ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 4 No:lu Protokol md 1 kurallarına aykırılık taşımaktadır. Anayasa Mahkemesinin bana göre hukuka aykırı yorum ile tersine karar vermesine rağmen. Özel bir kanun hükmü, doğrudan değil de dolaylı hapis cezası öngörerek Anayasa kuralını dolanır mı? diye de sormamak gerekir!

Karşılıksız çek düzenleyen kişi, adli para cezası almış olsa, hatta bu adli para cezası hapis cezasına çevrilmiş olsa bile, adli para cezasını ödemekle sadece hapis cezasından kurtulur, çek borcundan kurtulmaz, borç sona ermez.

Ama karşılıksız çek borcunu faizi ile birlikte ödeyen keşideci, hem adli para cezasından, dolayısıyla hapis cezasından, hem de çek düzenleme yasağından kurtulur. Bu da “Devlet Baba’nın bir güzelliği” olsun; “Ben adli para cezasını tahsil edip Hazine’ye gelir kaydetmeyeyim, yeter ki sen çek borcunu alacaklıya öde” diyor!

O halde asıl olan adli para cezasını değil, karşılıksız kalan tutarı ve faizini ödemektir. O zaman adli para cezası da ortadan kalkıyor.

Çünkü Çek Kanununun 6 inci maddesinin birinci fıkrası açıkça, yargılama aşamasında mahkeme tarafından davanın düşmesine, mahkumiyet halinde ise hükmün bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verilebilmesi için Karşılıksız kalan çek bedelinin, çekin üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı Kanuna göre ticarî işlerde temerrüt faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte ödenmesini yetrli buluyor. Adli para cezasının da ödenmesini şart koşmuyor.

Çek Kanunu geçici 5 inci maddeye göre ilk ödeme karşılıksız kalan tutarın mı yoksa kalan borcun mu % 10

Çek Kanunu geçici 5 inci maddeden yararlananlar, cezaevinden tahliye oldukları tarihten itibaren en geç bir yıl içerisinde çek bedelinin ödenmeyen kısmının onda birini alacaklıya ilk ödeme olarak öderler.

Alacaklıya yapılacak ilk ödeme tutarı, çek bedelinin karşılıksız kalan kısmının onda biri değil, kalan borcun onda biridir. Daha da açıklama gerekirse, 100 Bin TL bedelli çekin 50 Bin TL’si karşılıksız kalmış olsun.

Yargılama sonucu önce adli para cezası verilmiş sonrasında da ödenmediği hapis cezasına çevrilmiş olsun. Bu arada keşideci alacaklıya 10 Bin TL daha ödemiş ise, bu çekten dolayı kalan borcu, işlemiş faizi hariç 40 Bin TL’dir.

İşte, 7226 sayılı Yasa ile Çek Kanununa eklene geçici 5 inci maddeye göre infazı durdurulan hapis cezasına çarptırılmış karşılıksız çek mahkumunun bir yıl içinde ödeyeceği % 10 oranındaki tutar, işlemiş faizi eklenmeden kalan çıplak borç olan 40 Bin TL’nin % 10’dur, başlangıçta karşılıksız kalan tutarın değil.

Bu tutara faiz borcunun eklenmeyeceğini bir kere daha vurgulayayım.

% 10’luk ilk ödeme veya 32 aya yayılan 15 eşit taksitler ödenmezse ne olur?

Hapis cezalarının infazı durdurulan karşılıksız çek mahkumları, ilk ödeme olarak kalan borçlarının faiz hariç % 10’unu tahliye tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde ödemezlerse, hapis cezasının infazına kaldığı yerden devam edilir.

Diyelim ki, çek keşidecisi bir şekilde buldu buluşturdu, karşılıksız kalan çek borcunun % 10’undan daha fazlasını ödedi. Burada bir hususa dikkat etmek gerekir; hapis cezasının infazı durdurulan çek mahkumu, ilk bir yıl içerisinde % 10’dan daha fazlasını ödemek istiyorsa, % 10 oranındaki ilk ödemeyi ayrı, üzerindeki miktarı ise ileriki taksitlere mahsuben yapması menfaatine olacaktır.

Mesela 100 Bin TL borçta, 22 Bin TL ödenecekse, 10 Bin TL’yi ilk ödeme olarak, birinci 6 Bin TL yi ilk taksit, ikinci 6 Bin TL’yi de ikinci taksit olarak ödemekte fayda var. Böylece infazın durdurulmasından itibaren 6 ıncı aya kadar geçecek sürede başka bir ödeme yapılmasına gerek kalmaz.

% 10 oranındaki ilk ödemeyi ilk yıl yaptıktan sonra, kalan borcu 15 eşit taksitte ödenmesi mecbur. Taksitler ikişer aylık süreye göre ödenecek.

Böylece taksitlerin ödenmesi için 30 aylık bir süre tanınmış oluyor.

Taksitlerin ödenmesinde aksamalar, gecikmeler olursa ne olacağı da yine geçici 5 inci maddede düzenlenmiş.

Yasa 15 taksitten sadece bir kere süresi içerisinde ödeme olanağı tanıyor. Diyor ki, hükümlü, taksitlerden birisini süresi içerisinde ilk defa ödemezse, bu taksit sürenin sonuna eklenir diyor.

Böylece aslında 30 aylık süre 32 aya çıkarılmış oluyor.

Borçluya isterse taksitlerden birisini 15 inci taksitten sonra 32 inci ayın sonunda 15 inci ve son taksit olarak ödeme olanağı getiriliyor.

Karşılıksız çekte Geçici 5 inci Maddenin neden olduğu çelişkili düzenlemeler

Hukuk düzeni netlik ve kesinlik ister. Bu, hukuki güvenliğin temel koşuludur. Kişiler kendilerini hukuki güven içinde hissetmezlerse, hangi durumda hukuken nasıl davranacaklarını bilmezlerse, çelişik hukuk kurallarını yarattığı karmaşa içerisinde boğulup giderler. Bu durum yargılama sürecini de uzatır ve adaletin gecikmesine neden olur.

Hapis cezasını kaldıran düzenlemeler arasındaki çelişki

Karşılıksız çek keşide ettiği için adli para cezasına kesin olarak mahkum olan kişi, bu adli para cezası hapis cezasına çevrilsin veya çevrilmemiş olsun, karşılıksız kalan çek bedelini faizi ile birlikte tamamen öderse, mahkeme, kesinleşmiş olan mahkumiyet kararını bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılmasına karar verir, Çek Kanunu md 6/1.

Yani karşılıksız çek keşide etmekten mahkum olan bir kişinin almış olduğu hapis cezasının ortadan kalkması için sadece karşılıksız kalan kısmı değil, kanuni ibraz süresinden itibaren işleyecek faizini de ödemesi zorunlu ve gereklidir. Eğer sadece çek bedelini öder, faizini ödemezse, mahkumiyetten kurtulamaz.

Buna karşılık, Çek Kanunu geçici madde 5 hükmüne göre, 24 Mart 2020 tarihinde kadar işlenen karşılıksız çek suçundan mahkum olan kişi, faizini ödemeden sadece çek bedelini ödemekle mahkumiyetten kurtulmaktadır.

Aynı Kanun içerisinde bir maddede çekin karşılıksız kalan kısmının faizi ile birlikte ödenmesi şart koşulurken, geçici de olsa diğer bir maddede faizi hariç tutup sadece karşılıksız kalan kısmın ödenmesini yeterli görmek, çelişik bir durum yarattığı gibi, uygulamada da karmaşaya sebep olacaktır.

Yazdığı Çek 25 Mart 2020 tarihinden itibaren karşılıksız çıkanlar (mı, yoksa o tarihe kadar mahkum olanlar mı, Yasa metninde bu bile net değil), sürecin sonunda hapis cezası alırlarsa, karşılıksız çıkan kısım ile faizinin tamamını ödemedikçe mahkumiyet hükmünün bütün sonuçlarından kurtulamazlar.

Buna karşılık 24 Mart 2020 tarihine kadar işlenen karşılıksız çek düzenleme suçundan mahkum olanlar, Geçici 5 inci maddedeki sürelerde ve taksitlerle sadece karşılıksız kalan çek bedelini ödemeleri halinde, mahkumiyetin bütün sonuçlarından kurtulacaklar. Faizi ödeyip ödememeleri önemli değil.

Elbette Çek Kanunu Geçici madde 5, yine de karşılıksız çek keşide edenin faiz borcunu sonlandırmıyor.

TBK md 100’e aykırılık

Üstelik, borçlunun yapacağı ödemeleri doğrudan ana paraya sayan, faize sayıp saymamayı alacaklının iradesine bırakmayan Çek Kanunu Geçici 5 inci madde, Türk Borçlar Kanunu md 100’deki kurala da aykırıdır.

Çünkü faiz veya borçları ödemede geciken borçlunun yapacağı ödemeleri, alacaklı isterse önce faiz alacağına sayabilir. Ama geçici 5 inci madde, faiz borcunu ödemede geciken borçlunun ödemelerini kanunen doğrudan ana para borcuna sayıyor. Çek alacaklısına TBK md 100 gereği, borçlunun yapacağı ödemeleri isterse faiz alacağından düşme hakkını ortadan kaldırıyor.

Zamanaşımı çelişkisi; çek borcu zamanaşımına uğrar, cezası uğramaz!

Karşılıksız çekten dolayı cezaevinden salıverilenler için hükmün infazının durdurulması halinde ceza zamanaşımının işlemeyeceği, Geçici 5 inci maddenin 3 inci fıkrasında açıkça ve özel olarak hükme bağlanmış.

Bu da şu demektir, hükümlü salıverildikten sonra yasaya göre taksitleri ödeyemezse, ceza zamanaşımı işlemeyeceğinden dolayı, alacaklı süresiz olarak şikayette bulunabilecektir. İsterse 20 yıl, isterse 40 yıl sonra çekini ödemediği için mahkum olup geçici 5 inci maddeden yararlanan keşidecini almış olduğu hapis cezasının infazına devam edilmesini isteyebilir.

Ama hemen vurgulamalıyım ki, hamilin bu arada karşılıksız çekten dolayı alacağı zamanaşımına uğramış olabilir. Eğer karşılıksız çek keşide edene karşı aciz vesikası alınmışsa, bu alacak 20 yılda zamanaşımına uğrar, İİK md 143.

Fakat geçici 5 inci madde ceza zamanaşımı işlemez dediği için, taksitlerini ödeyemeyen bir çek borçlusunun aciz vesikasına bağlanmış borcu 20 yıl geçtikten sonra zamanaşımına uğramış olmasına rağmen (İİK md 143), alacaklı 30 sene sonra dahi zamanaşımına uğramış alacağı için verilen hapis cezasının infazının devamını isteyebilecektir.

Bir tarafta zamanaşımına uğradığı için eksik borç haline gelmiş ve dava yoluyla talep edilebilir olma niteliğini yitirmiş alacak, diğer tarafta zamanaşımına uğramış alacağı ödenmediği için, dilediği zaman hapis cezasının infazının devamını isteyebilecek alacaklı!

Özel hukuk ile ceza hukuku arasındaki temel kurallar dikkate alınsaydı, bu çelişkili düzenleme de olmayacaktı.

(Milliyet Gazetesi 19-20 Temmuz 2020 nüshalarında yayımlanan köşe yazılarının www.hukukihaber.net sitesi için formatlanmış halidir)