Çek ticari hayatta en çok kullanılan kambiyo senetlerinden biridir. Para yerine geçen ödeme aracı olmasından da çek diğer kambiyo senetlerine göre daha güvenli ve cezai yaptırımlarla da korunan bir ödeme aracıdır. Ticari hayatta çok kullanılması sebebiyle gerek çek alacaklısı gerekse de çek keşidecisi açısından çeşitli hukuki sorunlar meydana gelmektedir. Kambiyo senetlerinden olan çek ile ilgili genel hükümler Türk Ticaret Kanunu’nda 780-823 maddeleri arası ve  5941 Sayılı  Çek Kanununda  yer almaktadır. Kambiyo senetlerinin zayii (istemeyerek elden çıkması, çalınması, kaybolması vs. gibi ikamesinin imkansız bulunması) durumunda Türk Ticaret Kanununun kıymetli evraka ilişkin genel hükümleri ve yine aynı kanunun kambiyo senetlerine ilişkin hükümleri uygulanmaktadır. Çekin kaybolması, çalınması, yanması veya üzerine bir şey dökülerek çekin ibrazının imkansız hale gelmesi ve üzerindeki hakkın saptanmasında tereddütlerin yaşanması durumunda hukuk literatüründe çekin zayi olduğu şeklinde ifade edilir. Ayrıca Türk Ticaret Kanunu’nun 818/1-s hükmü uyarınca, poliçeye ilişkin iptal hükümleri çeklere de uygulanır. Bu yazımızda genel itibariyle keşidecinin çek iptali davası açamaması sebebiyle ortaya çıkan sorunları ve  boş çek yaprağının hukuki nitelendirmesini yüksek mahkeme kararları ışığında değerlendireceğiz.

Zayii nedeniyle çek iptali davası açabilmenin şartları TTK 651. md.’de anılmıştır. Düzenlemeye göre;

Türk Ticaret Kanunu 651. Madde:

“(1) Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir.

(2) Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyaın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.”

Türk Ticaret Kanunu 757. Madde:

“ (1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.

(2) Mahkeme, ödemeyi meneden kararında muhataba, vadenin gelmesi üzerine poliçe bedelini tevdi etmeye izin verir ve tevdi yerini gösterir.”

Türk Ticaret Kanunu 760. ve 761. maddeleri:

“İhtar

MADDE 760-

(1) Mahkeme, dilekçe sahibinin, poliçe elinde iken zıyaa uğradığına dair verdiği açıklamaları inandırıcı bulursa, verilecek ilanla, poliçeyi eline geçireni, poliçeyi belirli bir süre içinde getirmeye davet ve aksi takdirde poliçenin iptaline karar vereceğini ihtar eder.

MADDE 762-

(1) Senedin ibrazına ilişkin ilanın 35 inci maddede yazılı gazetede üç defa yapılması gerekir.

(2) Mahkeme gerek gördüğü takdirde, ayrıca uygun göreceği diğer şekillerde de ilanlar yapılmasına karar verebilir.”

Yukarıdaki düzenlemeye göre ilan ile mahkeme tarafından, zayi olan senedi elinde bulundurana; senedi ibraz için, süre verilecektir. Bu ilan Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde 3 defa yapılacaktır.

Türk Ticaret Kanunu 761. madde:

“(1) Poliçeyi getirme süresi en az üç ay ve en çok bir yıldır.

(2) Vadesi gelmiş poliçelerde zamanaşımı, üç ayın geçmesinden önce gerçekleşirse, mahkeme üç aylık süre ile bağlı değildir.

(3) Süre, vadesi gelen poliçeler hakkında birinci ilan gününden, vadesi gelmeyen poliçeler hakkında vadenin gelmesinden itibaren işler.”

Düzenleme poliçe demektedir, ancak çeklerin iptali için poliçeye ait hükümler uygulanacaktır. Bu düzenlemeye göre kıymetli evrak hükmünü taşıyan, yani sadece TTK ve 5941 sayılı Çek Kanunundaki şart ve özellikleri taşıyarak usulüne uygun olarak doldurulmuş çeklerin, zayii nedeniyle iptali kararı verilebilecektir.

ÇEK İPTALİ DAVASI NASIL AÇILIR

Uygulamada elindeki çeki rızası dışında elinden çıkaran hamilin Asliye Ticaret Mahkemesinde tedbir talepli çek iptali(zıyaı) davası açmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Yetkili mahkeme, ödeme yeri yani bankanın yerleşim yeri mahkemesi ya da hamilin yerleşim yeri asliye ticaret mahkemeleridir. Mahkeme davacının teminat yatırması ile birlikte bahse konu çek veya çekler hakkında tedbiren ödemeden men kararı almaktadır. Çekin zayii nedeniyle iptali için TTK 35. maddeye göre Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmesi gerekecektir. Zayi olan çeke ilişkin ticaret sicil gazetesinde en az 6 ay süreyle ilan yapılmaktadır. Yapılacak ilanda bahse konu çekin bilgileri paylaşılarak çeki elinde bulunduran kişinin çeki dosyaya ibraz etmesi istenilir. İlanların yapılması ve delillerin eksiksiz toplanması ile birlikte çekin iptali mümkün olmaktadır. Esasen hasımsız olarak açılan bu davada iptal talebinde bulunan şahsın ispat etmesi gereken husus, zilyedi bulunduğu çekin rizası hilafına elinden çıkmasıdır. Ancak,iptal davasında kesin ispat aranmayıp çekin kaybolduğunun "kuvvetle muhtemel" olduğunu göstermesi yeterlidir. Çek iptali davasında çekin ortaya çıkması durumunda çek iptali davası istirdat davasına dönüşür. İstirdat davasının diğer ismi çek iade davasıdır. Çek iptali davasının istirdat davasına dönüşmesi durumunda mahkeme çek hamiline istirdat davası açması için süre verir. İstirdat davası süresi içinde açılmazsa mahkeme çeki ibraz edene geri verecektir. Açılacak istirdat davasında  çekin rızası dışında elinden çıktığını iddia eden davacı TTK 790 gereği ispat yükü altında olup çekin rıza dışı elinden çıktığı kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlaması gerekmektedir.

Asıl problem çekin keşidecinin elindeyken rızası dışında çıkması veya henüz çek vasfı olmadan(boş yaprak) zayi olması durumunda keşidecinin ne yapacağı sorusudur. Keşidecinin elindeki çekin zayi olması durumunda  6102 sayılı TTK ve Çek kanununda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Yüksek mahkeme kararları da bu boşluğu doldurmaktan uzaktır. Nitekim yargı kararlarından keşidecinin çek iptali davası açmakta hukuki yararının olmadığı belirtilmekte ve açılan davalar ret edilmektedir. Yine boş çek yaprağının zayi olması durumunda kanun koyucunun bir düzenlemesi olmamakla birlikte yargı kararları da TTK 780(Çekte bulunması zorunlu unsurlar) gerekçe gösterilerek açılan davalar ret edilmektedir. Ticari hayatta sıklıkla kullanılan çek ile ilgili bu boşluklar ciddi mağduriyetlere yol açmakla birlikte çeke olan güveni zedelemekte ve ticari hayatı olumsuz etkilemektedir.

BOŞ ÇEK YAPRAĞININ ZAYİ OLMASI

Yukarıda belirtiğimiz gibi zayi kelimesi arapça kökenli bir kelime olup  kaybolma, kayıp anlamına gelmektedir. TTK  757 ve 651. Maddelerinde tedavüle sokulan çekler ile ilgili yetkili hamil tarafından çek iptali davasının nasıl açılması gerektiğine ilişkin TTK 757,651. Maddelerinde açık düzenlemeler bulunmaktayken boş çek yaprağına ilişkin somut bir düzenleme olmamakla birlikte yüksek mahkeme kararları da boş çek yaprağının çek vasfı taşımadığı ve hukuki yararın olmaması gerekçesiyle açılan çek iptali davalarının ret edilmesi yönünde görüşleri mevcuttur. Boş çek yapraklarının, yukarıda belirtilen maddelerdeki usulle iptal edilip edilmeyeceği açıklığa kavuşturulmalıdır. Bu konuda, Yargıtay 11. HD. 2016/6909 E., 2018/777 K,. 5.2.2018 tarihli kararında;“Davacı vekili, müvekkilinin alacağına karşılık olarak aldığı ve hamili olduğu çekleri kaybettiğini ileri sürere, çeklerin iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, davacının çekleri yetkili hamili olduğu sırada kaybettiğine ilişkin delillerini sunmadığı gibi iptali talep edilen belgelerin boş çek koçanı olduğunun beyan edildiği, boş çek yapraklarının kıymetli evrak niteliğinde olmadığı, boş çek yapraklarının doldurulması suretiyle ibraz edilmesi halinde hak talep eden hamile karşı İİK m.72 kapsamında menfi tespit davası açma imkânının mevcut olduğu gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.” diyerek ilk derece mahkemesi hükmünü onamıştır.

İstanbul BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. Hukuk Dairesi Esas: 2019 / 1958

Karar: 2019 / 1694Karar Tarihi: 27.11.2019

ÖZET: Somut olayda davacı, keşideciye verilmek üzere bastırılan çek karnesinin bankada iken zayi olduğunu iddia ettiğinden davacı banka söz konusu çeklerin yetkili hamili değildir. Bu nedenle zayi nedeniyle çek iptali davası açamaz. Yine TTK'nın ilgili maddesinde çekin unsurları düzenlenmiş olup, ilgili maddeye göre imzasız boş çek yaprakları çek vasfında değildir. Keşideci imzası bulunmadığı için kambiyo senedi (çek) vasfında olmayan boş çek yapraklarının iptali de talep edilemeyecektir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Karardan da anlaşıldığı üzere, keşideci boş çek yapraklarının kaybettiği iddiası ile iptal davası açamayacak; mahkemeden borçlu olmadığının tespitini isteyebilecektir. (Reisoğlu, Sefa, Çek Hukuku, Ankara 2011, s. 321). Nitekim boş çek yaprakları TTK m. 780 uyarınca çekin zorunlu unsurlarını taşımadığından, çek ve dolayısıyla kıymetli evrak niteliğinde değildir. Sonuç olarak doldurulmamış çeklere yönelik keşideci çek iptali davası açamamaktadır.

KEŞİDECİNİN ELİNDEKİ ÇEKİN ZAYİ OLMASI-UYGULAMADA BAŞVURULAN YOL

Yukarıda belirtiğimiz gibi kanun koyucu kıymetli evrak iptaline ilişkin davaların kim tarafından nasıl açılacağını açık bir şekilde belirtmesine rağmen keşideciye yönelik bir değerlendirme yapmamış aşağıda yer verdiğimiz yargı kararlarından da anlaşılacağı üzere boşluğu dolduracak nitelikte yüksek mahkeme kararlarının da olmadığını görmekteyiz. Yani işin özü keşideci elindeki çeki zayi olduğunda başvurabileceği bir kanuni yol bulunmamaktadır. Bu durum ticari hayatta birbiriyle ilintili bir çok sorunun ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Uygulamada keşidecilerin bu durum karşısında hileli yollara başvurarak kanunu dolandıklarını görmekteyiz. Zayi olan çek ile ilgi ve alakası olmayan 3. Kişi adına tedbir talepli çek zıyaı davası açarak çözüm arayışına girilmektedir. Bu 3. Kişi çek hamiliymiş gibi açmış olduğu davada teminatı yatırmakta ve bahse konu çeke ilişkin ödemeden men kararı almaktadır. Mahkeme teminat kararı verdikten sonra ödeme günü, bahse konu çek bankaya ibraz edildiğinde karşılıksızdır işlemi görmeyecek ve keşidecinin sicili bozulmayacaktır.  Böylelikle keşideci hileyle tehlikeden kısmen de olsa kurtulmuş olacaktır. Kanaatimizce, kanun koyucu vatandaşları bu şekilde hileli bir yola sevk etmemeli, nasıl ki hamil çekin zayi olmasından bahisle çek iptali davası açabiliyorsa keşidecinin de elinde bulundurduğu çekin zayi olma ihtimali göz önüne alınarak kanun koyucu  düzenleme yapmalıdır.

ÖRNEK KARAR İNCELEMESİ

T.C YARGITAY 11.Hukuk Dairesi Esas: 2017/ 2667 Karar: 2018 / 8085 Karar Tarihi: 19.12.2018Mahkemece, ...'nın 818 yollaması ile ... 757 ve devamı maddeleri uyarınca çekin iptalini isteme yetkisinin yetkili hamile ait olduğu, çek keşidecisinin çek iptalini isteme hak ve yetkisinin olmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. arar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 35,90 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. YARGITAY11.Hukuk DairesiEsas: 2014/6648Karar: 2014/12228Karar Tarihi: 26.06.2014 ÖZET: Çek iptali davasını ancak hamilin açabileceğinin keşidecinin açamayacağının gözetilmesi gerekir.(6102 S. K. m. 651)…..Dava, çek iptali istemine ilişkin olup, TTK’nın 651. maddesi uyarınca çek iptali davasını ancak hamil açabilir, keşideci açamaz. Bu hüküm karşısında mahkemenin davayı kısmen red gerekçesine itibar edilemez ise de, davanın kısmen reddine ilişkin karar sonucu itibariyle doğru bulunduğundan HMK`nın 3. madde delaletiyle mülga HUMK`nın 438/son madde ve fıkrası uyarınca sonucu itibariyle doğru bulunan kararın onanması gerekmiştir.

İstanbul BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ13. Hukuk DairesiEsas: 2017 / 919Karar: 2018 / 222
Karar Tarihi: 21.03.2018
ÖZET: Dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK'nın 818/1-s maddesi gereğince olaya uygulanması gereken TTK'nın 757.maddesi "İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinde, muhatabın poliçeyi ödemekten men edilmesini isteyebilir" hükmü bulunmaktadır. Yine aynı kanunun 759/2.maddesi "İptal istemine bulunan kişi, poliçe elinde iken zıyaa uğradığını inandırıcı bir şekilde gösteren delilleri mahkemeye sağlamak ve senedin bir suretini ibraz etmek veya senedin esas içeriği hakkında bilgi vermekle yükümlüdür." hükmünü içermektedir. Belirtilen kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde zıyaında "irade dışında" elden çıkma olarak kabul edilmesi gerektiği, kaldıki; ilk derece mahkemesinin gerekçesine dayanak yaptığı 6762 Sayılı TTK'nın 669. maddesinin dava tarihi itibariyle olaya uygulama imkanı olmadığı gibi, 669. maddede kaybolma, çalınma gibi durumlardan da bahsedilmediği, sadece "rızası olmaksızın poliçe elinden çıkan kimse" tabirinin kullanıldığı, bu nedenlerle ilk derece mahkemesince esasa girilerek tüm deliller toplanıp gerekli ilanlar da yapıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesinin kararının HMK'nın 353/1-a/6 kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derce mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

-Caner Gürühan Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi-Zayi olan çeke ilişkin değerlendirme

-https://www.kayihukuk.com.tr/zayii-nedeniyle-cek-iptali-davasi/