Konkordato hukukundaki bu yenikler ve ileri tarihli çek uygulaması, çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçuna ilişkin tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Konkordatonun çekten kaynaklı borçlara etkisi veya çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme nedeniyle ortaya çıkacak cezaî sorumluluk herhangi bir kanunda özel olarak düzenlenmemiştir. Bu anlamda bir düzenleme İcra ve İflâs Kanunu’nda yapılmadığı gibi Çek Kanunu’nda da bulunmamaktadır.

İcra ve İflâs Kanunu kapsamında geçici mühlet kararıyla birlikte, konkordato süreci işlemeye başlamaktadır. Konkordato geçici mühleti ile “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına neden olma suçu bakımından, olumsuz bir muhakeme şartının varlığı söz konusu olur. Konkordato süreci devam ettiği müddetçe de sanık hakkında söz konusu suça ilişkin yargılama yapılmaz. Çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapıldıktan sonra ortaya çıkan bu durum, suçun varlığını ortadan kaldırmaz. Aynı şekilde failin cezalandırılması için gerçekleşmesi gereken (“karşılıksızdır” işlemi yapılmasına ilişkin) objektif koşulun varlığına da etki etmez. Burada suç oluşmuş, objektif koşul gerçekleşmiştir; ancak yargılama yapılamamaktadır. Bu nedenle “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına neden olma suçu bakımından “geçici mühlet verilmesiyle başlayan konkordato sürecinin bulunmaması” şeklinde olumsuz bir muhakeme şartının bulunduğu kabul edilmelidir.

Konkordato mühletinin, muhakeme şartı olarak kabul edilebilmesi için gerekli koşullar şu şekilde sıralanabilir;

- Çeke bağlı bir borç bulunmalı ve kanunî ibraz süresi içerisinde ibraz edilen çekin karşılığı bulunmamalıdır.

- Söz konusu çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapılmış olmalıdır.

- “Karşılıksızdır” işlemi yapıldıktan sonra alacaklı kanuni şikâyet süresi içerisinde (İİK m.347) şikâyette bulunmuş olmalıdır.

- Söz konusu çekle ilgili “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına neden olma suçu dolayısıyla verilmiş kesin bir mahkûmiyet hükmü bulunmamalıdır. Buna karşın “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu bakımından mahkumiyet hükmü kesinleşmiş ise, ilgili borç konkordato kapsamına alınsa bile, konkordatonun cezaî sorumluluğa bir etkisi olmayacak ve cezaî sorumluluk doğacaktır.

- “Karşılıksızdır” işlemi yapılmasına neden olma suçu bakımından gerçekleştirilen yargılama faaliyeti sırasında, çeke bağlanmış borcu da içeren bir proje kapsamında, borçlu hakkında geçici mühlet verilmesi suretiyle başlatılmış bir konkordato süreci bulunmalıdır. Konkordato imkânına başvurmayı düşünmek veya sadece konkordato talebinde bulunmak, olumsuz muhakeme şartının oluşumuna sebebiyet vermez. Olumsuz muhakeme şartının varlığı için, asliye ticaret mahkemesi tarafından verilmiş “geçici mühlet” kararı gerekmektedir.

Geçici mühlet kararı verilmesi suretiyle konkordato sürecinin başlatılmış olması, “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına neden olma suçu bakımından olumsuz bir muhakeme şartıdır. Burada fiil suç olmaya devam etmekle birlikte, şartın gerçekleşmemesi muhakemenin yapılmasına engel olacaktır. Bu nedenle geçici mühlet kararı, hukuka uygunluk nedeni olarak kabul edilemez.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223’üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince şartın gerçekleşme imkânının bulunduğu hallerde mahkeme gerçekleşmesini beklemek üzere durma kararı vermelidir. Burada da muhakeme süreci olumlu ya da olumsuz şekilde sonuçlandığında, mahkeme sonuca göre durma kararını kaldırıp hükmünü kuracaktır. Konkordato sürecinin olumsuz sonuçlanması halinde, bu süreç sona ermiş olacağından “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu bakımından yargılamaya devam edilmesi ve koşulları varsa mahkumiyet kararı verilmesi gerekir. Konkordato teklifinin tasdik edilemeyeceği sonucuna varılır veya malî durumun iyileşme ihtimalinin kalmadığını görülürse, asliye ticaret mahkemesi, kesin mühlet talebinin reddine karar verebilir. Yine mahkeme, herhangi bir nedenle konkordato feshedilmesine karar verebilir. Ayrıca, borçlunun malvarlığının korunması için iflâsın açılması gerekiyorsa, konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, borçlu, 297’inci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa, borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse, mahkeme, kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve re’sen borçlunun iflâsına karar verir. Bu gibi durumların varlığı halinde, konkordato süreci sona ermiş olacağından “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu bakımından yine durma kararı kaldırılarak yargılamaya devam edilmeli ve koşulları varsa mahkumiyet kararı verilmelidir.

Konkordato süreci sonunda ödeme planında (projede) öngörüldüğü şekliyle borcun ifa edilmesi halinde ise muhakeme şartı gerçekleşmiş olacaktır. Ancak bu defa konkordato süreci olumlu sona ermiş olacağından, durma kararı kaldırıldıktan sonra cezayı ortadan kaldıran şahsî sebep dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilecektir (CMK m.223/4).

Yargıtay’ın 10.6.2019 tarih ve 23974/9339 sayılı Bölge Adliye Mahkemeleri Ceza Daireleri Arasındaki Karar Uyuşmazlığının Giderilmesine Dair Karar’ında, bu tür hallerde Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK m.218/1) gereğince konkordato sürecinin sonuçlanmasının “karşılıksızdır” işlemi yapılmasına sebebiyet verme suçu bakımından bekletici mesele yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Konkordato sürecinin sonucunun beklenmesi gerektiği hususunda Yargıtay’la aynı fikirdeyiz. Ancak söz konusu hallerde “geçici mühlet verilmesi suretiyle başlatılmış bir konkordato sürecinin bulunmaması” şeklindeki olumsuz muhakeme şartının gerçekleşmemesi nedeniyle, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223’üncü maddesinin sekizinci fıkrası gereğince durma kararı verilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.

Doç. Dr. Hakan KARAKEHYA*

Dr. Nilüfer BORAN GÜNEYSU**

-------------------------

Bu çalışma, Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi’nin Cilt 23, Sayı 4, Ekim 2019 sayısında yayınlanan makalenin sonuç bölümü niteliğindedir.

* Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Ana Bilim Dalı, [email protected].

**Anadolu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medenî Usûl ve İcra-İflâs Hukuku Ana Bilim Dalı, [email protected].