Türk Medeni Kanunu’nun “tazminat ve nafakanın ödenme biçimi” başlıklı 176. Maddesinin 4. Fıkrası şu şekildedir; “tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.“ 

Türk Medeni Kanunu’nun “Nafaka miktarının takdiri “ başlıklı 330. Maddesinin 1. Fıkrasına göre; “Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de göz önünde bulundurulur.” Aynı maddenin 3. Fıkrasında ise “Hâkim istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.” denilmiştir.

Ayrıca medeni kanunumuzun “durumun değişmesi” başlıklı 331. Maddesine göre ise “durumun değişmesi hâlinde hâkim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.”

Bu kanun maddelerinden de anlaşılacağı üzere boşanma davası sonucu hükmolunan nafaka miktarının değişen ekonomik, ve sosyal şartlar ile tarafların ihtiyaçları doğrultusunda hakkaniyet ilkesine uyarak artırılması talebi mümkündür. Mahkeme tarafından hükmedilen nafakanın yetmemesi durumunda nafaka artırım davası açılabilir. Nafaka artırım davalarında yetkili mahkeme nafaka alacaklısının oturduğu yerdeki aile mahkemesidir. Yargı çevresinde aile mahkemesi bulunmuyor ise görevli mahkeme, aile mahkemesi sıfatıyla asliye hukuk mahkemeleri olacaktır. Nafakasının artırılması talebiyle açılan dava basit yargılama usulüne tabidir. Nafaka artırım talebinde bulunabilmek için herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süre öngörülmemiştir. İddiaların ispatlanması için sunulan belgelerin yanı sıra tanık da dinlenebilir.

Nafaka artımında hâkimin göz önünde bulunduracağı hususlar;

- Tarafların hâla yaptığı iş ve meslekleri

- Yaptıkları işten elde ettiği gelir toplamları, maaş bordroları (ek ödeme, prim vs. dahil)

- Banka hesaplarında parasının bulunup bulunmadığı

- Tarafların bu iş dışında elde ettiği gelirinin mevcut olup olmadığının araştırılması, bunun tespit edilmesi (kira, şirket ortaklığı, mevduat faizi, nakdi para vs.)

- Çalışmıyorlarsa geçimlerini nasıl temin ettikleri

- Tarafların oturduğu ev kira ise dava tarihi itibariyle ödediği aylık kira bedeli

- Varsa bakmakla sorumlu olduğu kişiler ve bu kişilerin yakınlık derecesi, gelir durumu, öğrenim durumları

- Şahsın üzerine kayıtlı gayrimenkul ve menkul malın bulunup bulunmadığı

- Şahsın çalışmaya engel olacak herhangi bir hastalığının veya fiziksel engelinin bulunup bulunmadığı

- Tarafların yeniden evlilik yapıp yapmadığı ve bu evlilikten çocuklarının olup olmadığı, yeni eşin gelirinin ve malvarlığının olup olmadığı

- Müşterek çocuğun varsa geliri ve mal bilgisi

- Tanıkların beyanları

- Mevcut nafakanın şartları ile düzenli olarak ödenip ödenmediği

- Yıllık enflasyon, TÜFE, ÜFE oranları ve günün ekonomik koşullarında paranın alım gücü

- Beyaz eşyalarının, temel eşyalarının, ziynet eşyalarının varlığı

- Tarafların sosyal güvenlik kurumunda kaydının bulunup bulunmadığı, sosyal ve ekonomik durum araştırmasının herhangi bir (belediye, ya da başka bir sosyal yardım kuruluşundan ) yardım alıp almadığı

Nafaka Artırımı Yargıtay Kararları

Y. 3. HD.T.30.11.2016E. 2016/9413 K.2016/13704

Davacı vekili tarafların… 4. Aile Mahkemesi’nin 2011/430 E. 2012/63 karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, 18.10.2005 doğumlu müşterek çocuğun velayetinin davacıya verildiğini ve lehine 250 TL iştirak nafakası bağlandığını, 2012 yılında hükmedilen bu nafakanın günün ekonomik koşulları ve müşterek çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının artması sonucu yetersiz kaldığını ileri sürerek aylık 750 TL’ ye artırılmasını istediği ve Mahkemenin, 09.09.2015 tarihinden itibaren iştirak nafakasını 300 TL’ye çıkarılması kararı verdiği belirtilmiştir. Yargıtay 3. HD. davacının özel sektörde çalıştığı ve aylık olarak 2.200 TL maaş aldığı, kira ödediği, davalının ise fabrikada işçi olarak çalıştığı ve aylık 2.200 TL maaş aldığı ve kira ödediği tespit etmiştir. Boşanmaya ilişkin davanın tarihinin 13.05.2011 olması nedeniyle, bu davanın açıldığı tarih itibariyle aradan 4 yıl geçmesi nedeniyle müşterek çocuğun büyümesi ve ihtiyaçlarının artması karşısında nafaka miktarının düşük kaldığı kanısına varılmıştır. Bu nedenle en azından TÜİK ‘in yayınladığı ÜFE artış oranında iştirak nafakasının artırılmasına karar verilmesi gerekirken, düşük artırıma karar verilmesi nedeniyle yerel mahkemenin kararı bozulmuştur.

Y.3. HD. T.08.02.2016 E.2015/19441 K.2016/1191

Davacı... Mahkemenin 2011/377 E. 2012/116 sayılı ilamıyla velayetin kendisinde olan çocuk için iştirak nafakasının 290 TL hükmedildiğini, davalının 340 TL ödemeye devam ettiğini ancak yetersiz kaldığı iddiasıyla 700 TL’ye yükseltilmesini istemiştir. Mahkeme nafakanın artırılmasının reddine karar vermiştir. Somut olayda çocuğun yaşının büyümesi eğitiminin devam etmesi, ihtiyaçlarının artması nedeniyle babayı ödemede zorlamayacak şekilde nafaka miktarının takdir edilmemesi nedeniyle mahkemenin kararını bozmuştur.

Stj. Av. Ahmet Tarık KOÇAK

Kaynakça

https://karararama.yargitay.gov.tr/YargitayBilgiBankasiIstemciWeb/

http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/

https://www.mevzuat.gov.tr/TürkMedeniKanunu

Aile Hukuku - Prof. Dr. Ahmet KILIÇOĞLU

Aile Hukuku – Prof. Dr. Bilge ÖZTAN