Adli para cezasının hükümlü tarafından ödenmemesi halinde hapse çevrilmesi hali söz konusu olabilecektir. Adli Para Cezasının ödenmemesi halinde hükümlü açısından iki hukuki sonuç söz konusudur.

Başka bir söylemle bu halde, hükümlünün önünde iki seçenek bulunmaktadır.

Birinci seçenek: Bu seçenek, ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılması ile ilgilidir. Bu seçeneğin tercih edilmemesi halinde ödenmeyen adli para cezası hapse çevrilecektir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un (CGTİHK) 106/3 maddesine[1] göre; Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir.

Günlük çalışma süresi

Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir.

İkinci seçenek: Ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilmesi ve bu hapis cezasının açık ceza infaz kurumunda yerine getirilmesidir.

Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir. (CGTİHK md. 106/3)

Kapalı kuruma iade

Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12. Maddesinde,[2] açık kurumlarda cezası infaz edilmekte olan hükümlülerin hangi hallerde kapalı ceza infaz kurumuna iade edileceği düzenlenmiştir.

Şu hallerde hükümlüler açık ceza infaz kurumundan kapalı ceza infaz kurumuna iade edilecektir:

a) Haklarında 5271 sayılı Kanunun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler,

b) Firar edenler,

c) Kınamadan başka bir disiplin cezası alıp disiplin cezası kesinleşenler,

ç) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesi gereğince doğrudan açık kurumlara gönderilenler hariç olmak üzere; yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları tespit edilenler,

d) İş temin edildiği halde çalışmayanlar veya iş düzenine uyum sağlayamayanlar.

Yukarıda belirtilen hallerde; hükümlü kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kurumlara iade edilir ve bu karar derhâl infaz hâkimliğinin onayına sunulur.

Kurum düzeni veya kişi güvenliğinin tehlike altında olması halinde asayiş ve düzeni sağlamak için hükümlünün disiplin cezasının kesinleşmesi beklenmeden tedbiren kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmesine kurum yönetim kurulu tarafından karar verilebilecektir.

Cezaların toplanmasının kapalı kuruma iadeye etkisi

İnfaz edilen cezası dışında başka bir suçtan haklarında mahkûmiyet kararı verilenlerin cezaları toplandıktan sonra koşullu salıverilmelerine bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde belirtilen sürelerden daha fazla kaldığı tespit edilenler ile şartları tutmadığı halde açık kuruma ayrıldığı anlaşılanlar, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade edilir. (Yön. md. 12/2)

Açık kurumun bulunduğu yerde kapalı kurum bulunmaması

Açık kurumun bulunduğu yerde kapalı kurum bulunmaması halinde hükümlü, o il sınırları içerisindeki kapalı kuruma Bakanlıktan izin alınmadan gönderilir. (Yön. md. 12/3)

İade edilme kavramının anlamı

Gerek 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 14/4. maddesinde gerekse Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 12/1-b maddesinde özellikle vurgulanan "İade Edilir" sözcüğünün "kapalı ceza infaz kurumundan, açık ceza infaz kurumuna ayrılanları kapsamına alan bir sözcük olarak kabulünün mümkün olduğu ifade edilmektedir.[3]

Söz konusu maddelerin ödenmeyen adli cezasından çevrilmiş hapis cezasına hükümlü olan ve yasa gereği infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlayanları da kapsadığına dair yasal düzenlemede herhangi bir açıklık yoktur.

Yargıtay’a göre; Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 8. maddesinin[4] kapalı kurumlarda cezasını infaz etmekte olan hükümlülerle ilgili bir düzenlemedir.

Yargıtay, kapalı kuruma iade konusunda ceza hukukunda geçerli olan sanık aleyhine kıyas yasağının geçerli olduğunu ve burada kanunilik ilkesi çerçevesinde hareket edilmesi gerektiğini düşünmektedir.[5]

Bu nedenle; hükümlünün durumunu ağırlaştırdığı konusunda şüphe duyulmayan ceza hükmü olarak da kabul edilebilecek olan disiplin cezaları açısından da, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 2. maddesinin 3. fıkrasında "Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz." şeklindeki düzenlemenin geçerli olduğu kabul edilmelidir.[6]

Ödenmeyen adli para cezasından çevrilmiş hapis cezasına hükümlü olanların firar etmesi halinde kapalı kuruma iade edileceğine ilişkin açık bir yasal düzenlemenin bulunmaması

Yargıtay, kesinleşen ve ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilebileceğine dair mevzuatta açık bir hüküm bulunmadığını ifade etmektedir.

Yargıtay’a göre, açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verilemez.[7]

Yargıtay, ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına dönüştürülmesinden sonra doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilemeyeceğini, bu halde yine açık ceza infaz kurumunda cezanın infazına devam edilmesi gerektiğine işaret etmektedir.

Yargıtay bir başka kararında, cezasının infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlanan hükümlünün firar ettiği gerekçesiyle anılan Ceza İnfaz Kurumu tarafından kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verildiği olayda, hükümlünün para cezasından çevrilme hapis cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam etmesi gerektiğine hükmetmiştir.[8]

Adli para cezalarının ödenmemesi sebebi ile hapis cezasına çevrilmesi halinde esas mahkûmiyetin adli para cezası olduğunun dikkate alınması zorunluluğu

Yargıtay; 6352 sayılı kanunun geçici 3/2-c maddesi ile açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 12/2 maddesinin birbirine aykırı olduğu görünüyor ise de anılan açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 12/2 maddesinde başka bir suçtan dolayı anılan mahkûmiyet kararlarının hapis cezalarına ilişkin olup verilen adli para cezalarının ödenmemesi sebebi ile hapis cezasına çevirme olmadığı esas mahkûmiyetin adli para cezası olup adli para cezasının hükümlü tarafından her zaman ödenebileceği ve adli para cezalarının infazının gerek anılan kanun hükmü gerekse açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 5/1-c maddesi hükmü gözetildiğinde açık ceza infaz kurumlarında çekmesi gerektiğini düşünmektedir.[9]

Örneğin; hükümlünün kanunda sayılan şartları taşıyıp 6352 sayılı Kanunun[10] geçici 3/2-c maddesi[11] açık ceza infaz kurumlarına ayrılma yönetmeliğinin 5/1-c,[12] 6/1-a,[13] 6/2-b,[14] ve 12/2[15] maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde hükümlünün bundan sonraki kalan cezalarının doğrudan açık ceza infaz kurumlarında infaz edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılması gerekmektedir.[16]

Hükümlünün izin tecavüzünde bulunması

Para cezasından çevrilme hapis cezasının infazına doğrudan doğruya açık ceza infaz kurumunda başlanan hükümlünün, izin tecavüzünde bulunduğu gerekçesiyle Açık Ceza İnfaz Kurumu tarafından kapalı ceza infaz kurumuna iadesine karar verilemez.[17]

Bu durumda hükümlünün para cezasından çevrilme hapis cezasının infazına açık ceza infaz kurumunda devam etmesi gerektiği söylenebilir. Nitekim Yargıtay uygulaması da bu yöndedir.[18]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.

----------------------------------------

[1] (Değişik Fıkra RGT: 28.06.2014 RG No: 29044 Kanun No: 6545/81) (Mülga Fıkra RGT: 28.06.2014 RG No: 29044 Kanun No: 6545/81): “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir.”

[2] MADDE 12 – (Değişik:RG-22/8/2015-29453)

[3] Y.1.CD, E: 2017/275, K: 2017/1456, KT: 26.04.2017.

[4] Açık kuruma ayrılamayacak hükümlüler MADDE 8 – (Değişik: RG-22/8/2015-29453) (1) Kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerden; a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olanlar, b) Haklarında ikinci defa tekerrür hükümleri uygulananlar, c) (Değişik:RG-22/2/2017-29987) Haklarında iyi hal kararı verilse bile, 5275 sayılı Kanunun 44 üncü maddesinde sayılan eylemlerden dolayı toplam beş ve daha fazla hücreye koyma cezası alıp, son hücreye koyma cezasının kaldırılması üzerinden bir yıl geçmemiş olanlar, ç) Terör ve örgütlü suçlardan hükümlü olup, 6 ncı maddenin ikinci fıkrasının (c) ve (ç) bentleri dışında kalanlar, açık kurumlara ayrılamaz. (2) Ayrıca; a) Koşullu salıverilme kararı geri alınanların, geri alınan cezalarının tamamı, b) Denetimli serbestlik tedbirinin ihlali sonucunda, koşullu salıverilme tarihine kadar olan sürenin tamamı, c) Çocuk eğitimevleri hariç, kapalı kurumlardan firar edenler ile açık kurumlardan ikinci kez firar etmiş olanların, firar tarihinden önce kesinleşmiş olan cezaları ve koşullu salıverilme tarihine kadar kesinleşerek infazına başlanacak olan cezalarının tamamı, ç) 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu gereğince verilen hapsen tazyik veya tazyik hapisleri dışında, diğer kanunlarda düzenlenen tazyik, disiplin veya zorlama hapislerinin tamamı, kapalı kurumlarda infaz edilir. Diğer cezalar, Yönetmelikte aranan koşulların bulunması halinde açık kurumlarda infaz edilebilir. (3) Kapalı kurumda hükümlü olup; a) İşlediği iddia olunan başka bir suçtan dolayı haklarında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 100 üncü maddesine göre tutuklama kararı verilenler, b) Yaş, sağlık durumu, bedensel veya zihinsel yetenekleri bakımından çalışma koşullarına uyum sağlayamayacakları idare ve gözlem kurulu kararıyla saptananlar, bu durumları devam ettiği sürece açık kurumlara ayrılamaz.

[5] Y.1.CD, E: 2017/275, K: 2017/1456, KT: 26.04.2017.

[6] Y.1.CD, E: 2017/275, K: 2017/1456, KT: 26.04.2017.

[7] Y.1.CD, E: 2017/275, K: 2017/1456, KT: 26.04.2017; somut olayda açık ceza infaz kurumunda cezasını infaz etmekte iken firar eden hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna iadesi kararının onaylanması gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 15.12.2016 gün ve 94660652-105-35-10773-2016-Kyb sayılı yazılı istemleri bulunmaktadır.

[8] Y.1.CD, E: 2016/5334, K: 2016/4430, KT: 26.12.2016.

[9] Y.10. CD, E:2014/5113, K:2015/203, KT: 20.01.2015.

[10] Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun, Kanun Numarası: 6352, Kabul Tarihi: 2.7.2012, Yayımlandığı Resmî Gazete: Tarih: 5.7.2012, Sayı: 28344, Yayımlandığı Düstur: Tertip: 5, Cilt: 52.

[11] Geçici 3. Maddedeki düzenleme şu şekildedir: “GEÇİCİ MADDE 3 – (1) 12 Eylül 1980 tarihinden önce işlenmiş olan suçlardan dolayı lehe Kanun, 1/3/1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun cezaların içtimaına ilişkin hükümleri uygulandıktan sonra ortaya çıkan sonuç ceza göz önünde bulundurularak belirlenir. Belirlenen bu ceza infaz bakımından lehe hükümler içeren kanuna göre infaz edilir. (2) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere; a) Kasıtlı suçlardan toplam üç yıl veya daha az hapis cezasına mahkûm olanların, b) Taksirli suçlardan toplam beş yıl veya daha az süreyle hapis cezasına mahkûm olanların, c) Adli para cezasının infazı sürecinde tazyik hapsine tabi tutulanların, cezaları doğrudan açık ceza infaz kurumlarında yerine getirilir. Bu fıkra hükümleri 31/12/2022 tarihine kadar uygulanır.”

[12] Yasal düzenleme şu şekildedir: “MADDE 5 – (1) Terör suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar hariç olmak üzere;… c) Adlî para cezası hapis cezasına çevrilenlerin,… cezaları doğrudan açık kurumlarda yerine getirilir.”

[13] Kapalı kurumdan açık kuruma ayrılacak hükümlüler başlıklı 6. Maddenin birinci fıkrasının a bendi şu şekildedir: “MADDE 6 – (1) Hükümlülerden; a) (Değişik:RG-22/8/2015-29453) Toplam (Değişik ibare:RG-22/2/2017-29987) cezaları on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve yukarı olanlar ise onda birini kurumlarda infaz edip, iyi hâlli olan ve koşullu salıverilme tarihine yedi yıl veya daha az süre kalanlar,”

[14] Yasal düzenleme şu şekildedir: “(2) Açık kurumlara ayrılabilmek için, ayrıca;… b) (Değişik:RG-18/8/2016-29805) 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 102 ve 103 üncü maddeleri ile eşe karşı işlenen 82/1-d, 86/3-a ve 96/2-b maddeleri ve 1/3/1926 tarihli ve mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 414, 416/1, 418/1 maddeleri ile eşe karşı işlenen 449/1, 456 ve 457/1 maddelerinden mahkûm olanlar ile adli suçlardan hükümlü olup yabancı uyrukluların koşullu salıverilme tarihine üç yıldan az süre kalması,… şartı aranır.”

[15] Yasal düzenleme şu şekildedir: “Kapalı kuruma iade, “MADDE 12 – (Değişik:RG-22/8/2015-29453) (2) İnfaz edilen cezası dışında başka bir suçtan haklarında mahkûmiyet kararı verilenlerin cezaları toplandıktan sonra koşullu salıverilmelerine bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinde belirtilen sürelerden daha fazla kaldığı tespit edilenler ile şartları tutmadığı halde açık kuruma ayrıldığı anlaşılanlar, kurum yönetim kurulu kararı ile kapalı kuruma iade edilir.”

[16] Y.10. CD, E:2014/5113, K:2015/203, KT: 20.01.2015.

[17] Bu halde de, firar halinde olduğu gibi hapse çevrilen adli para cezasında esas mahkumiyetin para cezası olduğu gözetilerek açık ceza infaz kurumunda cezanın infazına devam edilmesi gerekmektedir.

[18] Y.1.CD, E. 2016/5348, K. 2016/4084, KT. 28.11.2016.