Hepimiz günlerce balkonlarımızdan sağlık çalışanlarını ve kolluk kuvvetlerini alkışladık. Çünkü morali ve alkışı fazlasıyla hak ediyorlardı. Peki aklımıza infaz ve koruma memurlarını alkışlamak geldi mi? Büyük bir çoğumuzun cevabı muhtemelen “Hayır.”

13/03/2020 tarihinde yürürlüğe konulan, Adalet Bakanlığı Tehlikeli Salgın Hastalıklarla Mücadele Eylem Planı doğrultusunda, ceza infaz kurumları bir çok tedbire ve değişime tanık oldu. Bilim Danışma Kurulunun tavsiyelerini dikkate alan Adalet Bakanlığı; önleyici sağlık tedbirleri, kuruma ilk kabullerde alınan tedbirler, kurum içinde Covid-19 belirtisi gösterenler hakkında tedbirler, izin/görüş ve nakillerin durdurulması ve personelin izolasyonu ile ilgili birçok tedbir aldı. 1 Nisan 2020 tarihinden itibaren, gerek personelin sağlığı, gerekse tutuklu/hükümlülerin sağlığı için, ceza infaz kurumu personelinin izolasyon süreci başladı. Bu kapsamda 39.417 personele yeni bir vardiya sistemi uygulandı. Personel vardiya değişiminde evlerine değil, başta Gençlik ve Spor Bakanlığının yurtları ile Milli Eğitim Bakanlığının yurtları olmak üzere, birçok kamu kurumunun ilgili birimlerine yönlendirildi. 14 gün bu yerlerde kalan ceza infaz kurumu personeli, süre bitiminde teste tabi tutuldu, test sonucu negatif çıkanlar 14 günlük süreyle ceza infaz kurumunda çalışmaya devam etti. İzolasyon süreci, bazı ceza infaz kurumlarında 60-65 güne kadar ulaştı ve bu süreçte cezaevi personeli ailelerinden ayrı kaldı. 10 Haziran tarihinden itibaren tedbirler esnetilmeye başladı ve evde izolasyon sürecine geçildi. Şu an da dahi, ceza infaz kurumlarında birçok şey eskisi gibi değil. Sürecin ne zaman normale döneceği ise Bilim Kurulu Kararlarına bağlı.

COVİD-19 SÜRECİ SONRASI İNFAZ VE KORUMA MEMURLARININ TALEPLERİ

İnfaz ve koruma memurları, günlerdir çeşitli sosyal medya platformları üzerinden seslerini duyurmaya çalışıyor. Zaten zor olan mesleklerinin, Covid-19 sürecinde daha da zorlaştığını, bu sebeple bazı haklarının yeniden gözden geçirilmesini ve seslerinin duyulmasını talep ediyorlar. Peki talepleri neler?

1-İdare memuru kadrolarına dışarıdan alım yapılmamasını, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavıyla kurum içerisinden atama yapılmasını,

2-Bakanlık ve komisyon memuru ayrımının kaldırılmasını,

3-İnfaz ve koruma memurluğunun “Genel İdare Hizmetleri” sınıfından çıkarılarak, “Emniyet Hizmetleri” sınıfına geçirilmesini,

4-Sözleşmeli olan personelin kadroya geçirilmesini,

5-Moral Eğitim Merkezlerinin kurulmasını,

6-Maaş ve özlük haklarının iyileştirilmesini,

7-Emsal mesleklere nazaran, daha insanca ve daha adil hakların verilmesini,

8-İnfaz koruma memurluğunun topluma doğru tanıtılmasını ve toplumun bakış açısının değiştirilmesini,

9-“Ceza İnfaz ve Güvenlik Hizmetleri” programından mezun olan kişilere, mesleki alımlarda öncelik tanınmasını,

10-İnfaz koruma memurluğunun mesleki imajını zedeleyen dizi, film ve sair yayınların yasaklanmasını,

11-Ceza infaz kurumlarındaki idari birimlerde, infaz ve koruma memurlarının çalıştırılmamasını, bunun yerine bu birimlere yeterli sayıda zabıt kâtibinin atanmasını,

12-Kurumsal imajın artırılması adına, kurum amirlerinin de üniforma giymesini talep ediyorlar.

Talepleri genel olarak değerlendirdiğimizde, aslında çözülemeyecek bir durumun olmadığını görüyoruz. Dilerim bir an önce infaz ve koruma memurlarının sesleri duyulur ve taleplerine erişirler.

Saygılar…

Av.Arb.Gülhan KÜÇÜKKATRANCI

Antalya Barosu

*Bu yazıda, Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı “Kovid-19 Sürecinde Ceza ve İnfaz Kurumları” makalesinden yararlanılmıştır.