Kurul 28.10.2021 tarihinde açıkladığı kesin kararında Kanunun 4. maddesini ihlal etmeleri sebebiyle; BİM’e 958.129.194,39 TL; CarrefourSA’ya 142.469.772,07 TL; Migros’a 517.672.762,75 TL; Savola’ya 22.210.998,63 TL; Şok’a 384.369.037,15 TL; A101’e 646.582.329,39 TL idari para cezası verilmesine karar vermişti. Söz konusu cezaların miktarları şirketlerin yıllık gayri safi gelirleri üzerinden hesaplanmaktadır. Bu cezalar oldukça yüksek olması sebebiyle şirketlerin yatırımcılarını ve piyasayı da genel olarak huzursuz etmiş olup hatta BİM tarafından yapılan açıklamada verilen idari para cezaları için tarihte görülmemiş ağır cezalar diye bahsedilmiştir. Şirketler söz konusu kararın adaletsiz olduğunu konuyu idari yargı yoluna taşıyacaklarını söylemişlerdi.

Bu yüklü miktardaki idari para cezası kararından sonra Rekabet Hukuku ve Rekabet Kurulu kararları daha çok takip edilmeye şirketler çalışmalarının Rekabet Hukukuna uygunluğunda daha da titiz davranmaya başladı. Rekabet Hukuku’nun piyasayı ve şirketleri inceleme yetkisinin genişliğine bakmak için Kanun’un 2. Maddesinde açıklanan Rekabet Hukuku’nun kapsamına bakabiliriz;

Kapsam

Madde 2- Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde mal ve hizmet piyasalarında faaliyet gösteren ya da bu piyasaları etkileyen her türlü teşebbüsün aralarında yaptığı rekabeti engelleyici, bozucu ve kısıtlayıcı anlaşma, uygulama ve kararlar ile piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmaları ve rekabeti önemli ölçüde azaltacak birleşme ve devralma niteliğindeki her türlü hukukî işlem ve davranışlar, rekabetin korunmasına yönelik tedbir, tespit, düzenleme ve denetlemeye ilişkin işlemler bu Kanun kapsamına girer.

Söz konusu Kurul Kararında değinilen hususlara baktığımızda;

Kurul söz konusu kararında verdiği cezalara gerekçe olarak hükümlerinin ihlal edildiğini tespit ettiği Kanun’un 4. Maddesini göstermiştir. Bu maddede hukuka aykırı ve yasak olan rekabeti sınırlayıcı anlaşma, uyumlu eylem ve kararlar sayılmış, şartları oluşması taraflardan her birinin uyumlu eylemde bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabileceği düzenlenmiştir. Rekabet Hukukunun temel esaslarından biri olan bu maddeye bakacak olursak;

Rekabeti Sınırlayıcı Anlaşma, Uyumlu Eylem ve Kararlar

Madde 4- Belirli bir mal veya hizmet piyasasında doğrudan veya dolaylı olarak rekabeti engelleme, bozma ya da kısıtlama amacını taşıyan veya bu etkiyi doğuran yahut doğurabilecek nitelikte olan teşebbüsler arası anlaşmalar, uyumlu eylemler ve teşebbüs birliklerinin bu tür karar ve eylemleri hukuka aykırı ve yasaktır.

Bu haller, özellikle şunlardır:

a) Mal veya hizmetlerin alım ya da satım fiyatının, fiyatı oluşturan maliyet, kâr gibi unsurlar ile her türlü alım yahut satım şartlarının tespit edilmesi,

b) Mal veya hizmet piyasalarının bölüşülmesi ile her türlü piyasa kaynaklarının veya unsurlarının paylaşılması ya da kontrolü,

c) Mal veya hizmetin arz ya da talep miktarının kontrolü veya bunların piyasa dışında belirlenmesi,

d) Rakip teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması, kısıtlanması veya piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin boykot ya da diğer davranışlarla piyasa dışına çıkartılması yahut piyasaya yeni gireceklerin engellenmesi,

e) Münhasır bayilik hariç olmak üzere, eşit hak, yükümlülük ve edimler için eşit durumdaki kişilere farklı şartların uygulanması,

f) Anlaşmanın niteliği veya ticarî teamüllere aykırı olarak, bir mal veya hizmet ile birlikte diğer mal veya hizmetin satın alınmasının zorunlu kılınması veya aracı teşebbüs durumundaki alıcıların talep ettiği bir malın ya da hizmetin diğer bir mal veya hizmetin de alıcı tarafından teşhiri şartına bağlanması ya da arz edilen bir mal veya hizmetin tekrar arzına ilişkin şartların ileri sürülmesi,

Bir anlaşmanın varlığının ispatlanamadığı durumlarda piyasadaki fiyat değişmelerinin veya arz ve talep dengesinin ya da teşebbüslerin faaliyet bölgelerinin, rekabetin engellendiği, bozulduğu veya kısıtlandığı piyasalardakine benzerlik göstermesi, teşebbüslerin uyumlu eylem içinde olduklarına karine teşkil eder.

Ekonomik ve rasyonel gerçeklere dayanmak koşuluyla taraflardan her biri uyumlu eylemde bulunmadığını ispatlayarak sorumluluktan kurtulabilir.

Teşebbüs: Rekabet hukukunda teşebbüs, piyasada mal veya hizmet üreten, pazarlayan, satan gerçek ve tüzel kişilerle, bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil eden birimleri ifade etmek üzere kullanılmaktadır.

Kartel; Kartel, aynı malı üreten birbirine rakip iki veya daha fazla firmanın aralarındaki rekabeti önleyerek kârlarını artırmak amacıyla ayrı ayrı hukuki varlıklarını koruyarak ne kadar mal üretileceğini, malın hangi birim fiyattan satılacağını ve elde edilecek kârın nasıl paylaşılacağını belirleyerek oluşturdukları tekelci güç demektir.

Kurul kararında ifade edilen teşebbüsler arası anlaşma ve uyumlu eylemlerin olduğuna dair tespitinde gerekçe olarak ise teşebbüslerin doğrudan veya dolaylı olarak temas kurarak fiyat politikalarına dair planlamalar gibi hassas bilgilerini paylaşmaları ve bu kararlarda danışıklı olarak hareket ettiklerinin sürekli hale gelmesini göstermiştir. Buradaki vurgulanması gereken husus Kanunun 4. Maddesinde de belirtildiği üzere Rekabet Hukukunda ihlallerin ispat edilmesi zorunlu olmayıp teşebbüslerin eylemleri incelenerek karine oluşturduğu kabul edilebilmektedir.

Hal böyle iken, yalnızca karine kabul edilerek ispat olmaksızın ceza verilmesinin, para cezalarının miktarları dikkate alındığında, kimi zaman bazı marketlerin yıllık gelirlerinin çok önemli bir payına denk geldiği, bu durumun marketlerin varlığını ve ticari devamlılığını tehlikeye düşüren bir durum teşkil ettiği, aynı zamanda piyasayı ciddi şekilde tedirgin ettiği ve neticede hakkaniyet ölçülerine aykırılık teşkil edebileceği söylenebilecektir.

Ekonomik faaliyetlerin hareketliliği ve elektronik ticaretin de yaygınlığının giderek artmasıyla hızlı, pratik ve özgün hizmetler sunanların kazandığı günümüz piyasa sisteminde piyasayı düzenleyen rekabet hukukunun da önemi daha da artmaktadır. Bu yazıda kuralların hızlıca değişebildiği her zaman güncel kalmak adına koşulları sıkı takip edilmesi gereken günümüz piyasa sisteminin ülkemizdeki hukuki boyutunu düzenleyen 4054 Sayılı Kanun’un yetkilendirdiği Rekabet Kurulu’nun kamuoyunda yankı uyandıran ve dikkatleri bu alana çeken söz konusu zincir marketler hakkındaki kararı üzerinden bir değerlendirme yaparak konunun temel ilkelerine değinmeye çalıştım.

Stj. Avukat Oğuz ÇETİN

Kaynakça:

-https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Mevzuat/4054-sayili-kanun

-https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Rekabet-savunuculugu/rekabet-hukuku/rekabet-hukukunun-esaslari

-https://www.rekabet.gov.tr/Dosya/nihai-karar-aciklamalari-tefhim-duyurulari/zincirmarketler_nihaikararduyurusu-20211029091127731-pdf