Seri muhakeme, CMK’nın “Bazı Suçlara İlişkin Muhakeme Görev ve Yargı Yerinin Belirlenmesi” başlığı ile düzenlenen 250. Maddesinin 02/07/2012 tarihli 6352 sayılı kanunun 105. maddesi ile yürürlükten kalkması sonrası, aynı kanun maddesinin 17/10/2019 tarihli 7188 sayılı kanun kapsamında tamamıyla yeniden düzenlemeye tabi tutulması ile ceza hukukunda yargının yükünü bir nebzede olsa hafifletme amaçlı düzenlenmiş bir muhakeme usulüdür.

Gerek CMK gerekse Ceza Muhakemesinde Seri Muhakeme Yönetmeliği, bu muhakeme usulünü detaylı bir şekilde açıklamıştır.

İlgili hukuki düzenlemelerde yer verildiği üzere bu usulün uygulanabilmesi için soruşturmayı yürüten savcının tespit etmesi gereken belli şartları vardır. Bu şartları saymak gerekirse; CMK’nın 250.maddesinde tahdidi olarak sayılmış katalog olarak nitelendirilen suçlardan birinin işlenmiş olması ön koşuldur. Bu katalog suçlar şu şekildedir:

a) TCK’da yer alan;

1. Hakkı olmayan yere tecavüz (TCK md.154)

2. Genel güvenliğin tehlikeye sokulması suçu (TCK md.170)

3. Trafik güvenliğinin tehlikeye sokma (TCK md.179)

4. Gürültüye neden olma (TCK md.183)

5. Parada sahtecilik (TCK md.197)

6. Mühür bozma (TCK md.203)

7. Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK md.206)

8. Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama (TCK md.228/1)

9. Başkasına ait kimlik bilgilerinin kullanılması (TCK md.268)

b) 10/7/1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 13 üncü maddesinin birinci, üçüncü ve beşinci fıkraları ile 15 inci maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarında belirtilen suçlar,

c) 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 93 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen suç,

d) 13/12/1968 tarihli ve 1072 sayılı Rulet, Tilt, Langırt ve Benzeri Oyun Alet ve Makinaları Hakkında Kanunun 2’nci maddesinde belirtilen suç,

e) 24/4/1969 tarihli ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun ek 2’nci maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde belirtilen suç.

Savcının, incelenen dosyada seri muhakeme usulünün uygulayabilmesi için ön koşulun varlığını(katalog suçları) tespit etmesi tek başına yeterli olmamaktadır. Savcı; soruşturmanın devamında kendisine yüklenen görevleri yerine getirerek maddi gerçekliği ortaya çıkarmak için tüm delilleri toplamaya devam edecek ve bu suç hakkında, ertelenme kararı verilemeyecek bir kamu davasının açılması gerekliliği sonucuna ulaşmak zorunda olacaktır.

Bu tespitin de yapılmasının ardından savcı tarafından seri muhakeme usulünün teklifinin gerçekleşebilmesi ve bu teklifin akabinde şüphelinin rızasının alınması gerektiğinden ötürü şüpheli çağrı kağıdı ile savcılığa çağırılır. Ancak önemle belirtilmesi gerekir ki; bu çağrı kağıdı, şüphelinin belirlenen tarihte savcılığa gelmemesi halinde şüpheli hakkında zorla getirilme kararı ve yakalama emri düzenleneceği bilgilerini içeremez.

- Şüpheli çağrı kağıdında belirlenen tarihte savcılıkta bulur ise, şüpheliye CMSMY md. 10/1 gereğince savcı tarafından gerekli bilgilendirme yapılarak şüphelinin bu usule rızasının olup olmadığı sorulur. Bu aşamada devreye müdafi kişisinin dahil olması, zorunluluk teşkil etmektedir. Şüphelinin mevcut müdafii yok ise baro tarafından görevlendirilen müdafi savcılığa çağırılır.

Şüpheli teklifi o an kabul edebileceği gibi savcı tarafından kendisine bu teklifi değerlendirmek için süre verilmesini de talep edebilir. Verilecek süre 1 ayı geçmeyecektir. Süre verilmesini talep hakkının yanı sıra şüpheliye, savcı karşısında veyahut süre verilmesi halinde verilen süre sonunda bu usulün uygulanmasını kabul ettiğine dair beyanda bulunmuş olsa bile görevli mahkemenin hüküm kurması anına kadar bu iradesinden vazgeçme hakkı da tanınmıştır.

- Şüpheli tebliğ edilen çağrı kağıdında mazereti bulunmaksızın belirlenen tarihte savcılıkta bulunmaz ise veyahut herhangi bir nedenle şüpheliye ulaşılamaz ise BU USULÜN UYGULANMASI MÜMKÜN OLMAYACAKTIR. Akabinde bu durum savcı tarafından bir tutanağa geçirilecek ve genel usul ile soruşturmaya devam edilecektir.

Seri muhakeme teklifi ve kabulü işlemleri asıl soruşturmanın yürütüldüğü savcılık dışında  istinabe yolu ile de gerçekleşebileceğini belirmekte fayda vardır (CMSMY md. 10/11-13).

Tüm aşamalar sorunsuz bir şekilde ilerlediği vakit savcı tarafından şüphelinin seri muhakeme usulünü kabul ettiğine dair kabul tutanağı ve talepname düzenlenir(bu belgelerin örnekleri yönetmelik ekinde mevcuttur.). Düzenlenecek talepname CMSMY md.12 hükmünde belirlenen çerçevede oluşturulur.

İlgili 12.maddede de belirtildiği gibi şüphelinin mahkumiyet alacağı hapis cezası yarı oranında indirilerek belirlenecektir. Ayrıca TCK’nın 50 ve 51. Maddeleri de göz önünde bulundurularak hükmedilecek hapis cezasının seçenek yaptırımlara dönüşmesi söz konusu olabilecektir. Ancak bu noktada şüphelinin öncesinde suç işleyip işlemediği, işlediyse bu suç hakkında hükmedilen cezanın niteliği ya da HAGB kararı verilmişse denetim süresinin sona erip ermediği, tekerrür hali var ise yine önceki suça ilişkin kararın ne zaman kesinleştiği gibi faktörler oldukça önem arz edecektir. Koşulları oluşmuş ise(CMK md.231) şüpheli hakkında HAGB kararı verilmesi de seçenekler arasındadır.

Savcı tarafından tüm bu ceza olasılıklarının değerlendirilerek oluşturulan talepnameyi içeren dosya, görevli mahkemeye gönderilir. Dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi uzun uzadıya gerçekleşmez(Tüm bu usulün uygulanması toplamda iş yoğunluğuna göre 1-2 saat içerisinde gerçekleşir.). Aynı gün ve saatler içerisinde müdafi ve şüpheli tarafından(ya da odacı olarak görev yapan kişi) dosya savcıdan teslim alınarak mahkemeye gidilir(CMSMY md. 10/9).

Son aşama olarak görevli mahkemenin 2 farklı şekilde karar verme ihtimali bulunmaktadır:

1. Görevli mahkeme, seri muhakeme usulünün uygulanması için gereken tüm şartların var olduğunu tespit ettiği takdirde genel olarak(pratikte de) talepnamede belirtilen yaptırım doğrultusunda hatta birebir aynı yaptırıma karar verir. Nihai karar sonucunda tüm işlemler sona erer ve kanuni itiraz sürelerinin sonunda itiraz edilmediği takdirde nihai karar kesinleşir.

Ekstra Not:

Her ne kadar 250/9 hükmünde “Mazeretsiz olarak gelmeyen şüpheli, bu usulden vazgeçmiş sayılır.” denilmiş olsa da pratikte, genellikle aynı gün içerisinde yapılması gereken tüm işlemlerin bittiği bu usulde bu durum ile sıklıkla karşılaşılmadığı görülecektir.

2. Görevli mahkeme, seri muhakeme usulünün uygulanması için gereken şartların varlığında eksiklik olduğu görevli mahkeme tarafından tespit edilirse, savcının talebi reddedilir ve dosya soruşturmanın genel usule göre yürütülmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına geri gönderilir.

Ekstra Not:

Bu muhakeme usulü, görevli mahkemenin bu usulün uygulanamayacağını tespiti sonucu veya başka sebepler ile tamamlanamaz ise seri muhakemede şüpheli hakkında oluşturulan hiçbir belge ve şüphelinin seri muhakemeyi kabul ettiğine dair beyanları yargılama süresince delil olarak kullanılamayacaktır.

Av. Gamze KOSOVA