Dünyanın birçok ülkesinde başlayan kooperatif hareketi, halihazırda gelişmekte olan ülkemizi de büyük ölçüde etkilemiş, konut yetersizliğinden en fazla etkilenen orta ve dar gelirli sınıfın ilgi göstermesi nedeniyle özellikle yapı kooperatiflerinin sayısının hızla artmasına neden olmuştur. Bu noktada ortakların yetersiz ve bilgisizliği nedeniyle ortaya çıkan ve çıkabilecek yolsuzlukların önlenmesi amacıyla kanun koyucu, yöneticilerinin oldukça titiz ve özenli bir şekilde hareket etmesi gerektiğini vurgulayarak onlara yapmış oldukları hukuki işlemlerden ötürü oldukça büyük sorumluluklar yüklemiştir. Önemine binaen bu makalede sınırlı yapı kooperatiflerinde yöneticilerin hukuki ve cezai sorumluluğuna değinilecektir.

A. SINIRLI YAPI KOOPERATİFLERİNDE YÖNETİCİLERİN HUKUKİ SORUMLULUĞU

Kooperatifler ile ilgili düzenlemelere TTK ve 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nda yer verilmekle birlikte kooperatifin tanımı 1163 Sayılı kanunun 1.maddesinde ''Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek veya geçimlerine ait ihtiyaçlarını işgücü ve parasal katkılarıyla karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli ortaklıklara kooperatif denir.' şeklinde yapılmıştır.

Her ne kadar 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu'nda yapılan tanım ve 6102 Sayılı TTK m. yer alan düzenlemeler itibariyle yapı kooperatifleri tüzel kişiliğe haiz olduğu belirtilse de kooperatiflerin tacir sıfatına haiz olup olmadığı uzun yıllar tartışılmış ve bu konuya Yargıtay'ın ilgili daireleri farklı yorumlar getirmiştir. Bu görüş ayrılıklarını ortadan kaldırmak amacıyla Yargıtay İçtihatı Birleştirme Büyük Genel Kurulu, 01.04.2022 tarihli 31796 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 2020/2 Esas ve 2021/3 Karar sayılı kararıyla yapı kooperatiflerinin 6102 Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir sıfatına sahip olduğu kanaatine varmıştır. Hal böyle iken tacir sıfatına sahip olmaları nedeniyle yapı kooperatiflerinin, 6102 sayılı TTK'nın 18.maddesinde yer alan tacirin basiretli bir iş adamı gibi hareket etme yükümlülüğü nedeniyle yöneticilere oldukça yüksek bir özen sorumluluğu yüklenmiştir.

Hukuki sorumluluk, bir şahsın diğer bir şahsa edim ifası ile mükellef olmasıdır. Diğer bir deyişle kişilerin hukuki işlem ve eylemleri nedeniyle ortaya çıkabilecek sonuçlara katlanmaları kanun gereği onlara yüklenmiş ise, bu kimseler 'hukuki sorumluluk altında bulunuyorlar anlamına gelmektedir. Sorumluluk diğer bir anlamı ile, bir şahsın borcunu ne ile karşılayabileceği yani alacaklının alacağını karşılamak için başvurabileceği mal ve hakların ,karşılığın, ne olabileceği belirtilir. Bu noktada belirtilen sorumluluğun konusu, şahıs ile ve malvarlığı ile olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Alacaklının, borçlusunun şahsı üzerinde bazı sınırlamalara girişmesi imkanını ifade eden şahıs ile sorumluluk, malvarlığı ile sorumluluktur. Malvarlığı ile sorumluluk kendi içerisinde sınırsız malvarlığı sorumluluğu ve sınırlı malvarlığı sorumluluğu olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sınırsız malvarlığı sorumluluğu borçlunun, edimini yerine getirmediği takdirde, alacaklıya karşı tüm malvarlığı ile sorumlu bulunması olarak açıklanmakta ve malvarlığı ile sorumluluğun esasını oluşturmaktadır. Eğer kanun veya sözleşme, alacaklının borçlunun malvarlığına el koyarak alacağını zorla alabilme yetkisini herhangi bir şekilde sınırlamışsa, bu noktada sınırlı malvarlığı durumu söz konusu olacaktır.

1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu kooperatif yöneticilerinin sorumluluğunu ayrıntılı olarak düzenlememekle birlikte kanunun 4.maddesinde kooperatifin yönetici ve denetleyici organlarının görev ve yetki ve sorumlulukları ve seçim tarzlarının ana sözleşmede yer alması gerektiği belirtilmiştir. Bu bağlamda 1163 Sayılı Kanun m.55/2’ye göre yönetim kurulu üyelerinin kooperatif ortağı olmaları şart olduğundan, anasözleşmede Kanunun 29 ve 30. maddelerine göre ortakların kooperatif borçlarından sınırsız ya da sınırlı sorumluluklarına ilişkin düzenlemelerin mevcudiyeti halinde, yönetim kurulu üyeleri de bu bağlamda ortaklık sıfatları nedeniyle borçlardan sorumlu tutulabilmektedir.

1163 Sayılı Kanun m.62/3'te 'Yönetim Kurulu üyeleri ve kooperatif memurları, kendi kusurlarından ileri

gelen zararlardan sorumludurlar.' şeklindeki düzenleme ile yöneticiler bakımından kusur sorumluluğu ilkesi benimsenmiştir Aynı kanunun 7.maddesinde yer alan 'Kooperatif ticaret siciline tescil ile tüzel kişilik kazanır. Tescilden önce kooperatif namına işlem yapanlar bunlardan şahsan ve zincirleme olarak sorumludur.'' şeklindeki düzenleme ile kooperatifin ticaret siciline tescil edilmeden kişilik kazanamayacağı ve tescilden önce kooperatif namına işlem yapanların şahsen ve zincirleme olarak sorumlu tutulacağı düzenlenmiştir.

Yöneticilerin hukuki sorumluluğu bağlamında dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu 98.maddede yer alan hükme göre Kooperatifler Kanunu'nda aksine açıklama olmayan hususlarda 6102 Sayılı TTK'nın anonim şirketlere ait hükümlerin uygulanacağı düzenlemesidir. Bu noktada özellikle değinilmesi gerekir ki 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklik ile birlikte 6102 Sayılı TTK 553.maddesi ''(1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem paysahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. (2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. (3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz. '' şeklinde düzenlenerek kooperatif yöneticileri kendi kusurlarından kaynaklanan kooperatif borçlarından dolayı kooperatife, ortaklarına ve alacaklı 3. kişilere karşı sorumlu olmakla birlikte, kusursuz olduklarını ispatlama külfeti altında bulunmayıp, zarar iddiasında bulunan tarafın, yöneticilerin kusurunu kanıtlaması gerektiği belirtilmiştir. Bu düzenlemelerle, yöneticilerin özen ve gözetim yükümlülüklerinin geniş yorumlanarak her durumda sorumlu tutulmalarının önlenmek istendiği söylenebilmektedir.

B. KOOPERATİF YÖNETİCİLERİNİN CEZAİ SORUMLULUĞU

Kooperatif yöneticilerinin cezai sorumluluğu, kooperatiflerin ülkemizde oldukça önemli bir yeri olmasının yanında ortak bir ekonomik çıkar doğrultusunda faaliyet gösterdikleri aynı zamanda tacir sıfatına haiz olmalarıyla birlikte basiretli bir şekilde hareket etmeleri gerektiği dikkate alınarak diğer şirket türlerine göre daha ağır yaptırımlara tabi tutulmuş ve 1136 Sayılı Kooperatifler Kanunu m.62'de yer alan '... Bunların suç teşkil eden fiil ve hareketlerinden ve özellikle kooperatifin para ve malları bilanço, tutanak, rapor ve başka evrak, defter ve belgeleri üzerinde işledikleri suçlardan dolayı kamu görevlisi gibi cezalandırılır.(1)' şeklindeki düzenleme ile kooperatif yöneticilerinin suç teşkil eden faaliyetleri dolayısıyla kamu görevlisi gibi sorumlu tutulacağı düzenlenmiştir. Önemine binaen kanun koyucu Sadece KK ek 2.maddede belirtilen suçlarla sınırlı kalmayıp 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda da doğrudan kooperatifleri veya kooperatif yöneticileri hakkında bazı yaptırımları öngörmüştür. Örneğin 5237 Sayılı TCK’da beliritilen ve kamu görevlisi gibi cezalandırılması dolayısıyla yönetim kurulu üyelerini doğrudan ilgilendiren düzenlemeler şöyledir:

156. maddesinde “Basit Dolandırıcılık” suçuna yer verilmiştir. 157. maddesinde ise kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında dolandırıcılık suçunu işlemeleri düzenlenmiştir. Kooperatif yöneticilerinin bu suçu işlemeleri hali “Nitelikli dolandırıcılık” olarak belirlenmiştir.

TCK’nın “Şirket ve Kooperatifler Hakkında Yanlış Bilgi” başlıklı 164. maddesinde failinin bizzat kooperatif yönetim kurulu üyelerinin olabileceği bir suç düzenlenmiştir.

Aynı şekilde TCK’nın 235. maddesinde yer alan, “ihaleye fesat karıştırma suçu” kamu kurum veya kuruluşlarına karşı işlenebilirken aynı zamanda kooperatiflerin de suçun mağduru olabileceği düzenlenmiştir.

TCK’nın 236. maddesinde, kooperatiflere karşı taahhüt altına girilen edimin ifasına fesat karıştırma cezalandırılmıştır.

TCK'nın 247.madddesinde yer alan 'Zimmet suçu' bakımıından failin bizzat kamu görevlisi olacağı düzenlenmiş zimmetin açığa çıkmaması sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde cezanın arttırılması öngörülmüştür.

TCK m.250'de yer alan 'irtikap' suçu bakımından kooperatif yöneticilerinin işledikleri icbar ve ikna fiili kooperatif ortaklarına karşı hareketler veya kooperatifi zarara uğratan hareketlerin de irtikap suçuna vucüt vereceği açıktır.

Ayrıca “rüşvet” suçunun düzenlendiği 252. maddede kamu kurum ve kuruluşları ile birlikte özel olarak kooperatiflere de yer verilmiş, kooperatif adına hareket eden kişilere karşı yapılan rüşvet fiili ile kooperatif adına hareket edenin rüşvet fiilini cezalandırılmıştır.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda kooperatif yönetim kurulu üye ve memurlarını ilgilendiren suç ve cezaların düzenlendiği madde, Kanunun Ek 2’nci maddesidir. Kooperatif yönetim kurulu üye ve memurları bakımından iki bende ayrılarak sırasıyla, sadece kooperatif yönetim kurulu üyeleri ve memurları tarafından işlenebilen özgü suçlar ve cezaları ile sadece kooperatif yönetim kurulu üyelerince işlenebilen özgü suçlar ve cezaları olarak iki tür özgü suç düzenlemesi getirmiştir. Buna göre, kooperatif memurları 2. bentte düzenlenen suçların faili olamayacaklardır.

Diğer yandan kooperatif yönetim kurulu üyeleri hem kooperatifin ticari şirket olması; hem de 1163 sayılı Kanunun 98.maddesi yollaması sebebiyle TTK’daki bazı yaptırımların da muhatabı olduğundan anonim şirketlere ilişkin cezai yaptırımların düzenlendiği TTK m. 562 kooperatifleri de yakından ilgilendirmektedir.

Bu kapsamda TTK’nın “Defter Tutma Yükümlülüğü” başlıklı m. 64’e, “Defterlerin Tutulması” başlıklı m. 65’e ,“Envanter” başlıklı m.66’ya, “Görüntü ve Veri Taşıyıcılara Aktarılmış Belgelerin İbrazı” başlıklı m.68’e ve “Kamu Gözetimi, Muhasebe Ve Denetim Standartları Kurumunun Yetkisi” başlıklı 88. maddesine aykırı davranan kooperatif yönetim kurulu üyeleri cezalandırılmaktadır.

Av. Suay Didar SÜMAN 

KAYNAKÇA :

1. AKGÖKÇE Alev: ''1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’na Göre Kooperatif Yönetim Kurulu Üyelerinin Cezai Sorumluluklarının İncelenmesi'' Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Hukuku Anabilim Dalı Ankara, 2019.

2. BÖLÜKBAŞ Tonguç: ''Kooperatif Yöneticilerinin Hukuki ve Cezai Sorumlulukları'' Ankara Adalet Yayınevi, 2007.

3. DERYAL Yahya: “Kooperatif Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu”, Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul, 1990.