Haksız rekabet kavramı şirket ortakları açısından değerlendirildiğinde ise; bunun dayanağının 6102 sayılı Ticaret Kanununda ortaklara yüklenen bağlılık yükümlüğünün olduğu görülmektedir. Bir şirket ortağının;

* Ortakların şirket menfaatlerini, kişisel menfaatlerinden üstün tutmasını kapsayan şirketin menfaatlerinin gözetilmesi,

* Şirkete karşı onu engelleyecek, kötüleyecek, güç duruma düşürecek, gelişmesini köstekleyecek, yatırımlarına etki yapacak yani şirketin menfaatlere zarar verecek her çeşit davranışlardan kaçınılması,

* Şirketin amacı doğrultusunda iş ve işlemler yaparak şirketin amacının desteklenmesi,

yükümlülüklerine aykırı davranışlar sergilemesi haksız rekabetin varlığı yönünde kanaat oluşturmaktadır.

Dolayısıyla öncelikle şirket ortaklarına bazı yükümlülükler yükleyerek haksız rekabet kavramını gündeme getiren 6102 sy. Türk Ticaret Kanunu’nun 613.maddesinin incelenmesi, şirket ortakları açısından haksız rekabeti kavramamıza yardımcı olacaktır:

“Bağlılık yükümlülüğü ve rekabet yasağı” başlıklı hüküm uyarınca;

“(1) Ortaklar, şirket sırlarını korumakla yükümlüdür. Bu yükümlülük şirket sözleşmesi veya genel kurul kararıyla kaldırılamaz.

(2) Ortaklar, şirketin çıkarlarını zedeleyebilecek davranışlarda bulunamazlar. Özellikle, kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamazlar. Şirket sözleşmesiyle, ortakların şirketle rekabet eden işlem ve davranışlardan kaçınmak zorunda oldukları öngörülebilir.

(3) Müdürler hakkında rekabet yasağı öngören 626’ncı madde hükümleri saklıdır.

(4) Geri kalan ortakların tümü yazılı olarak onay verdikleri takdirde, ortaklar, bağlılık yükümüne veya rekabet yasağına aykırı düşen faaliyetlerde bulunabilirler. Esas sözleşme birinci cümledeki onay yerine ortaklar genel kurulunun onay kararını öngörebilir.”

İşbu maddenin 2.fıkrasında bulunan “kendilerine özel bir menfaat sağlayan ve şirketin amacına zarar veren işlemler yapamaz” şeklindeki hüküm haksız rekabete işaret etmektedir.

Şirketlerde bağlılık yükümlülüğünün kapsamı

6102 sy Türk Ticaret Kanunu gereği şirketlerde bağlılık yükümlülüğünün kapsamı; aynı kanunda emredici şekilde düzenlenen sır saklama yükümlülüğü,  ancak şirket sözleşmesinde öngörülmüşse bahsedilebilecek olan rekabet yasağı ve aksini kararlaştırmak mümkün olan şirketin zararına olan işlerden kaçınma yükümlülüğüdür.

Haksız rekabet davasının maddi unsurlarını inceleyecek olursak;

Zararın veya zarar tehlikesinin varlığı ve illiyet bağı‘ dır.

Kar kaybı, maddi kazanç kaybı gibi durumlarda zararın söz konusu olduğundan bahsedilebilir. Ortaya çıkan bu zararlı sonuç ise haksız rekabete konu eylemden kaynaklanıyorsa bu durumda da illiyet bağının varlığından bahsedilebilir.

Kanunda haksız rekabet olarak sayılan davranışlar (tahdidi değildir);

a. Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklam ve Satış Yöntemleriyle Diğer Hukuka Aykırı Davranışlar

Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı(ortalama tüketicinin kanaati esas alınır) veya gerçek dışı açıklamalarla kötüleme, haksız fiil teşkil eder.

Örneğin; bir kişinin rakibinin ticari itibarını bozmak ve onun müşterileri üzerinde olumsuz etkide bulunmak amacıyla sözde suçlamalarda bulunarak dava açması haksız rekabettir.

b. Sözleşmeyi İhlale veya Sona Erdirmeye Yöneltmek

Sözleşme yönünden üçüncü kişinin, sözleşmenin tarafını, yani müşteriyi kendisiyle sözleşme yapsın diye sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmesi haksız rekabet olarak kabul edilir.

Örneğin üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine, hak etmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı davranmaya yöneltebilecek çıkarlar sağlayarak veya önererek, kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak, haksız rekabettir.

c. Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz Faydalanma

Kendisine emanet edilmiş ya da üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi bir iş ürününden yararlanmak, kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan faydalanma olarak kabul edilir.

Örneğin bir kitabın izinsiz çoğaltılarak satılması haksız rekabet oluşturur.

d. Üretim ve İş Sırlarını İfşa Etmek

Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.

Örneğin görevi gereği bir işletmeye ait sırları öğrenen kişinin sonradan yüksek transfer ücreti alarak rakip bir firmaya geçmesi ve bu sırları orada kullanması da haksız rekabet oluşturur.

e. İş Şartlarına Uymamak

Kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uyulmaması haksız rekabet olarak kabul edilir.

Örneğin yetkili merciden izin almak zorunluluğu mevcut iken, bu kurala uymadan iş yeri açmak haksız rekabete neden olur.

f. Dürüstlük Kurallarına Aykırı İşlem Şartları Kullanmak

Doğrudan veya yorum yolu ile uygulanacak yasal düzenlemeden önemli derecede ayrılan veya sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olurlar, dolayısıyla yapmış oldukları bu tür eylemler haksız rekabet olarak kabul edilir.

Haksız Rekabet’ e ilişkin açılabilecek davalar:

*Öncelikle belirtmek gerekir ki tüm bu talepler tek bir dava ile de öne sürülebilir.

1- Haksız Rekabetin Tespiti Davası

Davranış veya eylemin dürüstlük kuralına aykırı veya müşterileri ve kamuyu yanıltıcı nitelikte haksız fiil niteliğinde olup olmadığının tespiti talep edilir. Bu tespit daha sonra haksız rekabetten kaynaklı açılacak davalara delil teşkil etmek için kullanılır.

2- Haksız Rekabetin Men’i Davası

Haksız rekabete yol açan davranış ya da eylem hâlâ devam ediyorsa veya tekrar edeceği konusunda ciddi ihtimaller varsa, haksız rekabetin önlenmesi davası açılarak bu duruma engel olunabilir. Burada davalının ilgili iş kolunda ticaret yapması yasaklanabilir.

3- Haksız Rekabetin Kaldırılması Davası

Haksız rekabet fiili öncesi duruma dönülmesini sağlayan bir davadır. Burada haksız rekabet yanlış veya aldatıcı söylem ve eylemlerle yapılmışsa bunların düzeltilmesi istenebilir veya haksız rekabet teşkil eden araç ve ürünlerin imha edilmesi de talep edilebilir.

4- Haksız Rekabetten Kaynaklı Tazminat Davası

Bu davanın en önemli koşulu kusurun varlığıdır. Kusur saptanmadan, sadece haksız rekabetin varlığından söz edilerek tazminata karar verilemez. Burada haksız rekabetten kaynaklı uğranılan zarar ziyanın tazmini talep  edilir. Zararın davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Yargıtay bu zararın kanıtlanmasının güçlüğü karşısında, davalının haksız rekabet sonucu elde etmesi mümkün bulunan menfaatin karşılığı da göz önüne alınabileceğini kabul etmektedir.

5- Manevi Tazminat Davası

Haksız rekabet nedeniyle mesleki itibarı zarar gören kişinin manevi tazminat davası açması da mümkündür. Bu dava neticesinde hâkim, belli bir miktar para ödenmesine veya kararın basın yayın yoluyla duyurulmasına ve fiilin kınanmasına da hükmedebilir.

6- Haksız Rekabete İlişkin Ceza Davası Açma Hakkı da saklıdır.

Manevi unsuru kast olan haksız rekabet suçu nedeniyle fail, 6102 sy. Türk Ticaret Kanunu’nun 62.maddesinde düzenlenen cezayı gerektiren haksız rekabet fiilleri ve 55.maddede düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı davranışlar  dolayısıyla 2 yıla kadar hapis veya adli para cezasıyla cezalandırılır.

Haksız Rekabet Davasında Zamanaşımı

Haksız rekabet davası, haksız rekabete yol açan fiili öğrenmeden itibaren 1 YIL, her durumda hakkın doğumundan itibaren 3 YIL geçmekle zamanaşımına uğrar.

Burada önemle belirtmek gerekir ki haksız rekabete konu eylem genellikte mütemadi nitelikte olduğundan zamanaşımı eylemin başladığı değil sona erdiği tarih itibariyle işlemeye başlar. Burada hakkın kötüye kullanılmamasına dikkat edilir.

Şirket Ortakları Açısından Haksız Rekabet Konusunda Bazı Yargıtay kararları

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/2048 E. ,  2021/2339 K. sayılı kararı;

Davacı vekili, davacının dava dışı TFC Film Yapım Tic Ltd Şti.’nin ortağı olduğunu, davalının ise hem ortağı hem de münferit imza ile şirketi temsil ve ilzama yetkili müdür olduğunu, adı geçen şirketin yerli ve yabancı filmlerin alım-satımı, kiralanması, kiraya verilmesi, yurt içinde veya yurt dışında yapımcı şirketlere pazarlanması, filmlerin yayınlanması veya yayınlatılması konusunda faaliyet gösterdiğini, davalının dava dışı Filmpot Film Yapım Dağıtım Teknoloji AŞ’de kurucu ortak olup, aynı zamanda yönetim kurulu başkanı ve münferit imzası ile şirketi temsil ve ilzama yetkili olduğunu, davalının adı geçen şirketi TFC genel kurulundan izin almadan 10.09.2013 tarihinde tescil ettirdiğini, TFC iki şirketin amaç ve konularının aynı olduğunu ileri sürerek davalının haksız rekabetinin ve davalı eylemlerinin TMK md. 2. ile TTK' nun 626 md belirtilen rekabet yasağına aykırı olduğu, davalının özen ve bağlılık yükümlülüğüne uymadığının tespitine, haksız rekabetin TTK madde 56-b uyarınca önlenmesine, davalının dava dışı TFC şirketindeki müdürlük ve temsil/ilzam yetkisinin kaldırılmasına, kararın ilanına karar verilmesini istemiştir.

Davalı vekili, 16.05.2014 tarihli genel kurulda alınan kararla davalının müdürlük, temsil ve ilzam yetkilerinin sona erdirdiğinin öğrenildiğini, davanın konusuz kaldığını, davalının iddia edildiği şekilde bir faaliyeti bulunmadığını, Filmpot şirketinin kurulmasından itibaren davalının müdür olarak atanmış olmasına rağmen en ufak bir faaliyette bulunmadığını, durumun şirketin ticari defterleri ve kayıtları incelendiğinde rahatlıkla görüleceğini, zarar söz konusu olmadığından haksız rekabetin oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabulüne, davalının haksız rekabet ettiğinin tespitine, müdürlükten azil konusunda açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, hükmün gazetede ilanına karar verilmiştir.

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince verilen 06.02.2019 tarihli kararın Dairemizin 19.12.2019 tarih 2019/1684 Esas 2019/8327 sayılı kararı ile bozulması sonrasında, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada tüm dosya kapsamına göre, davalının ortağı ve münferit imza yetkilisi olduğu TFC şirketi ile dava tarihinde rekabet oluşturan faaliyette bulunduğu, davacının yöneticinin azlini talep etmekte haklı olduğu, davanın açılmasına davalının sebebiyet verdiği gerekçesiyle istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, müdürlükten azil konusunda açılan dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, rekabet yasağına aykırılık ve haksız rekabetin tespit ve önlenmesine ilişkin taleplerin aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2020/229 E.  ,  2021/6511 K. sayılı kararı;

Davacı vekili, asıl davada, müvekkilinin Deha Büro Mak. San. Tic. Ltd. Şti. unvanı ile 17.06.1993 yılında ticari hayata başladığını, 08.10.2002 tarihinde de ticaret unvanını MAS-DEHA Büro Sistemleri San. Tic. Ltd. Şti. olarak değiştirdiğini, müvekkilinin kurulduğu tarihten bu yana "Deha" kelimesini kesintisiz olarak yoğun bir şekilde kullandığını, ancak daha önce müvekkili şirketin ortağı ve müdürü olan kişilerin müvekkili şirket ile aynı faaliyette bulunmak üzere davalı şirketlerin kurulduğunu, bu şirketlerin "Deha" ibaresini ticaret unvanlarında kullandıkları gibi marka tescil başvurusunda da bulunduklarını, ayrıca müvekkili şirketin ticari sırlarının kullanıldığını ve müvekkilinin satıcılık sözleşmesinin ihlal edilerek haksız rekabet yaratıldığını ileri sürerek davalıların haksız rekabet teşkil eden fiillerinin önlenmesine, 1.000.- TL maddi tazminat ile 500.000.- TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/3552 E.  ,  2021/6004 K. sayılı kararı;

Mahkemece uyulan bozma ilamı doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne, hükmün kesinleşen kısımları da tekrar edilmek sureti ile davalı ... yönünden davanın esastan reddine, davalılar ... ve ... yönünden davanın esastan reddine, davalı Alametifarika Reklam Tasarım Yapım Yayın A.Ş. yönünden davalı şirketin ... ve Bonus Reklam filmleri yönünden 6762 sayılı TTK'nın 58/1-a maddesi gereğince haksız rekabet yaptığının tespitine, davalı şirketin TTK 58/1-b maddesi gereğince haksız rekabetinin men'ine, TTK'nın 58/1-d maddesi uyarınca haksız rekabet sonucu davacı şirketin hesaplanan zararı olan 194.339,51 TL maddi tazminatın dava tarihi 11/11/2004 tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 2/2 maddesi uyarınca ticari faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, hükmün kesinleşmesinden sonra Türkiye'de yayımlanan trajı 100.000'in üzerinde gazetelerden birinde masrafı daha sonra davalı şirketten alınmak kaydı ile TTK 61 madde uyarınca ilanına dair verilen kararın davacı vekili ile davalı şirket vekilince temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.

Av. Damla Nur YILMAZ ACAR