1.SPOR HUKUKU VE SPOR UYUŞMAZLIKLARININ ÇÖZÜMÜ

1.a.SPORUN TANIMI VE SPOR HUKUKU

Spor kelimesi dilimize Fransızca’daki “desport” sözcüğünden geçmiş olup etimolojik anlamıyla eğlence, oyun, oyalanma anlamına gelse de geniş anlamıyla bireysel veya takım halinde olmak üzere belirli kurallara bağlı olarak yapılan bedensel ve zihinsel faaliyetlere dayalı aktiviteleri ifade etmektedir.

Doğası gereği rekabet içeren sporun 20. yüzyılda popülerleştikçe gelişim göstermesi ve kurumsallaşması sonucu spora ilişkin uyuşmazlıklar da artmış ve yeni bir karma hukuk dalının doğmasına yol açmıştır. Spor hukuku, sporcuların, kulüplerin, federasyonların, Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC), devletin ilgili kurumlarının birbirleriyle sportif eylem ve etkinliklere ilişkin ilişkilerini, düzenleyen kurallardan oluşan, kendine özgü bir hukuk dalıdır (ERTEN, 2007). Bağımsız bir hukuk disiplini olarak spor hukuku önleyici tedbirler ve kurallar ortaya konarak normatif şekilde değil, çatışmalar arttıkça somut çözümlere duyulan ihtiyaç neticesinde kendiliğinden ortaya çıkmış bir hukuk dalıdır. Bu nedenle genç ve gelişmeye açık bir hukuk dalı olduğunu ifade etmek de yerinde olacaktır.

“Spor Hukuku” olarak adlandırılmış olan hukuk disiplini hem özel hem de kamu hukuku ögeleri taşımaktadır; bu hali ile de hukukun çoğulluğuna örnek oluşturmaktadır. Bu çoğulluk sadece özel hukuk – kamu hukuku olarak gözükmemekte, aynı zamanda ulusal ve uluslararası hukuku da bünyesinde, bir nevi sınırlar ötesi hukuk oluşturarak bir arada tutmaktadır (ERKİNER, Erişim tarihi: 05.12.2021). Bu bağlamda spor hukuku uyuşmazlıkları da kategorik bir ayrım gözetilerek ulusal ve uluslar arası tahkim yolları ile çözülmektedir. Spor hukukunda kaynaklarına göre uyuşmazlık türlerini ise kamu hukukundan doğan uyuşmazlıklar, özel hukuktan doğan uyuşmazlıklar, spor yönetimine ilişkin uyuşmazlıklar, spor disiplinine ilişkin uyuşmazlıklar olarak dört başlıkta toparlamak mümkündür.

Spor Hukuku’nun pozitif birincil kaynakları Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC)nin Olimpik Şart’ı, uluslararası spor federasyonlarının (IF) Statüleri ve çıkardıkları diğer talimatlar ve ikincil olarak da ulusal olimpiyat komiteleri (NOC) ile ulusal spor federasyonlarının tüzük ve talimatlarıdır (ERKİNER, Erişim tarihi: 05.12.2021).

1.b.GENEL OLARAK TAHKİM VE SPOR TAHKİMİ

Tahkim; tarafların, aralarındaki mevcut veya muhtemel bir uyuşmazlığı devletin resmi yargı organları yerine, kendileri tarafından belirlenen bir veya birden çok hakem nezdinde çözümlemesidir (BİLGİNOĞLU, 2015). Özel hukuka ilişkin bir kavram olan tahkimin en önemli özelliği, tarafların uyuşmazlığın çözüm yolunu sözleşmeye iradi tahkim şartı koyarak belirlemeleri veya uyuşmazlığı kanunca öngörülen zorunlu tahkim yolunu işleterek çözmeleri ile kamu otoritesinin uyuşmazlığın çözülmesi sürecinde dışarıda bırakılmasıdır.

Devlet yargısı dışında gerçekleşen bir yöntem olmasına rağmen bağlayıcılığı ve sonuçları itibariyle mahkeme kararına en yakın yöntem olan ve bu niteliği gereğince bağlayıcı nitelikte olmayan arabuluculuk ve uzlaştırma (uzlaşma) gibi dostane çözüm yöntemlerinden farklı özellikler taşıyan tahkim, alternatif çözüm yöntemleri dışında, bağımsız bir yargı yolu olarak ele alınmıştır (KÜÇÜKGÜNGÖR, 2004). Bu anlamda tahkim kurulu kararları da mahkeme kararına benzer şekilde nihai ve tarafları bağlayıcıdır.

Her türlü hukuki uyuşmazlıkta tahkim yoluna başvurulamaz. Tahkime gidilebilmesi için uyuşmazlığın, tahkime elverişli olması gerekir. Elverişlilik; tarafların uyuşmazlık konusunda serbestçe anlaşma yapabilmeleri ve bu anlaşmanın geçerli olması için mahkeme kararına ihtiyaç bulunmamasıdır. Spor uyuşmazlıkları tahkime elverişli olduğundan futbol uyuşmazlıkları da dâhil her türlü spor uyuşmazlıklarında tahkim yoluna başvurmak mümkündür (BİLGİNOĞLU, 2015).

Tahkimin farklı türleri bulunmakla beraber “ihtiyari tahkim – zorunlu tahkim” ile “ad hoc tahkim – kurumsal tahkim” ayrımları konumuz açısından önem teşkil etmektedir. Uyuşmazlığın çözüm yönteminin tarafların iradeleri ile tahkim yolu olarak öngörülmesi ihtiyari tahkim iken, kanun koyucunun tahkim usulünü işletmeyi zorunlu kıldığı haller zorunlu tahkim olarak nitelendirilmektedir. Ad hoc tahkim ise tahkim usulünün ve hakemlerin doğrudan taraflarca belirlenmesi anlamına gelmekte iken, kurumsal tahkimde uyuşmazlığın çözülmesi daimi tahkim kuruluşlarının kurallarına ve hakem heyetlerine bağlıdır.

Spor Hukuku alanında kurumsal tahkim merkezleri veya organları bulunmaktadır. Bu merkezler veya organlar, genellikle ulusal ya da uluslararası federasyonların bünyesinde yer bulmaktadırlar. Diğer taraftan CAS da, Spor Hukuku alanında kurumsal bir tahkim niteliği taşımaktadır. Ulusal ve uluslararası federasyonların bünyesinde kurulan tahkim kurulları veya organları sporun disiplinine ve yönetimine ilişkin uyuşmazlıklarda zorunlu tahkim merkezi olarak görevini ifa etmektedir. O halde ulusal ve uluslararası federasyonların bünyesinde yer alan tahkim kurulları veya organları bununla birlikte hem zorunlu tahkim hem de kurumsal tahkim türlerini barındırmaktadırlar. Buna rağmen, spor alanında CAS kurumsal tahkimin özgün örneği olmakla beraber aynı zamanda spor alanında ihtiyari tahkimin de nitelikli örneğini teşkil etmektedir (EKŞİ, 2015).

2.ULUSLARARASI SPOR TAHKİM MAHKEMESİ VE YAPISI

2.a.CAS TAHKİMİ

Spor Hukuku ile alakalı uyuşmazlıkların çözümü konusunda yeknesak bir uygulamaya ihtiyaç duyulması ve özellikle uluslararası müsabakalar açısından kısa zamanda ve ekonomik yöntemlerle çözülmesi gerektiğinden bağımsız bir tahkim yargılaması zorunluluğu ortaya çıkmıştır.

1984 senesinde İngilizce adı; Court Of Arbitration For Sport (C.A.S.) ya da Fransızca adı; Tribunal Arbitral Du Sport (T.A.S.) ismini taşıyan sporun dünya konjonktüründe en üst yargı merci teşekkülüyle giderilmiştir. CAS, milletlerarası spora hizmet eden ve Spor Hukukuna ilişkin bütün anlaşmazlıkları ve uyuşmazlıkları en kısa zaman zarfı içerisinde çözmeye yetkili, hükümleri bağlayıcı ve hür bir yargı mercidir (BOZKURT, 2010). Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) üyelerinden müteşekkil bir kurul tarafınca hazırlanan CAS tüzüğü, 6 Haziran 1983 tarihinde Hindistan’da IOC toplantısında kabul edilmiş ve 30 Haziran 1984 tarihinde yürürlüğe girmiştir (ÖZSOY, 2008)

Merkezi İsviçre’nin Lozan kentinde bulunan CAS’ın kararları bağlayıcı ve kesin olmakla beraber, ilk derece mahkemesi veya temyiz merci olarak görev yapması mümkündür. Ayrıca taraflar arasında arabuluculuk yapabilir, spor hukuku sorunlarına ilişkin bağlayıcı olmayan şekilde görüş bildirebilir. Lozan, New York ve Sidney’de mahkemeleri bulunan CAS, ayrıca Olimpiyat Oyunları sırasında ve uluslar arası müsabakalarda oyunların mahalinde özel amaçlı ve geçici daireler kurarak (ad hoc daireler) ortaya çıkan ihtilafları ivedilikle çözüme bağlar. CAS’ın beş temel fonksiyonu bulunmaktadır;

a) Uyuşmazlıkları ilk ve tek yetkili merci olarak karara bağlamak (ilk derece tahkim),

b) Spor federasyonlarınca verilen kararları (disiplin cezaları) temyiz mercii olarak incelemek,

c) Uyuşmazlıkları arabuluculuk yöntemiyle dostane şekilde çözüme kavuşturmak,

d) Sporla ilgili hukuki konularda görüş bildirmek,

e) Milletlerarası spor şampiyonaları (FIFA Dünya Futbol Şampiyonası, UEFA Avrupa Futbol Şampiyonası vb.) ve olimpiyat oyunları esnasında ortaya çıkan uyuşmazlıkları en kısa sürede çözüme bağlamaktır. CAS bu görevleri yapısal olarak, yargılamayı yapan mahkemelerle beraber CAS’ın finansal ve yönetsel gereksinimlerini karşılayan en üst birim olan ICAS tarafınca yerine getirilmektedir.

CAS’ın federasyon kararlarına karşı temyiz merci olarak görev yapmasının yanısıra, özellikle yabancılık unsuru içeren uyuşmazlıklarda taraflarca yapılan sözleşmede ilk derece yargısı olarak kabul edilmişse çıkacak ihtilaflarda doğrudan CAS’a dava açılması da mümkün olur. Bu durumda CAS süreci kendi yürütür, ilk derece tahkim olarak verilen kararlar kesindir ancak tekrar CAS’ta temyize tabidir. Taraflar CAS’ın kapalı hakem listesinden birer hakem seçer ve bir hakem de CAS’tan atanarak 3 kişilik bir heyetle yargılama yapılır. Yargılamalar duruşmalı olarak yapılır, genel spor yargısının aksine tanık dinletilir ve tam bir yargılama süreci yürütülür. Hakemler taraflar tarafından seçilse dahi bağımsız ve tarafsızdır, seçen tarafın aleyhine de karar verebilirler. Hakem listesine hakemler 4 yıllığına ICAS tarafından seçilir. CAS’ın yargılama dili İngilizce ve Fransızca’dır. CAS’ın İlk Derece (Olağan) Tahkim Mahkemesi ve Temyiz Tahkimi Dairesi olmak üzere iki dairesi bulunmaktadır.

Temyiz sonrası CAS kararları da kesin hüküm olmakla beraber sadece usuli sebeplerle İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi’ne başvuru mümkündür. Bu sebepler hakem heyetinin usulüne uygun seçilmemesi, taraflardan birinin savunmasının dinlenmemiş olması, delillerin toplanmaması gibi şekli sebeplerden ibaret olup yalnızca kamu düzenine aykırılık nedeniyle işin esasına girilmektedir. İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi genel olarak temyiz sebeplerini kabul etmemektedir ve bozduğu karar sayısı oldukça azdır. Kamu düzenine aykırılığa ilişkin güncel bir örnek olarak 2012 yılında FIFA ve CAS'ın Brezilyalı futbolcu Matuzalem davası hakkında aldığı kararı bozmuştur. 2007 yılında o dönem forma giydiği Shakhtar Donetsk'ten İspanyol Real Zaragoza ekibine sözleşmesini tek taraflı feshederek transfer olan Brezilyalı futbolcu, CAS’ın 2009 yılında aldığı karar neticesinde yeni kulübü ile beraber “11.858.934 Euro” kadar tazminat ödemeye mahkum edilmiştir. FIFA, Ağustos 2010'da bu tazminatın zamanında ödenmemesi halinde oyuncunun futbol oynayamayacağını belirtmiş, CAS da bu kararı onamıştır. Bunun üzerine kararı temyiz eden Matuzalem'in başvurusu sonrası davayı ele alan İsviçre Federal Mahkemesi, FIFA ve CAS'ın futbolcuyu 'meslekten süresiz men' cezasıyla tehdit etmesinin kişisel haklara aykırı olduğunu ve bu hakkın korunmasının kamu düzenine ilişkin olduğunu belirterek, oyuncunun yapamadığı ödemeden dolayı futboldan dünya çapında yasaklanmasını gereksiz ve aşırı bulmuş, kararı bozmuştur.

Ülkemizde yabancılık unsuru içermeyen uyuşmazlıklar için CAS’a başvurulması mümkün değildir. Daha önce Türk futbol oyuncusu veya teknik adamların CAS’a başvurma imkanları varken, yapılan kanun değişikliğiyle CAS’ın TFF Tahkim Kurulu tarafından alınan kararlar aleyhindeki itirazlara bakamayacağı belirtilmiştir. Nitekim CAS da, 2008 yılında teknik direktör Samet Aybaba’nın Çaykur Rizespor’da 900 bin dolar alacağı olduğu gerekçesiyle yaptığı başvuruyu, yetki alanı dışında olduğunu belirterek reddetmiştir. Bu kararla bundan sonra meydana gelebilecek uyuşmazlıklarda da kendilerine başvurulmamasını tavsiye etmiş, netice itibariyle Türklerin kendi aralarındaki uyuşmazlıklara CAS yolu kapanmıştır. Yalnızca doping konusu istisna oluşturmaktadır ve dopingle alakalı cezalarda yerli veya yabancı oyuncunun ya da WADA’nın başvurmasıyla CAS tarafından inceleme alınmaktadır.

2.b.ULUSLARARASI SPOR TAHKİM KONSEYİ

22 Haziran 1994 yılında Paris Anlaşması ile kurulan ICAS, CAS’ın IOC’nin himayesinde kurulması ve bağımsızlığı konusundaki eleştiriler nedeniyle kurulmuştur ve CAS’ın en yüksek birimidir. Merkezi Lozan’da bulunan Uluslararası Spor Tahkim Konseyi’nin (The International Council of Arbitration for Sport, ICAS) temel görevi uyuşmazlıkların çözümünü kolaylaştırmak, CAS’ın bağımsızlığını sağlamak ve tarafların haklarını korumaktır. Ayrıca CAS’ın idaresi ve finansmanını sağlar.

ICAS, yirmi hukukçu üyeden oluşur ve üyelerden her biri, dörder tane olmak üzere IOC, Milli Olimpiyat Komiteleri Birliği, Milletlerarası Spor Federasyonları tarafından seçilmektedir. Bu on iki üye bir araya gelip dört üye daha belirledikten sonra, on altı üye geride kalan dört üyeyi belirlemektedirler. Böylelikle, ICAS üyelerinin belirlenmesinde milletlerarası spor grupları aralarında bir denge meydana getirilmeye çalışılmıştır. Üyelerin görevde kalma zamanı ise dört sene olup, üyeler görevlerini şahsi anlamda gerçekleştireceklerine, hiçbir kimseye bağlı olarak hareket etmeyeceklerine, objektiflik içinde ve tam bir bağımsız hareket edeceklerine dair yazılı beyanname imzalayarak vazifeye başlamaktadırlar. Bununla birlikte ICAS üyeleri, CAS hakem listesinde yer alamadıkları gibi CAS cihetinde yürütülmekte olan bir davada Tahkim Kurul üyesi, hakem ya da taraf olanlardan herhangi birinin temsilcisi olarak da vazife yapamamaktadır. ICAS’ın bu uygulamalarının ve yasaklarının temelinde ise CAS'ın tam bağımsızlığı ve taraf olanların her birinin haklarını muhafaza etmek yatmaktadır (ERKEKLİ, 2018)

ICAS’ın başlıca görevleri;

• Spor Tahkim Kodu hazırlamak ya da değişiklik yapmak,

• CAS hakem, hakemlerin listesini hazırlamak ve arabulucu listesini oluşturmak,

• IOC'nin önerisi ile CAS Başkanı ve başkanın iki yardımcısını seçmek,

• İlk Derece Tahkim Birim ve Temyiz Tahkim Birim başkanlarını ve temsilcilerini seçmek,

• CAS'ın finans ve ekonomik desteğini sağlamak,

• CAS’ın hesapları ve bütçesini onaylamak,

• CAS Genel Sekreterini görevlendirmek,

• CAS kaleminin eylemlerinin denetimini yapmak gibi vazifeleri yerine getirmek. ICAS, bu vazifeleri bizatihi şahsı ya da yönetim kurulu eliyle tatbik eder (BOZKURT, 2018).

2.c.CAS’IN HUKUKİ STATÜSÜNE İLİŞKİN TARTIŞMALAR

İlk kurulduğunda IOC’nin himayesinde faaliyet gösteren CAS, zaman içinde yaptığı çeşitli reformlarla daha bağımsız hale gelerek hukuki statüsü daha net bir hal almıştır. 1994 yılında ICAS kurularak yönetimsel ve ekonomik açıdan IOC’den bağımsız hale gelmiş, 2003 yılında FIFA ve IAAF federasyonları tarafından yargı yetkisinin kabul edilmesiyle de dünya sporundaki yetkisi netleşmiş ve dava sayısı artmıştır.

CAS’ın bir mahkeme sayılıp sayılamayacağına ilişkin en güncel tartışma 2018 yılında adil yargılanma ilkesiyle ilgili olarak ortaya çıkmıştır. Doping kontrollerine ilişkin olarak Rumen futbolcu Adrian Mutu’nun kokain nedeniyle sözleşmesini kulübünce feshedilmiş ve Alman sürat pateni sporcusu Claudia Pechstein doping nedeniyle federasyonca iki yıl müsabakalardan men edilmiştir. Her iki kararın da CAS tarafından uygun bulunması nedeniyle sporcular “CAS’ın bağımsızlığı ve tarafsızlığı” ve “CAS’ta açık duruşma yapılmaması” nedenlerine dayanarak adil yargılanma haklarının ihlal edildiği iddiasıyla AİHM’e başvurmuştur. Başvurular aleyhe sonuçlanmış ve spor hukuku yargılaması bakımından spor mahkemelerinin konumunu oldukça güçlendirmiştir. AİHM bu kararda CAS’ın “mahkeme” niteliğini kabul etmiş ve adil yargılanma hakkı bakımından – açık duruşma yapılması dışında – CAS’ın adil yargılanma hakkına riayet ettiğine hükmetmiştir (GÜNDOĞDU, 2019).

3.TÜRKİYE’DE TAHKİM KURULLARI

Ülkemizde spor tahkim yargılamaları iki farklı şekilde kurumsallaşmıştır. Bağımsız bir yapıya malik olan futbol branşında yaşanan gelişmeler nihayetinde, futbolun üst mahkemesi pozisyonuna gelen TFF Tahkim Kurulu kurulmuştur. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü çatısı altında da futbol dışında sportif branşlar için oluşan bağımsız federasyonların anlaşmazlık ve uyuşmazlık gibi ihtilaflarının çözümü için Tahkim Kurulu oluşturulmuştur (ÖZSOY, 2008). Spor tahkim hukukunda tahkime elverişlilik, farklı bir nitelik taşımaktadır. Vergi ve Ceza Hukukuna giren uyuşmazlıklar hariç, spora ilişkin uyuşmazlıkların tamamının tahkim yoluyla çözümü mümkündür. Sporun yönetimine ve disiplinine ilişkin uyuşmazlıklar, zorunlu tahkime tâbi kılınmış olup bu uyuşmazlıklarda tahkimin başlatılabilmesi için taraflar arasında tahkim sözleşmesinin bulunmasına gerek yoktur.

Tahkim Kurullarının oluşturulmasında asıl referans Anayasanın 59. maddesidir. Bu maddeye 17.03.2011 tarih ve 6214 sayılı Kanuna ilave edilen üçüncü fıkra ile spor federasyonlarının spor faaliyetlerinin disiplinine ve yönetimine ilişkin hükümlerine karşın yalnızca zorunlu tahkim yoluna başvurulabileceği ve tahkim kurulu hükümlerinin kati olup bu hükümlere karşı hiçbir yargı merciine müracaatta bulunulamayacağına ilişkin kararı alınarak, tahkim kurullarının gerek anayasal bir statüde yer bulmuş, gerekse de bu kurulların hükümlerinin kesinliği anayasal bir dayanağa kavuşturulmuştur (ERKEKLİ, 2018). Zorunlu tahkime tabi olmayan kararlar için ise yargı yolu açıktır.

3.a.TFF TAHKİM KURULU VE GÖREVLERİ

Dünyanın diğer ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde en popüler spor dalı olan futbolun ulusal ve uluslararası kurallara göre yürütülmesi, teşkilatlandırılması, geliştirilmesi ve Türkiye’nin futbol konusunda yurtiçinde ve yurtdışında temsil edilmesi Türkiye Futbol Federasyonu tarafından sağlanmaktadır.

17.10.1992 tarih ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Türkiye Futbol Federasyonu bir özel hukuk tüzel kişisi olarak kurulmuştur. Aynı zamanda Tahkim Kurulu oluşturularak futboldan kaynaklı uyuşmazlıkların çözümü bağımsız ve özerk bir kurum olarak TFF Tahkim Kurulu’na bırakılmıştır. Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulu zorunlu bir tahkim mercidir ve kararları kesindir. Tahkim Kurulu, bir (1) Başkan, altı (6) asıl ve altı (6) yedek üyeden oluşur. Kurul üyeleri en az 15 yıllık tecrübeye sahip hukuk fakültesi mezunları arasından Hukuk Kurulları Aday Komisyonu tarafından seçilir ve görev süreleri dört yıldır. TFF Tahkim Kurulu’na başvuru süresi yedi gün olup başvurular yazılı şekilde yapılır. Türkiye Futbol Federasyonu Tahkim Kurulunun görevleri şu şekilde sayılabilir;

- Kulüplerle federasyon, federasyonla kulüpler, kulüplerle hakemler, teknik direktör, antrenör, futbolcu, oyuncu temsilcisi, masör, menajer ile diğer yetkililer araların da hâsıl olan anlaşmazlıklar ve ihtilafların vukuu bulması halinde, bu durumlarla alakalı olarak TFF Yönetim Kurulu tarafınca verilen hükümleri araştırır,

- Disiplin Kurulu hükümlerine karşı yapılan itirazları inceler

- Uyuşmazlık çözüm kurulu hükümlerini inceler,

- Kulüp Lisans Kurulu Kararlarını inceler,

- Etik Kurulu Kararlarını inceler,

- Yönetim Kurulu tarafından çıkarılan talimatları inceler,

- TFF tarafınca yapılan talimatlar, üst normlara aykırı olup olmaması gibi mevzulardaki müracaatları hükme bağlar (ARTUÇ, 2014).

3.b.SPOR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ TAHKİM KURULU VE GÖREVLERİ

 Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü bünyesindeki özerk spor federasyonlarına ilişkin hukuki uyuşmazlıklara yönelik olarak Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Özerk Spor Federasyonları Çerçeve Statüsüne göre Tahkim Kurulu oluşturulmuştur. Tahkim Kurulu; özerk federasyonlarla sporcular, federasyonla kulüpler, idareciler, hakemler, teknik direktörler, antrenörler ve de benzer spor unsurları, kulüplerle sporcular, idareciler, antrenörler ve benzeri spor personelleriyle, kulüplerle kulüpler arasında oluşacak uyuşmazlıkları çözmekle ve disiplin cezası verilmiş kimselerin itirazlarını karara bağlamakla görevlidir. GSGM Tahkim Kurulu’nun verdiği kararlar da kesin olmakla beraber TFF Tahkim Kurulu’ndan en büyük farkı bu kararlara karşı CAS’a başvuru yolunun açık tutulmuş olmasıdır. Ayrıca bu kurulun özerk olmayan spor federasyonlarına ilişkin bir görevi bulunmayıp bu federasyonlara ilişkin uyuşmazlıklara Spor Genel Müdürlüğü Merkez Ceza kurulu bakar. Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu’nun görevleri şu şekilde sıralanabilir;

- Federasyonlar ile Kulüpler, teknik direktör, antrenörler, hakem, sporcular ve aralarındaki vuku bulan uyuşmazlıkları çözümlemek,

- Kulüp ile teknik direktör, antrenör ve sporcu aralarındaki vuku bulan uyuşmazlıkları çözümlemek,

- Kulüplerle kulüpler arasındaki vuku bulan uyuşmazlıkları çözümlemek,

- Federasyonlar tarafınca verilmiş olan hükümler ile federasyon ceza kurulları ve de disiplin kurullarının hükümlerine karşı yapılmış olan itirazları incelemek,

- Federasyonlar ile federasyonlar ya da Genel Müdürlük ile Federasyonlar arasında hâsıl olan ihtilâf ve uyuşmazlıklarla alakalı kendi üyeleri arasından bir başkan seçmek, Genel Müdürlük ve Federasyonların temsilcilerinden teşekkül eden bir heyet oluşturmak ve bu komisyonun hükümlerini izlemek,

- Federasyon Başkanı, Federasyon (Yedek üyelerde de dâhil) Yönetim Kurulu, Federasyon Disiplin Kurulu, başkanın ve üyelerin spor disiplinine ve de spor ahlakına aksi davranımları sebebiyle Bakan tarafınca Spor Genel Müdürlüğü Merkez Ceza Kuruluna sevkini yapmak suretiyle, bu Kurul tarafınca verilen hükümleri itirazını araştırmak,

- Gençlik ve Spor Bakanının istemesi suretiyle toplanacak Federasyon Olağanüstü Genel Kurulunu gerçekleştirecek üç kişilik komisyonu seçmek ve bu komisyon tarafından verilecek hükümleri murakabe etmek,

- Sportif Değerlendirme ve Geliştirme Kurulu raporlarında yeterli düzeyde görülmeyen veya yapılan denetim sonucu görevi başında kalmasında sakınca görülen Federasyon Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri hakkında karar almak üzere, Bakanın istemi üzerine Olağanüstü Genel Kurulu toplamakla görevli üç kişilik komisyonun işlem ve kararlarını ilgililerin itirazı üzerine inceleyerek kesin karara bağlamak,

- Genel Kurulunu zamanında yapmayan federasyonların genel kurulunu altmış günlük zaman zarfında gerçekleştirecek üç kişiden mütevellit komisyonu oluşturmak ve bu komisyonca verilen hükümlerin denetimini yapmak (ARTUÇ, 2014).

Belirtilen Genel Kurulları toplamakla görevli komisyonları Tahkim Kurulu belirler (ÜÇIŞIK, 2017). Kurul, yedi asıl ve yedi yedek üyeden teşekkül eder. Üyelerin beşinin hukukçu, ikisinin ise spor alanında bilimsel çalışmalar yapmış veya sporda idareci, teknik adam ve benzeri görevlerde bulunmuş kariyer sahibi kişiler olmaları şarttır. Üyeler Genel Müdürün teklifi ve Bakanın onayı ile dört yıl için görevlendirilir. Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu’na başvuru süresi on gün olup başvurular yazılı şekilde yapılır.

3.C.TÜRKİYE’DE SPOR TAHKİMİYLE İLGİLİ TARTIŞMALAR    

Spor hukukuyla alakalı ülkemizde iki tane tahkim kurulu bulunduğundan farklı usuller izlenmekte ve özellikle TFF Tahkim Kurulu’nun tarafsızlığı tartışılmaktadır. Futbolda çok sayıda lisanslı sporcu olması ve uyuşmazlıkların sayıca çokluğu nedeniyle ayrı bir tahkim kurulu olarak görev yapması anlaşılabilir olsa da, tıpkı CAS’ın kendisini IOC’den bağımsız kılmak için yaptığı reformlar gibi futbol tahkiminin de TFF’nin idari yapısından ayrılmak için yeni bir oluşuma gitmesi gerekmektedir.

Ayrıca iki farklı tahkim kurulu uygulamaları arasında yeknesaklık bulunmadığından Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu kararları CAS denetimine tabi iken, futbol sporuna ilişkin uyuşmazlıklar hiçbir hukuki denetimden geçmemekte ve TFF Tahkim Kurulu kararları denetim dışında bırakılmaktadır. Bu uygulama ile adeta Türk futbolcu ve teknik adamları cezalandırılmakta, açıkça hak arama özgürlükleri ihlal edilmektedir. CAS benzeri reformların yanısıra futbol tahkiminin yine Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulu’nun ayrı bir dairesi olarak görev alacak şekilde yapılanması da değerlendirmeye değer bir başka çözüm önerisi olacaktır.

SONUÇ

Tahkim kurulları, spor uyuşmazlıklarına ilişkin ihtisaslaşmış kurumlar olmaları nedeniyle ulusal ve uluslar arası düzeyde son derece işlevsel kurumlardır. Sporun mali kapsamı genişledikçe uyuşmazlıklar çoğalacak ve bu kuruluşların önemi ve iş yükü de artacaktır. Uluslararası alanda tüm dünyada kabul gören bir spor tahkim mahkemesi gerekliliği nedeniyle CAS ortaya çıkmıştır. Ne var ki ülkemizde tahkim uygulaması parçalı olup TFF Tahkim Kurulu ve Spor Genel Müdürlüğü Tahkim Kurulunun tek çatı altında toplanması ve bağımsız biçimde görev ifa etmeleri gerekmektedir. Tahkim kurulları idari olarak bağımlı olmaktan çıkarılmalı, ayrı bir bütçe ve personel sağlanarak bağımsız yargılama merci olmaları sağlanmalıdır.

Av. Sema ÖZKUL

KAYNAKÇA

ARTUÇ, M. (2014). Spor tahkim kurulları, TAAD, 5(19)

BİLGİNOĞLU, N. E. (2015). Futbol uyuşmazlıklarının tahkim yoluyla çözümü, Beta Basım A.Ş. , İstanbul, 2015

BOZKURT, M. N. (2010). Spor hukuku uyuşmazlıklarının çözümünde milletlerarası spor tahkim mahkemesi. Ankara Barosu Dergisi, (2).

EKŞİ, N. (2015). Spor tahkim hukuku, Beta Basım A.Ş., İstanbul

ERKEKLİ, T. (2018). Spor hukukunda tahkim ve uluslararası tahkim mahkemesi (CAS) (Yüksek Lisans tezi, Hasan Kalyoncu Üniversitesi)

ERKİNER, Bir Hukuk Disiplini Olarak “Spor Hukuku” Kavramları Ve Özellikleri, Erişim Tarihi: 05.12.2021

http://www.sporhukuku.org.tr/bir-hukuk-disiplini-olarak-spor-hukuku-kavramlari-ve-ozellikleri/

ERKİNER, K. (2002). “Spor Hukukunun Tanımı, Araştırma Yöntemleri, Devletler üstü Teşkilatları, Rolü, Gelişmiş Ülkelerdeki Eğitimi”, 7. Uluslararası Spor Bilimleri Kongresi Kongre Kitabı, Antalya

ERTEN, R. (2007). Milletlerarası Özel Hukukta Spor, Adalet Yayınları, 1.Bası, Ankara

GENÇ, D. A. (1998). Spor Hukuku, İstanbul

GÜNDOĞDU, F. (2019). TFF Tahkim Kurulu Yargılamasının Adil Yargılanma Hakkı Bakımından Değerlendirilmesi.

KÜÇÜKGÜNGÖR, E. (2004). Spor hukuku uyuşmazlıklarında tahkim ve alternatif çözüm yöntemleri, Banka Ve Ticaret Hukuku Dergisi, 22(4), Aralık 2004

ÖZSOY, S. (2008). Spor hukukunda tahkim, Spor Yönetimi ve Bilgi Teknolojileri Dergisi, 3(1)

ÜÇIŞIK, F. (2017). Spor hukuku, Ötüken Neşriyat A.Ş., İstanbul, Eylül 2017