Giriş

Taraflar arasındaki borç ilişkisinden kaynaklı edimleri taraflar bazen ifa etmeyebiliyor. Tam da bu noktada devreye takip hukuku girmektedir. Takip hukuku, borçluların borcunu rızası ile yerine getirmemesi durumunda, alacaklıların kamu gücünü kullanarak alacaklarına kavuşmasını sağlayan hukuki bir mekanizmadır. Zira yasa koyucu tarafından cebri icranın bizzat alacaklı tarafından yapılması Kamu otoritesini dolayısıyla kamu düzenini olumsuz etkileyeceğinden dolayı yasaklanmıştır. Yakın zamanda salgın hastalığın da etkisiyle ekonomik sorunların baş göstermiş ve buna paralel olarak borçlu hakkında başlatılan icra takibi işlemlerinin daha etkin ve hızlı bir şekilde yürütülebilmesi haliyle zorlaşmıştır. Nitekim gerek krizden kaynaklı gerek şahsi ilişkilerden dolayı borçlular kötü niyetli hareket edebilmektedir. Buna karşın alacaklının alacağını bu vb. davranışlara karşı korunabilmesi için İcra ve İflas Kanununda borçluya bazı sorumluluklar yüklenmiştir. Borçlunun şahsına yüklenen bu sorumluluğu ihlal etmesi halinde, ihlalin şekli ve türüne göre İcra ve İflas Kanunu’nda bazı cezalar öngörülmüştür.

Takip hukukunun niteliklerinden kaynaklanan ve ihlali halinde ceza-i müeyyideye konu olan eylemler pratikte “icra suçları” şeklinde isimlendirilmektedir. Bu itibarla çalışmada İcra İflas Kanunun 16. Babında ‘’ Cezai Hükümler’’ başlığı altında 344. Maddede düzenlenen Nafaka Yükümlülüğünü İhlal suçunu irdelemeye çalışacağız. Nitekim Her ne kadar Nafaka denilince, boşanma dava sürecinde veya neticesinde eşlerden birisinin, diğer eş ya da çocuklar için ödemesi gereken mahkeme tarafından belirlenen meblağ olarak adlandırılsa da sadece bununla sınırlı tutmamak gerekmektedir. Uygulamada nafakanın ilgili eş tarafından ödenmemesi durumunda nasıl bir yol izleneceği hususuna çok sık rastlamaktayız. Bu itibarla çalışmada İİK 344 bağlamında nafaka borcunu ifa etmeme suçunu, suçun unsurlarını, usulü süresi ve takip aşamasıyla beraber yargılama sürecini, ilgili kişi hakkında hükmün infazını ve sonrasını ele almaya gayret edeceğiz.

Nafaka Yükümlülüğünü İhlal Suçu,

- Genel Olarak

Sosyal hayatın bir gereği olarak boşanma neticesinde mağdur olan kişileri muhafaza etmek adına önemli bir fonksiyonu olan nafakanın ödenmesine ilişkin ilamların da ehemmiyetli bir şekilde takip edilmesi ve buna göre dikkatle uygulanması gerekmektedir. İşte nafaka müessesesinden beklenen işlevin tam olarak sağlanabilmesi için nafaka ödenmesine ilişkin mahkeme kararına uymayan yani kararda belirtilen nafaka borcunu ödemeyen borçlunun bu fiili İİK’nın 344. Maddesinde bir icra suçu olarak düzenlenmiştir. Zira bir bütün olarak irdelendiğinde nafaka acil bir ihtiyaçtır ve nafaka alacaklılarının özel olarak korunması gerekmektedir. İİK ‘nın 344. maddesi, icra iflas suçları içerisinde uygulamada sıkça karşılaştığımız bir suç tipi haline gelmiştir.

İİK 344. Maddesi ‘’Nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine, üç aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra kararın gereği yerine getirilirse, borçlu tahliye edilir. Borçlunun, nafakanın kaldırılması veya azaltılması talebiyle dava açmış olması halinde, ileri sürdüğü sebepler göz önünde bulundurularak, tazyik hapsinin uygulanması bu davanın sonuna bırakılabilir.’’ Şeklinde düzenlenmiştir. Buna göre lehine hükmedilen nafaka ödenmediği takdirde alacaklı ya da duruma göre alacaklıların şikâyeti ile nafaka borçlusu tazyik hapsine mahkûm edilebilecek ve böylece nafaka borcunun tahsili sağlanabilecektir.

- Unsurları

a) Takip Konusu Alacak Mahkeme Tarafından Karar Verilmiş Bir Nafaka Alacağı Olmalı

İİK’nın 344. Maddesi uyarınca ilgili kişi hakkında bu suçun vaki olabilmesi için takibe konu ilamın mutlaka nafakadan kaynaklı bir ilam olması gerekmektedir. Takibe konu ilam nafaka ilamı değilse çocuğun şahsi ilişkisinden kaynaklı vs. bir ilam ise bu suç oluşmayacaktır. Uygulamada karşılaşılan en önemli sorunlardan biri ise ‘’yargılama devam ederken ara karar ile hükmedilen nafakanın ödenmemesi durumunda bu suç oluşacak mıdır?’’ sorusudur.

4949 sayılı Kanun’la; İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinin başlığı yeni düzenlemeye paralel olarak “nafakaya ilişkin kararlara uymayanların cezası” olarak revize edilmiştir. Anılan kapsamında yukarıda açıkladığımız hüküm ‘’nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen borçlunun, alacaklının şikâyeti üzerine…’’ belirtilmiştir. Buna göre yasa “nafakaya ilişkin kararların gereğini yerine getirmeyen” kişiyi cezalandırdığına göre, borçlunun yerine getirmediği nafakaya ilişkin karar “nafaka ilamı” olabileceği gibi “nafakaya ilişkin ara kararı” da olabilir. Kısacası ara kararı ile hükmedilen nafakanın ödenmemesi de İİK’nın 344. maddesi uyarınca suç teşkil edecektir.

b) Nafaka Borcu Şikâyet Esnasında Devam Ediyor Olmalı

Nafakaya ilişkin ilamı ihlal eden borçlunun anılan suç kapsamında cezalandırılabilmesi için nafaka ilamında yer alan nafaka borcunun şikâyet yoluna başvurulduğu esnada maddi hukuk bakımından devam etmesi gerekmektedir. Örneğin çocuk lehine hükmedilen nafaka çocuğun 18 yaşına erişmesi ile sun bulması halinde artık nafaka yükümlülüğünü ihlal suçu oluşmayacaktır.

c) Mahkeme İlamına İlişkin Takip Başlatılmış Olmalı ve Borçluya İcra Emri Tebliğ Edilmiş Olmalı

Nafaka yükümlülüğü suçunun oluşabilmesinin bir diğer şartı ise aleyhine nafaka hükmedilen borçlu için icra takibinin başlatılmış olması gerekmektedir. Pek tabii sadece takip başlatılması suçun oluşması için yeterli değildir. Ayrıca takibe konu olan ödeme emrinin cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca borçlunun bizzat şahsına usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş olması şartı da aranmaktadır. Burada takibin icraya konuş şekli önem arz etmektedir. Şöyle ki; takip birikmiş nafaka alacağı olarak başlatılmamalıdır. Zira birikmiş nafaka alacağı adi alacak niteliğindedir. Bu nedenle bu nitelikte nafaka alacağını ödememek nafaka yükümlülüğünü ihlal suçunu oluşturmayacaktır. Dolayısıyla birikmiş nafaka alacağından dolayı tazyik hapsine hükmedilemeyecektir. Bu nedenle birikmiş nafaka alacağı olsa dahi takip talebimizde ‘’Her Ay İşlemek Üzere’’ ibaresi de eklenmelidir.

Nitekim nafaka alacağı her ay doğan ve ödenmesi gereken bir borçtur. Bu sebeple nafaka borçlusu icra emrini aldıktan sonra işleyen nafaka borcuna ilişkin herhangi bir ödeme gerçekleştirmez ise suç vaki olacaktır. Bir diğer önemli husus icra emri tebliğ edilmiş olmasına rağmen borçlu tarafından herhangi bir ödemenin olmaması gerekmektedir.  Bu konuda Yargıtay, ödememeden dolayı borçlunun İİK’nın 344. maddesi uyarınca cezalandırılabilmesi için icra veya ödeme emrinin tebliği tarihi ile şikâyet tarihi arasında en az bir aylık nafaka borcunun birikmiş olmasını aramaktadır.

d) Cezanın Ortadan Kaldırılmasını Gerektiren Bir Durum Bulunmamalı

Borçlu aleyhine cezaya hükmedilebilmesi için ayrıca cezayı ortadan kaldıracak somut bir unsurun bulunmaması gerekmektedir. Örneğin yargılama devam ederken borçlu ayrıca nafakanın kaldırılması ya da azaltılması davası açmış olabilir. Bu durumda mahkeme nafakaya ilişkin yargılamanın neticelenmesini bekleyecektir. Yani bir bekletici mesele söz konusu olacaktır. Şu halde nafaka yükümlülüğünü ihlalden kaynaklı şikâyet yoluna başvururken nafakaya ilişkin bir davanın açılıp açılmadığını kontrol etmekte yarar vardır.

e) Suçun Cezası

Nafaka ödememe halinde nafaka borçlusu 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılacaktır. Tazyik hapsi, bir kimsenin hukuken kendisine yüklenmiş bir yükümlülüğünü yerine getirilmemesi nedeniyle uygulanan hukuki bir yaptırım müessesesidir. Tazyik hapsinin amacı kişinin yapmakla, vermekle ya da yapmamakla yükümlü olduğu şeyleri derhal yerine getirmesi sağlamaktır. Kısacası Tazyik Hapsinin asıl işlevi kamu düzenine ilişkin bir değeri korumaktır.  Pek tabi kişinin bu yüklenmiş olduğu yükümlülüğü ifa etmesi ile beraber ceza ortadan kalkar. Ayrıca tazyik hapsi paraya çevrilebilen ya da ertelenebilen bir yaptırım değildir. Tazyik Hapsini TCK’da yer alan hapis cezalarından farkı da tam olarak budur, diğer hapis cezalarında TCK’da işlenen suçların ihlalinin cezalandırılması amaçlanır. Oysa tazyik hapsinde amaç nafaka ihtiyacı olan kişilerin acil olarak nafakayı edinmesini sağlamak yani acil durumları çözüme kavuşturmaktır.

Yargılama Süreci ve Neticesi

- Yetkili ve Görevli Mahkeme

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 346. maddesinde, Nafaka Yükümlülüğünün İhlali şikâyetine bakmakla görevli mahkeme İcra Ceza Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise nafakanın konu olduğu icra takibinin başlatıldığı yer mahkemesidir.

- Davanın Açılma Usulü

Nafakaya İlişkin İlamları ihlal etmek nedeniyle borçlunun cezalandırılmasını sağlamak için bir şikâyet dilekçesi ile icra ceza mahkemesine başvurulmalıdır. Nafaka alacaklısı dilekçesinde şu mahkeme tarafından lehine şu kadar nafakaya hükmedildiğini fakat borçlu/sanık tarafından herhangi bir ödemenin olmamasından dolayı sanık hakkında icra takibi yapıldığını ve icra emrinin borçluya tebliğ edildiğini ve tebliğe rağmen sanığın herhangi bir ödemede bulunmadığını belirtmelidir. En nihayetinde sanıktan şikayetçi olduğunu ve İİK uyarınca cezalandırılmasını talep etmelidir.

Bu noktada bir hususu belirtmek yerinde olacaktır. Şöyle ki; nafaka alacaklarında alacaklı İİK 344. Maddesi uyarınca en fazla 3 aylık nafakanın ödenmemesi nedeniyle şikâyetçi olma hakkı vardır. Diyelim ki, Ocak ayında icra takibi ile nafaka alacağınızı talep edildi. Ağustos ayı dolmasına rağmen hiçbir ödeme yapılmadı. Bu takdirde şikayette Ocak ayından itibaren değil sadece SON 3 AY yani Haziran, Temmuz ve Ağustos ayının nafakalarının ödenmediğinden bahisle şikayetçi olabilecektir. Şubat ayı ya da Mart ayı nafakası ödenmediğinden şikâyetçi olamazsınız. Çünkü bu aylara ilişkin zamanaşımı süresi dolmuş bulunmaktadır. Yani nafaka ödememe suçu, geriye dönük üç aylık nafakanın ödenmemesi durumunda yapılacak olan bir başvurudur.

- Dava Açma Süresi

Nafaka yükümlülüğüne ilişkin dava süresi İİK 347. Maddesinde açıkça hüküm altına alınmıştır. Anılan madde uyarınca “Bu Bapta yer alan fiillerden dolayı şikâyet hakkı, fiilin öğrenildiği tarihten itibaren üç ay ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl geçmekle düşer.” hükmü yer almaktadır. Kısacası 3 aylık süre zamanaşımı süresi vardır.

- Yargılama Sonucunda Verilebilecek Kararlar

a) Mahkûmiyet Kararı

Yapılan yargılama neticesinde mahkeme şikâyetin usulüne uygun olarak suresinde yapıldığı, şikâyet edilen şahsın nafaka borcunu ödemeyen şahıs olduğu, sanığın üzerine atılı suçun somut unsurları ile oluştuğuna kanaat getirirse sanık hakkında İİK 344. maddesi gereğince 3 aya kadar tazyik hapsine hükmedecektir.

b) Beraat Kararı

Yapılan yargılama neticesinde mahkeme şikâyete konu olan eylem hakkında herhangi bir usulü eksiklik olduğu ya da suçun unsurları bakımından oluşmadığına kanaatine varır ise sanık hakkında beraat kararı verecektir. Bu nedenle gerçekten sanığın cezalandırılmasını istiyor isek yukarıda izah etmeye gayret ettiğimiz hususlara dikkat edilmelidir.

c) Düşme Kararı

Nafaka yükümlülüğünü ihlalden kaynaklı açılan davanın düşmesi iki şekilde olmaktadır. İlki davacının şikâyetinden vazgeçmesi neticesinde ikincisi ise yargılama devam ederken sanığın suça konu eylemin temelini oluşturan takipteki borcun tamamını faizi ve icra masrafları ile birlikte ödemesi neticesinde gerçekleşmektedir. Bu hallerde mahkeme davanın düşmesine karar verecektir.

DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

- Taraflar arasındaki sözleşme ile taahhüt edilen nafaka borcu ilam niteliğinde bir belge olmadığından dolayı anılan madde kapsamında suç teşkil etmeyecektir.

- Tedbir nafakası boşanma ilamının kesinleşmesinden sonra son bulacağından buna ilişkin ceza istenemez.

- İcra emrinin tebliğinden önceki döneme ait nafaka borcunun ödenmemesi suç sayılmaz.

- İcra emri borçlunun vekiline değil, borçlunun şahsına gönderilmelidir. Vekile gönderilen tebligattan borçlu asilin bilgisi yok ise, borçlu asile ceza verilemez.

- Nafaka yükümlülüğünün ihlali halinde sanığa verilen tazyik hapsi cezası adli sicile işlemez.

- Takip talebi hazırlanırken adi alacak olarak açılmamalıdır. Nafakanın her ay işleyen bir alacak olduğuna dikkat edilmelidir.

Stj. Av. Abdulkadir TOK

KAYNAKÇA

Pekcanıtez Hakan, Atalay Oğuz, Özkan Meral Sungurtekin, Özekes Muhammet, İcra ve İflas Hukuku, Ankara: Yetkin Yayınları, 2013.

Pekcanıtez Hakan, Özekes Muhammet, İcra ve İflas Hukuku Pratik Çalışmalar, Ankara: Yetkin Yayınevi, 2014.

Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku; Ders Kitabı, İstanbul: Legal Yayıncılık, 2016.

Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku; El Kitabı, Ankara: Adalet Yayınevi, 2013.

Muşul, Timuçin, Teorik ve Uygulamalı İcra ve İflas Hukuku I,  Alfa Yayınları, İstanbul 2001

Günay Mehmet, İcra Suçları, Seçkin Yayınları, 2014-Ankara

Uyar Talih, Nafaka Borcunu Ödememe Suçu, 2010 TBB Dergisi.

Günay Mehmet, Hukukumuzda İcra Suçları, Doktora Tezi, Kocaeli Üniversitesi, 2013

Kar Ahmet, Takip Hukukunda Cezai Sorumluluğu Gerektiren Haller, Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi, 2012