Bilinçsiz nüfus artışı ve teknoloji-sanayinin gelişip, kontrolsüz bir biçimde yayılması çevre tahribatını da beraberinde getirmiş­tir.

Çevre ceza hukuku, çevre hukukunun diğer kurumlarına göre en yeni halidir. Birçok devletin ceza yasalarına son 30 yıl içerisinde dahil olmuştur. Bu suçlarda genelde mağdur olarak toplumun tamamı kabul edilir. Genelde tehlike suçları olarak kabul edilir, kasıt ve taksirle işlenebilir.

Bu kapsamda Türkiye’de çevreye yönelik bir kısım ihlaller suç sayılmış adli ve idari yaptırımlara bağlanmıştır.

2004 yılı değişiklikleri ile topluma karşı suçlar başlığı altında çevreye karşı suçlar dahil edilmiştir.

Çevreye Karşı Suçlar

1. Çevrenin kasten kirletilmesi

2. Çevrenin taksirle kirletilmesi  

3. Gürültüye neden olma  

4. İmar kirliliğine neden olma

-TCK’da yer alan diğer çevre suçlarına örnekler:

m. 177. Radyasyon Yayma

m. 174. Tehlikeli Maddelerin İzinsiz Bulundurulması

m. 185. Sulara ve Gıdalara Zehirli Madde Katma

Çevreye Karşı Suçlar

A) Çevrenin kasten kirletilmesi

“(1) Belirlenen teknik usullere aykırı olarak ve çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkları toprağa, suya veya havaya kasten veren kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Atık veya artıkların toprakta, suda veya havada kalıcı özellik göstermesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza iki katı kadar artırılır.

(3) Bir ve ikinci fıkralarda tanımlanan fiillerin, insan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıklarla ilgili olarak işlenmesi halinde, beş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına ve bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.

 (4) Tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Tüzel kişiler ceza kanunumuzda fail olarak suça katılamayacağı için haklarında güvenlik tedbirleri alınabilir. Çevreye verilen zarar ile ilgili olarak bu tedbirlere örnek olarak “izin iptalini” verebiliriz.

- Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokma suçu

(1) Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

 Atık veya artıkları izinsiz olarak ülkeye sokma suçu Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere uyum çerçevesinde hazırlanmıştır.

B)  Çevrenin Taksirle Kirletilmesi Suçu

“(1) Çevreye zarar verecek şekilde, atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya verilmesine taksirle neden olan kişi, adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu atık veya artıkların, toprakta, suda veya havada kalıcı etki bırakması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(2) İnsan veya hayvanlar açısından tedavisi zor hastalıkların ortaya çıkmasına, üreme yeteneğinin körelmesine, hayvanların veya bitkilerin doğal özelliklerini değiştirmeye neden olabilecek niteliklere sahip olan atık veya artıkların toprağa, suya veya havaya taksirle verilmesine neden olan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. ”Taksirle kirletme suçunda atık veya artıklar ifadelerinden atık doğrudan Çevre Kanununda m.2’de tanımlanmıştır: “Atık: Herhangi bir faaliyet sonucunda oluşan, çevreye atılan veya bırakılan her türlü madde”

C) Gürültüye Neden Olma Suçu

“İlgili kanunlarla belirlenen yükümlülüklere aykırı olarak, başka bir kimsenin sağlığının zarar görmesine elverişli bir şekilde gürültüye neden olan kişi, iki aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

D) İmar Kirliliğine Neden Olma Suçu

Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahkum olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.

ÖZEL HUKUK BOYUTU

Çevre hukukuna ilişkin olarak özel hukuk hükümlerinin de geçerliliği mevzubahistir. Özellikle Borçlar Kanunu ve Medeni Kanun’un ilgili hükümleri ilgili çevre meselelerinde uygulanabilmektedir. Örnek vermek gerekirse, Borçlar Kanunu m.58’de yer alan Yapı Eseri Malikinin Sorumluğu çevreye ilişkin olarak uygulanabilmektedir. Yine, haksız fiil sorumluluğu çeşitli çevre meselelerinde kullanılabilmektedir.

Ancak özellikle dikkat çeken husus, özel hukuka ilişkin bir hükmün Çevre Kanun’unda yer almasıdır.

Kirletenin sorumluluğu olarak ifade edilen m.28 doğrudan özel hukuka ilişkin hüküm içermektedir: “Çevreyi kirletenler ve çevreye zarar verenler sebep oldukları kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar. Kirletenin, meydana gelen zararlardan ötürü genel hükümlere göre de tazminat sorumluluğu saklıdır.” Madde 28’de yer alan kirleten ve zarar gören doğrudan Çevre Kanun’unda tanımlanmıştır.

Av. Muhammed Sefa GÜZEL