GENEL TEHLİKE YARATAN SUÇLAR

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma (TCK m.179)

Madde 179- (1) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşımının güven içinde akışını sağlamak için konulmuş her türlü işareti değiştirerek, kullanılamaz hale getirerek, konuldukları yerden kaldırarak, yanlış işaretler vererek, geçiş, varış, kalkış veya iniş yolları üzerine bir şey koyarak ya da teknik işletim sistemine müdahale ederek, başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olan kişiye bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası verilir.

(2) Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(3) Alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle ya da başka bir nedenle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek halde olmasına rağmen araç kullanan kişi yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.

TCK’nın 179. maddesinde üç ayrı suç düzenlenmiştir:

1- Ulaşıma müdahale ederek tehlikeye sebep olmak

2- Ulaşım araçlarını tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etmek

3- Alkol veya uyuşturucu madde etkisi altında araç kullanmak

Madde metninde yer alan suçların koruduğu hukuki değer; trafik güvenliği ve kamu düzenidir. Aynı zamanda trafik içinde yer alan bireylerin beden bütünlükleri, yaşama ve mülkiyet hakları da korunmaktadır. Eylemin bu değerler bakımından mutlaka bir zarar meydana getirmesinin zorunlu olmaması, bu değerlerin söz konusu suçlar ile tali bir şekilde korunduğunu ortaya koymaktadır. Bu nedenle yasa koyucu bu suçları genel tehlike yaratan suçlar arasında düzenlemiştir.[1]

1) Ulaşıma Müdahale Ederek Tehlikeye Sebep Olmak

a) Fail: Bu suçun faili herkes olabilir. Aracın sevk ve idaresinin fail tarafından yapılması şart değildir.

b) Hareket: Seçimlik hareketli bir suçtur.

Önemle belirtmek isterim ki, birden fazla hareketin aynı eylem içinde gerçekleştirilmiş olması suçu birden fazla hale getirmemektedir. Suç, tek bir suçtur ancak TCK m 61’e göre temel ceza belirlenirken bu durum göz önünde bulundurulur.

c) Manevi Unsur: Bu suç kasten işlenen bir suçtur (genel kast yeterlidir).

d) İlliyet Bağı: Bu suç tehlike suçudur. TCK m. 179/1’de yazılı hareketlerin yapılması ile bir zararın meydana gelmesi şart değildir. Önemli olan bu hareketlerin başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından bir tehlikeye neden olmasıdır. Bu bakımdan da somut tehlike suçudur.

e) Teşebbüs: Bu suç hem tehlike hem de neticesi harekete bitişik suç olduğundan kural olarak teşebbüse elverişli değildir.

f) Suçların çokluğu:

KTK m. 14/b:“Karayolu yapısını, trafik işaretlerini ve karayoluna ait diğer yapı ve güvenlik tesislerini, üzerlerine yazı yazarak, çizerek veya başka şekillerde bozmak, yerlerini değiştirmek veya ortadan kaldırmak, yasaktır. Bu madde hükmüne uymayanlara … lira para cezası verilir” hükmünü havidir. Görülüyor ki, söz konusu seçimlik hareketler neticesinde TCK’da belirtilen cezai yaptırımın yanı sıra KTK’da da idari para cezası öngörülmüştür.

Peki, failin icra ettiği bir eylem hem suç hem kabahat niteliği taşıyor ise; faile hangi kanun maddesine göre ceza verilecek? (TCK- KTK)

Bir eylemin hem suç hem kabahat niteliği taşıması halinde sadece SUÇTAN dolayı ceza verilebileceğinden eylemin TCK m. 179 kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle KTK m. 14 uyarınca ayrıca idari para cezasına hükmedilemez.

ANCAK, TCK m.179’a göre suçun oluştuğunun kabul edilebilmesi için başkalarının hayatı, sağlığı veya malvarlığı bakımından zorunlu bir tehlikenin meydana gelmesi gerekmektedir. Dolayısıyla böyle bir tehlike meydana gelmemiş ise TCK m. 179 değil, KTK m. 14 uygulanır.

Bir kişinin trafik işaretini değiştirmesi sonucunda başka bir kişinin ölümüne ya da yaralanmasına sebebiyet vermesi halinde ikinci neticeden de sorumlu tutulabilir mi?

Failin kastedilenden daha ağır veya başka bir neticenin oluşumuna sebebiyet vermiş olması “neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç” tanımına girmektedir. Failin bu suç kapsamında sorumlu tutulabilmesi için en azından taksirle hareket etmesi ve objektif isnadiyet teorisinin şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.

Ulaşıma müdahale ederek tehlikeye sebep olma suçunun mağduru toplumdur, belli bir kişi değildir. Ancak ölüm ya da yaralama neticesinin gerçekleştiği suçlarda mağdur belli bir kişidir. Bu yönüyle netice sebebiyle ağırlaşmış suçlarda temel suç ile başka ya da ağır neticeyi içeren suçun mağduru aynı kişi değildir. Ayrıca, TCK m.179/1’de herhangi bir açıklık bulunmadığından her ne kadar failin eylemi daha ağır ya da başka bir neticeyi oluştursa da failin bu başka neticeden sorumlu tutulması mümkün değildir.

Fail, örneğin bir trafik işaretini kullanamaz hale getirdiğinde kamu malına da zarar vermiş olmaktadır. Dolayısıyla tek bir fiil ile birden fazla suçun oluşumuna sebebiyet verdiğinden fikri içtima hükmü uygulanarak en ağır cezayı öngören suçtan cezalandırılması gerekmektedir.

2- Ulaşım Araçlarını Tehlikeli Olabilecek Şekilde Sevk ve İdare Etmek

a) Fail: Bu suçun faili söz konusu ulaşım araçlarını tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişidir. Ancak bu kişinin aracı sevk ve idare etmeye ehil olup olmamasının bir önemi yoktur.

b) Hareket: Serbest hareketli bir suç olduğu gibi aynı zamanda somut tehlike suçudur. Bu nedenle trafik kurallarının soyut ihlali bu suçun işlendiğinin kabulü için yeterli olmamakta, bu ihlalin kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından bir tehlike meydana getirecek nitelikte olması gerekir.

c) Teşebbüs: Suç, neticesi harekete bitişik olduğundan kural olarak teşebbüse elverişli değildir. İştirak açısından da bir özellik göstermez.

d) Manevi Unsur: Kasten işlenebilir, taksirle işlenebilmesi mümkün değildir.

Sürücünün aracını kasten tehlike meydana getirecek bir şekilde sevk ve idaresi sırasında başka bir kişiyi öldürmesi ya da yaralaması halinde sürücüye nasıl bir ceza verilir?

Eğer her iki eylem arasında zaman açısından bir kesinti yok ve fiil TCK m. 44 bağlamında “tek fiil” olarak kabul edilebiliyor ise, bu halde fikri içtima kuralı uygulanmalıdır. Dolayısıyla en ağır cezayı öngören hükme göre ceza verilmelidir. Ayrıca ikinci suçun taksirli ya da kasıtlı olmasının da bir önemi yoktur.

3- Alkol veya Uyuşturucu Madde Etkisi Altında Araç Kullanmak

a) Fail: Bu suçun faili ancak “araç kullanan” bir kişi olabilir. Bu nedenle söz konusu suç fail bakımından özgü suç niteliğindedir.

Aracı sevk ve idare etmiş sayılmak için araç ile belli bir süre ve mesafe katetmiş olmak zorunlu değildir. Bu suç, TCK m. 179/1 ve m.179/2’de belirtilen suçlardan farklı olarak; kişilerin yaşam, beden ve malvarlığı bakımından bir tehlikenin gerçekleştiği şartı aranmadığından soyut tehlike suçudur.

b) Manevi Unsur: Kasten işlenebilen bir suçtur.

Bu suçta önemli olan; kişinin alkol veya uyuşturucu maddeyi iradi olarak alıp almadığıdır. İradi olarak alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisinde suçun işlenmesi halinde tam bir cezai sorumluluk vardır. Ancak geçici bir nedenle yahut irade dışı alınan alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle bir suçun işlenmesi halinde TCK m. 34/2 uyarınca kişiye herhangi bir ceza verilmez. Dolayısıyla bu tip durumlarda fiil her ne kadar tipik olsa da failin kusurlu hareket etmediği kabul edilir.

c) Teşebbüs ve iştirak: Bu suç teşebbüse kural olarak mümkün değildir.

İştirak bakımından; bu suç özgü suç olduğundan ancak azmettirme ya da yardım etme mümkündür.

--------------

[1] Özbek, Kanbur, Doğan, Bacaksız ve Tepe, 2015, s.715