Yapay tohumlamada gümüş iyodür, amonyum nitrat, kadmiyum iyodür ve diğer higroskopik materyaller çekirdek vazifesi görmek üzere yağmur bulutuna püskürtülmektedir. Bu maddelerin aynı şartlar altında oluşturacağı kristal sayısı birbirinden farklıdır. En etkili olanı ise gümüş iyodürdür.

Yağış arttırmak için yapılan herhangi bir bulut tohumlama işleminde birinci problem tohumlamaya uygun bulutun bulunmasıdır. Zira tohumlama işlemiyle bulut oluşturulmaz. Yağış arttırma çalışmalarında tohumlama için yeterli miktarda ve uygun bulut gerekmektedir. Halen ülkemizde yaşanan yağış azlığının temelinde yatan neden; yüksek basınç sistemi etkisinde bulut oluşumunun az ve tohumlamaya uygun bulutluluğun oluşmamasıdır. Bulut tohumlama işlemindeki ikinci problem ise, yoğunlaşma çekirdeği olarak hizmet edecek olan higroskopik maddelerin, bulut içindeki en uygun yere zamanında ve doğru miktarda ulaştırılmasıdır. Bulut tohumlama işleminden sonra yağışın nereye düşeceği kontrol edilememektedir. Uygun bulutluluk durumu olsa bile, tohumlama sonucunda oluşacak yağışın hedef havzaya düşeceği belirsizdir. Bununla birlikte hedeflenmeyen bölgelere fazla yağış düşebilir ve bazı olumsuzluklara sebep olabilir. Söz konusu olumsuzluktan etkilenen vatandaşlardan dolayı hukuki problemlerle karşılaşılabilir. Doğru şartlar altında, tekniğine uygun yapılan bulut tohumlama işleminin yağışı %5-20 arasında artırabileceği ileri sürülmektedir. Ancak yağışın ne kadar arttığı bilimsel yöntemlerle ve kesin olarak ölçülememektedir.

Sonuç olarak; bulut tohumlama yolu ile yapılan yapay yağış işlemi, yağış azlığının ve kuraklığın su kaynakları üzerindeki olumsuz etkisini gidermek amacı ile fayda/maliyet analizinin yüksek olduğu bölgelerde ve uygulanma potansiyeli olan bir hava modifikasyonu işlemidir ve sadece uygun sıcaklık ve nem koşullarına sahip bulutlara uygulanabilmektedir. Yağış azlığından veya kuraklıktan kaynaklanan koşulların olumsuz etkilerini en aza indirmek için yapay yağış yöntemleri yerine diğer su kaynaklarından sulama ve enerji maksatlı barajlar için su temini yoluna gidilmesi, su tasarrufu ve kuraklığa daha dayanıklı bitki türlerine yönelmek daha ekonomik çözüm olarak gözükmektedir. Ayrıca yağmur hasadı ve yeraltı su depolama tesisleri ile yağışlı dönemde suyun depolanması diğer alternatif bir çözüm olarak görülmektedir.

Hukuki Değerlendirme

Kuzey ve güney kutup daireleri, uluslararası sular, ay ve diğer gezegenler, uluslar arası sözleşmelerle, tüm insanlığın ortak malı olarak kabul edilmiştir ve hiçbir devlet, tek başına bunların sahibi değildir.

Bizce;

Yağmur, rüzgâr, güneş gibi yenilenebilir doğal kaynaklar da, tüm insanlığın ortak malı olarak kabul edilmelidir.

Ancak, teknolojik manipülasyon ile, doğal dengeye müdahale edilerek, diğer ülke üzerine yağacak tüm yağmuru, kendi ülkesi topraklarına çekip yağdırma çabaları, “yağmur hırsızlığı” olarak değerlendirilebilecek ve bu durum “su savaşları”na yol açabilecektir.

Çin ve Hindistan arasında, “bulut tohumlama yöntemine dayalı, muson yağmurları kaynaklı sorunlar” ufak ufak baş göstermektedir.

Ulusal Tayvan Üniversitesi'nden araştırmacılar, 2017'de yayımladıkları bir makalede, iklim kontrolü konusunda ülkeler arası yeterli koordinasyon olmazsa, ülkelerin birbirlerini "yağmur hırsızlığıyla" suçlayabileceği tezi yer alıyordu.

KAYNAKÇA

https://mgm.gov.tr/genel/sss.aspx?s=yapayyagis

https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-56098958