A. İhtiyati Haciz Nedir?

İhtiyati haciz, icra takip işlemlerine başlanılmış veya başlanılacak bir borcu güvence altına almak için borçlunun malvarlığına el koymayı sağlayan bir hukuki korumadır. Bir hukuki koruma olmaları sebebiyle ihtiyati haciz ile ihtiyati tedbir çok karıştırılmaktadır. Hâlbuki ihtiyati haciz ile ihtiyati tedbir gerek sonuçları gerekse de şartları açısından birbiriyle tamamen farklıdırlar.

1) İhtiyati Haciz İle İhtiyati Tedbirin Farkları

Yukarıda ihtiyati haczin tanımı yaptıktan sonra bir de ihtiyati tedbirin tanımı yaparak başlamak ve sonrasında bu ikisi arasındaki farklara geçmekte fayda var. İhtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi maksadıyla HMK. mad. 389’da öngörülen durumlarda başvurulan bir yoldur.[1]

Açıkladığımız bu iki tedbirin arasındaki en belirgin fark ihtiyati tedbirin daha geniş bir uygulama alanı olmasına karşın ihtiyati haczin uygulama alanı daha dardır. Şöyle ki; ihtiyati haciz yalnız para alacakları hakkında dava veya icra takiplerinde söz konusu olabilmekte iken, ihtiyati tedbir kural olarak paradan başka taşınırlar, taşınmazlar ve haklar hakkındaki uyuşmazlıklara ilişkin davalarda da uygulama alanı bulur.[2]

Amaçları bakımından da aralarında farklar bulunmaktadır. İhtiyati tedbirde dava konusu olan malların devrinin önlenmesi veya onlara zarar gelmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. İhtiyati hacze baktığımızda ise amacın sadece para borcunun tahsil kabiliyetini devam ettirmektir.

Aralarındaki bir diğer fark ise sonuçlar bakımından ortaya çıkmaktadır. İhtiyati hacizde, dava açılmadan veya icra takibine başlanmadan evvel ihtiyati haciz yaptırmış olan alacaklı; haczin tatbikinden, haciz gıyabında yapılmışsa haciz tutanağının kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ya takip talebinde (Haciz veya iflas) bulunmaya veya dava açmaya mecburdur.[3] Ancak ihtiyati tedbir açılmış bir dava esnasında mahkemeden her an talep edilebilmektedir.

2) İhtiyati Haczin Şartları

a. Yukarıda da değinildiği üzere İİK madde 257 gereğince, ihtiyati haczin ilk şartı ihtiyati hacze başvuracak kişinin bir para borcunun alacaklısı olmasıdır. Bunun uygulamada görülen en sık örneği ise kambiyo senetleridir. Elinde poliçe, bono veya çek olan alacaklı, alacağının korunması adına ihtiyati haciz yoluna başvurabilmektedir. Burada değinilmesi gereken bir başka husus ise yabancı para alacağı için ihtiyati haciz isteme durumudur. Yabancı para alacağı Türk parasına çevrilerek ihtiyati haczin konusu olacaktır.

b. Para borcunun vadesinin gelmiş olması gerekmektedir. Kanunda bu durumun istisnaları mevcut olmakla birlikte uygulamada bu istisnanın çok ender kullanıldığını görürüz. Borçlunun muayyen yerleşim yeri yoksa ve taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması hallerinde borç muaccel olmasa dahi ihtiyati haciz istenebilmektedir. Yine kambiyo senetlerinden devam edecek olursak; elinde bir senet olan alacaklı henüz vadesi gelmeden ihtiyati haciz yoluna gidemeyecektir. Bunun temel sebebi ise ihtiyati haciz kararından sonra 7 gün içinde ihtiyati haczi kesinleştirmesi gereken alacaklının henüz muaccel olmayan bir borç – vadesi gelmeyen bir kambiyo senedi için kesinleştirme işlemlerine başlayamamasıdır.

Uygulamada ihtiyati haczin genellikle kambiyo senetleri ile yapıldığı göz önüne alındığında bu konuda şu hususa dikkat çekmek gerekir. Kambiyo senedinin üstüne düşülen “ bu senet vadesinde ödenmediği takdirde geriye kalan senetler de muaccel olacaktır” şeklindeki beyanlar geçersizdir. Bu sebeple henüz muaccel olmayan senetler için ihtiyati haciz istenememektedir. Ancak yüksek mahkeme kararlarında her ne kadar senet üstüne yazılı olan bu kayıtların geçersiz olması nedeniyle ihtiyati haczin istenemeyeceğini belirtmiş olsa da ayrı bir sözleşme ile düşülecek olan böyle bir kaydın geçerli olduğu kabul etmiştir.[4]

c. Alacağın bir rehinle güvence altına alınmamış olması gerekmektedir. Bu rehin hakkını İİK. Mad. 23 hükmünün ışığı altında değerlendirmek gerekir.[5] Bu madde kapsamındaki tüm rehin haklarının olması halinde ihtiyati haciz istenemeyecektir. Örnek vermek gerekirse hapis hakkı bir rehin hakkı kapsamında olması sebebiyle hapis hakkının varlığında da ihtiyati haciz yoluna başvurulamaz.

Her ne kadar rehin hakkının varlığı halinde ihtiyati haciz yoluna başvurulamasa da kanun, bu duruma istisnalar getirmiştir. İlk önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapmak zorunluluğu olmayan hallerde[6] ihtiyati haciz yoluna başvurulabilir. Aşağıda belirtilen alacaklar bu hallere örneklerdir.

- Rehin olunan şeyin değeri, borç miktarının muhakkak olarak altında ise açıkta kalacak olan rehin ile borç arasındaki kısım için.[7]

- Kambiyo senedine bağlı alacaklarda[8]

- İpotekle temin edilmiş faiz ve senelik taksit alacaklarında

- Rehne konu olan malın yabancı memlekette bulunduğu hallerde

- Alacaklıya rehnin paraya çevrilmesi yolu ve adi takip yoluna başvurması konusunda seçimlik hak tanınan hallerde

- Alacaklının rehne ikinci derecede başvuracağının kararlaştırıldığı hallerde

- Rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip sırasında alacaklıya geçici rehin açığı belgesi verilmiş olan hallerde

Asıl borç rehinle teminat altına alınmış olsa dahi kefiller hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilir. Kefiller asıl alacağın rehinle temin edilmiş olduğunu ileri sürerek kendisi aleyhinde alınan ihtiyati haciz kararına karşı itiraz edemez.[9]

d. Muaccel olmuş ve bir rehin ile teminat altına alınmamış olan para alacağı bir ilama bağlı değil ise ihtiyati haciz kararı kabul edilen alacaklıdan ileride haksız çıkması halinde borçlunun ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları zararları karşılamak için kendisinden hakimin uygun göreceği miktarda teminat yatırması istenir. Teminat yatırılmadığı takdirde ihtiyati haciz kararı verilemez. Tarafların tasarrufları ile teminat gösterme zorunluluğu ortadan kaldırılamaz.[10]

Teminatın cinsini ve miktarını saptamada mahkeme serbesttir. Ancak mahkemenin takdir yetkisi teminatın cinsi yönünden sınırlanmıştır. Mahkeme ancak para, hisse senedi, tahvilat, gayrimenkul rehni, muteber bir banka kefaleti gibi teminat cinslerini kabul etme yönünde sınırlanmıştır. Uygulamada yatırılacak teminatın bedeli ise yaklaşık %10 olarak uygulanmaktadır.

3) İhtiyati Haciz Kararı

İhtiyati hacizde görevli ve yetkili mahkeme İİK. Mad. 258/1’de genel hükümlere göre tayin edileceği belirtilmiştir. Uygulamada sıklıkla karşılaştığımız çek ve bonoya bağlı alacaklar için başvurulması gereken mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. Bulunduğunuz yargı çevresinde asliye ticaret mahkemesi yoksa asliye hukuk mahkemeleri görevli mahkeme olacaktır.

Aynı şekilde yetkili mahkeme de genel yetkili mahkemelerdir. Dolayısıyla takibe yetkili icra dairesinin bulunduğu yer mahkemesidir. Kanunda özel yetki belirtildiği takdirde özel yetkili mahkemelerde haciz kararının alınması gerekmektedir. Uygulamada sıklıkla karşılaştığımız kambiyo senetlerine (poliçe,bono,çek) bağlı alacaklarda özel yetki söz konusudur.[11] Bu tip borçlar aranacak borç niteliğinde olması sebebiyle borcun ödeneceği yer mahkemeleri yetkilidir. Bu durumda borçlunun ihametgah adresi ya da kambiyo senedinde yazılı ödeme yerinde ödeme yapılır ve o yargı çevresinin bağlı olduğu mahkeme yetkilidir.[12]

İhtiyati haciz kararı alınabilmesi için mahkemeye haciz için kesin deliller getirme zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bu durum alacaklı tarafa büyük ölçüde avantaj sağlamaktadır. Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.[13]

İhtiyati haciz kararının verildiği tarihten itibaren on gün içinde alacaklının ihtiyati haciz kararının icrasını istemesi gerekir. Alacaklı, on gün içinde ihtiyati haciz kararının icrasını istemezse ihtiyati haciz kararı kendiliğinden kalkacaktır ve daha sonra uygulanmayacaktır.[14] Alacaklı, ihtiyati haciz kararının alındığı mahkemenin yargı çevresindeki icra dairesinden ihtiyati haczin icrasını istemek zorundadır. Ancak burada önemle belirtmek gereken bir nokta ise herhangi bir takip başlatılmadan veya dava açılmadan ihtiyati haciz kararı alındıysa bu karardan itibaren yedi gün içinde takip talebinde bulunmalı veya dava açmalıdır.

4) İhtiyati Haciz Kararının Kaldırılması

Kendisi aleyhinde ihtiyati haciz kararı alınan taraf bu karara karşı istinaf yoluna başvuramamaktadır. Ancak bu kararın kaldırılması için başvurabileceği iki yol bulunmaktadır. Öncelikli olarak İİK.md.265’e göre itiraz yoluna başvurabilir. Diğer yol ise ihtiyati borç miktarını karşılayacak miktarda teminat göstermesi halinde ihtiyati haczin kaldırılmasıdır.

İİK.md.265’te “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine, teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracatla itiraz edilebilir.” Şeklinde durum açıklanmıştır. Her ne kadar itiraz kararı veren mahkemeye yapılmışsa da karardan sonra alacaklı, borçlu aleyhinde dava açmışsa yapılacak olan itiraz açılan davanın mahkemesine yapılmalıdır.

İİK. Md. 266’da ise borçlu, para veya mahkemenin kabul edeceği taşınır veya taşınmaz rehni, devlet tahvili, banka mektubunu mahkemeye sunarak ihtiyati haczi kaldırabilmektedir.[15]

.

Av. Ali Ergün Fıstık

.

İşbu makale Av. Ali Ergün Fıstık Tarafından Yazılmış Olup Tüm Yayın ve Telif Hakları Saklıdır.

--------------------------

[1] UYAR Talih, UYAR Alper, UYAR Cüneyt, İcra Hukukunda İhtiyati Haciz, 1. Baskı, Ankara 2018

[2] KAÇAK Nazif, Açıklamalı-İçtihatlı-Son Değişikliklerle İhtiyati Haciz, 1. Baskı, Ankara 2005

[3] Bknz.İcra İflas Kanunu Madde 264

[4] Bknz: 12. HD. 13.11.2013 T. 26955E./35828K.

[5] UYAR Talih, UYAR Alper, UYAR Cüneyt, İcra Hukukunda İhtiyati Haciz, s. 23, 1. Baskı, Ankara 2018

[6] Bknz: İcra İflas Kanunu Madde 45

[7] Bknz: 11. HD. 02.03.2016 T. 2077E./2270K.

[8] Bknz: 11. HD. 04.04.2016 T. 1301E./3565K.

[9] Bknz: 11. HD. 03.06.2015 T. 6423E./7581K., 11. HD. 04.05.2015 T. 4913E./6292K.

[10] Bknz: 19. HD. 24.01.2008 T. 11113E./141K

[11] Bknz. Türk Ticaret Kanunu, Madde 775-796

[12] Bknz: 11. HD. 05.12.2016 T. 12815E./9299K; 11. HD. 05.12.2016 T. 13179E./9341K; 11. HD. 23.05.2016 T. 5623E./5499K; 11. HD. 23.06.2015 T. 6038E./8646K; 19. HD. 08.02.2012 T. 15522E./1680K; 19. HD. 29.06.2011 T. 6255E./8718K

[13] Bknz: İcra İflas Kanunu, Madde 258

[14] PEKCANITEZ Hakan, ATALAY Oğuz, ÖZEKES Muhammet, İcra ve İflas Hukuku Temel Bilgiler,13. Baskı, s.245 Ankara 2016

[15] Bknz: İcra İflas Kanunu, Madde 266