Bir ülkedeki birlikte yaşam arzusunun siyasi ve hukuki yansıması olarak kabul edilen ve Devletin işleyişi ile Temel Hak ve Özgürlükler konusundaki ana kuralları ihtiva eden ve alelade kanunlardan farklı olarak yapılan ve diğer hukuki metinlerin üzerinde bir güce sahip kurallar bütünü olarak tanımlanabilecek Anayasa, ülkemizde yaklaşık 150 yıllık bir maziye sahiptir. 1961 ve 1982 Anayasalarının askeri müdahaleler sonucu yapılmış olması ülkemizde sivil bir Anayasa yapılması özlemini sürekli diri tutmaktadır.
Hızla küreselleşen ve de baş döndürücü gelişmelere sahne olan Dünyamızda ülke olarak sivil-özgürlükçü-insanı önceleyen ve geniş uzlaşıya dayalı bir Anayasa yapımını çok önemli ve değerli bir olay olarak nitelendirmekteyiz. Millet olarak geçmişin tecrübelerinden istifade etmek, içinde bulunduğumuz çağın dinamiklerini doğru okumak ve gelecekteki muhtemel yenilikleri hesaba katmak suretiyle kapsayıcı-kuşatıcı-kucaklayıcı bir Anayasa yapma yetkinliğine sahip olduğumuz kanaatindeyiz.
Bu kapsamda yeni bir anayasa yapımı süreci ve içeriğiyle ilgili önerilerimiz şunlardır:
1. Yeni anayasayı bir nevi Kurucu Meclis işlevi gören yeni bir meclis yapmalıdır. Yani yenilenecek seçimde seçilecek meclisin ilk ve esaslı görevi yeni Anayasa olarak belirtilmelidir.
2. Bu Kurucu Meclisin seçiminde ülke barajı olmamalı ve dar bölge seçim çevresi ve tercihli oy sistemi kullanılmalıdır. Yani liderin değil halkın seçtiği vekiller bu meclisi oluşturmalıdır.
3. Yeni anayasa eskilerin deyimiyle efradını cami ağyarını mani olmalıdır. Yani temel kurumlar ana ilkeler düzenlenmeli, ayrıntıya girilmemelidir.
4. Yeni anayasa insan odaklı, özgürlükçü ve adaletçi bir anlayışı benimsemeli, kuvvetler ayrılığı ilkesi esas alınmalı, denge ve denetim mekanizmaları kurulmalıdır.
5. Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığını mutlak surette sağlayacak düzenlemeler yer almalı ve bunlar sağlam güvencelere bağlanmalıdır.
6. Yeni anayasanın maddeleri yazılırken ilgili sivil toplum kuruluşlarının, uzmanların ve akademisyenlerin görüşleri alınmalıdır.
7. Yeni anayasanın maddeleri medyada, akademide ve diğer platformlarda etraflıca ve özgürce tartışılmalıdır.
8. Maddeler, uzlaşı kültürünü hakim kılmaya matuf olarak Komisyonlarda ve Genel Kurulda en az 3/4 çoğunlukla kabul edilmelidir.
9. Yeni anayasa referanduma bölüm bölüm sunulmalı (örneğin; temel haklar ve özgürlükler, yasama, yürütme, yargı, STK’lar, düzenleyici ve denetleyici organlar vb. gibi) kabul için %60 çoğunluk aranmalıdır.
10. Kabul edilmeyen maddeler, gerekçeler ve öneriler bağlamında yeniden ele alınmalı ve tekrar değerlendirilmek suretiyle ya metinden çıkarılmalı ya da yeniden referanduma sunulmalıdır.
Ülkemizde şu ana kadar ki Anayasal çalışmalar genelde tavanda hazırlanıp tabana lütfetme şeklinde tezahür etmiştir. Buna da milletimizin demokratik kültür seviyesine tam anlamıyla ulaşamamış olması bir gerekçe olarak gösterilmiştir. Gelinen aşamada bu önermenin geçerliliğini yitirmiş olduğu söylenebilir. Çünkü milletimiz yakında 100. Yılını kutlayacağımız cumhuriyetin -tabii ki eksiklikleri olmakla birlikte- demokrasinin, özgürlüklerin ve hukuk devleti olmanın önemini büyük ölçüde tecrübeyle öğrenmiş bulunmaktadır.
Sonuç olarak yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde yeni yapılacak Anayasanın mükemmel olacağı iddiasında bulunmak bilimsel gerçeklere uymamakla birlikte atılacak her adımın daha iyiye ulaşmada mesafeyi daha da kısaltacağını ümit etmekteyiz. Son olarak ülkece toplumsal uzlaşıyla hazırlanacak yeni bir Anayasa hem enerjimizi yıllardır boş yere tüketen iç gerilimlerden milletimizi kurtarmış olacak hem de kurum ve kurallarıyla güçlü bir Devlet olarak dış rekabette bizi daha avantajlı konuma getirecektir.
Av. Dr. Erkan BULGAN