Erinç Sağkan’ın Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı olmasının ardından Ankara Barosu Başkanlığı’na seçilen Kemal Koranel, Ankara Barosu’nun geçmişte olduğu gibi demokrasinin ve laik Cumhuriyetin savunucusu olmaya ve avukatların yanında yer almaya devam edeceğini vurgulayarak “Hukukun üstünlüğü ve bağımsızlığı mücadelesinden hiçbir şekilde taviz vermeyerek kadının, çocuğun, adalete erişimde dezavantajlı grupların, insan haklarının, çevrenin, hayvan haklarının en önde savunucusu olacak. Ülkemizin neresinde ihlal varsa, müdahil olmaya devam edeceğiz” dedi. 

Cumhuriyet'ten Sefa Uyar'ın haberine göre; Ankara Barosu’nun geçmişte olduğu gibi bundan sonra da demokrasinin ve laik Cumhuriyetin savunucusu olacağını, her zaman avukatların yanında yer alacağını vurgulayan Koranel, “Her meslektaşımız, kendisini ait hissedeceği ve sıkıntı yaşadığı her an yanında bulacağı bir meslek örgütü görecek” dedi. Ortak akıl ile yönetecekleri, fikirlere ve gelişimlere açık, şeffaf ve etkileşim içinde olacaklarına işaret eden Koranel, başkan seçilmesinin ardından yapılan ilk yönetim kurulu toplantısında da bu doğrultuda kararlar aldıklarını söyledi. Şeffaf bir yönetim için kararları ayda bir, gelir gider tablosunu ise üç ayda bir yayımlacaklarına işaret eden Koranel, baroya bağlı merkez ve kurullardan bir üyenin ayda bir yönetim kurulu toplantılarına katılacağını söyledi. Koranel, “Cinsel şiddete karşı destek ve dayanışma birimini kurduk. Mobinge Karşı Destek Birimi’nin kurulmasına, ihtiyaç sahibi avukatlara yapılacak yardıma ilişkin yönerge çalışmalarına başladık” dedi.

>> Ankara Barosu Yönetim Kurulu üyelerinin yargılandığı dava başladı

"NEREDE İHLAL VARSA"

Çoklu baro düzenlemesine de değinen Koranel, “Baroları niteliksizleştirme, kimliksizleştirme ve seslerini kısma çabalarının vücut bulduğu ve eski TBB Başkanı Metin Feyzioğlu tarafından büyük bir sevinçle karşılanan çoklu baro projesi, kamu avukatlarına ve kamu kurumları ile dışardan sözleşmeli avukatlara yapılan baskılara rağmen meslektaşlarımızın direnişi ile karşılaşmıştır” dedi. Koranel, Ankara 2 No’lu Barosu’na ilişkin de usulsüzlüklerin bulunduğu, bu nedenle dava açıldığını anımsattı. Avukatlık Yasası’nın, barolara sadece savunma görevini değil, hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunma görevini de verdiğini vurgulayan Koranel, “Ankara Barosu hukukun üstünlüğü ve bağımsızlığı mücadelesinden hiçbir şekilde taviz vermeyerek kadının, çocuğun, adalete erişimde dezavantajlı grupların, insan haklarının, çevrenin, hayvan haklarının en önde savunucusu olacak. Ülkemizin neresinde ihlaller varsa davalara müdahil olmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Koranel, bu kapsamda, yedi yurttaşın katledildiği Dedeoğulları davasına müdahil olma talebinde bulunduklarını söyledi.

"NEFRET ÖĞELERİ İÇERİYORDU"

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın LGBTİ bireyleri hedef alarak sarf ettiği “İslam, eşcinselliği lanetliyor” açıklamalarını kınayan Ankara Barosu yöneticileri hakkında açılan davaya ilişkin ise Koranel, hakaret suçunun unsurlarının oluşmadığına dikkat çekerek “Diyanet İşleri Başkanı’nın yapmış olduğu açıklama ile toplumun bir kesimine yönelik ayrımcılık ve nefret öğeleri içerdiğini tespit etmemiz üzerine kendimizi, yasa gereği sorumlu gördüğümüz için açıklamada bulunduk. Açıklama, ifade özgürlüğü çerçevesinde, eleştiri hakkı kapsamındadır” diye konuştu.